Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/658 E. 2022/81 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/658
KARAR NO : 2022/81

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 07/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkiline muhteviyatını bilmedikleri 11.12.2020 tarihli … sayılı 08.01.2021 tarihli … sayılı ve 12.01.2021 tarihli … nolu 40.263,37 TL bedelli faturalara istinaden satın ve teslim alınmadığı bir takım faturaların elektronik ileti ile tebliğ edildiğini, müvekkili şirket tarafından içeriği bilinmeyen ve teslim alınmayan bir kısım temizlik ürünleri açıklamasıyla ve oldukça soyut ifadeler kullanılmak sureti ile düzenlenmiş olan işbu faturalara Büyükçekmece … Noterliği tarafından gönderilen 02.08.2021 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarname ile itiraz edildiğini, söz konusu faturalarda; açıklayıcı herhangi bir bilgi, faturaya konu hizmete ilişkin herhangi bir sözleşme, davacı taraf yetkililerinin talep ve kabulüne konu sipariş formu, irsaliye ve sevk fişi tespit edilemediğini, taraflar arasında da davaya konu olan faturalara ilişkin herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davalı tarafından usul ve yasaya aykırı şekilde kesilen faturaların muhteviyatı bilinmediği gibi; içerikte yer alan emtiaların hiçbir surette müvekkil şirket adresine ve müvekkil şirket yetkililerine teslim edilmediğini, bu durumun davacının usul ve yasaya uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtlarından anlaşılacağını, itiraza konu faturalarda belirtilen ürünlerin piyasa bedelleri ile arasında tutarsızlık bulunmakta olup işbu hususun gerçek dışı işlemler ile menfaat elde edilmeye çalışıldığının gösterdiğini, dava konusu fatura bedelleri ile piyasa bedelleri üzerinde ciddi tutarsızlıklar bulunduğunu, davalı şirketin basiretli tacir yükümlülüğü de bulunmakta olup, söz konusu emtia bedellerinin olması gerekenin 3-4 katı tutarında olmasının davalının haksız kazanç elde etme gayretini ispat ettiğini, davalının Karşıyaka … İcra Müdürlüğünün …/… esas ile icra takibi başlatmış olup söz konusu takibe konu alacağın varlığı şüpheli olduğundan takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle haklı davanın kabulü ile davalı şirkete herhangi bir borcumuz olmadığının tespitine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve ilam vekalet ücretinin davalı taraftan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından faturalara ilişkin itirazların süresinde olmadığını, davacı taraf faturalara ilişkin itirazını süresinde yapmamış olduğundan fatura borcu kesinleşmiş olup işbu davanın kötüniyetli olarak ikame edildiğini, karşı taraf ile müvekkili arasında yapılan yüz yüze görüşmeler neticesinde davacı taraf faturaların elektronik ileti olarak kendilerine iletilmesini istediğini, müvekkili tarafından da faturaların kendilerine elektronik ileti olarak da 26.04.2021 tarihinde gönderildiğini, davacı tarafın ödeme konusunda müvekkilini oyalaması üzerinde söz konusu faturaların Karşıyaka … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. Sayılı dosyası üzerinden takibe konu edilmiş olup, icra takibi davacı tarafın haksız itirazı neticesinde durmuş olup tarafımızca itirazın iptali için arabuluculuk süreci anlaşmama ile tamamlanmış bulunduğunu, davacı tarafın 26.04.2021 tarihinde tebliğ aldığı faturalara 03.07.2021 tarihinde arabuluculuk sürecini başlatarak itiraz ettiklerini, faturalardan haberdar olduktan yaklaşık 3 ay sonra itiraz edilmesinden görüleceği üzere davacı taraf oldukça kötüniyetli hareket ettiğini, davacı taraf ile müvekkili ticari faaliyetleri süresince kesilen faturaların her birinin aynı şekilde kesildiğini, faturada bulunması gereken kurucu unsurlar konusunda diğer kabul edilen ve ödenen faturalar ile itiraz edilen faturalar arasında hiçbir fark bulunmadığını, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde müvekkilinin davacı taraftan alacaklı olduğunun görüleceğini, davacı tarafın faturalarda belitilen ürünlerin piyasa bedelleri ile arasında tutarsızlık bulunduğunu, davacı şirketin malları teslim alan çalışanları ile ilgili hukuki süreçlerinin bulunduğu, kendi şirket içi karışıklıkları sebebiyle kendilerine teslim edilmiş malların teslim edilmediğini ileri sürerek müvekkili aleyhine işbu davayı kötüniyetle ikame ettiğini, bu nedenle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddine, işbu davanın açılmasında ve borcun ödenmemesinde tamamen kötü niyetli olan davacının İİK.m 72/4 uyarınca alacağın %20sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır.
Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilip incelenmelidir.
Davalının tacir sıfatının tespiti bakımından Bornova Vergi Dairesine, Büyükçekmece Vergi Dairesi Müdürlüğüne, İzmir Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlğüne, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine yazılan müzekkereler yazılmış, yazı içeriklerinden tarafların tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından açılan menfi tespite ilişkin davada, 6102 Sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği, Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün müzekkere cevabı dikkate alındığında, davalının gelir vergisi mükellefi olduğu, kazancının gerçek usulde vergilendirildiği, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, VUK’un 177 maddesi uyarınca 2. sınıf tacir sayıldığı, en son gelir vergisine esas yıllık alımları tutarının 122.229,90 TL, bir yıl içinde elde ettiği gayri safi iş hasılatının 113.136,00 TL olduğu anlaşılmakla, işbu davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava da olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli Mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
4-Sair hususların görevli mahkemede değerlendirilmesine,
5-İş bu kararın taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza