Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/545 E. 2022/320 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/545 Esas
KARAR NO : 2022/320

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/09/2021
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında tanzim ve imza olunan 15.01.2021 tarihli, 31.12.2022 tarihine kadar geçerli Parsiyel Dağıtım Hizmeti Sözleşmesi uyarınca davalının 16.02.2021 tarihinden itibaren müvekkili şirkete nakliye ve teslimat hizmeti vermeye başladığını, davalı şirketin, taahhütte bulunduğu azami teslimat sürelerine uymadığını, sözleşmesel taahhütlerini yerine getirmediğini, ticari hayatta tahammül edilemeyecek gecikmelere ve müvekkili şirket ile alıcı mağazalar arasındaki ilişkilerin zedelenmesine sebep olduğunu, bu gecikmeler sebebiyle mağazaların yeni siparişler oluşturduğunu, mükerrer siparişlerin bir arada ve tek seferde ulaştırılması sebebiyle siparişlerin tamamının teslim alınamadığını, müvekkili şirketin iş gücü kaybına ve maddi kayba uğradığını, sözleşme’nin 2.4. maddesinde müvekkili şirketin, davalı şirkete dilediği miktarda iş tevdi etmekte tek taraflı takdir yetkisi olduğunun kararlaştırılmasına karşın davalı şirket yetkililerinin 24.03.2021 tarihli e-posta ile yoğunluklarını gerekçe göstererek bazı iller özelinde ürün alımını durdurmak zorunda olduklarını belirttiklerini, sözleşme’nin 4.2. maddesinde davalı şirket ibraz tarihinden itibaren 28 aylık süre için geçerli 250.000,00-TL tutarında, muteber bir bankadan alınmış banka teminat mektubunu müvekkili şirkete ibraz etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalı şirket yetkililerinin 24.03.2021 tarihli e-posta ile teminat mektubunun yurtdışı merkezli bir bankadan alınacak olması sebebiyle sürecin uzayacağını, talep edildiği halde teminat mektubu tutarının müvekkili şirketin hesabına havale olarak gönderilebileceğini ilettiklerini, müvekkili şirket yetkililerinin ise bunu kabul ettiklerini, ancak bunun devamında ne bu havale gerçekleştirildiğini ne de teminat mektubunun müvekkili şirkete teslim edildiğini, davalı şirketin, banka teminat mektubu ibraz etmemesinin sözleşmenin başlıbaşına ihlal sebebi olduğunu, sevklerin bazılarında ürünlerin, sevkiyata elverişli olmayan açık kasalı araçlarla nakliye edilmeye çalışıldığını, hava koşulları sebebiyle hasar gördüğünü ve mağazalara kısmen teslim edilebilecek veya hiç teslim edilemeyecek duruma geldiğini, bunun neticesinde de mağaza stoklarının tükendiğini, müvekkili şirketin maddi zarara uğradığını, sevkiyata uygun olmayan büyüklükteki araçlarla sevkiyatın sağlanmaya çalışılmasından dolayı bazı mağazaların mal kabul alanlarına girilemediğini ve hiç teslimat yapılamadığını, davalı şirketin nakliyenin hasarsız şekilde gerçekleşmesi için sevkiyata elverişli araçlarla sevkiyatı gerçekleştirme yükümlülüğünü de yerine getirmediğini, portal uygulamasının, davalının bilişimsel altyapıyı hazır hale getirmemesi nedeniyle faaliyete tam olarak geçemediğini, bu sebeple müvekkili şirket tarafından teslimat bilgileri ve evrakları hiçbir şekilde görüntülenemediğini, bunun neticesinde de mağazalar ile mutabakat sorunları yaşandığını, müvekkil şirketin, 26.03.2021 tarihli ve 07025 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirketin Sözleşme kapsamındaki sorumluluklarını ifa etmesi ve ihlallerini ortadan kaldırmasını talep ettiğini, davalı şirketin ise buna karşılık olarak, 09.04.2021 tarihli ve ….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile teslimatlardaki gecikmelere, teminat mektubunun tesliminin gerçekleştirilmemesine, elverişsiz araçların kullanımı sebebiyle uğranılan zararlara, portalın kullanılamaması sebebiyle yaşanan sorunlara ve ifa etmekten kaçındığı diğer sözleşmesel yükümlülüklerine hiçbir cevap vermediği gibi, gerçeğe aykırı bir takım beyan ve iddialarla, yürürlükte olan Sözleşme’deki fiyatlamanın müvekkili şirket aleyhine olacak şekilde revize edilmesini talep ederek bir kere daha Sözleşme’ye aykırı hareket ettiğini, davalı şirketin, müvekkili şirkete gönderdiği 24.03.2021 tarihli e-posta ile depo sahasındaki yoğunluğu mazeret göstererek ürün alımını durdurduklarını ve daha fazla ürün indiremeyeceklerini bildirdiğini, sözleşmeyi fiilen uygulamayacağını, sözleşmeyi ihlalini açıkca ifade ederek, sözleşmeyi fiilen sonlandırdığını, bunun üzerine ve Sözleşme’nin 8.1. maddesindeki 15 günlük sürenin geçmesine rağmen söz konusu ihlallerin giderilmesine dair hiçbir gelişme yaşanmadığından müvekkili şirketin, 16.04.2021 tarihli ve 08813 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile zaten işi bırakarak ve sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmeyeceğini bildirerek sözleşmeyi fiilen sona erdirdiğinden davalı şirket ile akdettiği Sözleşme’yi haklı olarak feshettiğini, somut olayda müvekkili şirket, 2021’in Ocak ayında hem davalı şirketten hem de …… Ltd. Şti.’den ilgili ürünlerin nakliyesinin sağlanması adına fiyat teklifleri aldığını, davalı şirketin teklifini kabul ettiğini, davalı şirketin Sözleşme’yi ihlali ve işi bırakması neticesinde müvekkili şirketin, 2021’in Ocak ayında 5.648.396-TL tutarında teklif aldığı ……. Lojistik Ltd. Şti.’den, Mart ayında bu kez 7.203.888-TL tutarında teklif aldığını, dolayısıyla müvekkil şirketin Ocak ayında davalı şirket ile taşıma sözleşmesi imzalayarak 2 ayda 1.555.492-TL tutarında menfi zarara uğradığını, Sözleşme uyarınca sözleşmeyi sona erdirmek isteyen davalı şirketin, hiçbir sebep göstermeksizin ve herhangi bir tazminat ve ücret ödemeden en az 3 ay önceden yazılı olarak müvekkili şirkete bildirimde bulunmak kaydıyla sözleşmeyi feshedebileceğini, ancak davalı şirket, sözleşmeyi bu ihbar süresine uymaksızın feshederse veya herhangi bir ihbarda bulunmaksızın işi bırakırsa, 250.000-TL değerinde cezai şart ödemeye tabi tutulduğunu, somut olayda davalı şirket yetkilisinin 24.03.2021 tarihli e-postası ile depo sahasındaki yoğunluğu mazeret göstererek ürün alımını durdurduklarını ve daha fazla ürün indiremeyeceklerini yani sözleşmenin ana konusu nakliye,dağıtım ve sevkiyat faaliyetini yerine getirmeyeceklerini müvekkili şirkete bildirdiğini, davalı şirketin, ihbar süresine uymaksızın işi bırakarak, sözleşmeyi fiilen uygulanamaz hale getirdiğini ve ihlali ile sözleşmeyi fiilen sonlandırdığını, Sözleşme uyarınca alıcının teslimatı kabul etmemesi durumunda ürünlerin müvekkili şirkete iadesi sürecinin, bu sürecin performans kriteri ve %99’un altındaki her %1 için aylık nakliye bedelinin %5’inin davalı şirkete gecikme bedeli olarak fatura edileceğinin düzenlendiğini, davalı şirketin Şubat ve Mart ayları toplam nakliye bedeli 363.924,32-TL olduğunu, bunun %5’i olan 18.196,21-TL gecikme bedeli olarak ortaya çıktığını, bu madde uyarınca davalı şirketin, müvekkili şirkete 18.196,21-TL tutarında borcu olduğunu ve bu borcun davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşmaya varılamadığını, bu nedenlerle 250.000-TL cezai şart, 1.555.492-TL menfi zarar ve 18.196,21-TL gecikme bedeli olmak üzere toplamda 1.823.688,21-TL tutarın dava tarihinden itibaren tahakkuk edecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri, harç, masraf dava vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı işbu davayı 09.09.2021 tarihinde kendi yerleşim yeri mahkemesinde açtığını, müvekkilinin şirket merkezinin dava tarihindeki adresinin Beykoz, İstanbul olduğu için yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olması gerektiğini, Beykoz’da asliye ticaret mahkemesi bulunmaması sebebiyle Beykoz ilçesi sınırları içerisindeki ticari işlerin bağlı bulunduğu İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, dava konusu 15.01.2021 tarihli sözleşmenin “8.Fesih Koşulları ve Anlaşmazlıkların Halli” başlığının altında düzenlenen 8.5 maddesi uyarınca taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklarda İstanbul Anadolu Mahkeme ve İcra Daireleri yetkili olacağı kararlaştırıldığını, taraflarca sözleşmeye yetki şartı eklendiğini, HMK amir hükümleri gereğince kanunda belirtilen şartlara uygun olarak düzenlenen yetki şartından kaynaklı olarak davacı tarafından açılan davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, bu nedenlerle davaya yetki yönünden itiraz ettiğini ve “yetki yönünden” davanın reddini talep ettiğini, dava konusu sözleşme öncesinde taraflar arasında yapılan görüşmelerde davacı tarafından 29/09/2020 tarihinde müvekkili şirket ile paylaşılan 2020 yılına ait parsiyel sevk datalarına ve 2021 yılında davacı tarafından yapılacak operasyonel işlemlere yönelik datalar ışığında müvekkili şirket tarafından davacı tarafa fiyat teklifinde bulunulduğunu, yapılan sözleşme gereğince müvekkili şirket üzerine düşen yükümlülükleri ve edimleri yerine getirmek amacıyla yeni depolar ve özel araçlar kiralandığını ve bu şekilde davacıya ait malların alıcı / müşterilerine teslimatı sağlandığını, müvekkili şirket tarafından davacı tarafa daha iyi hizmet verebilmek amacıyla sözleşmesel yükümlülüğü bulunmamasına rağmen operasyonel sıkıntılar yaşanmaması adına yeni depolar ve araçlar kiralandığını, yapılan bu işlere yönelik davacı tarafa herhangi ek bir maliyet yansıtılması da yapılmadığını, yapılan sözleşme gereğince müvekkili şirket tarafından 16.02.2021 tarihinde “deneme sevkıyatlarına” başlanıldığını, davacı tarafça her ne kadar bu sürede nakliye ve teslimat işlerine başlanıldığı iddia edilse de taraflar arasında yapılan görüşmelerde öncelikle deneme sevkiyatlarının yapılması ve sözleşme gereğince operasyonel akışlara yönelik portal kullanımı kararlaştırıldığını, davacı tarafından yapılan deneme sevkiyatlarının ve iş akışının uygun görülmesiyle birlikte 01.03.2021 tarihinde asıl iş başlangıcı yapıldığını, sözleşme sonucunda davacı tarafından talep edilen hizmet talebiyle sözleşmede belirtilen ve anlaşma sağlanan çok müşterili, dağıtım hizmet bedellerinin farklı olduğu müvekkili şirket tarafından tespit edildiğini, taraflar arasında kurulan iş birliğinin daha başında olunması sebebiyle müvekkili şirket tarafından sevkıyatlarda oluşan fiyat farklarına ve ilave maliyetlere katlanıldığını ve müvekkili tarafından davacıya herhangi ek bir masraf yansıtılmadığını, söz konusu teslimatların belirtildiği ve taahhüt edildiği sürelerde gerçekleştirildiğini, davacı tarafa mevcut sevkiyat talepleriyle, sözleşmede belirtilen sevkiyat taleplerinin farklı olmasından kaynaklı fiyat farklarının oluştuğu ve bu fiyat farklarının uzun süreçte her iki tarafa da zarar vereceğinden dolayı taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucunda davacı şirket tarafından müvekkili şirketten yeniden fiyatlandırılma yapılması yönünde talepte bulunulduğunu ve özel dağıtım hizmeti sonucunda oluşan fiyatların davacı tarafa iletildiğini, sözleşme gereğince davacı tarafa verilecek olan teminat mektubuna yönelik olarak Covid-19 şartlarından kaynaklı olarak gecikme yaşandığını, söz konusu durumun müvekkili şirket tarafından Beyoğlu 40.Noterliği 09.04.2021 tarih 06116 yevmiye numaralı ihtarname ile davacı şirkete bildirildiğini, yaşanan gecikmeden kaynaklı olarak davacı tarafa teminat miktarının nakit olarak şirket hesabına ödeme yapılacağının ihtar edildiğini, müvekkili şirketin davacı tarafça yapılan ihtara yönelik 16.04.2021 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini bildirdiğini, davacı tarafından dava dışı ……Lojistik Ltd. Şti. İle yapılan sözleşme gereğince 2 ayda 1.555.492-TL tutarında menfi zarara uğradığı iddia edilse de, taraflar arasındaki sözleşmenin uyarınca müvekkili şirketin sadece doğrudan zararlardan sorumlu olacağının kararlaştırıldığını, bu nedenlerle davanın sözleşmede belirtilen yetki şartı nedeniyle ve davalı şirketin bağlı olduğu yetkili mahkemede açılmamış olması nedeniyle “yetki yönünden” usulden reddine, usulden reddedilmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklindedir.
Somut olayda, taraflar arasında imzalanan 15/01/2021 tarihli Parsiyel Dağıtım Hizmeti Sözleşmesinin “8.Fesih Koşulları ve Anlaşmazlıkların Halli” başlığının altında düzenlenen 8.5 maddesi uyarınca taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklarda İstanbul Anadolu Mahkeme ve İcra Daireleri yetkili olacağı kararlaştırmış olmakla, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. maddesinde tacirler veya kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar hakkında sözleşme ile mahkemeleri yetkili kılabilecekleri aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirtilen mahkemede açılacağı, aynı Kanun’un 448. maddesi gereğince, kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtilmiştir. Yanlar arasında imzalanan sözleşmenin her iki tarafının tacir olduğu, sözleşme ile yetkili mahkeme olarak İstanbul Anadolu Mahkemelerini yetkili kıldıkları, öte yandan davalı tarafa dava dilekçesinin 14/09/2021 tarihinde gönderilip e-tebliğ yapılmasına nazaran 19/09/2021 tarihi itibariyle tebliğinin yapıldığı, Mahkememizin 23/09/2021 tarihli ara kararı ile davalı tarafa talebi veçhile HMK 127 maddesi gereğince yasal sürenin bitim tarihinde itibaren 2 hafta cevap süresinin uzatılmasına dair karar verildiği, davalı tarafın yetki itirazını içerir cevaplarını UYAP ortamından 18/10/2021 saat 23.03 itibariyle göndermiş olmasına nazaran işbu yetki itirazının süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla davalı tarafın yetki itirazının yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılarak Mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı tarafın yetki itirazının kabulüne, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
Dosyanın karar kesinleştiğinde ve HMK’nun 20.maddesi gereğince talep halinde yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar tebliğden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/04/2022

Başkan ….
e-imzalıdır
Üye …….
e-imzalıdır
Üye ……
e-imzalıdır
Katip ……
e-imzalıdır