Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/730 E. 2021/664 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/730 Esas
KARAR NO : 2021/664

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2018
KARAR TARİHİ : 28/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Ödemiş …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….esas, …. karar sayılı dosyasında, davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi, müteveffa …’ın … plaka sayılı motorsikleti ile seyir halinde iken, davalı … adına kayıtlı olup da davalı … Duman sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpması sonucu 09.09.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle vefat ettiğinden; müvekkilinin destek kaybından doğan zararının karşılanması amacıyla destekten yoksun kalma tazminatı olarak şimdilik 1.000,00 TL, müteveffa …’a ait motorsikletin kullanılamaz durumda olmasından doğan zarara ilişkin olarak 1.000,00 TL, defin ve cenaze masrafına ilişkin olarak 1.000,00 TL olmak üzere fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 3.000,00 TL’nin olay tarihi olan 09.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili …’ın, eşi müteveffa …’ın ölümü nedeniyle duyduğu ve bir ömür boyu duyacağı, derin acı ve ızdırap nazara alınarak, 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 09.09.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile davalı …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı … ile davalı …’nın kazaya karışan … plaka sayılı araç dışında başkaca araç ve taşınmazları bulunması halinde, dava sonunda verilecek hükmün sonuçsuz kalmaması ve üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla davalı … ile davalı … adına kayıtlı araç ve taşınmazlara ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davanın 02/01/2018 tarihinde Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) … esas sırasına kaydının yapılarak, yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı 09/09/2021 tarihli kararı ile “…görülmekte olan davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevine giren dava ve işlerden olduğu; Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı gereğince “İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ilinin mülki sınırları” olarak belirlendiğinden dava dosyasının görevli ve yetkili Nöbetçi İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine devredilmesine/gönderilmesine, esas hükümle birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere” karar verildiği görülmüştür.
Gönderme kararı ile gelen dosya mahkememize tevzi edilmiş ve yukarıdaki esas numarasını almıştır.
08 Temmuz 2021 tarihli 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli 608 numaralı kararı ile “İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri yargı çevresi İzmir ilinin mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç)” şeklinde belirlenmiştir. Anılan kararda, halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 142’nci maddesinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarihli, 1977/4 E., 1977/4 K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı).
Usul hukukumuzda mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK m.1). Mahkemenin görevli olması aynı zamanda dava şartıdır (HMK m.11/1-c). Bu nedenle taraflarca yargılamanın her aşamasında görev itirazında bulunulabileceği gibi taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemenin de yargılamanın her aşamasında görevli olup olmadığını resen gözetmesi ve görevsiz olduğu kanısına varırsa kendiliğinden görevsizlik kararı vermesi gerekir (HMK m.115). Davaya bakan hüküm mahkemesi gibi kanun yolu incelemesini yapan üst mahkemelerin de görev hususunu resen gözetip, hükmü veren mahkemenin görevli olup olmadığını incelemesi gerekir. Hatta bunun için tarafların hükme karşı görevsizlik nedeniyle kanun yoluna başvurmuş olmalarına dahi gerek yoktur.

Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukuki ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukuki niteleme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar verilmelidir. Davanın görev nedeniyle reddi kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanunî hâkim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkânı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir (Özbudun, E.: Türk Anayasa Hukuku, Ankara 2005, 8. Baskı, s: 118-119).
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/11-10 Esas 2019/401 Karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararı)
Dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 08 Temmuz 2021 tarihli 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli 608 numaralı kararı ile “İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri yargı çevresi İzmir ilinin mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç)” şeklinde belirlendiği, anılan bu kararda, derdest davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenlemenin mevcut olmadığı, Türkiye Cumhuriyet Anayasa’sının 37. Maddesindeki “kanuni hakim güvencesi” ilkesinden hareketle uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olayın, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabi olması ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmesi gerektiği, o hâlde İzmir ilindeki Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin genişletilmesine ilişkin kararda ve yasada, zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı, uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenmesi gerektiği, işbu dosyadaki taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin ise, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, dava tarihinden sonra yetki alanı HSK kararı ile genişletilmiş olan Mahkememizin davaya bakmasına olanak bulunmadığı, görev hususunun dava şartlarından olup davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilebileceği hususu da dikkate alındığında, dosyanın Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, gönderme kararının nihai karar ve verildiği anda kesin karar olması nedeni ile yalnız başına temyiz edilemeyeceği anlaşıldığından, Mahkememizce verilen işbu karar ile Ödemiş …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı dosyasından verilen karar arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi için, dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisine karar verilmesi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1- Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07.07.2021 tarihli 608 numaralı kararı gereğince 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılması gerektiği anlaşıldığından dosyanın Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) GÖNDERİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
3-Mahkememizce verilen işbu karar ile Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı dosyasından verilen karar arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi için, dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
4-Harç ve masraf hususunun HMK 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi 28/10/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza