Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/120 E. 2022/133 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/120 Esas
KARAR NO : 2022/133

DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 08/02/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu İzmir …İcra Müdürlüğünün ……..-E sayılı dosyası müvekkil alacağının dayanağı, mükerrer EFT den kaynaklandığını, dava konusu işlemler; müvekkili bankanın Çekmeköy Şubesi müşterisi dava dışı …..’nun ….. numaralı hesabına 15.10.2021 tarihinde 10.000-TL Eft gelmiştir. EFT nin gönderildiği hesap, Vakıfbank ……….iban numaralı olup, bu hesabın sahibi ise davalı … olduğunu, akabinde müvekkili banka müşterisi/dava dışı … tarafından, hesabına gelen bu 10.000-TL lik EFT’nin iadesi için talimat verildiğini, verilen bu talimat üzerine, müvekkili banka tarafından ilgili sistem ekranından girişi yapılarak onay verildiğini, yapılan işlem “tamamlandı statüsünde” görünmesine rağmen, hesaptan para çıkışı olmadığı görüldüğünü, bunun üzerine manuel talimat alınarak Eft nin tekrar iadesi yapılmış ve hesaptan çıkış olduğunun görüldüğünü, müvekkili banka tarafından gün sonunda yapılan kontrollerde, ilgili 10.000-TL Eft işleminin iki defa mükerrer yapıldığı farkedildiğini, yapılan iadelerin biri dava dışı müvekkili banka müşterisi …’nun hesabından biri de müvekkilinin ödeme kebirinden olduğunu, hal böyle olunca davalı yana toplamda 20.000-TL iade yapılmış olup, davalı yan sebepsiz zenginleştiğini, müvekkili tarafında, Eft’nin gittiği Vakıfbank’tan ilgili 10.000-TL lik tutarın iadesi talep edilmiş ancak hesap sahibi/davalı tarafın muvaffakati alınamadığından iadesi sağlanmadığını, bunun üzerine müvekkili banka tarafından, Üsküdar …Noterliğinin 08.11.2021 Tarih ve ……. Yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek 11.11.2021 tarihinde davalı yana tebliğ edildiğini, ihtarnamenin tebliğine rağmen dava konusu edilen tutar müvekkili bankaya iade edilmediğini, bunun üzerine, müvekkili banka alacağını teminen İzmir …..İcra Müdürlüğü’nün ……-E sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, yapılan takibe, davalı yanın borca ve tüm ferilerine itirazı neticesinde takip durdurulduğunu, takibin durması üzerine, İzmir Arabuluculuk Bürosunun …… numaralı dosyası ile dava şartı Arabuluculuk yoluna başvuru yapılmış ancak bu görüşmelerden de sonuç alınamadığını, alacak likit ve muayyen olup icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, dava konusu alacak bakımından, bu borcun davalı tarafından hesaplanması mümkün olduğunu, hayatın olağan şartları içerisinde normal bir kişiden, hesaplarına ödenen tutarın ne kadar olduğunun bilincinde olması beklenebileceğini, davalı yana yapılan mükerrer 10.000-TL lik ödeme hem müvekkili banka kayıtlar ve hem de davalı yanın kendi banka kayıtları ile tartışmasız sabit olduğunu, başkaca hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı/borçlunun İzmir …… İcra Müdürlüğü ….. E. sayılı dosyasına yaptığı tüm itirazlarının; 10.000,00-TL Asıl Alacak, 340.54-TL İhtar Gideri, 15,71-TL İşlemiş Faiz, 10.356,25-TL alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren 10.340,54-TL için yıllık %9,00 yasal faiz oranından az olmamak üzere artan oranlarda faizi, icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte Türk Borçlar Kanununun 100. Maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve giderlere mahsubu kaydıyla ve takip talebindeki diğer kayıt ve şartlarla iptali ile takibin devamına, itirazın kötüniyetli ve alacağın tahsilini geciktirmek amaçlı olması nedeniyle davalı/borçlu aleyhine yüzde yirmiden (%20) az olmamak üzere İcra İnkar tazminatına hükmedilmesine, arabuluculuk ücreti, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:

Dava, İİK nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Somut olayda, uyuşmazlığın mükerrer EFT den kaynaklandığı, dava konusu işlemler; davacı bankanın Çekmeköy Şubesi müşterisi dava dışı …’nun …….numaralı hesabına 15.10.2021 tarihinde 10.000-TL Eft geldiğini, EFT’nin gönderildiği hesap, Vakıfbank ……iban numaralı hesabın sahibinin ise davalı … olduğu, davacı banka müşterisi/dava dışı … tarafından, hesabına gelen bu 10.000-TL lik EFT’nin iadesi için talimat verildiği, verilen bu talimat üzerine, davacı banka tarafından ilgili sistem ekranından girişi yapılarak onay verildiği, yapılan işlem “tamamlandı statüsünde” görünmesine rağmen, hesaptan para çıkışı olmadığı, bunun üzerine manuel talimat alınarak EFT’nin tekrar iadesi yapılmış ve hesaptan çıkış olduğu, davacı banka tarafından gün sonunda yapılan kontrollerde, ilgili 10.000-TL Eft işleminin iki defa mükerrer yapıldığı farkedildiği, yapılan iadelerin biri dava dışı davacı banka müşterisi …’nun hesabından biri de davacı bankanın ödeme kebirinden olduğu, davalıya toplamda 20.000-TL iade yapıldığı ve davalının sebepsiz zenginleştiği anlaşılmıştır.
Bu bağlamda hadisede bankanın müşterisi olma dışında ticari vasıfta herhangi bir iş ve işlem bulunmadığı, davacı bankanın davalıya vaki edimler sebebi ile alacaklı olduğu ancak iş bu temel ilişkinin sözleşme veyahut ticari iş kapsamında kalmadığı, bilinçli ve iradi olarak gerçekleşen bir işlem olmaması sebepli bireysel müşteri nezdinde tüketici işlemi sayılabilecek bir halin de bulunmadığı görülmektedir.
Mahkememizce toplanan delilere ve belirtilen gerekçeye göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusuna göre de görülmekte olan davanın Türk Ticaret Kanununun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince mutlak veya nîspi ticarî dava olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, Mahkememizin uyuşmazlığın çözümünde görevli bulunmadığı, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşıldığından davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın HMK’nun 114/1-c.maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, yasal süre içerisinde başvuru yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi halinde bu husus belirtilerek mahkememize başvurulması halinde harç ve yargılama giderleri konusunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, verilen karar, HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek açıkça okunup usulden anlatıldı.14/02/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza