Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/547 E. 2021/457 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/547 Esas
KARAR NO : 2021/457

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/09/ 2021
KARAR TARİHİ : 13/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 10.05.2002 tarihinde davalılardan eski unvanı ile … olan, dava dilekçesinde … ‘ye ait … plakalı araç ile karıştığı kaza sonucunda hasar ve yaralamalı kaza meydana geldiğini, kazada kusuru bulunmayan müvekkilinin bedensel ve sair maddi zararlar ile manevi zararların tazmini istemi ile o dönemki unvanı ile … ’nin de aralarında bulunduğu davalılara karşı İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından dava ikame edildiğini, neticede davada gelinen süreçte müvekkilinin kusursuzluğu ile davalıların kusuru tespit edildiği ve müvekkilinin uğradığı zararlardan davalıların sorumlu olduğunun sabit görüldüğü, Mahkemenin 04.10.2012 tarih ve … E.- … K. Sayılı ilamının icrası için İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından ilamlı icra takibine geçildiğini, İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 04.10.2012 tarih ve … E.- … K. Sayılı ilamı ile İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından gönderilen icra dosyasından 14.09.2015 tarihinde yapılan mahalli haciz sırasında borçlu şirketin ticaret sicilde bildirdiği adreste mevcut olmaması ve 08.10.2015 tarihinde yapılan icra müdürlüğü sorgulamalarında da şirketin üzerine kayıtlı hiçbir mal varlığı bulunmadığının tespit edildiği, şirket unvanını adı geçen yerel mahkeme dosyasında değiştiğini bildiren davalılardan …’nin eylemlerinin (şirketin öz sermaye yetersizliği, şirketin öz varlık- öz sermaye durumunda, borçların aktiflerden fazla olduğu ve şirket mevcutları ile alacaklarının borçlarını karşılayabilme durumu olmadığı vb.) gerektiğinde iflas bildirmeme suçu teşkil etmesi sebebiyle İİK’nın ilgili maddeleri uyarınca hakkında İcra Ceza Mahkemelerine yapılan şikâyet üzerine İzmir … İcra Ceza Mahkemesi’nin 01.02.2018 tarih ve … E.- … K. Sayılı ilamı uyarınca, bahsi geçen davalı şirketi temsil eden yönetim kurulu üyeleri ve iş bu davadaki davalılardan …, … ve …’un şikâyete konu eylemi sabit görülerek mahkûmiyetlerine karar verildiğini, davalı … ile …, … ve … hakkında yapılan araştırmalarda, şirket ortaklarının şirket tüzel kişiliğinin bağımsız ve sınırlı sorumluluğunu perde olarak ve üçüncü kişilerin alacaklarının tahsilini önlemek amacıyla TMK Md. 2 uyarınca dürüstlük kuralına aykırı şekilde kullanması ve aynı tüzel kişiliği temsilen organik bağ içerisinde tek ve yegane bir şirket olduğunu, şirket ortaklarının tüzel kişiliğin ardına sığınarak Ticaret Hukuku hükümleri uyarınca şirket tüzel kişiliği kimliğinden doğan haklarını kötüye kullanarak dış dünyada farklı hukuki sonuç doğması adına hileli tüzel kişilik kimlikleri oluşturduklarını ve bu sebeplerle de yukarıda belirtilen İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Sayılı dosyası ile İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına konu borçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu , açıklanan ve re’ sen gözetilecek nedenlerle; davanın kabulü ile davalılar arasındaki organik bağın tespiti ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak, davalı şirket ve şahısların tümünün, müvekkilinin 10.05.2002 tarihinde geçirdiği kaza sebebiyle, kazadan ve İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Sayılı dosyası ile İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. İcra dosyasına konu borçtan sorumluluğuna, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla Mahkeme ilamında belirtilen tutar yönünden, şimdilik 286.579,56 –TL’nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’na 06/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Abonelik Sözleşmesinden kaynaklanan para alacaklarına ilişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki Kanunun 20. maddesi ile eklenen 5/A mad gereğince TTK nun 4 maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak getirilmiştir.
HMK 115/1 md. gereğince ”Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır…” hükmü düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve yasal mevzuat birlikte değerlendirildiğinde; dava konusunun davalılar arasındaki organik bağın tespiti ile tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak, davalı şirket ve şahısların tümünün, davacının 10.05.2002 tarihinde geçirdiği kaza sebebiyle, kazadan ve İzmir. … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … ile İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. İcra dosyasına konu borçtan sorumluluğuna, Mahkeme ilamında belirtilen 286.579,56 –TL’nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkin olduğu,
6102 sayılı yasaya 06/12/2018 tarihli 7155 sayılı yasanın 20 maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca:
Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. 6325 Sayılı Yasaya 06/12/2018 tarihli 7155 sayılı yasanın 23 maddesi ile eklenen 18/a maddesinde ise, dava şartı olarak arabuluculuk düzenlenmiş olup,
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir, hükmünü amirdir.
İş bu davada, davacının davalı şahıs ve şirketlerden 286.579,56 TL nin müştereken ve müteselsilen tahsili talebine nazaran arabuluculuğa gidilmesinin dava şartı olduğu, taraflarca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, arabuluculuğa müracaat edildiğine dair belge sunulmadığı, bu hali ile özel dava şartı niteliğindeki bu husus yerine getirilmeden açılmış olan davanın usulden reddi gerektiği, özel dava şartının sonradan giderilebilmesinin mümkün olmadığı nazara alınarak, aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114 ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USUL YÖNÜNDEN REDDİNE,
2-Peşin alınan 4.894,07 TL harçtan alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.834,77 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
Dair, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tensiben karar verildi. 13/09/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza