Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/550 E. 2021/762 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/425 Esas
KARAR NO : 2021/761

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/07/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2021

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 11/07/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Acentelik Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin 11/07/2016-01/03/2021 tarihleri arasında davalı sigorta şirketinin yetkili acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin bugüne kadar düzenli bir çalışma göstererek basiretli tacir sıfatına uygun olarak çalışmalarını sürdürdüğünü, davalı tarafından müvekkili şirkete kesilen poliçe türüne göre komisyon ödendiğini, aynı zamanda davacının davalının Ege Bölgesi’ndeki en büyük acentelerinden biri olup çeşitli ödül, plaket ve teşviklerden de faydalandığını, birçok alanda üretim yapan davacıya her bir poliçe türü için ayrı bir prim uygulama usulü bulunduğunu, performansı yerinde olan ve üzerine düşen görevi layığıyla yerine getiren müvekkili şirkete davalının, acentelik sözleşmesini öncelikle Nisan 2020 yılında Muğla dışı üretimine sonrasında ise 2020/Ağustos itibari ile de sadece zeyl kesmeye müsaade ederek yeni üretim yapmasına izin vermediğini, tüm bu süreçten sonra da acentelik sözleşmesinin tamamen feshedilerek gerekçenin ise hedeflerin gerçekleştirilmemiş olması ve sözde iş paylaşımı olarak gösterildiğini, buna ilişkin Beyoğlu … Noterliği’nin 01/03/2021 tarihli, … yevmiye no’lu azilname ihtarnamesinin dilekçe ekinde sunulduğunu, davalının adeta yangından mal kaçırırcasına elektronik ekranı kapatmasının basiretli tacir sıfatı ile bağdaşmadığı gibi M.K.’nun 2. ve 3. maddelerine de aykırılık teşkil ettiğini, davacı şirketin yaptığı üretimlerin yıllarına ilişkin üretim listesi ve aldığı komisyon müvekkili şirket kayıtlarında mevcut olduğunu, davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, bu nedenlerle davacı ile davalı arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin haksız sebebe dayalı olarak tek taraflı fesih edilmesi sebebiyle; H.M.K.’nun 107. maddesi gereğince; fazlaya ilişkin talep, artırım, dava ve tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla, 100,00 TL denkleştirme tazminatı ile haksız fesih nedeniyle 5.000,00 TL 3 aylık kazanç kaybından oluşan maddi tazminatın 01/03/2021 haksız fesih tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile avukatlık ücretinin ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafı açmış olduğu davanın Acentelik Sözleşmesinin Madde 32’de uyarınca yetkisizliğine karar verilerek dosyanın İstanbul/Çağlayan Mahkemelerine gönderilmesini, dava konusu alacağın dava açılmadan evvel objektif olarak tespiti mümkün olduğu hallerde belirsiz alacak davası yoluna başvurulamayacağını, zira alacağın miktarının belirli veya taraflarca belirlenebilir olduğu durumda belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacı acentenin, müvekkili şirket ile imzalanan sözleşmedeki şartlara ve talimatlara uymadığından, müvekkili şirket tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin 01.03.2021 tarihli, … yevmiye nolu ihtarname ile Acentelik Sözleşmesi, sözleşmedeki yetkiye dayanılarak feshedildiğini, ayrıca 02.03.2021 tarihli azilname ile acentelik vekaletinden azledildiğini, Acentelik Sözleşmesinin 10. ve 24. maddesindeki “Kanun ve Emirlere Uyma Zorunluluğu” bölümlerinde, “…acentenin kendisine verilen yetki ve talimatlar doğrultusunda … adına sigorta aracılık hizmetlerini yapacağı, Ethica’nın talimat, tarife, emir ve kararlarına kayıtsız şartsız uymak zorunda olduğu” düzenlendiğini, yine Acentelik Sözleşmesi’nin “Sözleşme Süresi, Yenileme ve Fesih Şartları” başlıklı 26. maddesinde, sözleşme hükümlerine ve şirket olarak verilecek emir ve talimatlara uyulmaması veya herhangi bir haklı sebep olması halinde şirket tarafından sözleşmenin 3 aylık ihbar süresi aranmaksızın derhal feshedilebileceğinin düzenlendiğini, somut olayda davacı acenteye verilen yetki “münhasıran yetki olup” bu yetkinin acente tarafından başkalarına kullandırılması ve devredilmesinin, haklı nedenle fesih sebebi olduğunu, dava konusu kazanç kaybının müvekkili sigorta şirketinden talep edilemeyeceğini, denkleştirme tazminatının şartları oluşmadığı için davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, tazminat istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK.’nun 116. maddesinde ilk itirazlar düzenlenmiştir. İlk itirazlardan biri de kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazıdır. Aynı yasanın 117. maddesinde ilk itirazların hepsinin ileri sürülmesinin zorunlu olduğu, aksi halde dinlenemeyeceği ve ilk itirazların dava şartlarından sonra ön sorunlar gibi incelenip karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Kesin olmayan yetkinin HMK’nın 114. maddesinde sayılan dava şartları arasında bulunmadığı gözetilerek re’sen nazara alınmaması gerekir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklindedir.
Somut olayda, taraflar arasında imzalanan 11/07/2016 tarihli Sigorta Acentelik Sözleşmesinin 32. Maddesinde “Taraflar bu sözleşmenin yorum ve uygulanmasından doğan her türlü anlaşmazlıkların hallinde ve alacakların tahsilinde İstanbul/Çağlayan Mahkemelerinin yetkili merci olacağını” kararlaştırmış olmakla, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. maddesinde tacirler veya kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar hakkında sözleşme ile mahkemeleri yetkili kılabilecekleri aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirtilen mahkemede açılacağı, aynı Kanun’un 448. maddesi gereğince, kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtilmiştir. Yanlar arasında imzalanan sözleşmenin her iki tarafının tacir olduğu, sözleşme ile yetkili mahkeme olarak İstanbul/Çağlayan Mahkemelerini yetkili kıldıkları anlaşılmakla davalı tarafın yetki itirazının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılarak Mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere ;
1- Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin yetkili olmadığı, yetkili Mahkemenin İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla HMK.nun 116. maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde istemde bulunulduğu takdirde dava dosyasının yetkili İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK.nun 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4- İşbu kararın taraflara tebliğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)