Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/90 E. 2022/178 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/90
KARAR NO : 2022/178

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2017
KARAR TARİHİ : 28/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/07/2013 tarihinde davacının sigortalısı … plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı ölümlü ve yaralama trafik kazasında davacının davalıların zararlarını karşılamak üzere anlaşarak 05/08/2014 tarihinde 202.460,00 TL ödeme yaptığını, yapılan soruşturma ve açılan dava neticesinde davacının sigortalısının kusursuz bulunduğunun belirlendiğini, bu itibarla ödenen tazminatın haksız yere alındığı belirtilerek davalılardan iadesinin istenildiğini, kazaya sebebiyet veren diğer aracın sigortacısı şirket olan … sigortadan talep edildiğinde ilgili sigortanın cevabına göre davalı borçluların ceza mahkemesi kararına göre … sigortadan tazminat aldıklarının öğrenildiğini, buna göre davalı borçluların aldıkları parayı iade etmeye yanaşmadıklarından dolayı davalı aleyhine İstanbul Anadolu 11.İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibine giriştiklerini, davalının takibe itiraz ettiğini, davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Öncelikle yetki itirazında bulunarak dava dava dilekçesinde müvekkilinin adresi İstanbul olarak belirtilmiş ise de ikamet adresinin İzmir olduğunu, dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde gönderilmesine karar verilmesinin gerektiğini, esas hakkındaki itirazlarında ise müvekkilin davacı tarafa borcu olmadığını, icra takibinin haksız olduğunu, bu nedenle itiraz edildiğini, haksız açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Dava dosyası, İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/05/2018 tarih …/… esas …/… karar sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verilerek dosya İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 26.12.2019 gün ve …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile; davacının tazmin zorunluluğu olmamasına rağmen ödediği ve karşı tarafta sebepsiz zenginleşme yaratan tazminat bedelini geri isteyebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile takibin kısmen iptaline, takibin 202.460,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 26/10/2020 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile;
“Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı vekili, müvekkilinin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın karıştığı kazada karşı araç sürücüsünün vefatı üzerine vefat eden kişinin mirasçılarının açtığı tazminat davası nedeniyle ödeme yaptığını, ceza mahkemesince yapılan yargılamada sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle sigortalı araç sürücüsünün beraatine karar verildiğini, davalıların ceza mahkemesi kararını gizleyerek müvekkilinden tazminat tahsil ettiklerini ileri sürerek, davalılara yapılan ödemenin istirdatı amacıyla itirazın iptali isteminde bulunmuştur. Görüldüğü üzere uyuşmazlık zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanmakta olup ortada halefiyete dayalı bir uyuşmazlık bulunmadığı için TTK’nın sigorta hükümleri ve poliçe hükümleri gözetilerek bir sonuca varılması gerekmektedir. İhtilafın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanı içinde kalmaktadır. Bu tür uyuşmazlıklara bakan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 04..05.2016 tarih 2016/4799E, 2016/5446K sayılı kararı da bu yöndedir. Her ne kadar İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesince görevsizlik kararı verilip dosya sonrasında yetkisizlik kararıyla İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gelmiş ise de Asliye Ticaret Mahkemesinin verdiği karar istinaf edilmeksizin kesinleştiği için bağlayıcı değildir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesi görevli olmamasına rağmen davaya bakmış olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 ve 355. maddeleri uyarınca resen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın HMK 114/c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi” gerekçesi ile mahkememizin 26/12/2019 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı ilamının kaldırılarak, davaya bakma görevi ticaret mahkemesine ait olduğundan görevsizlik kararı verilmek üzere dava dosyası mahkememize iade edilmiştir.
İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi 29/12/2020 tarih ve…/… esas-…/… karar sayılı kararı ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 26/10/2020 tarihli …/… Esas …/… karar sayılı kararı doğrultusunda, dosyanın İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine yönelik karar verdiği, dosya mahkememize tevzi edilmekle mahkememizin 2021/90 esasına kaydı yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
Evvelki yargılamada tahkikat sırasında taraflara tüm delil ve belgeleri ibraz ve ikame ettirilmiş; bu kapsamda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının …/… sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar örneği, Afyonkarahisar Ağır Ceza Mahkemesinin …/… esas …/… karar sayılı karar örneği, İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas …/… karar sayılı karar örneği dosya içerisine alınmış, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişiden ayrıntılı rapor alınmıştır.
Afyonkarahisar 2. Ağır Ceza Mahkemesinin …/… esas …/… karar sayılı karar örneğinin incelenmesinde; Afyonkarihisar C. Başsavcılığının 02/01/2014 tarih …/… esas sayılı iddianamesi ile … hakkında ” taksirle ölüme ve yaramaya neden olma” suçu nedeni ile kamu davası açıldığı, mahkemenin 02/04/2014 tarihli kararı ile …’nun meydana gelen kazada kusurunun olmaması nedeni ile Beraatine karar verildiği, kararın 06/05/2014 tarihinde kesinleştiği,
Ceza Mahkemesi dosyasına sunulan Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 20/02/2014 tarihli rapor örneğinin incelenmesinde; müteveffa …’in asli kusurlu, dava dışı araç sürücüsü …’nun kusursuz olduğunun bildirildiği, görülmüştür.
İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… esas …/… karar sayılı karar örneğinin incelenmesinde; … tarafından
… Sigorta aleyhine tazminat davası açıldığı, mahkemenin 28/01/2016 tarihli kararı ile ” davanın kabulüne, … için 150.000,00 TL, küçükler … için 50.000,00 TL, … için 50.000,00 TL maddi tazminatın 12/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte “davalıdan tahsiline karar verildiği,
İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas …/… karar sayılı karar örneğinin incelenmesinde; … tarafından … Sigorta A.Ş aleyhine 02/05/2014 tarihinde tazminat davası açıldığı, 09/02/2015 tarihli karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği,
İstanbul Anadolu 11. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra takip dosyası örneğinin incelenmesinde; 26.07.2016 tarihli 7 örnek ödeme emrinde takip alacaklısının dosyamız davacısı olanı … Sigorta A.Ş. olduğu, takip borçlusunun da dosyamız davalısı olan kendi adına asaleten … ve …’e velayeten … olduğu, 202.460.00 TL asıl alacak (05.08.2014 tarihli … Sigortanın 10.07.2013 tarihli kaza ve … no’lu poliçeden kaynaklı sorumluluğu. … ve diğerleri sebepsiz zenginleşme gereği) ve 35.993,51 TL de işlemiş yasal faiz olmak üzere takip çıkışı 238.453.51 TL olduğu, Adli Tıp Kurumu nun 20.02,2014 tarihli raporunun Garanti Bankasının 05.08.2014 tarihli göndericisi … Sigorta A.Ş. alıcısı
… olan “Akşehir 2 AHM …/… E.ger.” açıklaması ile gönderilmiş olan 172.610.00 Tl lik 13.407.00 TL lik, 886,40 TL lik ve 15.556.60 TL lik banka dekontlarının da takip dosyasına eklenmiş olduğu görülmüştür.
Akşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasındaki “İbraname -Makbuz Feragatname ” başlıklı belgede; ödeme tutarı olarak 202.460,00 TL ve tarih olarak da 23.07.2014 olarak yazılı olduğu. “… Sigorta A.Ş. Nezdinde Trafik Sigortası temin olunan … plakalı aracın 10.07.2013 tarihinde kusurlu olarak sebep olduğu trafik kazası sebebiyle davacılar tarafından Akşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyası ile … Sigorta AŞ aleyhine açılan tazminat davasında … in vefatı sebebiyle hesaplanan asıl alacak, faiz, yargılama gideri, vekalet ücreti ve her türlü ferilerini kapsamak kaydı ile 202.460 TL olduğu hususunda mutabık olduğumuzu, tazminat bedelini ilgili poliçe genel ve özel şartları gereğince … SİGORTA AŞ’den nakden ve tamamen aldığımızı, iş bu tazminatı almakla tazminat ve kusur yönünden mutabık kaldığımızı, tazminat ve kusur yönünden herhangi bir değişiklik olması halinde … SİGORTA AŞ ve sigortalı araç maliki ve sürücüsü ile üçüncü kişilerden herhangi bir talepte bulunmayacağımızı, işbu tazminatı almakta … SİGORTA AŞ’den 10.07.2013 tarihli kaza nedeniyle her ne isim altında olursa olsun maddi tazminat olarak hiçbir hak ve alacağımızın kalmadığını, bu nedenle başta Akşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dava dosyası olmak üzere bu olay nedeniyle doğan zararın tazmini için … SİGORTA AŞ aleyhine açılmış ve açılacak her türlü davadan, temyizden, keşide edilmiş ve edilecek her türlü ihtarattan, yapılmış ve yapılacak her türlü icrai takipten, temyizden ve bunlar dışındaki her türlü hukuki işlemden geri dönülmemek üzere vazgeçtiğimizi, anılan dava dosyasından … Sigorta AŞ açısından feragat ettiğimizi, munzam zarar ve başkaca hiçbir talepte bulunmayacağımızı, anılan borç sebebiyle ve kendi rızamız ile … SİGORTA AŞ’nin zimmetini, her türlü hak ve müddeiyattan kesin, kayıtsız, şartsız ve gayri kabili rücu olmak üzere tamamen sigortalısını ve araç sürücüsünü ise sigorta şirketine rücuyu gerektirecek tüm maddi tazminat talepleri yönünden tamamen ibraz ettiğimizi kabul, tasdik ve taahhüt ederiz ” şeklinde düzenlendiği, davacılar vekili olarak Av. …’nın isminin yazılı olduğu ve ismin altında imza olduğu görülmüştür.
Akşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemcsi’nin …/… Esas sayılı dosyasındaki … Sigorta A.Ş Genel Müdürlüğü’ne başlıklı belge ile; ” Davacı … tarafından Akşehir (Konya) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi …/… Esas sayılı dosyasından 11/09/2013 tarihinde maluliyet sebebiyle dava açıldığı, Dava ile şirketimiz nezdindc … numaralı hasar dosyası oluşturulmuştur, akabinde davacı taraf sulh olmak istemiş, gerekli evrakları ibraz etmiş ve aktüer hesabı sonucunda kusur oranında 172.610 TL tazminat hesabı yapılmıştır. 172.610 TL asıl alacak, 15.556,60 TL vekalet ücreti, 886,40 TL yargılama gideri ve 13.407 TL faiz ve feriler olmak üzere toplam 202.460 TL ödenip dava dosyasının ve hasar dosyasının kapatılması hususu takdir ve tensiplerinize sunulur/’ şeklinde düzenlendiği, metnin altında da Hesap Sahibi olarak … isminin, … olan T.C. Kimlik No’sunun ve … olan iban No’sunun bulunduğu, açıklama olarak “Akşehir 2.AHM …/… E. gereği” yazılması gerektiğinin belirtilerek imzalanmış olduğu görülmüştür.
İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,bilirkişi … 06/12/2019 tarihli ayrıntılı raporunu dosyaya ibraz etmiştir.
Dava; Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemli olarak yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 10/07/2013 tarihinde davacının sigortalısı … plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı ölümlü ve yaralama trafik kazasında davacının davalıların zararlarını karşılamak üzere anlaşarak 05/08/2014 tarihinde 202.460,00 TL ödeme yaptığı, yapılan soruşturma ve açılan dava neticesinde davacının sigortalısının kusursuz bulunduğunun belirlendiği, bu itibarla ödenen tazminatın haksız yere alındığı belirtilerek davalılardan iadesinin istenildiği, kazaya sebebiyet veren diğer aracın sigortası şirket olan … sigortadan talep edildiğinde ilgili sigortanın cevabına göre davalı borçluların ceza mahkemesi kararına göre … sigortadan tazminat aldıklarının öğrenildiği, buna göre davalı borçluların aldıkları parayı iade etmeye yanaşmadıklarından dolayı icra takibine giriştiklerinden bahisle; İİK’nun 67 md kapsamında girişilen itirazın iptali ve icra inkar tazminatına yönelik dava olduğu anlaşılmakla;
Bir para borcunu ödememek sureliyle temerrüde düşen borçlu, anaparaya ek olarak TBK’nun 120. maddesi ve 3095 sayılı Kanunun 2. maddesine göre temerrüde düştüğü tarihi izleyen günden itibaren temerrüt faizi ödemek zorunda kalmaktadır. TBK’nun 117. maddesine göre “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer muaccel bir borcun borçlusu, alacaklısın ihtarıyla temerrüde düşer.
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saktı tutulan bir hukka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle, haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.” şeklinde düzenlendiği, buna göre, borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse bu günün geçmesiyle, haksız fiilde fiilin işlendiği tarihte, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihle borçlu temerrüde düşmüş olduğu, ancak sebepsiz zenginleşmede sebepsiz zenginleşmenin iyiniyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim gerekmektedir.
Faiz miktarı yönünden ise TBK’nun 8. maddesine göre “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir” atfı ile uygulanan 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun ile belirlendiği, faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oramı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir, buna göre, faiz miktarı sözleşme ile tespit edilmediğinden (Bakanlar Kurulu Kararı ile 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere) %9 olan yasal faiz oranı uygulanması gerekmektedir.
Yargılamanın önceki safhalarında alınan ve mahkememizce hüküm kurmaya elverişli görülen bilirkişi raporunda da tespit edilen, davacının davalıya … Bankası üzerinden ödemenin yapıldığı 05.08.2014 tarihinin sebepsiz zenginleşme tarihi olarak mahkememizce kabul edilmekle, davalının kusursuz bulunan davacı sigorta şirketinin sigortalısının yatırdığı tazminatı sigorta şirketinin geri ödemeleri yönündeki ihtarlarına rağmen yatırmayarak sebepsiz zenginleşmenin iyiniyetli olmadığı;
Yine benzer şekilde 08.08.2014 te ödemenin alınmasına rağmen … Sigorta’ya vaki davanın devam ettirilerek ilaveten yine mahkeme kararına istinaden 250.000.00 TL alacak ile mükerreren 2. Defa tahsilata sebebiyet verir bir halin söz konusu olduğu,
Bu bağlamda … plakalı kazaya karışan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davacıdan 202.460,00 TL ödeme alındığı gibi,… plakalı aracın yani vefat edenin aracına ait zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan … Sigorta’ya vaki İscehisar Asliye Hukuk Mahkemesi 10.06.2014 havale tarihli dilekçe ile derdest edilen davanın da vaki ödemeye rağmen feragat yahut sair şekilde sonlandırılmayarak davaya devam edilmesi,
Bu suretle hükmolunan kararın 19.07.2016’da kesinleştirilmesi ile tahsil-i kabil surette olması ciheti ile 1.ödemenin alındığı tarihin sebepsiz zenginleşme açısından iyiniyetli olmama haline tekabül edeceği ve 2 ayrı sigortadan ayrı ayrı para almanın iyi niyet ile izah edilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Sebepsiz zenginleşmenin zamanaşımı ahkamı bakımından ilgili mevzuat hükmünün incelenmesinde
Zamanaşımı başlığı ile 6098 sayılı borçlar kanunu’nun düzenlemesi
“MADDE 82- Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse diğer taraf, istem hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcunu ifadan kaçınabilir.”
Şeklindedir. Bu bağlamda iki alternatif halinde dava konusu maddi hadise incelendiğinde;
İ-) Davacı bakımından kendisi aleyhine davalı lehine sebepsiz zenginleşmenin vaki olduğunu değil, aynı zamanda geri isteme hakkını öğrendiği andan itibaren 2 yıl içerisinde, her halükarda hadise tarihinden itibaren 10 yıla tâbi olacak şekilde isteyebileceği nalaşılmaktadır.
Bu anlamda 2016 yılında 2.davanın kesinleşmesini müteakip 2017 yılı içerisinde takip ve dava ikamesi bu doğrultuda geri isteme hakkının öğrenilmesi kabul edilmiş ve 2 yılın içerisinde olduğu müşahede edilmiştir.
İİ-) TBK 82/2 hükmü alacak hakkı iktisabına dair münhasır, hususi düzenlemesi ile eğer sebepsiz zenginleşmenin konusu ve vakıası bir alacak hakkına istinad ediyor, mezkur alacak kaynaklı bu defa gerçekleşen edim mükerrer, fazla olmakla sebepsiz zenginleşme kapsamında kalıyor ise bu defa zenginleşen her zaman borcunu ifadan imtina edebilir şeklindeki düzenleme spesifik bir def’i hakkıdır.
Ancak somut olay itibari ile davacı ile davalı arasında kazalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası sebepli ödemenin vaki olduğu görülmekle bunun sigorta hukukundan kaynaklı alacak hakkı kabulü olsa dahi,
Davacının kendi zorunlu mali mesuliyet sigortasına vaki davası nedeni ile aynı hadise sebepli mükerrer sigorta alacağı doğmayacağından işbu ödeme sebepsiz senginleşme kapsamında kalmış ve davacının TBK 82/2 ye dair def’iye, yine genel zamanaşımı hükümlerine istinad ve bunlardan istifade imkanı kalmamıştır.
Sebepsiz zenginleşmenin tahakkuk etmesi ve ayrıca alacğın likit belirli olması, icraya itiraz edilmesinde makul ve hakkaniyetli bir yön bulunmaması ciheti ile % 20 icra-inkar tazminatı takdir edilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle;
Davacının davasının kabulü ile, davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu 11.İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının vaki itirazının 202.460,00 TL alacak ve 35.993,51 TL faiz yönünden iptali ile takibin asıl alacak yönünden devamına, davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve alacağın likit olduğu kabul edildiğinden hüküm altına alınan 238.453,51 TL. alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, icra inkar tazminatı yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu 11.İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının vaki itirazının 202.460,00 TL alacak ve 35.993,51 TL faiz yönünden iptali ile takibin asıl alacak yönünden devamına,
2-Davalı tarafından yapılan itirazın haksız ve alacağın likit olduğu kabul edildiğinden hüküm altına alınan 238.453,51 TL. alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, icra inkar tazminatı yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gereken 16.288,75 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 2.879,92 TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 13.408,83 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 25.141,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 2.879,92 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 61,50 TL e-tebligat masrafı, 181,00 TL tebligat masrafı, 279,05 TL posta masrafı, 400,00 TL bilirkişi ücreti, 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 3.457,51 TL istinaf karar harcı (nispi) toplamı 7.443,88 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza