Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/866 E. 2022/163 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/866 Esas
KARAR NO : 2022/163

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Davalı … ,İzmir ……… İcra Müdürlüğünün …….E. Nolu dosyası ile müvekkilleri aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlattığını, takip konusu senet; müvekkil şirket ile davalı arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklandığını, davalı, o dönem ki şirket yetkilisi davacı müvekkil …’in maddi sıkıntılar yaşandığı ve daha ucuz kirası olan bir yere taşınmak zorunda olduklarını bildirmesi üzerine, davalı kirayı düşürebileceklerini bildirdiğini, bunun üzerine tekrar bir kira sözleşmesi yapılarak anlaşma sağlanmış(kira sözleşmesi ve takip konusu senet tanzim edildiğini, daha sonra 2019 yılı Temmuz ayında müvekkili şirketin taşındığını, yaşanan maddi sıkıntılar sebebi ile davalıya kira borçları zamanla ödenmiştir, davalı elinde senet olduğunu Aralık 2019 vade tarihli olduğunu bildirdiğini, müvekkil şirket yetkilisi ve davalı taksitli şekilde ödenmesi konusunda anlaştıklarını, ilk taksit 20.05.2020 tarihinde ödenmeye başlanmıştır, davalı tarafından tarafımıza gönderilen ödeme listesinde de görüldüğünü, bu nedenle öncelikle müvekkilleri telafisi mümkün olmayan zarara ve hak kaybına uğratacağından davaya konu icra takibi dosyasının teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, davanın kabulü ile müvekkilleri … ve… Müh. Taah.Kim. Ürün. Tic ve San. A.Ş.’nin borçlu olmadığının tespitine, davalının haksız ve kötü niyetli icra takibi yapmış olması nedeni ile dava değerinin %20′ sinden aşağı olmamak üzere; kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılar İzmir…… İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında aleyhlerine başlatılan icra takibine yönelik senet bedelinin ödenmiş olduğundan bahisle İzmir ……. İcra Hukuk Mahkemesi’nin…… E. Sayılı dosyası ile dava ikame etmiş olup işbu dava davacıların davasının İcra Mahkemesince reddi üzerine istinaf edilmekle halen derdest olduğunu, tarafları ve konusu aynı olan derdest bir dava olduğu halde davacıların işbu davanın neticelenmesini beklemeden yeni bir dava ikame etmeleri hukuka aykırı olup davacıların davasının derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, davacıların, icra takibinden önce senet bedeline karşılık olarak 90.000,00.-TL. ödeme ve bu ödemenin Müvekkili tarafından kabul edildiğine yönelik olarak iddialarının herhangi bir dayanağı olmadığını, müvekkiline ait taşınmazın daha öncesinde… MÜHENDİSLİK TAAHHÜT KİMYASAL ÜRÜNLER TİCARET VE SANAYİ A.Ş. Kiralanmışken sonrasında taşınmaz …….SANAYİ VE TİCARET A.Ş.’ye kiralandığını, icra takibine konu senedin ise Davacı/Borçlular tarafından kira sözleşmesi sonlandırılan… MÜHENDİSLİK TAAHHÜT KİMYASAL ÜRÜNLER TİCARET VE SANAYİ A.Ş.’nin birikmiş kira borçlarına karşılık olarak düzenlenip müvekkiline verildiğini, bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Somut olayda, taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın İzmir …….İcra Müdürlüğünün … E. Nolu dosyası ile davacılar aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde davacıların borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit talebi olduğu, icra takibine dayanak senedin taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, sonuç olarak davaya konu edilen kambiyo senedinin kira sözleşmesi kapsamında verildiği taraf vekillerinin beyanlarıyla anlaşıldığından kiralama sözleşmesine dayalı işbu menfi tespit talebine yönelik davaya HMK. 4/1-a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemelerince bakılması gerektiği, uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmakla, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada davaya konu edilen kambiyo senedinin kira sözleşmesi kapsamında verildiği taraf vekillerinin beyanlarıyla anlaşıldığından Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Sulh Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulden anlatıldı.23/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır