Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/122 E. 2023/229 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/122 Esas
KARAR NO : 2023/229

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2022
KARAR TARİHİ : 20/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin oğulları …’nun kullandığı, …’nun yolcu olarak bulunduğu motosikletin, davalı …’ın kullandığı iddia edilen … plaka sayılı otomobil ile çarpışması sonucu gerçekleşen trafik kazası neticesinde müvekkillerinin 18 yaşındaki oğlu …’nun vefat ettiğini, trafik kazasının 29/06/2020 tarihinde …Mahallesi yakınlarında gerçekleştiğini, kaza sonrası …’nun ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı ve 08/07/2020 tarihinde Bergama Devlet Hastanesi’nde vefat ettiğini, kaza sonrası kolluk birimi tarafından tutulan tutanakta kazanın, motosiklet sürücüsü …’nun, viraja kontrolsüz girmesi nedeniyle gerçekleştiği kanaatine varıldığını, otomobilin sahibi olan ve kaza anında aracı kullandığı iddia edilen … hakkında Kınık Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Sor. Sayılı dosyasından soruşturma başlatıldığını, soruşturma sonunda … hakkında takipsizlik kararı verildiğini, kaza tespit tutanağında eksik ve hatalı çizimler olduğunu, özellikle olay mahallinde yol kenarına olan uzaklığının ölçümü yapılmayan kan izi, yağ izi, aracın durdurduğu yerin yeniden ölçülmesi gerektiğini beyan ettiklerini, dilekçe tarihi itibariyle kan izlerini ve yağ izlerinin zeminde durduğundan, mahallinde beyan ettikleri hususlar için yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini,. Dilekçe ekine yapılması gereken ölçümleri kaza mahallinin krokisini eklediklerini ancak yağ ve kan izleri aylarca yolda durduğu halde, müvekkillerinin aylarca ölen çocuklarının kanı üzerinden gelip geçtiği halde savcılık tarafından ölçümlerin yaptırılmadığını, kazanın otomobilin viraja girerken karşı şeridi ihlal etmesi neticesi karşı yönden kendi şeridinde gelen motosiklet ile kafa kafaya çarpışması sonucu meydana geldiğini, otomobili kullanan kişinin de … değil, … isimli kişi olduğunu, …’ın arkadan traktör ile geldiğini, …’ın Otomobilin sahibi olup …’nin de sürücü belgesinin olmadığını, …’ye karşı talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkillerinin 18 yaşındaki oğullarının, hayatının baharında öldüğünü, murisin anne ve babası olan davacı müvekkillerinin destekten yoksun kalma tazminatlarının ödenmesi için davalıya ait aracın sigortalı olduğu diğer davalı …’ya başvurulduğunu fakat sigorta sigortalının kusurlu olmadığı gerekçesiyle maddi tazminat taleplerini reddettiklerini, … sayılı arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını, bu nedenle davanın kabulü ile oğullarının desteğinden yoksun kalan Anne … lehine şimdilik 1000TL belirsiz destekten yoksun kalma tazminat alacağının ve Baba … lehine şimdilik 1000TL belirsiz destekten yoksun kalma tazminat alacağının kaza tarihinden itibaren işletilecek faiziyle davalılardan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı …Ş vekilinin cevap dilekçesi ile özetle; dava konusu olaya karışan … plakalı … adına kayıtlı aracın … poliçe numarası ile 06.03.2020 – 06.03.2021 tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile teminat altına alındığını, söz konusu poliçeden dolayı sorumluluğun, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 410.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildirmemiz davayı kabul anlamına gelmediğini, manevi tazminat talepleri Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi teminatı dışında olduğunu, kusur durumlarının belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine, mahkeme tarafından kusur durumunun tespitinden sonra aktüeryal hesaplamanın Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen aktüerler tarafından yerine getirilmesine, ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu’na müzekkere yazılmak suretiyle dava konusu kaza nedeniyle davacılara ödenen bağlanan rücuya tabi gelirin peşin sermaye değerinin bulunup bulunmadığı ve var ise tenzile tabi tutarının sorulmasına karar verilmesine, mahkemece herhangi bir tazminata hükmedilmesi durumunda tazminat tutarına uygulanacak faiz tür ve başlangıç tarihinde dilekçemizde belirtilen hususların dikkate alınmasına, davaya yönelik tüm beyanlarımız dikkate alınmak suretiyle şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı şirketten sigorta poliçesi ve hasar dosyasının celbedildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın uyuşmazlık konusu kaza ile ilgili kusur oranlarının belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderildiği, kurul tarafından düzenlenen raporda özetle; Sürücü …’ın atfı kabil kusurunun bulunmadığı, sürücü …’nun %100(yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 20/03/2023 tarihli celsesinde davacı vekilinin dosyadaki mevcut raporun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğundan genel kuruldan ek rapor alınması talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 19/10/2022 tarihli celsesinde dinlenen davacı tanığı …’ın ” ben davacıları ve davalı …’ı tanırım, aralarında uzaktan akrabalığım var, bunlarla bir husumetim yoktur, ben trafik kazasını bizzat görmedim, ben kazayı bizzat görmedim, Börücek yol çatı diye tabir edilen yerde … isimli arkadaş ile araba bekliyorduk, Kınık’a gitmek için aracı bekliyorduk, o sıra …’ın sevk ve idaresindeki traktör ile bulunduğum yerden Arpaseki yoluna geçti, traktörün de eşi ve annesi vardı, traktörün arkasında römork vardı, orada da tütünler vardı. Biz de Seçimle tütünler hakkında sohbet ettik, ben … ile Kınık’a geçtik. … Kınık’ta ayrıldı. Kınık’a ne kadar sürede gittiğimi hatırlamıyorum, kahvede otururken …’ın oğlu …’nun kaza yaptığını duydum, … 18 yaşlarındadır, ben bizzat görmedim ama kaza olduktan sonra çevrede yapılan konuşmalarda kazanın motosiklet ile binek araç arasında olduğunu, aracı kullananın aslında … olduğu, ……….’da ……in yerine geçtiği şeklinde söylemler duydum, savcılık dosyasında kimlerin ne şekilde ifade verdiği hakkında bir bilgim yoktur,” şeklinde beyanda bulunduğu davacı vekilinin sorusu üzerine tanığın devamla “kazanın meydana geldiği yer ile traktörün arasında ne kadar mesafe olduğuna ilişkin 2 km kadar mesafe vardır, ancak Rıdvanın gittiği yol güzergahı ile kazanın meydana geldiği yol güzergahı aynı yöndedir” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin yine aynı tarihli celsesinde dinlenen davacı tanığı …’in “davalı … ve davacıları tanıyorum, husumetim yok, akrabalığım yok, davacı da aynı köylüm olurlar, kazayı bizzat görmedim, kaza mahalline gittim, kazayı ay gün ve yıl olarak hatırlamıyorum fakat saati 1 gibiydi, ben kazadan 1-2 dk sonra arabayla Arpaseki Köyüne gidiyordum, köye 2 km mesafede kaza olmuş, kaza motosiklet ve taksi arasında olmuştur, araba olduğu yerdeydi, motosiklet ise başka yerdeydi, içinde şoför yoktu, kaza mahallinde …’yu yerde yatarken gördüm, yaralı vaziyetteydi, … da kaza yerindeydi, 3 tane bayan vardı, 2 tane de erkek vardı, olay yerinde … yoktu, 40-50 metre yolun aşağısındaydı, kaza yerine doğru yürüyerek geliyordu, aracın direksiyonda değil ama yan tarafında bir şahıs vardı, Mutluya ben kazayı kimle yaptığını sorduğumda … ile kaza yaptım, dedi. O şahsın isminin de … olduğunu Mutludan öğrendim, oradaki 3 tane bayanı ben tanımıyorum, motosiklette 2 kişi varmış, muhtemelen……..lerdir” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Kolluk görevlerine verdiği ifadede, yaralıyı hastaneye götürürken … farkettiği şeklindeki beyanı ile şuanki beyanı karşılaştırmak suretiyle ve çelişkiler giderilmek amacıyla tanığa sorulduğu, tanığın “Jandarmaya verdiğim ifadem doğrudur, bu olay yani yaralıyı araca bindirmem 2 dk sürdü, … orada farkettim” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava; Ölümle sonuçlanan trafik kazası sonucunda davacıların destekten yoksun kalma taleplerine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağında olay mahallinde yolun; 6 m genişliğinde,2 yönlü,Köy Yolu, yolun virajlı, düşeyde eğimli, zeminin asfalt kuru, havanın açık, görüşün açık, kaza yerindeki azami hız limitinin 90 km/s,vaktin gece, aydınlatmanın olmadığı, mahallin meskun dışı olduğu, kaza sonrası son konum itibariyle otomobilin yolun sol kısmına 4 m mesafede olduğu, çarpma noktasının otomobilin sol ön kısmına 1 m mesafede olduğu, kaza Tespit Tutanağında kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ın herhangi bir kusurunun bulunmadığı ,motosiklet sürücüsü …’nun 2918 sayılı K.T.K’nın 52/1-a maddesini ihlal ettiğinden 1.derecede kusurlu olduğu, kaza neticesi motosiklette yolcu olarak bulunan …’nun kafa travmasına bağlı beyin zarları arasına kanama,beyin dokuda kanama,harabiyet… neticesi hayatını kaybettiği, sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile yokuş eğimli yolda kendi seyir bölümünde seyri esnasında olay yerindeki virajlı kısımda şerit ihlali yaparak seyreden motosiklet ile çarpıştığı kazada atfı kabil kusuru bulunmadığı, sürücü … sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikleti ile meskun mahal dışındaki olay yeri virajlı kısımda,iniş eğimli yolda mahal şartlarına uygun hızda seyretmediği, karşı istikamet yol bölümüne kontrolsüz şekilde girmesi ile karşı istikametten seyreden otomobile sol ön kısmından çarpması ile meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, sonuç olarak Sürücü …’ın atfı kabil kusurunun bulunmadığı, sürücü …’nun %100(yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu anlaşılmakla genel kural gereğince; hiçbir kimse kendi kusurundan kaynaklanan zararın başkasından tahsil edemeyeceğinden davacının, davasının reddine karar verilmiş olmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Kazanın meydana gelmesinde davalının kusuru bulunmaması nedeniyle davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan Peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile alınması gerekli 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacının yapmış olduğu yargılama harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalılar tarafından masraf yapılmadığı anlaşıldığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm gününde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
6-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm gününde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
7-1.219,32 TL arabulucuk ücretinin davacıdan 6183 sayılı kanun hükümleri kapsamında tahsiline,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı okunup usulden anlatıldı.20/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır