Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/151 E. 2022/497 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/151 Esas
KARAR NO : 2022/497

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİH : 19/02/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkiline ait …. adresinde inşa edilmekte olan iki adet villa inşaatının bulunduğu alanda bulunan içme suyu borusu 08/10/2021 tarihinde arızalanarak patladığını, patlayan borudan açığa çıkan suyun müvekkiline ait iki adet villa inşaatının bulunduğu alanda ve alan çevresinde arızanın … ekiplerince giderilmesi anına kadar çok yüksek miktarlarda birikmelere ve su basmalarına neden olduğunu, inşaat dolayısıyla açık bulunan pencereler ile diğer açıklıklardan ve 1. kat hizasında yer alan teras üzerinden inşaatlara sirayet ettiğini, bu şekilde müvekkiline ait inşaatlarda çeşitli hasar ve zararlara sebebiyet verdiğini, karşı taraf görevlileri – teknikerleri olay ve hasara ilişkin iki adet tutanak tanzim edildiğini, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş. numarasına kayden Hasarın ve Delillerin Tespiti istemli tespit davası açıldığını, dosyada hasar ve zararların nedeninin; davalı …’ya ait olan şehir şebeke temiz su borusunun işçilik veya malzeme hatası ile bağlantısından kaynaklanmış olduğu da tespit edildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik harca esas değer olan 24.000-TL’nin olay tarihinden itibaren işleyen reeskont avans faizi ile, olay nedeniyle İzmir 7. SHM … D.İş. sayılı dosya kapsamında gerçekleştirilen tespite ilişkin masrafların ve tespite ilişkin ücreti vekaletin tespit tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davada adli yargı, yargı yolu bakımından görevsiz olduğunu, görevli yargı yolu idari yargı olduğunu, bu nedenle davanın görevsizlik kararı verilerek usulden reddedilmesi gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığın, dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği ve vurgulandığı üzere, hizmet kusuru iddiasından kaynaklandığını, hizmet kusurunun, ilgili kamu hizmetinin görülmesi sırasında İdarenin kusurlu fiillerinden kaynaklanan İdare Hukukuna özgü bir kusur türü olduğunu, bu nedenle davanın görev yönünden reddine karar verilmesini savunmuştur.
Balçova Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen yazı cevabında; davacının,”Kendine ait veya kiralanan gayrimenkullerin kiraya verilmesi veya leasingi” faaliyetinden dolayı kayıtlı olduğu ve Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre Defter tutma zorunluluğu bulunmadığı görülmüş olup 2020 vergilendirme dönemine ait Gelir Vergisi Beyannamesinin gönderildiği anlaşılmıştır.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabında davacı …’ın yapılan sorgulamasında tacir kaydına rastlanılamadığının bildirildiği anlaşılmıştır. Dava, İİK nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Somut olayda, davacı …’ın tacir ve esnaf kayıtlarının bulunmadığı, ayrıca Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre Defter tutma zorunluluğu bulunmadığı, bu haliyle davacının tacir niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde eldeki davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davaya konu ettiği yer gerçek kişiye ait iki adet villanın davacıya ait olması, olayın haksız fiile bağlı tazminat alacağı olduğu ve davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE, (İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesi’nin .. E…. Karar , .. E.,….. E.-… K.)
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli Nöbetçi İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
4-Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemesince karar verilmesine,
Sair hususların gerekçeli kararda değerlendirilmesine
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı okunup usulden anlatıldı.06/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır