Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/517 E. 2022/53 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/517
KARAR NO : 2022/53

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/08/2021
KARAR TARİHİ : 26/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 14.11.2018 günü saat 14.35 sıralarında davacı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikleti ile … bulvarını takiben … istikametine seyiri sırasında sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen BMW marka araca çarpmamak için motosikletinin frenine basması sonucu motosikleti yan yatmış ve bu sırada bu sırada sağ yan tarafından ve aynı istikamete seyir halinde olan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kapalı kasa panelvan aracın tekerleğinin altında kolunun kalması neticesinde ağır şekilde yaralandığını, kazaya neden olan araç sürücüsü ve plakasının belli olmadığı bu nedenle davanın …na yöneltildiği, bu nedenle fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile 100 TL. maddi tazminatın (50,00 TL. bakiye kalıcı iş göremezlik, 50,00 TL. geçici iş göremezlik maddi tazminat talebi olmak üzere ) 30/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun davacının maluliyetini giderecek ölçütte tazminat ödemesi yaptığını, müvekkili kurumun geçici iş göremezlik tazminatından sorumluluğu bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle kazaya karışan aracın tespiti ve sigorta kapsamında olup olmadığının ispatının davacının sorumluluğunda olduğunu, kusur incelemesi yapılmasını ve davanın kabul edilmesi halinde müvekkilinin kusuru bulunmadığından aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine hükmedilmemesi, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, dosya ve ekleri
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde uyuşmazlığın giderilmesine konu somut olayın trafik kazasında zarar gören davacının, kazaya karışan araç sürücüsü ve araç plakasının belli olmaması nedeniyle davalı …’ndan zararın tazminine ilişkin maddi tazminat davası olduğu, Zorunlu trafik sigortası bulunmayan ya da tespit edilemeyen araçların neden olduğu trafik kazlarında zarar gören tarafın …’na karşı açılacak davalarda TTK’nun 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava söz konusu değildir. Her ne kadar kazaya karışan araç plakası ve sürücüsü belli olmasa da tespiti halinde gerçek kişi olduğu ve …’nın Yönetmeliğin 16.maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ya da işleten davalıya rücu hakkı bulunduğu, bu husus göz önüne alındığında gerçek kişilere açılacak davalarda genel görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 16/09/2021 tarih 2021/17896 Esas-2021/4942 Karar sayılı kesin Yargıtay İlamı ile … tarafından ödenen davacının maddi zararının sorumlularının gerçek kişi malik ve sürücü olduğunu davalarda Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verildiği gözetildiğinde eldeki davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada … lehine ve aleyhine açılacak davada yargıtay kararı kapsamında Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulden anlatıldı.26/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır