Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/910 E. 2021/904 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/71 Esas
KARAR NO : 2022/25

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/02/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; … A.Ş.nin sorumluluk alanı içerisinde bulunan … Mh. ….Sk. N:……. adresinde bulunan kullanıcı … hakkında müvekkili şirket tarafından 02/03/2020 tarihinde kullanım yerinde yapılan kontrollerde, müşterinin abonelik sözleşmesi akdetmeden ……nolu kayıt dışı sayaç kullanarak kaçak enerji kullandığının tespit edildiğini, yapılan bu tespit üzerine …. Muta yıl/nolu kaçak kayıt dökümanları düzenlendiğini, müşteri tarafından yapılan itiraz üzerine gerçekleştirilen inceleme sonucunda İMBM komisyonunca yapılan inceleme sonucunda …… Muta No’lu tutanak iptal edilerek takibe konu kaçak elektrik kulanım bedeli …. Muta No ile 71.151,68 TL olarak yeniden tahakkukun yapıldığını, müvekkili şirket tarafından yapılan tespitler neticesinde müşterinin kaçak kullanım süresinin 12 aydan fazla olduğunu, EPTHY’nin 45. maddesi gereğince 03.03.2019 – 02.03.2020 tarihleri arasında (365 gün) kaçak elektrik kulanım bedelinin hesaplandığını, hesaplama neticesinde müşterinin kullanmış olduğu 56.576,00 kWh tüketim miktarının karşılığı olan 71.151,68 TL bedelin müşteri … adına tahakkuk edilmesine karar verildiğini, müşterinin kuruma yapmış olduğu itirazlarda … adına kayıtlı olan……. no’lu tesisata tahakkuk eden faturaların kendisi tarafından düzenli olarak ödendiğini iddia etmiş olsa da davalı müşterinin kullanımını kumanda eden sayacın ……numaralı sayaç olduğunun tespit edildiğini, müşterinin düzenli ödeme yaptığını iddia ettiği … adına kayıtlı olan …… no’lu tesisatın tahakkuk işlemlerinin görevli perakende şirketin gözetimi ve denetimi altında olup davacı müvekkili … A.Ş.’nin sorumluluk alanına girmediğini, bu nedenle davalı …’ın müvekkili şirkete borcunun devam etmesi sebebiyle yapılan ihtarlara rağmen borcunu ödememesi üzerine 18.09.2020 tarihinde İzmir … İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, taraflar arasındaki arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını, bu nedenlerle haksız ve dayanaksız itirazın iptaline takibin devamına, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın ……Mah…… Sok. No……. İzmir adresinde … Plaza Sitesinde faaliyet gösteren Tekno Test 4X4 isimli oto ekspertiz alanında faaliyet gösteren işletmenin sahibi olduğunu, 2016 yılından bu yana da belirtilen adreste kiracı olarak bulunduğunu, kiracı olduğu günden beri … adına kayıtlı …..tesisat nolu sayaca ilişkin kesilen elektrik faturalarının düzenli olarak ödendiğini, müvekkilinin kiracısı olduğu işyerinin yaklaşık 4 yıl önce ikiye bölünmüş ve dükkanların 98/a ve 98/b olarak yeniden numaralandırılarak ve ayrı ayrı elektrik tesisatlarının … AŞ tarafından kurulduğunu, işyerini kiralayan malikin dükkanını ikiye böldükten sonra sattığını, işyerinin ikiye bölünmesinden sonra müvekkilinin işyerinin elektrik tesisatının değiştiğini bilmediğini, işyerinin bölünmesinden sonra da … adına kayıtlı …… tesisat nolu sayaca ilişkin kesilen elektrik faturalarının da kendi borcu olduğunu düşünerek ödemeye devam ettiğini, bu olayların akabinde yan dükkandaki (98/a nolu) işletmenin elektrik faturasını ödememesi üzerine … AŞ çalışanlarının elektriği kesmek için geldiklerinde müvekkilinin işletmesinin elektriğinin kesildiğini, bunun üzerine davacı tarafından müvekkilinin kullandığı elektrik tesisatının …….tesisat nolu sayaç olduğunun söylendiği ve müvekkilinin kaçak elektrik kullandığı söylenilerek …. tesisat nolu sayaca ilişkin …. nolu, 80.153,31 TL bedelli 18.03.2020 son ödeme tarihli fatura keşide edildiği, müvekkilinin faturaya itiraz etmiş ve itirazı üzerine davacı tarafından … nolu, 71.181,68 TL bedelli, 06.08.2020 son ödeme tarihli fatura keşide edildiği, müvekkilinin kasti olarak davacı firmayı maddi olarak zarara uğratmayı amaçlayarak hiçbir eylemi bulunmadığını, somut olayda davacı firma ile müvekkili arasında ticari bir ilişki bulunmadığını, müvekkilinin kiracı olarak işlettiği işletmede tüketici konumunda bulunduğunu, bu nedenle görevli mahkemenin de Tüketici Mahkemeleri olduğunu, ayrıca … AŞ.nin kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesiyle fatura düzenlediği …… tesisat nolu sayaçta abone olmadığını, … AŞ ile hiçbir bağlantısı olmayan müvekkili yönünden husumet itirazında bulunduklarını, bu nedenlerle öncelikle görev ve husumet itirazının kabulüne, dosyanın görevli tüketici mahkemesine gönderilmesine ve husumet yönünden reddine; ayrıca haksız ve mesnetsiz gerekçelerle açılan davanın reddine, davacı alacaklının kötüniyetli olmasından dolayı aleyhine %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilip incelenmelidir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun m. 3/f.1 -bend (l) ile tüketici işlemi tanımlanmış, bu tanıma göre, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak açıklanmış, yine (k) bendinde ise tüketici ise ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak düzenlenmiştir. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde tüketicinin, “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici işleminin, ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 fıkrasında da tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır.
6502 sayılı Kanunun, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile, “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini” düzenleyen 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle somut uyuşmazlığa bakma görevi tüketici mahkemelerinin görev alanına girmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından açılan itirazın iptaline ilişkin davada, 6102 Sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği, Gaziemir Vergi Dairesi Müdürlüğünün müzekkere cevabı dikkate alındığında, mükellefin işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, 04-06/2021 dönemi gelir geçici vergi beyannamesinin tetkikinde brüt satış tutarının 24.470,27 TL olduğu anlaşılmakla, işbu davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava da olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Tüketici Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
4-Sair hususların görevli mahkemede değerlendirilmesine,
5-İş bu kararın taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/01/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza