Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/115 E. 2022/108 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/115
KARAR NO : 2022/108

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 07/12/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:Davalı … ve dava dışı … … Bankasından kredi kullandıklarını, krediye teminen davalı … ve … Müşterek ve müteselsil kefil olarak kredi sözleşmesini imzaladıklarını, Kredi borçluları kredi borçlarını ödememiş, bunun üzerine banka alacağını tahsil için borçlular ve kefiller hakkında icra takibi başlattığını, takip aşamasında davacı bankaya olan alacağın tamamı olan 65.514.94-TI yi 11.03.2008 tarihinde ödeyerek alacağı bankadan temlik aldığını, davacı asıl borçlular ve kefillerden ihtarname ile alacağının ödenmesini talep etmiş, ancak ödeme yapılmaması üzerine asıl borçlular ve … aleyhine Ödemiş … İcra Müd. …/… E. sayılı dosyasından takip başlattıklarını, davalıların itirazları üzerine takibin durduğunu, asıl borçlular … ve … müvekkilin ödeyip temlik aldığı borcun ve ferilerinin tamamından, … ise davacı ile birlikte kefaleti nedeniyle borcun ve ferilerinin 1/2 sinden sorumlu olduğunu belirterek davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına karar yerilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf, Ödemiş … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasıyla, müvekkilinin kefil olduğu … Bankası … Şubesindeki – kredi borcunu ödeyip, temlik aldığı iddiasıyla müvekkil aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, müvekkili, süresi içinde bu icra takibine itiraz etmiş ve takibi durdurduğunu, öncelikle yapılan icra takibinde usulü eksiklikler bulunduğunu, icra Müdürlüğüne yaptıkları itirazda da ödeme emrinde, işlemiş faizin hangi tarihten itibaren ve hangi oranla hesaplandığı belli olmadığını, İİK’na göre, müvekkiline gönderilen ödeme emrinde bu hususların açıkça belirtilmiş olması ve alacağın dayanağını oluşturan belgelerin ödeme emri ekinde tebliğ edilmesi gerektiğini, bu hususlar ödeme emrinde belirtilmemiş, ilgili belgeler de ödeme emrine eklenmediğini, bu nedenle, takibe ve ödeme emrine itiraz ettiklerini, zamanaşımı ve derdestlik itirazında bulunduklarını, alacaklı taraf, tahsilde tekerrüre neden olacak şekilde, aynı borçtan kaynaklandığını iddia ettiği hususa ilişkin Ödemiş … İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, aynı anda aynı borca ilişkin olarak tahsilde tekerrüre esas olacak şekilde iki ayrı icra takibi başlatılamayacağını, takiplerden birinin iptali gerektiğini, bu hususta da itirazının bulunduğunu, ayrıca, alacaklı olduğunu iddia eden taraf, aynı borçlardan kaynaklandığını iddia ettiği hususa ilişkin olarak daha evvel Ödemiş … İcra Müdürlüğünün …/… E. ve Ödemiş … İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı dosyaları ile müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkilince “süresi içinde yapılan itirazlarla takibin durdurulduğunu, davacı taraf, bu itirazların iptali için dava açmadığını, dava açma süresi dolmadan dava konusu icra takibini başlatıldığını, bu nedenle, aynı zamanda derdestlik itirazında bulunduklarını, müvekkilinin, davacı tarafa hiçbir borcu bulunmadığını, davacı ile müvekkilinin oğlu … eski ortak olduklarını, davacı tarafin temlik aldığını iddia ettiği kredi borcu, esasen zaten kendisinin kullandığı bir kredi olduğunu, davacı taraf, 2003 yılında basit usul vergi mükellefi olduğundan gerçek usule geçmemek için kendi arasında kardeşine kar hissesi vererek resmi ortaklığı kardeşi … üzerine gösterdiğini, davacı, …, … “Adi Ortaklığının fiilen ve gayri resmi olarak ortağı olduğunu, bu ortaklık hususunda davacı muvazaalı bir işlem yapıldığını, davacı, akaryakıt işi yapan bu adi ortaklığın bir ortağı olduğunu Beydağ Cumhuriyet Başsavcılığındaki ve Beydağ Sulh Ceza Mahkemesiiideki birçok ifadesinde kabul ettiğini, davanın reddine, haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle davacı tarafından müvekkile %20’dan aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dosyası Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… Esas, …/… Karar sayılı kararı ile Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli 608 nolu 08/07/2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin İzmir ili mülki idare sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olduğu ve iş bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmasına karar verildiğinden bahisle mahkemenin görevsiz hale geldiğinden dolayı mahkememize gönderilmesine karar verilmesi sonucu tevzi edilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 nolu kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ilinin mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlenmiştir.
Dava; Ticari nitelikteki krediye kefil olunması sebebiyle ödenen bedelin rucüen tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Kanuni hakim güvencesi ” başlığını taşıyan 37. Maddesi : ” hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. …. Dikkat edilecek olursa Anayasadaki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemesi ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak ya da yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili bir düzenleme bulunmadığı takdirde, her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/11-10 Esas 2019/401 Karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararı)
Somut olayda işbu davanın Ticari nitelikteki krediye kefil olunması sebebiyle ödenen bedelin rucüen tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine yönelik olarak Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı ve dava tarihi itibariyle Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görevli olduğu, dava tarihinden sonra 07/07/2021 tarihli 608 nolu Hakimler ve Savcılar Kurulu genel kurul kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili çevresinin mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlendiği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanacağının belirlendiği, ilgili kararda derdest davalarda da bu hükmün uygulanacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılması gerektiği belirlenerek davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde olduğu, bu nedenle dosyanın Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerektiği, gönderme kararının nihai karar olup verildiği anda kesin kararlardan olduğu ve yalnız başına temyiz edilemeyeceğinden mahkememizin iş bu kararı ile Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas, …/… Karar sayılı gönderme kararı sonucu oluşan uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın İzmir BAM 6.HD’ne gönderilmesine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih 608 sayılı kararı gereğince 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılması gerektiği anlaşıldığından dosyanın Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) GÖNDERİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Mahkememizin iş bu kararı ile Ödemiş … Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas, …/… Karar sayılı kararı doğrultusunda iki mahkeme kararı sonucu oluşan uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda niteliği itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 09/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza