Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/84 E. 2021/234 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/84 Esas
KARAR NO : 2021/234

DAVA TARİHİ : 08/02/2021
KARAR TARİHİ : 07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin, … markalı kaynak suyu üretimi ve satışı yaptığını, borçlu-davalı … ile müvekkili arasında su alım-satımına dayalı ticari ilişki mevcut olduğunu, borçlu-davalının, müvekkilinden su almakta olduğunu, davalının bu ilişki çerçevesinde borçlarının giderek biriktiğini, kendisinden istenmesine rağmen cari hesap ekstresindeki bakiye borcu ödemediğini, borcun ödenmemesi üzerine 20.10.2020 tarihinde İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … numaralı dosyası ile 7 örnek ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu-davalı taraf, borcun kendisine değil oğlu …’e ait olduğunu ileri sürerek icra takibine 30.10.2020 tarihinde itiraz ettiğini, bu beyanı aslında borçluluğunun ikrarı mahiyetinde olduğunu, davalı borçlu olduğunu bilmekte ama işleri oğlunun yürüttüğünü belirterek borcun oğluna ait olduğunu söylediğini, ne var ki, yapılan satışların davalıya yapıldığını, davalı hakkında başlatılan takibin usule uygun olduğunu, müvekkili ile davalı arasında ticari alım satım ilişkisi olduğunu, su ve palet gibi su malzemelerinin davalıya verildiğini ve faturaların tanzim edildiğini, borçlu kişinin yargılama içinde görüleceği üzere “…” olduğunu, davalının borcunu bildiği halde (likit alacak) alacağın elde edilmesi sürecini uzatmak için bu yola başvurduğunu, itirazın tamamen haksız ve kötüniyetli olduğunu bu nedenle İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında 8.876,00 TL için iptali ile takibin devamına ve % 20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafın usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
Mahkememizce 10/02/2021 tarihli tensip zaptı doğrultusunda Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, Esnaf Sanatkarlar Odasına ve Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılmış olup davalının tacir olup olmadığı yönünden araştırma yapılmıştır.
Mesir Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen yazı cevabında; davalı …’in işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu bildirilerek gelir vergi beyannamesinin gönderildiği anlaşılmıştır.
Manisa Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabında davalı …’in yapılan sorgulamasında tacir kaydına rastlanılamadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odasından gelen yazı cevabında davalı …’in kaydına rastlanılamadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava, İİK nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Somut olayda, davalı …’in tacir ve esnaf kayıtlarının bulunmadığı, davalı …’in işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu davalının tabi olduğu defter niteliği ve beyan edilen vergi matrahı itibariyle tacir olma sınırının altında kaldığı, bu haliyle davalının tacir niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde eldeki davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulden anlatıldı.07/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ..,
e-imzalıdır