Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/479 E. 2021/772 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/763
KARAR NO : 2021/785

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/11/2021
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerin murisi … tarafından 20/09/2019 Tarihinde … Bankası A.Ş.den çekmiş olduğu Tüketici kredisi sonrasında vefat etmesi nedeniyle … A.Ş. tarafından yapılan Hayat Sigortası gereği rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle Fazlaya ilişkin haklarımız ve Davayı Islah Etme hakkımız saklı kalmak üzere şimdilik 10.000.TL.sı tutarında ölüm teminatı alacağımızın tarafımıza miras payları oranında ödenmesine karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı varislerin sigorta poliçesinin lehdarı olmadıklarından dava açma hakları bulunmadığını, sigortalının sigorta poliçesinin akdedilmesinden önce mevcut olan hastalığı konusunda bilgi vermemiş, müvekkil şirkete gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu belirterek davanın reddine ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 fıkrasında da tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacıların murisi …’un, 20/09/2019 tarihinde … mah. … Sk. No:…/……/… adresinde bulunan … … Bankası A.Ş.şubesinden kullandığı 75.000,00 TL lik tüketici kredisi karşılığında kendisine davalı sigorta şirketince hayat sigortası yapıldığı ve bunun karşılığında 4.396,47 TL.sı sigorta prim parası tahsil edildiği, davacıların murisi …’un kredi kullandığı ve 28/06/2021 tarihinde vefat ettiği, davacıların murisinin ölümünden sonra geriye kalan 60 aylık kredi taksitlerini ödedikleri, davalı sigorta şirketi riziko gerçekleştiği halde kredi borcunu kapatmadığından bahisle davacıların ölüm teminatı talebinde bulunduğu, ölüm teminatı ile ilgili uyuşmazlıkların çözüm yerinin tüketici mahkemelerinin olduğu nazara alınarak davaya bakma görevinin İzmir Tüketici Mahkemelerine ait olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu dikkate alınarak dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Tüketici Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulden anlatıldı. 30/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)