Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/403 E. 2022/166 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/403 KARAR NO : 2022/166

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/06/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; olay tarihinde davalının ZMMS yapmış olduğu …’ın maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davacıya ait, … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, davalı şirketin … plakalı aracın ZMMS tanzim etmesi nedeniyle dava konusu araçta meydana gelen hasardan police limiti ile sorumlu olduğunu, zararın tazmini için KTK 97. md gereğince davalıya başvurulmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, yerleşik Yargıtay uygulamalarında da kabul edildiği üzere sigorta şirketinin kaza nedeniyle meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olduğunu, davanın görevli ve yetkili mahkemede açıldığını ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 50,00 TL maddi hasar bedeli ve 50,00 TL değer kaybı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusu 30.04.2019 tarihli trafik kazası nedeni ile müvekkil şirket hakkında açılan iş bu dava da, davacı tarafın araç için onarım bedelinin ve değer kaybının tazmini talebinde bulunulduğunu, tazminat taleplerinde zamanaşımı süresi alacağın muaccel olduğu yani kaza tarihinden itibaren 2 yıl olup, bu talep hakkı 30.04.2021 tarihinden sonra biteceğini, tazminatın doğumuna sebep olan trafik kazasının 30.04.2019 tarihinde meydana geldiği, davanın ise 29.06.2021 tarihinde açılmış olduğu hususu dikkate alındığında, talep edilen alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, davacı tarafa ait araçta hasar iddia edilen şekilde meydana gelmeyeceği tespit edildiğinden taleplerinin reddedildiğini, kaza-hasar uyumunun araştırılması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru oranında olduğundan kusur tespiti yapılmadan hüküm kurulamayacağını, müvekkili şirketin sorumluluğunun, kaza tarihini itibari ile benzer hasarlardaki onarım uygulamasına göre, eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki parça bedelleri ile sınırlı olduğunu, yerleşik Yargıtay kararları gereği onarımı yapılan araçlar için fatura kesilmesi zorunlu kabul edildiğinden, davacı tarafından da aracın onarımı yapıldığından eğer KDV ödenmiş ise faturaların dosyasına sunulması gerektiğini, faturaların dosyasına sunulmadan onarım bedelinin KDV’sinden müvekkili şirketin sorumlu olmayacağını, değer kaybı hesaplamalarının, trafik sigortası genel şartları ekinde yer alan kriterlere göre hesaplama yapılması gerektiğini ve değer kaybı talepleri maddi teminat limitlerinin en fazla %15’ine kadar olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 02/12/2021 havale tarihli dilekçesi ile; dava öncesi, aracın çekildiği oto servis kanalıyla davalıya başvuru yapıldığını ve halihazırda karşı yan nezdinde ”…” nolu hasar dosyası açıldığını, bu kapsamda davaya ilişkin talepler için, dava öncesinde karşı yana başvuru yapıldığı yani KTK madde 97 de düzenlenen dava şartının yerine getirildiğini, bu hususa hasar dosyasının varlığının delil teşkil ettiğini, kaza tarihinin 30.04.2019 tarihi olduğunu, KTK m.97 kapsamında yapılan başvuru ile zaman aşımının kesileceğinin sabit olduğunu, zamanaşımın işlemeyeceği süre ise hasar dosyasının sonuçlandırılması yani davalının temerrüte düştüğünün kabul edildiği tarih olduğunu, bu sürecin ardından ise yine 2 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde 09.04.2021 tarihinde dava şartı arabuluculuk sürecine başvurulduğunu, işbu başvuru ile de zamanaşımının kesileceğinin sabit olduğunu, ayrıca pandemi döneminde uzaktan arabuluculuk süreci işletildiğinden tutanak imzaları e-imza ile atılmakta ya da kargo süreçleri sonucunda tamamlandığını, bu nedenle bu süreçler sonrasında imzalama nedeniyle son tutanağın taraflarına geç ulaşmasının davacı mağduriyetine yol açmasının kabul edilemez, hukuka ve hakkaniyete aykırı bu nedenle KTK m.97 kapsamında dava öncesi başvuru şartının yerine getirildiğinin kabulü ve zamanaşımı itirazının reddi ile yargılamada tahkikata geçilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya dayanak teşkil eden kaza tespit tutanağı, ekspertiz raporu, tamir faturaları ve KTK 97. md kapsamında yapılan başvuru belgeleri ibraz edilmiş, davalı sigorta şirketi tarafından sigorta poliçesi ve hasar dosyasının dosyaya kazandırıldığı görülmüş, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden araç ile ilgili sigorta ve hasar bilgileri celbedilmiş, yine olaya karışan araçların trafik kayıtları dosyaya getirtilmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu Madde 97 de, “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü,
TBK 72 maddesi ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 109.maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır. Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.” hükümleri yer almaktadır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davaya dayanak teşkil eden maddi hasarlı trafik kazasının 30/04/2019 tarihinde olduğu, davacının işbu davayı 29/06/2021 tarihinde açtığı, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin dava açılmasından evvel taraflarca zorunlu arabuluculuk yoluna gidildiği, bu bağlamda arabuluculuğa başvuru tarihinin 09/04/2021 tarihi olup, taraflarca anlaşma sağlanamadığından arabuluculuk görüşmesinin 21/04/2021 tarihinde sonlandırıldığı, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 16/2 maddesinde “Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
” hükmüne nazaran işbu sürenin ilavesiyle dahi davacı yanca dava açıldığı 29/06/2021 tarihinde yasa koyucu tarafından belirlenen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasından sonra işbu davanın açıldığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından işbu dava nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde taraflara re’sen iadesine,
Zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabulucuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza