Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/177 E. 2022/547 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/177
KARAR NO : 2022/547

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2022

Yukarıda tarafları yazılı olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıya ait … … … plaka sayılı aracın …-…-…-… nolu trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, sürücüsü sevk ve idaresinde iken …/…/… tarihinde … … … plakalı aracın hasarlanmasına neden olduğunu, kazadan hemen sonra kaza yerine gelen polisler tarafından düzenlenen Trafik kazası tespit tutanağında da Karayolları Trafik Kanununun 56/1c maddesinin ihlal edilmiş olduğunun belirtildiğini, olay yerini terk eden davalı sürücü kazanın oluşumunda %100 tam ve asli kusurlu olduğunu, … … … plakalı aracın hasara uğraması dolayısıyla düzenlenen ekspertiz raporuna istinaden müvekkil şirketçe poliçe kapsamında ödenen 9.450,00TL tazminatın tamamından sorumlu olduğunu, davalıya ait aracın sürücüsünün kaza mahallini terk etmek suretiyle poliçe genel şartlarının davalı tarafından ihlal edilmiş olduğundan dolayı poliçe genel şartları B.4/f maddesi ve Karayolları Trafik Kanunun 95. maddesi uyarınca müvekkil şirketin sigortalısına rücu hakkı doğduğunu, ödenen tazminat tutarı yönünden davalı tarafça bir ödeme yapılmayınca anılı kanun ve poliçe hükümleri gereğince ödenen tazminatın rücuen tazmini için poliçede sigortalı görünen … … aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket tarafından iş bu davanın konusu İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası ile gönderilen ödeme emrine istinaden davalı tarafından borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, icra dosyasına sunulmuş olan bilgi ve belgelerden görüleceği üzere borçlu davalının itirazının kötü niyetli ve icra takibini uzatma amaçlı olduğunu, borçlu davalının haksız ve zaman kazanma amaçlı itirazının iptaline, takibin devamına ve davalının % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Auto firması adı altında rent a car işi yaptığını, mesleki amaçla ticari işi sebebiyle hareket ettiği göz önüne alındığında, davalı sigorta şirketi ile arasında tüketici ilişkisi bulunmadığını, uyuşmazlığın sigorta ilişkisinden kaynaklandığını, sigorta hükümleri Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş olup işbu davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi verilmesi gerektiğini, 6100 Sayılı HMKnun ilgili maddeleri gereğince genel yetkili mahkemenin davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemeleri olduğunu, davacının adresinin İstanbul olduğunu, davacının yerleşim yerinde dahi açılmadığını, meydana gelen trafik kazası ayrıca haksız fil teşkil ettiğini, Tuzla İstanbul adresinde gerçekleştiğini, HMK nun 21 maddesi uyarınca davaya bakmakla diğer seçimlik yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Adliyesi olduğunu ancak davanın davacı vekilinin yerleşim yeri olan İzmir’de açıldığını, davaya bakmakla yetkili olan mahkemenin Gebze Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin şirketi olan … AUTO’nun kaza yapan aracın maliki olduğunu ancak işleteni olmadığını, şirketin söz konusu aracı 28/05/2019 tarihinde yapılmış olan “Uzun Süreli Araç Kiralama Sözleşmesi” ile … T.C. kimlik numaralı … …’e kiraya verdiğini ancak söz konusu kiracı … …’in, 28/05/2019 tarihli sözleşme uyarınca kaza tarihinde aracın zilyedi ve işleteni durumunda olduğunu, KTK.3 ve 85. Maddeleri uyarınca işleten kiracı olduğundan, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, 28/05/2019 tarihinde … … ile … … … plakalı araç için “Uzun Süreli Araç Kiralama Sözleşmesi” yapıldığını, müvekkili tarafından araç kiralamaya ilişkin olarak emniyetin KABİS sistemine bildirimde bulunulduğunu, … …’in kiralamış olduğu … … … plakalı araç …/…/… tarihinde … … … plakalı araç ile D-100 Karayolu Tuzla civarında trafik kazasına karıştığını, kolluk tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında, … …’e kiralandığını, aracın sürücüsünün olay yerini terk etmiş olması nedeniyle sürücünün kimliğinin tespit edilemediğini, davacı tarafından müvekkiline, 09/07/2019 tarihli ve 02/10/2019 tarihli iki ayrı rücu yazısı ile dava konusu kaza nedeniyle 10.802,77 TL tazminat ödediklerini, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından ödenen tazminatın müvekkile rücu edildiğinin bildirildiğini, müvekkil tarafından bu bildirime cevap olarak e-mail yoluyla davacıya aracın uzun dönem kiralama ile … …’e kiralandığını, işleten sıfatının … …’de olduğu ve bu nedenle rücu taleplerinin muhatabının kiracı … … olduğu bilgisinin verildiğini, müvekkil ile kiracı … … arasındaki mevcut sözleşmede işleten sıfatının kiracıda olduğu ve 3. kişilere verilecek zararların kiracı tarafından karşılanacağı açıkça kararlaştırıldığını, belirtilen nedenlerle, sigorta tarafından karşılanan zararlardan kiracı sıfatıyla … …’in sorumlu olduğunu, kazayla ilgili kusuru, sorumluluğu ve işleten sıfatı bulunmayan müvekkile husumet yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın işleten sıfatına sahip kiracı … …’e ihbarı ile maddi ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddi gerektiğini, kötü niyetli olan davacı aleyhine takibe esas alacağın % 20 sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İzmir 6.Tüketici Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı dosyasından verilen görevsizlik kararı nedeni ile mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE : Davalı tarafın yasal süre içerisinde ileri sürdüğü mahkememizin yetkisine itirazı incelendiğinde; 6100 s. HMK’nun 6. md. uyarınca davalının yerleşim yeri olan Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi genel yetkili mahkemedir. 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme; davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı yasanın 15. maddesinde ise, sigorta sözleşmesinden doğan davalarda yetki konusu, aşağıdaki gibi düzenlenmiştir: “Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit
bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir. Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir.” HMK’nun ilgili maddeleri gereğince “Sigortacının zarar sorumlusuna açacağı rücu davasında HMK m.9’daki genel yetki hükümleri de uygulanır. HMK m.9’a göre, genel yetkili mahkeme davalının ikametgâhın bulunduğu yer mahkemeleridir. Davacının adresi Ümraniye/İSTANBUL olup görülmekte olan dava, davacının yerleşim yerinde dahi açılmadığı, davalının yerleşim yerinin de Gebze olması nedeniyle yetkili yer mahkemesi de Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin yetki sınırları içerisinde bulunmaktadır. Bu nedenle, davalı tarafça yasal süre içerisinde ileri sürülen yetki itirazı mahkememizce haklı bulunmuş, mahkememizin yetkisizliği nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi uygun görülmüş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin yetkili olmadığı, yetkili mahkemenin Gebze Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının yetkili Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
Sair hususların gerekçeli kararda değerlendirilmesine
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı okunup usulden anlatıldı.22/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır