Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/411 E. 2023/102 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/411
KARAR NO : 2023/102

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/07/2021
KARAR TARİHİ : 08/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/11/2019 tarihinde davacı müvekkili …’nun yolcu konumunda olduğu … plakalı araç ile davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan … plakalı araç arasında yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında da belirtildiği üzere; davalı sigorta şirketinin sigortalısı … plakalı aracın sürücüsünün, KTK 56/1-c “Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.” maddesini ihlal ettiği belirtildiğini, kazada müvekkili araçta yolcu konumunda olduğundan müvekkilinin kusuru bulunmadığını, davacı müvekkilinin; kaza sebebi ile boynu kırılmış, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Acil Servisi’ne götürülmüş, adli rapor ilgili hastanede düzenlendiğini, 08/06/2020 tarih ve… sayılı Balıkesir Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesinden Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğine göre alınan Adli Bilirkişi Uzmanlar Kurulu Mütalaa Raporuna göre mağdur müvekkilin geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle; meydana gelen arızalarının tıbbi iyileşme süresinin 135 güne kadar uzayabileceği ve bu sürede %100 malul sayılması gerektiği, kaza tarihini takip eden ilk 45 günde ise başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda sayılacağı; sürekli engellilik oranının %22 olduğu tespitleri yapıldığını, dava konusu kazayla ilgili tarafların birbirlerinden şikayetçi olmamasına karşılık Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’ nın … sayılı soruşturma dosyası takipsizlik kararı ile kapatıldığını, ancak müvekkilinin maddi ve manevi zararları giderilmediğini, müvekkilinde kaza sebebiyle genç yaşta sürekli ve geçici iş göremezlik hali meydana geldiğini, kaza sebebiyle müvekkilinin boynu kırılmış, ameliyat olmuş ve platin takıldığını, boynunu hareket ettirmekte zorlanmakta ve sürekli ağrı çektiğini, müvekkilinin boynunda meydana gelen sakatlık, tüm hayatını olumsuz etkilediğini, kaza sonrası aile, sosyal ve iş hayatı da olumsuz etkilenmiş, gündelik işlerini dahi eskisi gibi yapamaz hale geldiğini, müvekkilin 2 çocuk annesi olup evli olduğunu, kaza sebebiyle çocuklarına bakmakta, ev işlerini yapmakta ve çalışırken oldukça zorlandığını, davalı sigorta şirketine 07.07.2020 tarihinde, ZMSS genel şartlarına uygun olarak başvurularak, sürekli sakatlık tazminatı talep edildiğini, ardından sigorta şirketi tarafından istenen ilave evraklar da ekte sunduğumuz e-posta yazışmalarından anlaşılacağı üzere https://www.somposgorta.com.tr/hasar-evrak-bldrm-formu web adresi üzerinden davalı sigorta kuruluşuna gönderildiğini, davalı sigorta kuruluşu 22/01/2021 tarihli yazısıyla başvurumuzu “Manisa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Şehzadeler Sosyal Güvenlik Merkezinin 12.01.2021 tarih ve …………. sayılı yazısında iş göremezlik derecesinin %0 (sıfır) olarak tespit edildiği bilgisi paylaşılmıştır. İlgili 12/01/2021 tarihli yazıya istinaden kişinin engel oranının olmadığı anlaşıldığından, talebinizin karşılanamayacağını,“Manisa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Şehzadeler Sosyal Güvenlik Merkezinin 12.01.2021 tarih ve ……..sayılı yazısında iş göremezlik derecesinin %0 olarak tespit edildiği bilgisi paylaşılmıştır. İlgili 12/01/2021 tarihli yazıya istinaden kişinin engel oranının olmadığı anlaşıldığından, talebinizin karşılanamayacağını,” gerekçesiyle reddettiğini, sigorta kuruluşunun başvurularının reddini ve red gerekçesini kabul etmediklerini, Sosyal Güvenlik Kurumunun iş göremezlik mevzuatı ve kriterleri ile Sigorta Hukukundan kaynaklanan iş göremezlik/sakatlık mevzuatı ve kriterleri farklı olduğunu, sigorta şirketi SGK tarafından yapılan tespitlere göre ödeme yapmadıklarını, yine SGK tarafından yapılan tespitler sigorta şirketini bağlamadığını, fakat davalı sigorta şirketi kanuna aykırı bir şekilde başvurularını reddettiğini, müvekkili Sigorta Hukuku mevzuatına uygun olarak Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğine göre alınan raporu sigorta şirketine ibraz ettiklerini, sigorta şirketi bu rapora istinaden başvuruyu değerlendirmesi gerekirken aksi yönde görüş bildirmesi kanuna ve ilgili tüm mevzuata aykırı olduğunu, sigorta şirketinin taleplerimizi reddetmesi sonucu Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurduklarını, ancak Sigorta Tahkim Komisyonu……..E……….sayılı dosyadan mutabakatsızlık kararı vererek dosyadan el çektiğini, ardından arabuluculuğa başvurulmuş, arabuluculukta da anlaşılamadığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve bilirkişi tarafından yapılacak hesap neticesinde ileride artırılmak üzere şimdilik 100,00-TL sürekli sakatlık/sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacı müvekkiline ödenmesine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve bilirkişi tarafından yapılacak hesap neticesinde ileride artırılmak üzere şimdilik 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacı müvekkiline ödenmesine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve bilirkişi tarafından yapılacak hesap neticesinde ileride artırılmak üzere şimdilik 100,00-TL bakıcı gideri tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacı müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri (Mahkemede ve Tahkimde yapılanlar) ve avukatlık vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın hiçbir şekilde kabulü anlamına gelmemekle birlikte; davacı taraf maluliyet sebebiyle uğradığı zararını ispat etmesi gerektiğini, ayrıca müvekkili şirketin sorumluluğu poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin hem asıl alacak ve hem de dava masrafları açısından poliçe limiti ile sorumlu tutulması gerektiğini, davacı taraf soruşturma aşamasında şikayetçi olduğunu beyan etmiş olduğundan tazminat davası açma hakkı ortadan kalkmış olup davanın reddi gerektiğini, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. Maddesi ve Yargıtay Kararları gereğince tarafların uzlaşmış olması durumunda zarar görenin tazminat davası ortadan kalkmış olacağını, dava açılmış olsa dahi davacı davasından feragat etmiş sayılacağını, bu sebeple davacı tarafın şikayetten vazgeçmiş ve uzlaşmış olması sebebiyle bu davadan feragat etmiş sayılacağından davanın reddini talep etme zarureti doğduğunu, davacı tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’nun……..E…. sayılı dosyası ile aynı talep ve aynı kazaya ilişkin olarak başvuru yapılmış olup, yargılama esnasında davacının dava konusu iş kazası neticesinde sürekli sakatlık oranının %0 olduğu tespit edilmiş, dosyadan alınan ……..E…., K-2021/76808 sayılı kararı ile davanın usulden reddine karar verildiğini, konu uyuşmazlık hakkında verilen karar kesin hüküm oluşturduğundan kesin hüküm itirazlarının kabulü ile davanın esasa girilmeden usulden reddini talep etme zarureti doğduğunu, şirketimize yapılan başvuru üzerine dosya medikal incelemeye gönderilmiş, hazırlanan rapora göre “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe” göre davacıda herhangi bir fonksiyon kaybı bulunmadığı tespit edilmiş, bu sebeple başvurucunun talepleri haklı olarak reddedildiğini, dava konusu kaza sebebiyle meydana gelmiş herhangi bir maluliyet bulunmadığını, müvekkili şirket ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, 25.02.2011 tarihinden itibaren geçerli olan mevzuat değişikliği sebebi ile, müvekkili şirketin tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı taleplerine ilişkin sorumluluğu ortadan kalktığını, 6111 sayılı kanunun 59.maddesi (KTK 98.) ile trafik kazalarına ilişkin olarak bu tarihten sonra sunulacak sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı hükme bağlanmış olup, yine aynı kanunun Geçici 1. maddesi ile 6111 sayılı kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı düzenlendiğini, davacı taraf, sigortalılarının kusurunu ve kusur ile maluliyeti arasında illiyet bağı bulunduğunu usulen ispat etmesi gerektiğini, davacının talebinin fahiş olduğunu, başvuruyu kabul anlamında gelmemek üzere, bir tazminat hesaplaması yapılması halinde, bu hesapta asgari ücretin baz alınarak TRH-2010 mortalite tablosu ile 1,8 teknik faizin kullanılmasını talep ettiklerini, kabul manasında olmamak üzere hesaplanacak tazminattan davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, muhtemel bakıcı giderine ilişkin talepler teminat dışında kalacağını, kabul manasında olmamak üzere davanın kabulü halinde bu dava öncesinde müvekkili şirkete gerekli belgelerle başvuru yapılmadığı gözetilerek temerrüt tarihinin dava tarihi olarak alınması gerektiğini, davanın usulden ve esastan reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin …esas-…….karar sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısının dosyada davacı olduğu ve yolcu konumunda olduğu … plakalı araç ile işleteni/maliki davalı Hayrettin Biçici ve sürücüsü davalı … olan … plakalı araç arasında yaralanmalı trafik kazası nedeniyle Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davası açtığı, 19/01/2022 tarih ve …esas……karar sayılı kararı ile “Davanın kabulüne, 50.000,00 TL manevi tazminatın 30/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin …esas-…….karar sayılı dosyasında davacının muayenesi yapılıp, dava konusu kaza nedeniyle şikayetleri dikkate alınarak, oluşturulacak uzman doktor heyetinden dava konusu kaza nedeniyle davacının meydana gelen maluliyetinin bulunup bulunmadığı, varsa sürekli-geçici maluliyet oranları, bakıma muhtaç olup olmadığı, muhtaç ise ne kadar süre ile muhtaç olduğu hususlarında kurul raporu alınması için İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilimdalı’na müzekkere yazılmış, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen 16/12/2021 tarih 2850 sayılı raporda sonuç olarak; şahısta davaya konu trafik kazasına bağlı boyun fıtığı nedeniyle kişinin engellilik oranının % 23,3 olarak bulunduğu, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 64 gün olduğu, sürekli bakıma muhtaç olmadığı, geçici olarak bakıcıya muhtaç olunan süre ile ilgili olarak yönetmelikte bir değerlendirme olmamakla birlikte olaya bağlı boyun fıtığı ve ameliyatı nedeniyle yardıma ihtiyaç duyacağı sürenin 1 ay olduğu belirtilmiştir.
Balıkesir Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan rapora göre; … T.C. numaralı … doğumlu …’un 30.11.2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle meydana gelen arızalarının;
1. Belirtilen tarihte geçirmiş olduğu trafik kazası ile aralarında illiyet bağı bulunduğu,
2. Şahısta sürekli işgöremezlik halinin bulunduğu,
3. … T.C, numaralı … doğumlu …’un 30.11.2019 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle meydana gelen arızalarının tıbbi iyileşme süresinin 135 (yüz otuz beş) güne kadar uzayabileceği ve bu sürede %100 malul sayılması gerektiği,
4. Kaza tarihini (30.11.2019) takip eden ilk 45 (kırk beş) gün başka birinin (kişinin temizlik, yıkanma, soyunma, giyinme, tuvalet ihtiyacı vb. işleri bakımından) sürekli bakımına muhtaç durumda sayılacağı,
5. Şahısta tüm vücutta engellilik ölçütüne göre oluşturduğu engellilik oranının %22 (yüzde yirmi iki) olduğu belirlenmiştir.
Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin …esas-…….karar sayılı dosyasından alınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen 16/12/2021 tarih 2850 sayılı raporda sonuç olarak; şahısta davaya konu trafik kazasına bağlı boyun fıtığı nedeniyle kişinin engellilik oranının % 23,3 olarak bulunduğu, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 64 gün olduğu, sürekli bakıma muhtaç olmadığı, geçici olarak bakıcıya muhtaç olunan süre ile ilgili olarak yönetmelikte bir değerlendirme olmamakla birlikte olaya bağlı boyun fıtığı ve ameliyatı nedeniyle yardıma ihtiyaç duyacağı sürenin 1 ay olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, dosya ve ekleri kusur ve hesap bilirkişilerine tevdi edilerek, tarafların davaya konu kazanın oluşumunda kusur oranları ve tazminat miktarlarının tespiti yönünden bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi heyetinin raporunda özetle;
KUSUR YÖNÜNDEN:
A) Davalının sigortalısı … plakalı otobüs sürücüsü … zararlı sonuca neden olan davranışı:
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 56. Maddesinde düzenlenen: “c) Araçlar arasındaki mesafe: Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.”, 84. Maddesinde sayılan asli sürücü kusurlarından: “Arkadan çarpma” şeklindeki kuralı ihlali niteliğinde olduğu,
B) Davacı …’nun kazanın oluşumu üzerinde bir kural bir ihlalinin bulunup bulunmadığı, davacının kazanın oluşumu üzerinde etken nitelikte bir kural ihlalinin bulunmadığı kanaatine varıldığı,
Davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının davacının kendi ifadesinde geçen “…çarpmamak için ani fren yaptı ve bu sırada ben bulunduğum yerden savruldum…” şeklindeki ifadesi ile davacının yaralanmasının da omurgaya ilişkin olması hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının seyahat esnasında emniyet kemeri takmadığı kanaatine varıldığı, nitekim, davacının otobüste yolcu olarak seyahat ettiği esnada emniyet kemeri takmış olması halinde, fren tedbiri veva kaza anında araç içerisinde savrulmayacağı değerlendirildiğini, davacının emniyet kemeri takmamış olması 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 78. Maddesi ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150. Maddesinin ihlali niteliğinde olup, davacının emniyet kemeri takmaması ile kendi yaralanması arasındaki illiyet bağının ve müterafik bir kusurunun varlığı takdiri Mahkemeye ait olduğunu,
C) … Plakalı Otomobil Sürücüsü … davalının Sigortalısı … plakalı otobüs sürücüsü …’ün aracına arkadan çarpan 4) ABK 199 plakalı otomobil sürücüsü …’nın bu kuraldışı davranısı 2918 Sayılı Trafik Kanununun 56. Maddesinde düzenlenen: “c) Araçlar arasındaki mesafe: Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.” Şeklindeki kuralın ihlali niteliğinde olmakla birlikte; bu davranışının davacının yaralanması üzerinde etken olmadığı kanaatine varıldığı,
D) … Plakalı Servis Otobüsü Sürücüsü …’ın zararlı sonuç üzerinde nitelikte bir kural ihlalinin bulunmadığı kanaatine varıldığı,
AKTÜERYA HESAPLAMASI YÖNÜNDEN ;
A ) GEÇİCİ İŞ GÖRMEZLİK ZARARI: Davacı …’nun dava konusu kaza nedeni ile 4.777.73 TL geçici iş görmezlik zararının oluşabileceği hesaplandığı,
B) SÜREKLİ İŞ GÖRMEZLİK ZARARI: Davacı …’nun dava konusu kaza nedeni ile 653.396,44 TL sürekli iş görmezlik zararının oluşabileceği hesaplandığı,
C ) BAKICI GİDERİ: Davacı …’nun dava konusu kaza nedeni ile 2.558,00 TL bakıcı gideri zararının oluşabileceği hesaplandığı rapor edilmiştir.
Dava; 30/11/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının sürekli iş göremezlik oranı ile geçici iş göremezlik süresi nedeniyle uğramış olduğu maddi zararlarının kazaya sebebiyet veren aracın ZMMS sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
6098 Sayılı TBK nun 54.maddesinin 3.bendinde çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıpların bedensel zarar kavramı içinde sayıldığı anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, kara yolu zorunlu mali sorumluluk(trafik) sigortası, bir motorlu aracın kara yolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan hukuki sorumluluğu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve kanun gereği yapılması zorunlu olan sigorta türüdür.
Eldeki davada, celp edilen poliçe ve hasar dosyası ile eklerinin incelenmesinden davalı sigorta şirketi … plaka sayılı aracın trafik (ZMMS) sigortacısı sıfatına haiz olup, sigortalı aracının kaza tarihindeki sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde zarar gören davacıya karşı sorumludur. Bu nedenle, davalının, trafik kazası sonucu davacıda oluşan geçici-kalıcı iş göremezliğe ve bakıcı giderine ilişkin bilirkişi tarafından hesaplanan tazminatı poliçe limiti dahilinde karşılaması gerekmektedir.
Davacı vekili 25/05/2022 tarihli değer arttırım dilekçesiyle; 100-TL sürekli iş göremezlik, 100-TL geçici iş göremezlik ve 100-TL bakıcı gideri tazminat olmak üzere toplam 300-TL olarak açtıkları davayı, alınan aktüerya bilirkişi raporu uyarınca, sigorta şirketinden talep edemedikleri ve diğer sorumlulardan talep edebilecekleri fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava değerini 382.664,27-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 4.777,73-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 2.558,00-TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 390.000,00-TL olarak arttırdıklarını, kusur incelemesinde müvekkiline atfedilen müterafik kusuru kabul etmemekle birlikte; mahkeme tarafından tazminata hükmederken müterafik kusur indirimi yapılacak olursa; müvekkilinin toplam alacağı 660.732,17-TL iken sigorta şirketinin sorumluluğu 390.000,00-TL ile sınırlı olduğundan müvekkile ödenmesi gereken toplam tazminat tutarı olan 660.732,17-TL’ den müterafik kusur indirimi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, talebini harçlandırmış ve davalıya tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu toplanan deliller dosya kapsamı ile birlikte değerlendiriliğinde,
30/11/2019 tarihinde Manisa ili, Yunusemre ilçesi, Mimar Sinan Bulvarı üzerinde, sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olan … plakalı ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araçların karıştığı trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı Öznur Ilıksu yaralanmıştır.
… plakalı araç sürücüsü …’ın Mimar Sinan Bulvarı üzerinde Merkez yönüne seyir halinde olduğu sırada trafik akımının yavaşlaması üzerine yavaşladığı, arkasında bulunan … plakalı araç sürücüsü Davalı …’ün ise duramayarak ön kısımlarıyla … plakalı aracın arka kısımlarına çarptığı, devamla geriden gelen … plakalı araç sürücüsü …’nın da duramayarak … plakalı aracın arka kısımlarına aracının ön kısımlarıyla çarptığı anlaşılmıştır.
Önündeki araç ile arasında yeterli ve güvenli mesafe bırakmayan ve trafik yoğunlu nedeniyle yavaşlayan davacının yolcu olarak bulunduğu araca arkadan çarpan davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olan … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ün davacının yaralanmasına sebebiyet veren kazada tam kusurlu olduğu,
Davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından, keza hesaplanan zarar miktarı ile poliçe limiti arasındaki bariz fark ve nisbet ciheti ile de hatır taşımacılığının, müterafik kusurun incelenmesine ve tartışılmasına poliçeyi ciddi surette aşan zarar ciheti ile mahal bulunmadığı;
Haddizatında hatır taşımacılığı müessesesinin bedelsiz, bila-bedel taşımalar için kabul edildiği, örnek kabilinden bir içtihat incelendiğinde;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Esas No: ……… – Karar No: …………
“…Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir….”
Müterafik kusur ile ilgili bilirkişi raporunda hadise anında davacının savrulması ve yaralanma şekli itibari ile emniyet kemerini takmadığı mülahazası ile bu hususta kusur ve illiyet bağı mahkememize bırakılmakla;
Emniyet kemeri takılsa idi yolcunun araç içerisinde savrulmayacağı ve bu denli yaralanmayacağı noktasında tespit ve değerlendirmenin var olduğu anlaşılmıştır.
Emniyet kemeri açısından örnek kabilinden bir içtihat incelendiğinde;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Esas No: ……. – Karar No:……
“….Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunun 44.(6098 sayılı TBK’nın 52.)maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Meydana gelen kazada davacıların desteği ölmüş, destekten yoksun kalma talepli eldeki bu dava açılmış, davalı tarafça desteğin emniyet kemeri takmayarak ölümüne yol açan kazada müterafik kusurunun bulunduğu savunulmuş, İtiraz Hakem Heyetince “emniyet kemeri takmamak gibi tedbirin alınmamasının sonuca etkisinin açıkça tespit edilmediği ve bu konuda illiyet bağına dair saptama yapılmış olmadığı ” gerekçesiyle buna ilişkin itirazı reddedilmiştir.
Somut olayda desteğin ön yolcu koltuğunda oturduğu, emniyet kemerinin takılı olup olmadığının belirsiz olduğu ve ölü muayene tutanağında genel beden travması ile kafatası boşlukları içerisine kanama sonucu hayatını kaybettiği tespit edilmiştir.
Bu durumda desteğin emniyet kemeri takıp takmadığı, takmadı ise kazanın oluş şekline göre bu hususun zararın artmasına etkisinin olup olmadığı, desteğin müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı, kazanın meydana geliş şekli, desteğin otopsi raporu ve belirtilen tüm hususların kapsamlı olarak değerlendirilmesi, emniyet kemeri takılmayışı ile ölüm olayı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda uzman doktor bilirkişi heyetinden rapor alınması; koruyucu ekipmanın takılmayışının ölümle illiyeti bulunduğunun saptanması halinde, BK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir…. “
Gerek mahkememizde gerekse de Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi……… E.-K. Sayılı dosyadaki toplanan deliller bağlamında davacının yolcu olduğu … plakalı araçta, işbu araçtaki yolculukla ilgili şehirlerarası yolculuk, şehir içi yolculuk veyahut şehir içi bir yerden bir yere mutad taşıma olup olmadığı noktasında bir belirlilik yoktur.
Bu mevzu şu açıdan önem arz etmektedir, şöyle ki kemer takılmasının zorunlu olacağı şehirlerarası yolculuk veyahut periyodik ve düzenli şehir içi bir yerden bir yere mutad taşıma olan durumlarda, mesela iş aracı ile sabah-akşam işe gidip-gelme vb hallerde emniyet kemeri takılmamasının ksuur teşkil edeceği kabulü zorunludur. Ancak mutad olmayan şehir içi servis, toplu taşıma gibi bir araçta bir kaç dakikalığına sürebilecek yolculuklarda ülkemizde mutad ve yerleşmiş olan şey yolcuların kemer takmamasıdır ki esasen toplu taşıma araçlarında kemer de bulunamaktadır.
Yine bütün bu ihtimallerin bertaraf edildiği ve kusurun olduğu kabul edilse dahi istikamet kazanmış nisbet %20 tenzil toplam zarara göre yapılacak olup poliçe toplam zararın neredeyse yarı nisbetinde olmakla bu hsuusta değerlendirmeye mahal bir hâl bulunmadığı müşahede edilmiştir.
Tezyid-i bedelin 390.000 TL üzerinden yapılması ancak poliçenin 360.000 TL ile mahdut olması münasebeti ile kalıcı işgöremezlik zarar kalemi açısından 30.000 TL düşülmek sureti ile;
Davacının davasının kısmen kabulü ile; geçici iş göremezlik bedeli olarak … Sigorta yönünden, “4.777,73 TL tazminat bedelinin 16.07.2020’e(müracaat tarihi) KTK 97. Madde mucibince 15 gün ilavesi ile 01.08.2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalıcı iş göremezlik bedeli olarak … Sigorta yönünden, 352.664,27 TL tazminat bedelinin 16.07.2020’e (müracaat tarihi) KTK 97. Madde mucibince 15 gün ilavesi ile 01.08.2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, bakıcı gideri olarak … Sigorta yönünden, 2.558,00 TL tazminat bedelinin 16.07.2020’e (müracaat tarihi) KTK 97. Madde mucibince 15 gün ilavesi ile 01.08.2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
a-)Geçici iş göremezlik bedeli olarak … Sigorta yönünden,
“4.777,73 TL tazminat bedelinin 16.07.2020’e(müracaat tarihi) KTK 97. Madde mucibince 15 gün ilavesi ile 01.08.2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine
b-)Kalıcı iş göremezlik bedeli olarak … Sigorta yönünden,
352.664,27 TL tazminat bedelinin 16.07.2020’e (müracaat tarihi) KTK 97. Madde mucibince 15 gün ilavesi ile 01.08.2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair talebin reddine,
c-)Bakıcı gideri olarak … Sigorta yönünden,
2.558,00 TL tazminat bedelinin 16.07.2020’e (müracaat tarihi) KTK 97. Madde mucibince 15 gün ilavesi ile 01.08.2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine
2-Alınması gereken 24.591,60 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL ve 1.272,75 TL tamamlama harcının toplamı 1.332,05 TL’nın mahsubu ile eksik kalan 23.259,55 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre davanın kabul oranına göre takdir ve tayin edilen 53.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre davanın red oranına göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 25,00 TL tebligat gideri, 25,00 TL e-tebligat masrafı, 42,00 TL posta masrafı, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 2,60 TL KEP ücreti toplamı 1.294,60 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.195,01 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 1.272,75 TL tamamlama harcı toplamı 1.391,35 TL.nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen davacıya iadesine,
9- Sigorta Tahkim Komisyonu dosyasının hükümle beraber merciine iadesine,
10-Zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabulucuk giderinin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/02/2023

Katip ……
¸e-imza

Hakim …….
¸e-imza