Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/82 E. 2022/397 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/82
KARAR NO : 2022/397

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 09/02/2021
KARAR TARİHİ : 20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından trafik sigortası yapılmış olan maliki … olan … plakalı araç 03.04.2020 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araca çarptığını, kaza sonucunda müvekkilinin aracında yüksek maddi hasar meydana geldiğini, … plakalı araç sürücüsünün karakolda asli ve tam kusurlu olduğunu beyan ettiğini ve anılı aracın kaza tarihi itibari ile davalı yan tarafından … nolu poliçe ile ZMSS ile sigortalı olduğunu, kaza sonrası eksper incelemesi yaptırıldığını ve ardından davalı yana başvurularak hasar bedeli ve değer kaybı zararının talep edildiğini ancak açılan hasar dosyası kapsamında ödeme yapılmadığını, açıklanan nedenlerle; şimdilik 50 TL hasar ve 50 TL değer kaybı olmak üzere toplam 100 TL tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu olayda, dava öncesi müvekkil şirkete hiçbir başvuruda bulunulmadığından dava şartının yerine getirilmediğini, … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde ZMSS ile sigortalı olduğu, teminat limitinin kaza tarihi itibari ile araç başına 41 bin TL olduğunu, hasar dosyasının incelendiğini, sigortalı aracın kusurunun olmadığını bu nedenle araç hasarı ve değer kaybı tazminatının ödenmesinin gerekmediğini, kusura ilişkin itirazlarının kabul edilmemesi halinde kusur bilirkişisine tevdi edilmesine karar verilmesinin talep ettiklerini, araç hasarı talebine ilişkin yokluklarında alınan tespit raporu veya faturaların kabulünün mümkün olmadığını, fahiş hesaplamanın yer aldığını, iskonto uygulanmadan hesaplamanın yapıldığını, bu konuda yeni bir rapor tanzim ettirilmesinin talep ettiklerini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davacı vekili tarafından kaza tespit tutanağı ve KTK 97. md gereğince başvuru belgelerinin ibraz edildiği anlaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketi tarafından sigorta poliçesi ve hasar dosyasının ibraz edildiği, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden araç ile ilgili sigorta ve hasar bilgilerinin celbedildiği, olaya karışan araçların trafik kayıtlarının celbedildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyası, toplanan tüm delillerle birlikte, kazaya karışan araç sürücülerinin olayda kusurlarının bulunup bulunmadığı bulunuyor ise oranının ne olduğu, davacıya ait araçta kaza nedeniyle meydana gelen hasarların ve değer kaybının neler olduğunun tespiti hususlarında rapor tanzim edilmek üzere otomotiv uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi … tarafından düzenlenen ayrıntılı ve gerekçeli raporda özetle; toplam hasar tutarının davaya konu kaza sonrası … plakalı araçta (yedek parça tutarı + işçilik tutar) toplam hasar tutarının KDV hariç 8.968,32 TL olarak, KDV dahil ise 10.582,62 TL olduğu, … plakalı araçta Toplam Değer Kaybının 3.700 TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Otomotiv bilirkişisinin kök raporunda kusur oranlarıyla ilgili raporunda inceleme yaptığına ilişkin itirazları değerlendirmesi için ek rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda; … plakalı araç sürücüsü …’nun davranışı: 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 57. Maddesinin (b.7) bendinde düzenlenen “Bir iz veya mülkten çıkan sürücüler, karayolundan gelen araçlara, geçiş hakkını vermek zorundadırlar” şeklindeki kuralın ihlali niteliğinde olduğu ve zararlı sonuca neden olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ın davranışının; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52. Maddesinin (a) ve (b) bentlerinde düzenlenen “Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak ile Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar” şeklindeki kuralların ihlali niteliğinde olduğu ve zararlı sonuca neden olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 19/01/2022 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile kusur oranlarının belirlenmesi için dosyanın Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karar verildiği, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 09/02/2022 tarihli raporunda özetle; Sürücü …’ın %20(yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’nun %80(yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından bilirkişi incelemesinden sonra harçlandırılmış ıslah dilekçesi ibraz edilmiş ve davalıya tebliği sağlanmıştır.
Mahkememizin 26/05/2021 tarihli celsesinde dava konusu kazada sürücülerden …’nun tanık olarak ” olay tarihinde benim sevk ve idaremde olan … plakalı aracın şöforüydüm, kabir ziyaretinden dönüyordum, ben mezarlık yolu olan tali yoldan ana yola çıktığım an karşı taraf davacı sol taraftan geliyordu, hafif rampa vardı, ben onları göremedim, tam bir çarpışma olmadı, ben kendi aracımı kurtardım ancak dikiz aynasından baktığımda davacı aracı sağa sola yalpalandı ve sola doğru takla attı devrildi ve durdu, ben o an şok oldum, 10-15 dk durdum, yürüdüm vicdan yaptım ve olay yerine geri döndüm, ben geldiğimde de polisler olay yerindeydi, vicdanım gereği rahat edemiyorum, ben aniden çıktım, onlar da panikledi, ben olmasaydım bu kaza olmayabilirdi, ben polis memurlarına, jandarmaya kazaya sebebiyet verdiğime dair arabanın içinde ifade verdim, savcılıkta adliyede ifade vermedim, onların benden şikayetçi olup olmadığı hususunda bilgim yok, davacı vekilinin “müvekkilin kullandığı yolun ne kadarını kapattığı sorulsun” şeklinde sorusu üzerine Tanık devamla; ben davacının şeridinin yüzde 80’nini kapatmışımdır, yol köy yolu olduğu için şerit dardır, tanıklık ücreti istemiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava, trafik kazasından kaynaklı davacı aracında oluşan hasar ve değer kaybı bedeline ilişkin maddi tazminat davasıdır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın kazaya karışan araç sürücülerinin olayda kusurlarının bulunup bulunmadığı bulunuyor ise oranının ne olduğu, davacıya ait araçta kaza nedeniyle meydana gelen hasarların ve değer kaybının neler olduğunun tespiti noktalarında toplandığı anlaşılmakla; mahkememizce yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişi raporu ve adli tıp raporu kapsamına göre; … plakalı araç sürücüsü …’nun davranışı: 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 57. Maddesinin (b.7) bendinde düzenlenen “Bir iz veya mülkten çıkan sürücüler, karayolundan gelen araçlara, geçiş hakkını vermek zorundadırlar” şeklindeki kuralın ihlali niteliğinde olduğu ve zararlı sonuca neden olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ın davranışının; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52. Maddesinin (a) ve (b) bentlerinde düzenlenen “Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak ile Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar” şeklindeki kuralların ihlali niteliğinde olduğuve zararlı sonuca neden olduğu yani Sürücü …’ın %20(yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’nun %80(yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç için şase no ile 11.02.2021 tarihinde yapılan sorgulamada, aracın davaya konu 03.04.2020 tarihli kazadan önce 14.06.2006 tarihinde kazaya karıştığı, park halinde iken diğer araç ön tampon kısmından çarptığı, 09.06.2010 tarihinde kazaya karıştığı, sanayi sitesinde giderken dükkândan çıkan diğer aracın sol arka kapıdan çarptığı, … plakalı aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek gerçek piyasa şartlarında, İnternet’te yetkili satıcı 2.el bölümlerinde yapılan araştırma neticesinde 2.el piyasa rayiç bedelinin (daha önceki kazaları da dikkate alınarak) ortalama 32.000 TL civarında olduğu, Kaza tespit tutanağında olay mahallinde yolun;7 m genişliğinde,2 yönlü,2 şeritli,yatay güzergahın düz,düşey güzergahın eğimli,zeminin asfalt,kuru,havanın bulutlu,kaza yerindeki azami hız limitinin 90 km/s,vaktin alacakaranlık,mahallin meskun dışı olduğu belirtildiği, sürücü …’ın 03.04.2020 tarihli ifadesinde:”…Ben araç ile normal bir hızda … Mahallesinden … Mahallesine doğru seyir halindeyken … Mahallesi çıkışına geldiğimde kör bir noktada gidiş yönüme doğru yolun sağ tarafından Fiat Tofaş kartal marka beyaz renkli bir araç ara yoldan ana yola çıkmaya çalıştı,aracı yolun ortasına kadar çıkardı,ben aracı son anda fark ettim,aracımın frenine bastığımda aracın direksiyon hakimiyetini kaybettim,araç sağ sol yaparak gidiş yönüme göre yolun sol tarafından dışarı çıktı ve takla atarak ters bir şekilde durdu…”şeklinde belirttiği, sürücü … hazırlıktaki ifadesinde:”…. Mezarlığından aracım ile ana yola çıkacağım esnada sol tarafımdan beyaz renkli bir aracın geldiğini gördüm,ben yola çıkmamak için aracımın frenine bastım,aracımın ön kısmının birazı yola çıktı,soldan gelen araç ta beni görünce panik yaptı ve aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş yönüne göre yolun solundan dışarı çıkarak takla attı…”şeklinde belirttiği, sürücü …’nun mahkememizce alınan beyanında “olay tarihinde benim sevk ve idaremde olan … plakalı aracın şöforüydüm, kabir ziyaretinden dönüyordum, ben mezarlık yolu olan tali yoldan ana yola çıktığım an karşı taraf davacı sol taraftan geliyordu, hafif rampa vardı, ben onları göremedim, tam bir çarpışma olmadı, ben kendi aracımı kurtardım ancak dikiz aynasından baktığımda davacı aracı sağa sola yalpalandı ve sola doğru takla attı devrildi ve durdu, ben o an şok oldum, 10-15 dk durdum, yürüdüm vicdan yaptım ve olay yerine geri döndüm, ben geldiğimde de polisler olay yerindeydi, vicdanım gereği rahat edemiyorum, ben aniden çıktım, onlar da panikledi, ben olmasaydım bu kaza olmayabilirdi, ben polis memurlarına, jandarmaya kazaya sebebiyet verdiğime dair arabanın içinde ifade verdim, savcılıkta adliyede ifade vermedim, onların benden şikayetçi olup olmadığı hususunda bilgim yok, davacı vekilinin “müvekkilin kullandığı yolun ne kadarını kapattığı sorulsun” şeklinde sorusu üzerine Tanık devamla; ben davacının şeridinin yüzde 80’nini kapatmışımdır, yol köy yolu olduğu için şerit dardır” şeklinde beyanda bulunduğu, toplam hasar tutarının davaya konu kaza sonrası … plakalı araçta (yedek parça tutarı + işçilik tutar) toplam hasar tutarının KDV hariç 8.968,32 TL olarak, KDV dahil ise 10.582,62 TL olduğu, … plakalı araçta Toplam Değer Kaybının 3.700 TL olduğu, davacı vekilinin dava değerinin arttırılmasına ilişkin ıslah dilekçesi ile dava değerini arttırarak 14.282,62-TL hasar bedeli ve değer kaybı tazminatın davalıdan 17.10.2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt(avans) faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ettiği, mahkememizin 20/04/2022 tarihli kısa kararında her ne kadar kusur oranlarına göre kabul edilen tazminat miktarı “2.856,52 TL” olarak belirtilmiş ise bu miktarda hesaplama hatası yapıldığı, toplam tazminat miktarının %80’ini olan miktar yerine hesaplama hatası yapılarak %20’sinin kısa kararda yazıldığı, davacı vekilinin 22/04/2022 tarihli dilekçesi ile tavzih ve tashih yoluyla kısa kararda kabul edilen miktara yönelik maddi hatanın düzeltilmesini talep ettiği, bu dilekçenin karşı tarafa tebliğe çıkarıldığı ve davalı vekilince beyanda bulunulmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi talebinin HMK 304-306 kapsamında olmadığı bu hesap hatasının tavzih yolu ile düzeltilemeyeceği, gerekçeli karar ile kısa kararın uyumlu olması gerektiğinden, davacının davasının kısmen kabulü ile Ankara Adli Tıp Kurumu’nun kusur oranlarına ilişkin raporu dikkate alınarak 2.856,52 TL’nin sigorta şirketine müracat tarihi ve davacı tarafın talebi olan 17/10/2020 tarihinden itibaren sigorta limiti aşılmamak kaydıyla yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile ; Ankara Adli Tıp Kurumu’nun kusur oranlarına ilişkin raporu dikkate alınarak 2.856,52 TL’nin sigorta şirketine müracat tarihi ve davacı tarafın talebi olan 17/10/2020 tarihinden itibaren sigorta limiti aşılmamak kaydıyla yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 195,12 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL nispi harcı ve ıslah nedeniyle alınan 243,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile 107,18‬ TL ‘nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından işbu dava nedeniyle sarf edilen toplam 992,1‬ TL yargılama giderinin davanın kabul-red oranına göre 198,42 TL sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Döner Sermaye İşletmesi’nin 14/02/2022 tarih SERİ …-…-… , … nolu fatura bedeli olan 736,80-TL fatura bedelinin davanın kabul-red oranına göre 147,35 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 2.856,52 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
7-1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davalıdan 6183 sayılı kanun hükümleri kapsamında tahsiline,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde taraflara resen iadesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı okunup usulden anlatıldı.20/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır