Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/898 E. 2022/323 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/898 Esas
KARAR NO : 2022/323

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/12/2021
KARAR TARİHİ : 11/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının Gümüşpala Bayraklı semtinde “…” isimli optik dükkanı olup davalı borçlunun optik makina tamircisi olduğunu, taraflar arasında “…….” markalı cam kesme makinası için satış sözleşmesi yapıldığını, bu anlaşma ile müvekkilinin, davalı borçludan söz konusu makinayı satın aldığını, yine tarafların 10.800,00 TL fiyat üzerinden anlaştıklarını, makinanın ikinci el olduğu için davalı borçlu tarafından farklı garanti süreleri biçildiğini, makinanın 10.000,00 TL bedelle alınırsa 2 yıl garantili, 8.000,00 TL bedelle alınırsa 6 ay garantili olacağını, taraflar arasındaki işbu sözleşmeye binaen dilekçe ekinde sunulan 28/07/2020 tarihli 4.956,00 TL tutarında fatura düzenlendiğini, makinanın davacıya teslim edildikten yaklaşık 2 ay sonrasında bozulduğunu, bu husus davalıya iletildiğinde, davalının her seferinde “bugün şehir dışındayım”, “çok yoğunum” gibi bahaneler ileri sürdüğünü, daha sonra davalının makinayı tamir için gelip aldığını ve inceledikten sonra, içindeki kartın yanmış olduğunu, tamir için yaklaşık 2.000,00 TL tutarında para gerekeceğini belirttiğini, müvekkilinin yaşından ötürü tüm bu alım satım işlemlerinde oğlu olan ……’in temsil ettiğini, bu hususlarda Whatsapp uygulaması üzerinden mesajlaşmalar olduğunu, bozuk, ayıplı mal aldığını anlayan ve böylelikle zarara uğrayan davacı tarafından İzmir ……. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 10.800,00 TL tutarında icra takibine girişildiğini, borçlu davalının bu takibe 05/10/2021 tarihinde itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, borcu olmadığını iddia etiğini, taraflar arasında alım-satım sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin herhangi bir şekil şartına bağlı olmamakla birlikte davalı tarafından makinanın teslim edilmesi, davacının da bu işleme ilişkin meblağı ödemesi ile sözleşme kurulduğunu, ayrıca taraflar arasındaki Whatsapp mesajlarında da davalının borçlu hem alım satım sözleşmesini makinanın satış bedelinin 10.800,00 TL olduğunu kabul ettiğini, bu nedenlerle davalı borçlunun itirazının kaldırılmasına, kalan 10.800,00 TL ve ferileri üzerinden devamına, davalının haksız olarak itiraz etmiş olduğu alacağın % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile; müvekkilinin ikinci el optik cihaz tamiri ve satışı yaptığını, yapılan ürünün ikinci el olması nedeniyle cihaz daha hesaplı olduğundan bunu tercih eden müşterilerle alışverişi sürdürdüğünü, davacının da müvekkilinden bir optik cihaz aldığını ve kullandığını, dava dilekçesinde müvekkilinin satış aşamasında 10.000,00 TL ödenmesi durumunda 2 yıl, 8.000,00 TL ödenmesi durumunda ise 6 aylık bir garanti verdiği belirtildiğini ancak böyle durumun müvekkilinin ikinci el ürünler üzerine çalışması nedeni ile garanti vermesinin mümkün olmadığını, ayrıca davacının 24.05.2021 tarihinde “…bu senden aldığımız makinayı yaptırıp satmak istesek kaça satarız” şeklinde müvekkiline mesaj gönderdiğini, müvekkilinin iyi niyetle ve alışverişlerinin sürmesi amacıyla makineyi işçilik ücreti almadan, sadece parça parası karşılığı tamir edebileceğini belirtmişse de davacının bunu kabul etmediğini, hatta daha öncesinde müvekkilinin iyi niyetle makinenin keçesini de müvekkiline ücretsiz olarak değiştiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır.
Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilip incelenmelidir.
Davacının tacir sıfatının tespiti bakımından Yamanlar Vergi Dairesi Müdürlüğüne, İzmir Ticaret Sicili Müdürlüğüne, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine yazılan müzekkereler yazılmış, yazı içeriklerinden davacının tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından açılan itirazın iptaline ilişkin davada, 6102 sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği, İzmir Ticaret Müdürlüğü’nün müzekkere cevabında, davalının tacir kaydının bulunmadığı, Yamanlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün müzekkere cevapları da dikkate alındığında, mükellefin 13.03.2020 tarihinden itibaren “477803-Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda gözlük, kontak lens, gözlük camı vb perakende ticareti” faaliyetinden kayıtlı olduğu, gelir vergisinden muaf olmadığı, kazancının gerçek usülde vergilendirildiği, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 177. maddesinde yer alan ikinci sınıf tüccar olarak işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, celp edilen vergi kayıtlarından tacir sıfatının bulunmadığı, İzmir Esnaf ve Sanatkarla Sicil Müdürlüğünün cevabi yazısında esnaf ve sanatkar siciline kayıtlı olduğu anlaşılmakla, işbu davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava da olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli Mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,

2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1. maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;

a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
4-Sair hususların görevli mahkemede değerlendirilmesine,
5-İş bu kararın taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/04/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza