Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/14 E. 2022/393 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/14 Esas
KARAR NO : 2022/393

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/01/2022
KARAR TARİHİ : 27/04/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 29/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkiline ait … plakalı aracın, davalıya ait … plakalı nakliye aracıyla taşınması ve Muğla’dan İzmir’e nakliyesi konusunda tarafların anlaştıklarını, aracın davalının sigortalı çalışanı dava dışı şoför …’ın sevk ve idaresinde …. takiben havalimanı istikametinden Konak istikametine hızla seyrederken, sürücünün gerekli tedbirleri almaması ve yükün yüksekliğine dikkat etmemesi nedeniyle aracın yaya üst geçidine çarpması sonucu müvekkilinin aracında büyük maddi hasar oluştuğunu, meydana gelen hasar nedeniyle karşı tarafla hasarın giderilmesi noktasında yapılan görüşmelerin olumsuz sonuçlandığından kazalı aracın müvekkili tarafından eşya taşıma ve nakliye işinde kullanıldığından oluşan hasar ve aracın işten yoksun kalması nedeniyle uğranılan zararın tespiti amacıyla İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti talebinde bulunulduğunu, tespit raporuyla araçta 25.311,00 TL maddi hasar olduğu, ayrıca aracın tamirde geçireceği süre ile tespit tarihine kadar hesaplanan 35 gün için aracın işten kalma süresi nedeniyle 17.500,00 TL emsal araç kira bedeli olmak üzere toplam 42.811,00 TL zararın bulunduğunun tespit edildiğini, araçta meydana gelen hasarın müvekkili tarafından ödenerek giderildiğini, nakliye aracının sahibi davalı … ile şoförü Mustafa Nalçakar’ın, vasıtanın yola çıkmadan önce sevk ve idareye, trafik kurallarına ehil olup olmadığını araştırmadan, vasıtanın ve taşınan malın bu tür kazalar neticesinde meydana gelebilecek hasardan dolayı gerekli taşıma sigortasını yaptırmadıklarının da anlaşıldığını, araç sahibi ve işleteni olan davalının çalışanın sebep olduğu zararın tazmini noktasında yasal olarak müştereken ve müteselsilen sorumluluğu bulunduğundan, davalı araç maliki ile dava dışı şoför aleyhine İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasıyla başlatılan icra takip dosyasına davalı tarafından itiraz edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, açıklanan nedenlerle, davalının İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı icra dosyasına vaki itirazının iptali ile %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatın tahsiline, delil tespiti yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile; yargılamaya konu uyuşmazlığın esası hakkında karar verecek görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunu, müvekkili ile davacı taraf arasında anlaşma konusu edilmiş olan taşıma sözleşmesinde, müvekkilinin ticari faaliyeti kapsamında söz konusu edimleri yerine getirdiği noktasında herhangi bir ihtilaf söz konusu olmadığını ancak davacı tarafın uyuşmazlığa konu sözleşmedeki sıfatının TKHK gereği tüketici olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede de açıldığını, HMK m.6 gereği yetkili mahkeme, müvekkilin yerleşim yeri olan Muğla Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesini, ayrıca müvekkiline karşı yöneltilmiş olan talebin, husumetin yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davaya ve bahsi geçen icra takibine konu alacakların kanuni sorumlusunun 2918 sayılı KTK ve Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereğince kaza tarihinde müvekkile ait aracın KZMSS sigortacısı olan …. Sigorta A.Ş olduğundan işbu davanın … Sigorta A.Ş.’ye ihbarını talep ettiklerini, İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. D. İş, …. Karar numaralı kararında tespit yapıldığı, tespitin yokluklarından yapılmış olması nedeni ile kabulünün mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır.
Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilip incelenmelidir.
Davacının tacir sıfatının tespiti bakımından Gaziemir Vergi Dairesi Müdürlüğüne, İzmir Ticaret Sicili Müdürlüğüne, İzmir ve Muğla Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine yazılan müzekkereler yazılmış, yazı içeriklerinden davacının tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından açılan itirazın iptaline ilişkin davada, 6102 sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği, İzmir Ticaret Müdürlüğü’nün müzekkere cevabında, davalının tacir kaydının bulunmadığı, Gaziemir Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün müzekkere cevapları da dikkate alındığında, mükellefin gerçek usulde vergilendirmeye tabi 2. sınıf tüccar olduğu ve işletme usulüne göre defter tuttuğu, 2020 yılı gelir vergisi beyannamesinde dönem içi alımının olmadığı ve hasılat tutarının 35.675,77 TL olduğu, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla, işbu davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava da olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli Mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1. maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
4-Sair hususların görevli mahkemede değerlendirilmesine,
5-İş bu kararın taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza