Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/670 E. 2021/623 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/670 Esas
KARAR NO : 2021/623

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2017
KARAR TARİHİ : 18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bergama Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) verdiği dava dilekçesinde özetle: Müvekkilli …’in… İnş. …San. ve Tic.Ltd.Şti adlı şirketin kurucu ortağı ve halen %50 hissedarı, davacı … ve …’nın ise anılan firmanın hem kurucu ortakları hem de halen %25’er paya sahip hissedarları olduklarını, 10.10.2008 tarihinde tescil edilerek tüzel kişilik kazanan şirketin diğer kurucu ortağı …’nın 26.03.2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile paylarını devrettiklerini, 10.10.2008 tarihinde tescil edilerek tüzel kişilik kazanan şirketin ana sözleşmesinin 8. ve 9. maddesi uyarınca ilk 10 yıl için şirket ortakları … ve …’nın şirket müdürü seçildiklerini, şirketi temsil ve ilzam yetkisine münferiden haiz kılındıklarını, 31.03.2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket müdürlerinden …’ya verilen imza yetkisinin geri alınarak iptal edildiğini ve tescil işleminin tamamlanmasına oy birliği ile karar verildiğini, davacı … ….’nın şirketi bu tarihten itibaren münferiden idare ve temsil etmeye devam ettiğini, anılan şirketin yönetimi ve temsilinin müvekkilinin yokluğunda diğer ortaklar tarafından gerçekleştirildiğini, şirketin mali durumunun kötü gidişatı ve ödenmeyen vergi borçlarının müvekkili tarafından öğrenilmesi ve müvekkilinin haciz tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına istinaden Ankara..Noterliği aracılığıyla 31 Ekim 2017 tarihli …yevmiye numaralı ihtarname ile ihtar edildiğini fakat davacıların müvekkilinin bu çağrısına sessiz kaldığını, genel kurulu olağanüstü toplama çağrısına yanıt vermeyerek, müvekkili şirketin mali durumu ve vergi borcu hakkında bilgilendirmekten kaçındıklarını, Bergama Cumhuriyet Başsavcılığına tarafınca şikayet dilekçesi verildiğini, bu şikayet dilekçesinin 5195 Soruşturma Numarası ile Bergama Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından takip edildiğini, tarafınca davalıların şirkette tutmakla yükümlü oldukları ticari defter, tutanak ve belgeler ile finansal tabloların 6102 S.K. hükümlerine göre denetlenip ihlallerin tespiti halinde davalılara idari yaptırımların uygulanması talebi ile Bergama Kaymakamlığına şikayet başvurusunda bulunulduğunu, davalıların kullanım alanında bulunan ve şirkete ait iş makinelerinin çalışır durumda olup olmadığı ve eksik parçalarının bulunup bulunmadığı hususlarının belirlenmesi amacıyla tarafınca Bergama Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş sayılı dosya ile delil tespiti talebinde bulunulduğunu, davalıların vergi borçlarını zamanında ödemediğini, şirketin zamanında ödenmeyen vergi borçlarından dolayı müvekkile haciz işlemi uygulandığını, davalı şirket müdürünün genel kurulu toplantıya çağırma yükümlülüğü bulunması ve müvekkilinin bu yöndeki ihtarına rağmen genel kurulu toplantıya çağırmadığını, davalı şirket tarafından müvekkile bugüne kadar herhangi bir kar payı ödemesi yapılmadığını, davalılar tarafından müvekkilin kazançtan yararlanmasının engellendiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şirketin kuruluşundan bugüne kadar tutulan ticari defterlerinin, finansal tablolarının, finansal konsolide tablolarının incelenerek tespit edilecek olan ve ödenmeyen kar payının şimdilik 5.000,00 TLsinin şirket tarafından ödenmesi, müvekkilini uğrattıkları zararın ve tüm bu nedenlerle uğradığı kazanç kaybının tespit edilerek şimdilik 5.000,00 TLsinin davalılar tarafından tazmin edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkillerinden Fethi ve Mustafa, davacı …, dava dışı … ile birlikte …. Ve Tic. Ltd. Şti.’ni 15.10.2008 tarihinde kurduklarını, 04.04.2012 tarihinde …’nın kendi hisselerini davacı ile müvekkilleri Fethi ve Mustafa’ya eşit şekilde devrettiğini ve bunun sonucunda davacı şirkette %50 müvekkilleri Fethi ve Mustafa’nın da toplam %50 olmak üzere şirkette ortak olmaya devam ettiklerini, müvekkillerinden …’nın, şirketi idare ettiği için dava dışı …’nın şirketten ayrıldıktan sonra yetkili temsilci olarak şirketi idare ve temsil etmeye devam ettiklerini, davacı tarafın kendisine şirket ve … adına verilen bono ile hisse bedelini aldığını ve şirket ile hiçbir bağı kalmadığını, müvekkillerinin, davacının hisselerini satın aldıklarını, ancak davacı taraf hisselerinin devrini hiçbir şekilde gerçekleştirmediğini, davacı tarafın müvekkilleri kötü duruma düşürmek adına haklarında Bergama Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu ve şirketin işyeri adresinde bulunan makine ve teçhizatlarla ilgili olarak delil tespiti yaptırdığını, tarafınca Bergama Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş nolu dosyada açılan delil tespitine ve bu dosyada hazırlanan bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, davacı tarafın, şirketteki hisseleri devretmesi gerekirken ve bu hisselere karşılık gelen bedeli bono olarak almışken, devretmemesi sebebiyle kendi kusurundan dolayı zarara uğradığını, müvekkili …’nın idare ve temsil ettiği şirketin uzun zamandır kar edememekte ve oldukça fazla miktarda vergi ve sigorta prim borcu bulunduğunu, müvekkil şirketin limited şirket olduğu için ortakların vergi ve prim borçlarından dolayı hisseleri oranında şahsi sorumlulukları bulunduğunu, davacı tarafın yıllardır ilgilenmediği şirket ile ilgili borçlardan dolayı sorun yaşayınca kendisi hisse bedelini ve olası zararlarına karşılık gelecek bedeli almamış gibi müvekkili şirketten kar payı istediğini, müvekkili şirketin kar etmemiş olduğundan kar payı dağıtmadığını, davacı tarafın 31.10.2017 tarihinde ihtar çektiğini ve genel kurul çağrısında bulunduğunu belirttiğini, davacı tarafın hisselerini devretmesi gerekirken devretmediğini ama buna ilişkin bedeli de aldığını, Elazığ …. İcra Müdürlüğü …nolu dosya ve dosyadaki senetten kaynaklı alacağını talep ettiğini hem de böyle bir senet yokmuş gibi mükerrer bir alacak talebinde bulunduğunu, davacının tek bir alacağı olduğunu, alacağını da üçüncü kişi üzerinden Elazığ … İcra Müdürlüğü …nolu dosyada talep ettiğini, davacı tarafın hali hazırda %50 şirket ortağı olduğunu, davacı tarafın, bedelini aldığı, ilgilenmediği ve kendi kusuru ile hisse devrini de gerçekleştirmediği şirket ortaklığından dolayı zarara uğramış olmasından dolayı müvekkillerinden zararını talep edemeyeceğini, bu nedenlerle de davacı tarafın bedelini aldığı şirket ortaklığından ötürü herhangi bir bedel talep etmesi mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava dosyası, Bergama …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı kararı ile davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakıldığı yargılamaya devam ederken Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı gereğince İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin İzmir ili mülki sınırları olarak belirlenmesine karar verildiği 01/09/2021 tarihi itibariyle mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatının kalmadığı, söz konusu kararda derdest davalar açısından herhangi bir istisnai düzenlemeye yer verilmediği bildirilerek Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı gereğince dosyanın esasın incelenmesi için ihtisas mahkemesi olarak görevli ve yetkili İzmir nöbetçi asliye ticaret mahkemesine devredilmesine ilişkin esas hükümle birlikte istinafı kabil olmak üzere verilen gönderme kararı sonucu mahkememize tevzi edilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 08/07/2021 tarihli resmi gazetede yayınlanan 07/07/2021 tarihli 608 nolu kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ilinin mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlenmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Kanuni hakim güvencesi ” başlığını taşıyan 37. Maddesi : ” hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir. Bilimsel çevrelerde ve uygulamada kanuni hakim güvencesi uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. …. Dikkat edilecek olursa Anayasadaki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemesi ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak ya da yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili bir düzenleme bulunmadığı takdirde, her uyuşmazlık meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/11-10 Esas 2019/401 Karar sayılı 04/04/2019 tarihli kararı)
Somut olayda iş bu davanın 19/12/2017 tarihinde Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Bergama 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı ve dava tarihi itibariyle Bergama Asliye Hukuk Mahkemesinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görevli olduğu, dava tarihinden sonra 07/07/2021 tarihli 608 nolu Hakimler ve Savcılar Kurulu genel kurul kararı ile İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin İzmir ili çevresinin mülki sınırları (Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi hariç) olarak belirlendiği ve bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanacağının belirlendiği, ilgili kararda derdest davalarda da bu hükmün uygulanacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılması gerektiği belirlenerek davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Bergama…Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğu, bu nedenle dosyanın Bergama …Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği, gönderme kararının nihai karar olup, verildiği anda kesin kararlardan olduğu ve yalnız başına temyiz edilemeyeceğinden mahkememizin iş bu kararı ile Bergama 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … karar sayılı gönderme kararı sonucu oluşan uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın İzmir BAM 6.HD’ne gönderilmesine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih 608 sayılı kararı gereğince 01/09/2021 tarihinden önce açılan davalara davanın açıldığı mahkeme tarafından bakılması gerektiği anlaşıldığından dosyanın Bergama 2.Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) GÖNDERİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Mahkememizin iş bu kararı ile Bergama ..Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … karar sayılı kararı doğrultusunda iki mahkeme kararı sonucu oluşan uyuşmazlığın giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda niteliği itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/10/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır