Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/930 E. 2022/437 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/930
KARAR NO : 2022/437

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/12/2021
KARAR TARİHİ : 16/05/2022

Yukarıda tarafları yazılı olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, İzmir İli Güzelbahçe İlçesinde bina yapımı işi konusunda, bu iş için de sektörde tanınmış olan davalı ile genel anlamda proje yönetimi işleri için anlaştıklarını, müvekkilinin üstlendiği edimleri yerine getirdiği halde davalının, müvekkiline hak ettiği bedelleri ödemekten kaçındığını, müvekkilinin, binalarını yaptığı firma ise o zaman villaları 1.500.000 TL ortalamayla satarken şimdi ise 10-12 milyon TL istediğini, o zamanki işleyişini sağlamak için rotatif kredi kullandığını ve zaman içinde %38-%40 faiz oranlarıyla faiz ödediğini, dilekçe ekinde sunulan delillerden de anlaşılacağı üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yaklaşık 161.000-TL. Cari alacağı olan müvekkilinin her zaman anlaşmayı ve ödeneceği umuduyla beklemişse de, davalı tarafın işbu anlaşma gereği üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, taraflarınca anlaşmaya konu edimlerin yerine getirilmesi amacıyla birçok defa görüşüldüğünü, ancak davalı taraftan edimleri gerçekleştirmek adına somut bir adım atılmadığını, uyuşmazlığın dava dışı çabalar ve zorunlu ticari arabuluculuğun da çözümlenemediğinden yukarıda açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalarının kabulüne ,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 161.000-TL. Cari alacağın 2017 yılı Ekim ayından itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte tahsiline yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin müvekkili şirkete usulsüz olarak tebliğ edilmiş olduğunu, işbu davadan 09.03.2022 tarihinde haberdar olunarak süresi içinde cevap verme zaruriyetinin hasıl olduğunu, müvekkkilinin dava dışı işveren … İnş. Tic. Ltd. Şti şirketiyle akdettiği sözleşme kapsamında dava konusu işin yapımında yalnızca proje danışmanı olup müteahhit sıfatı bulunmadığından davacının talepleri bakımından bir sorumluluğu da bulunmadığını, zira yalnızca proje danışmanlığı hizmeti vermekte olan müvekkilinin taşeronlarla akdettiği sözleşmeler işveren reliance red şirketinin adına yapılmakta olduğunu, sözleşme bedellerinin ödenmesi konusunda müvekkili şirketin yalnızca aracılık yapmakta olduğunu,aksi hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere işbu uyuşmazlığın dayanağı olan İzmir İli Güzelbahçe İlçesindeki bina yapımı işi konusunda müvekkili şirkete karşı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinde ayıplı, eksik ifa ve geç teslim iddiasıyla açılmış … e. sayılı dosya derdest olup söz konusu dosyanın huzurdaki dava bakımından bekletici mesele yapılmasının gerektiğini, zira söz konusu uyuşmazlık hakkında verilecek hüküm işbu dosyanın akıbetini etkileyeceğinden bu aşamada huzurda görülen işbu davanın sonuçlandırılması ve/veya müvekkili şirketin davacı tarafa ödemede bulunmasının mümkün olmadığını, proje kapsamında sorumluluğun dava dışı reliance şirketine yöneltilmesi gerektiğini mahkeme aksi kanaatte ise de Türk Borçlar Kanunu uyarınca davacının müvekkili şirketten ücret talep edebilmesi için öncelikle kendi üstlendiği edimi gereği gibi ifa etmiş olması gerektiğini, davacının eksik ve ayıplı ifada bulunduğundan ifa borcunu yerine getiremediğini, dolayısıyla müvekkili şirketten ücret talebinde bulunması haksız ve hukuka aykırı olup söz konusu haksız talebe karşı ödemezlik def’i ileri sürerek davacının ayıp ve eksik işleri oranında mahsup işlemi yapılmasının gerekmediğini, davacının sözleşme süresi içerisinde teslim gerçekleştirmediğinden taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında gecikme cezası doğduğunu, söz konusu ceza tutarı davacının talebinden fazla olması sebebiyle de müvekkili şirketin alacaklı konumunda olduğunu, açıklanan bu sebeplerden dolayı yetkisiz mahkemede açılan davanın usulden reddini, Sayın mahkemenin aksi kanaatte ise İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/279 esas sayılı dosyanın işbu davada bekletici mesele yapılmasını, en nihayetinde usul ve yasaya aykırı davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, alacak istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK.’nun 116. maddesinde ilk itirazlar düzenlenmiştir. İlk itirazlardan biri de kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazıdır. Aynı yasanın 117. maddesinde ilk itirazların hepsinin ileri sürülmesinin zorunlu olduğu, aksi halde dinlenemeyeceği ve ilk itirazların dava şartlarından sonra ön sorunlar gibi incelenip karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Kesin olmayan yetkinin HMK’nın 114. maddesinde sayılan dava şartları arasında bulunmadığı gözetilerek re’sen nazara alınmaması gerekir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklindedir.
Somut olayda, taraflar arasında imzalanan 13/06/2016 tarihli … Yönetimi Hizmetleri Sözleşmesinin 6. Maddesinde “Taraflar arasında sözleşmeye ilişkin hususlarda ortaya çıkan ve taraflardan herhangi birinin barışcıl yolla çözüm için yaptığı yazılı başvurunun diğer tarafın eline geçmesinden itibaren 30 gün içerisinde çözülemeyen anlaşmazlıkların çözüm yeri İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra daireleridir.” kararlaştırmış olmakla, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. maddesinde tacirler veya kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar hakkında sözleşme ile mahkemeleri yetkili kılabilecekleri aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirtilen mahkemede açılacağı, aynı Kanun’un 448. maddesi gereğince, kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtilmiştir. Yanlar arasında imzalanan sözleşmenin her iki tarafının tacir olduğu, sözleşme ile yetkili mahkeme olarak İstanbul Anadolu Mahkemelerini yetkili kıldıkları anlaşılmakla davalı tarafın yetki itirazının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılarak Mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin yetkili olmadığı, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
Sair hususların gerekçeli kararda değerlendirilmesine
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davalı vekilinin yüzüne karşı okunup usulden anlatıldı.16/05/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza