Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/945
KARAR NO : 2022/370
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yan tarafından, müvekkili aleyhine delil listesinde mübrez olan A seri … sıra nolu ve 09.02.2018 düzenleme tarihli KDV dahil 85.200,72 TL, A seri … sıra nolu ve 30.03.2018 düzenleme tarihli KDV dahil 42.638,12 TL, A seri … sıra no’lu ve 22.06.2018 düzenleme tarihli KDV dahil 36.960,58 TL bedelli 3 adet fatura alacağının ödenmedi gerekçesiyle İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, ödeme emrinin 16/12/2021 tarihinde tebellüğ edildiğini, müvekkili şirketin davalı yana böyle bir borcu bulunmadığı gibi delilleri arasında mübrez olan ticari defter kayıtlarının, banka kayıtlarının ve ödeme dekontlarının incelenmesi halinde aslında müvekkili şirketin davalı yandan alacağının bulunduğunu, bu kapsamda davacı şirketin muhasebecisi her ne kadar borçlu olmadıkları iddiasıyla İzmir 5. İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyasına tebliğden itibaren yasal süresi içerisinde itiraz dilekçesi adı altında “… alacaklı olarak … firmasına ait ekte bulunan cari ekstresinde görülen ödemeler ile ödemesi yapılmış ve cari hesap bakiyeli olarak kapatılmıştır. Ayrıca hesap ekstresinde görüldüğü üzere firmanıza ödemelerin fazla olarak yapıldığı ve bu nedenle alacaklı olduğumuzu beyan eder, firmamıza ait borcun tarafımıza en kısa zamanda ödemenizi arz ederiz…” şeklinde davacı şirket muhasebecisinin göndermiş olduğu dilekçenin 23.12.2021 tarihinde İcra Müdürlüğünce “…borçlu tarafın ibraz ettiği dilekçe her ne kadar borca itiraz dilekçesi gibi hazırlanmış ise de dilekçe içeriğinde ”borca itiraz ediyoruz, borcu kabul etmiyoruz” şeklinde net ve açık bir şekilde itiraz edilmemiştir. Borçlunun dilekçesi hakkında itiraza dair olduğu açık ve net bir şekilde anlaşılamadığından işlem yapılmasına yer olmadığına…” gerekçesiyle 23.12.2021 tarihinde işlemin devamına karar verildiğini, davacı müvekkili şirket ile davalı yanın 2018 yılı içerisinde yapmış oldukları ticari iş dolayısıyla davalı tarafın müvekkili şirkete belirtilen üç faturanın karşılığında, davacı şirkete ait … Bankası Konak Şubesi’ne …/… hesap numarasına ait … IBAN Numaralı hesabından, davalı yana ait TR… IBAN numaralı hesabına, 31.08.2018 tarihinde 10.000,00 TL, 03.08.2018 tarihinde 10.000,00 TL, 20.07.2018 tarihinde 6.960,59 TL, 06.07.2018 tarihinde 21.477,92 TL, 19.06.2018 tarihinde 20.000,00 TL, 01.06.2018 tarihinde 10.000,00 TL, 04.05.2018 tarihinde 20.000,00 TL, 19.04.2018 tarihinde 25.000,00 TL olmak üzere toplamda 123.438,51 TL gönderildiğini, yine davacı şirket yetkilisi olan …’in eşi ve şirket yetkilisi ve ortağı olan …’e ait … Bankası’nın Merter Tekstil Merkez Şubesi’nin …/… hesap numarasına ait … IBAN numaralı hesabından davalı yana ait IBAN numaralı hesabına, 09.02.2018 tarihinde 10.000,00 TL, 11.01.2018 tarihinde 3.000,00 TL, 22.12.2017 tarihinde 25.000,00 TL olmak üzere toplam 38.000,00 TL gönderilmiş olup toplamda ise 161.438,51 TL gönderildiğini, ayrıca yine davalı yan tarafından davacı şirkete … sıra nolu 23.03.2018 tarihli 828 adet ahşap çerçeve bedeli olarak KDV dahil 7.360,92 TL’lik fatura göndermiş ise de faturaya konu 828 adet ahşap çerçeve teslimatı yapılmadığından dolayı yasal süre içerisinde davalı yana 7.360,92 TL’lik fatura iade edilmiş olup işbu iadeye ilişkin tüm belgelerin de ticari defter ve kayıtlarda mevcut olduğunu, bu nedenlerle öncelikle kötüniyetle açılan takibin durdurulmasına, mahkeme aksi kanaatte olacak ise, Mahkemenin belirleyeceği oran veya gerektiğinde feragat sonrası 39.999,99 TL’lik asıl borç üzerinden %115’i oranında teminat bedelinin yatırılması halinde davaya konu takibin durdurulmasına karar verilerek müvekkili şirket uhdesinde bulunan menkul ve gayrimenkullerin cebri icra yoluyla satışının engellenmesi ve aleyhine ikame edilen araç mahrumiyetleri ve bankalar nezdinde konulan blokelerin tamamının kaldırılmasına karar verilmesine ve akabinde yapılacak kovuşturma sonrasında davaya konu İzmir 5. İcra Müdürlüğü …/… sayılı dosyasının iptaline, İzmir 5. İcra Müdürlüğü …/… sayılı dosyasının asıl alacağa uygulanan işlemiş faize ve faiz oranının geçersizliğinin tespitine ve takibin bu yönden iptaline, kötüniyetli hareket ederek müvekkillerin gerek ticaret hayatlarına gerekse de aile içi ilişkilere onarılmaz zararlar veren davalının % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ne mutlak ticari ne de nispi ticari dava olduğunu, müvekkilinin tacir sayılmadığını, çalışmasının sermayesinden çok bedeni çalışmasına dayandığı bir esnaf faaliyeti boyutunda kaldığını, nispi ticari dava şartları oluşmadığından, mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerektiğini, davacı şirketin, müvekkiline ödeme yaptığına ilişkin göndermiş olduğu banka dekontlarına göre, dava dışı üçüncü kişi … tarafından 22/12/2017 tarihinde 25.000,00 TL, 11/01/2018 tarihinde 3.000,00 TL ve 09/02/2018 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere 3 adet “açıklamasız” havalenin davacı şirketin borcuna mahsuben yapıldığını, söz konusu banka dekontlarına bakıldığında ne ödeyen tarafın davacı şirket ne de dekontta ödemenin davacı adına yapıldığının belirtildiği, yani söz konusu ödemelerin açıklamasız havaleler olup davacı ile de ödemelerin hiçbir alakası olmadığını, yapılan bu ödemelerin dava dışı Tülay Zengin ile müvekkili arasındaki bir borç ödemesi olup davadaki tarafların ticari ilişkisi dahilinde bir işlem olmadığını, açıklanan nedenlerle Mahkemenin görevsizliğine, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, davacı, açtığı davada haksız ve kötüniyetli olduğu için müvekkil lehine harca esas dava değerinin %20 si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, menfi tespite ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır.
Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilip incelenmelidir.
Davacının tacir sıfatının tespiti bakımından Menderes Vergi Dairesine, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine, İzmir Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereler yazılmış, yazı içeriklerinden davacının tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından açılan menfi tespite ilişkin davada, 6102 sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği, Menderes Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün müzekkere cevabı dikkate alındığında, davalının “Ahşap Çerçeve (tablo, Fotoğraf, Ayna Ve Benzeri Nesneler İçin) ve Ahşaptan Diğer Eşyaların İmalatı (panolar, Tuval İçin Çerçeveler, İp Vb. İçin Makaralar, Ayakkabının Ahşap Topuk Ve Tabanları, Arı Kovanları, Köpek Kulübeleri Dahil)” faaliyetinden dolayı gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olduğu, işletme hesabına göre defter tuttuğu, 22/12/2021 tarihi itibariyle Gaziemir Vergi Dairesi Müdürlüğüne nakil olduğu”, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği cevabi yazısından adı geçen şahsın esnaf sanatkarlar oda kaydının bulunduğu anlaşılmakla, işbu davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava da olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli Mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1. maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
4-Sair hususların görevli mahkemede değerlendirilmesine,
5-İş bu kararın taraflara tebliğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/04/2022
Katip …
e-imza
Hakim …
e-imza