Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/656 E. 2022/55 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/656 Esas
KARAR NO : 2022/55

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2021
KARAR TARİHİ : 26/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili ile davalı taraf arasında Beşiktaş ….Noterliğinin …….yevmiye sayılı 24 mart 2021 tarihli araç satış sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile …. plaka sayılı Volkswagen 2017 marka modelli aracın müvekkili uhdesine geçtiğini, araç satın alınırken yalnızca su hasarlı şekliyle alınmış olmasına rağmen araçta müvekkilinin tespit edemeyeceği ve ilk etaptaki muayenesinde de belirlenebilir hasarın olmaması ve aracın tramer kaydında da sadece müvekkiline söylendiği gibi Su baskınından dolayı hasarlı yazması nedeniyle müvekkilinin iradesinin davalı tarafça fesada uğratıldığını, müvekkilinin aracı alıp kullanmaya başladıktan sonra sıkıntılar yaşamaya başladığını, bunun üzerine ekspertiz raporu alındığını ve davalının beyanlarının tam aksine araçta birçok hasarın olduğu belirlendiğini ve aracın ayıplı olduğunun ortaya çıktığını, bunun üzerine müvekkilinin Beşiktaş ……Noterliğinin 09/04/2021 tarih …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile malın ayıplı olduğunu ve onarım bedelinin tarafına ödenmesini aksi takdirde yasal yollara başvuracaklarını ihtar ettiklerini ancak Davalı tarafın İzmir … Noterliğinin 27/04/2021 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kabul etmediklerini bildirdiklerini, bu nedenle Müvekkiline ayıplı satılan araç nedeniyle müvekkili tarafından yapılan onarım bedelinin davalı taraftan yasal faizi ile birlikte tahsiline, Vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafından ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu …… plakalı aracı Aydın Muğla Karayolu Aş. 3. Km. No:3 AYDIN adresinde faaliyet gösteren …. Ve Tic. AŞ. adlı şirketten 06.3.2020 tarihinde …….araç dosya nolu satış ekspertiz ve teslimat raporuyla satın aldığını, raporda aracın “ön kaput lokal boyalı, sol ön çamurluk sökülüp takılmış” olarak, değişen kaporta parçasının olmadığı ve 52.000 km. de satıldığı yazılı olup ayrıca satıcı kurum müvekkiline şifahen sürtme sonucu hasarlandığı ve parçası dahi değişmediğinden airbaglerde sorun olmadığının söylendiğini, davalı olarak gösterilen müvekkilinin davada pasif husumet ehliyeti bulunduğunu, davacının dava konusu aracı müvekkilinden değil , müvekkilinin banka hesabına dosya ödemesi açıklamasıyla 24.3.2021 tarihinde 186.600 TL.’sı ödeme yapan ……. Otomotiv İthalat İhracat Sanayi Ve Ticaret Ltd Şti.’den satın aldığını, bu nedenle kötü niyetli olarak açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davacı tarafa disiplin para cezası uygulanmasına karar verilmesini savunmuştur.
Mahkememizce Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne, Esnaf Sanatkarlar Odasına ve Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılmış olup davalının tacir olup olmadığı yönünden araştırma yapılmıştır.
Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevapta; ….ın tacir kaydının bulunmadığı, Vergi Dairesinin cevap yazısındaysa potansiyel vergi kaydı bulunduğu aracın ruhsat bilgileri incelendiğinde hususi araç olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava, alacak istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Somut olayda, davalının tacir kaydının bulunmaması, davaya konu aracın hususi araç olduğu, bu haliyle davalının tacir niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde eldeki davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada davalının tacir kaydının bulunmaması, davaya konu aracın hususi araç olması nedeniyle Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulden anlatıldı.26/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır