Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/895 E. 2022/878 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/895 Esas
KARAR NO : 2022/878
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2021
KARAR TARİHİ : 12/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan (borçlu) olan 43.399,32 TL (masraf ve faizler hariç) alacağı için … tarihinde İzmir 9.İcra Dairesi’nde … E. Dosya ile 7 Örnek Genel Haciz Yolu ile takibe başlandığını, ödeme emri davalıya(borçlu) … tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı da icra takibine … tarihinde haksız ve kötüniyetli olarak itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, borçlunun itirazı kötüniyetli olduğunu, bununla ilgili … konuşmalarında borçlu …’ın borcunun olduğunu kabul ettiğinin görüldüğünü, müvekkili ile davalı arasında çeşitli sigara markalarına ait mallara ilişkin satış gerçekleştiğini, müvekkili söz konusu malları davalıya teslim etmesine rağmen, davalı(borçlu) üzerine düşen ödeme yükümlülüğünü layıkıyla yerine getirmediğini, müvekkili ile davalı arasında davalının almış olduğu söz konusu mallara dair fatura kesimi bulunduğunu, davalı(borçlu) ile müvekkili arasındaki mal satım ilişkisi söz konusu faturalardan anlaşıldıını, davalının … vade tarihli borcunu müvekkili şirkete ödememiş olduğu faturada yazdığını, taraflar dava şartı olarak başvurdukları arabuluculuk aşamasında İzmir 9.İcra Dairesi … E. sayılı takip dosyasında borçlunun yapmış olduğu itirazın iptali ile tüm alacaklar konusunda anlaşmaya varamadıklarını, davalının haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının (borçlunun) %40 tan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın mahkemede yasal mesnetten yoksun olarak açmış olduğu davaya konu gerçeğe aykırı iddialarını kabul etmediklerini, davacı tarafından 43.399.32TL’lik alacağı için … tarihinde İzmir 9. İcra Dairesinde … E. dosya ile müvekkiline karşı 7 örnek genel haciz yolu ile takibe başlanmış ve müvekkilinin borcu olmadığı gerekçesiyle takibe itiraz ettiğini, öncelikle davaya konu faturayı kabul etmediklerini, müvekkili … Gıda isimli işyerinin sahibi olup davacı arasında hiçbir zaman sigara alışverişi yapılmadığını, söz konusu fatura gerçeğe aykırı şekilde düzenlendiğini, faturaya konu mallar ne zaman ve kim tarafından müvekkiline teslim edildiğinin belli olmadığını, mallara ait sevk irsaliyesi de bulunmadığını, hakkında takip başlatılan müvekkili ile davacı arasında dava ayrıca böyle bir faturanın kendisine tebliğ edilmediğini, bu faturanın davacı tarafın kendi düzenlemesiyle, alacağı almak için gerçeğe aykırı şekilde düzenlemek suretiyle ve davalı olan müvekkilinin onayı olmadan işleme koyulduğu açık olmakla birlikte belgelerle de sabit olduğunu, davacı tarafın sahte fatura düzenlediği bu hususta açık olduğunu, ayrıca müvekkilinin ticari defterleride incelendiğinde dava konusu faturanın müvekkilinin defterlerine işlenmediği de ortaya çıkacağını, mahkemeye sunduğu fatura ise müvekkiline hiçbir surette ulaştırılmadığını, davalı müvekkilinin itirazının sebebi bu şekilde olmakla birlikte haklı olduğunu, davacının dilekçesinde sunduğu dayanağa binaen TTK’ nın 23/2 maddesinde bir faturayı alan kimsenin aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmadığı takdirde fatura münderecatını kabul etmiş sayılacağı düzenlendiğini, aynı şekilde Yargıtay kararıyla da bu maddeyi destekleyen davacı taraf şu hususu göz ardı etmiş olmalıdır ki davalı müvekkili tarafına böyle bir fatura gönderilmemiş olmakla birlikte böyle bir borcu da bulunmadığını, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 11.04.2011 tarihli ve 25834/6090 sayılı karara göre “Fatura”, “sevk irsaliyesi” ne dayalı olarak; İİK68/1 maddesinde yer alan ve borcu ikrar eden nitelikte bir belge olmadıklarından “itirazın kesin kaldırılması” isteminde bulunulamayacağı kararını vermesi açıklamalarımıza dayanak teşkil ettiği açıkça görüleceğini, davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu … mesaj kayıtlarının kabul etmediklerini, her ne kadar … yazışmaları Yargıtay tarafından gerekli şartları taşımak kaydıyla delil olarak sayılabileceği öngörülse de … adlı iletişim uygulamasının yabancı menşeli olması ve merkezinin Türkiye’de olmamasından kaynaklı olarak Türk makamlarınca temin edilemediğini, bu duruma binaen resmi makamlar tarafından temin edilemeyen yazışmaların değiştirilmesi, karşı taraf tarafından oluşturulması ihtimali göz önüne alındığında … yazışmalarının kesin ve güvenilir bir delil olması hususu mümkün olmadığını, davacı taraf iddialarını ispatla mükellef olmakla birlikte borç ilişkisinin varlığını ispat etmek zorunda olduklarını, kendilerine tebliğ edilmemiş, mali defterlerine işlememiş ve herşeyden önce gerçeği yansıtmayan salt bir faturanın davacı tarafça tek taraflı olarak düzenlenmiş olması borcun varlığını ispata yeterli olmadığını, bu nedenle davacı tarafça faturaya konu malların teslim edildiğine dair sevk irsaliyesini dosyaya sunması gerektiğini, haklılıkları ve borçlarının olmadığının ispatı açısından mali kayıt ve defterlerinin incelenmesini talep ettiklerini, davanın reddi ile mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiş ve savunmuşlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
Mahkememizce Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, Esnaf Sanatkarlar Odasına ve Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılmış olup davalının tacir olup olmadığı yönünden araştırma yapılmıştır.
Davalının sıfatının tespiti bakımından yazılan müzekkerelere Vergi Dairesi(Kadifekale Vergi Dairesi Müdürlüğü) bilanço esasına göre defter tuttuğu(1.sınıf tacir), İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünce kaydına rastlanılmadığı, İzmir Esnaf ve Sanatlar Odaları Birliğince … meslek grubu ile … kayıt tarihi bilgisi ile kaydının devam ettiği şeklinde cevap verildiği anlaşılmıştır.
Dava, İİK nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın İzmir 9. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyalarında alacağın varlığı ve miktarı, icra inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı, davalının Vergi Dairesi(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)bilanço esasına göre defter tuttuğu(1.sınıf tacir), İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünce kaydına rastlanılmadığı, İzmir Esnaf ve Sanatlar Odaları Birliğince … meslek grubu ile … kayıt tarihi bilgisi ile kaydının devam ettiği anlaşıldığı, davalının tacir niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde eldeki davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
Davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeni ile, davanın göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından HMKnın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, yasal süre içerisinde başvuru yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına,
HMK 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi halinde bu husus belirtilerek mahkememize başvurulması halinde harç ve yargılama giderleri konusunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair ;, davacı vekilinin yüzüne karşı ,davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı..12/12/2022

Katip …

Hakim ,,,