Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/385 E. 2022/572 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/385 Esas
KARAR NO : 2022/572

DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2021
KARAR TARİHİ : 29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; “…Müvekkil şirket Tur Asist Yardım ve Servis Hizmetleri Limited Şirketinin İzmir ili bölge çözüm ortağıdır. Sigorta şirketlerinin trafik veya kasko sigorta poliçeleri kapsamında kaza veya arıza nedeniyle ikame araç hizmeti sunmaları söz konusu olduğunda bu hizmet müvekkil şirket tarafından sunulmaktadır. Keza davalı … da isimli şahsın ikame araç istemi ve sigorta şirketinin talimatı ile kendisine ekte sunulan R/A 102411 ve 08/10/2020 başlangıç tarihli sözleşme aynı aracı “ONBEŞ GÜN” süre ile ikame araç tahsis edilmiştir. Tahsisli ikame araç süresi biten davalı araca ihtiyacı olduğu gerekçesi ile ekte sunulan R/A 102504 sayı ve 23/10/2020 başlangıç tarihli sözleşme aynı aracı “BEŞ GÜN” süre ile kiralamıştır. Beş günlük kiralama bedeli KDV dahil 2.870 TL’dir olup buna ilişkin EK-2 de sunulan 28/10/2020 tarih ve … numaralı e-fatura davalıya sistem üzerinden gönderilmiştir. Davalı borçlu aracın kendisine tahsis edildiği süre ve daha sonra sözleşme ile uzatılmış süre içinde Karayolları Genel Müdürlüğüne ait otoyol ve köprü geçişlerinde araca ait HGS’ye aşağıda dökümü yazılı bedeller tahakkuk etmiştir. 09/10/2020 Saat 04:00 İstanbul-Ankara otoyolunda 4,25 TL , 09/10/2020 Saat 08:00 15 temmuz Şehitler Köprüsünde 10,50 TL, 09/10/2020 Saat 08:37 İstanbul-Ankara otoyolunda 3,25 TL, 09/10/2020 Saat 12:44 İstanbul-Ankara otoyolunda 4,25 TL, 11/10/2020 Saat 10:30 İstanbul FSM Köpsüründe 10,50 TL, 11/10/2020 Saat 21:20 Çeşme-İzmir-Aydın otoyolunda 4,25 TL, 12/10/2020 Saat 12:22 Çeşme-İzmir-Aydın otoyolunda 4,50 TL, 12/10/2020 Saat 19:42 Çeşme-İzmir-Aydın otoyolunda 4,50 TL, 27/10/2020 Saat 12:22 Mersin otoyolunda 3,00 TL, keza davalı borçlunun aynı tarih aralığında işletmesi özel şirketlere ait otoyol ve köprü geçişlerinde de araca ait HGS’ye aşağıda dökümü yazılı bedeller tahakkuk etmiştir. 09/10/2020 Saat 00:47 Gebze-İzmir-Orhangazi otoyolunda 101,25 TL, 09/10/2020 Saat 01:12 Gebze-İzmir-Orhangazi otoyolunda 14,15 TL, 09/10/2020 Saat 02:09 Gebze-İzmir-Orhangazi otoyolunda 38,60 TL, 09/10/2020 Saat 02:58 Gebze-İzmir-Orhangazi otoyolunda 61,90 TL, 09/10/2020 Saat 03:41 Gebze – İzmir – Orhangazi otoyolunda 156,25 TL, 09/10/2020 Saat 10:50 Gebze – İzmir – Orhangazi otoyolunda 117,90 TL, 09/10/2020 Saat 11:13 Gebze – İzmir – Orhangazi otoyolunda 38,35 TL, 09/10/2020 Saat 12:23 Gebze – İzmir – Orhangazi otoyolunda 156,25 TL, 11/10/2020 Saat 10:43 Kuzey Çevre otoyolunda 5,15 TL, 11/10/2020 Saat 10:50 Kuzey Çevre otoyolunda 13,95 TL, 11/10/2020 Saat 11:00 KMO (Asya Kesimli) otoyolunda 10,95 TL, 11/10/2020 Saat 11:06 KMO (Asya Kesimli) otoyolunda 2,50 TL, 11/10/2020 Saat 11:09 KMO (Asya Kesimli) otoyolunda 1,40 TL, 11/10/2020 Saat 11:38 Gebze – İzmir – Orhangazi otoyolunda 117,90 TL, 11/10/2020 Saat 12:02 Gebze – İzmir – Orhangazi otoyolunda 38,35 TL, 11/10/2020 Saat 13:52 Gebze – İzmir – Orhangazi otoyolunda 23,55 TL, 11/10/2020 Saat 14:13 Gebze – İzmir – Orhangazi otoyolunda 23,55 TL, 11/10/2020 Saat 15:28 Gebze – İzmir – Orhangazi otoyolunda 35,25 TL, 11/10/2020 Saat 18:28 Gebze – İzmir – Orhangazi otoyolunda 137,00 TL, 12/10/2020 Saat 16:43 Kuzey Çevre otoyolunda 33,20 TL, 13/10/2020 Saat 13:38 KMO (Asya Kesimli) otoyolunda 1,75 TL, 27/10/2020 Saat 22:08 Gebze – İzmir – Orhangazi otoyolunda 16,15 TL, Söz konusu geçişlere ilişkin listeler ekte dilekçe ilişiğinde sunulmuştur. Davalı borçlu aracın kendisine tahsisli olduğu süre zarfında üç ayrı trafik ihlali gerçekleştirmiş ve gıyapta kesilen trafik ceza tutanakları müvekkil şirkete tebliğ edilerek ödenmiştir. Müvekkil şirket tarafından ödenen ekte sunduğumuz TRAFİK İDARİ PARA CEZASI TUTANAĞI bilgileri şöyledir; 63268874 – 09/10/2020 Saat 13:14 İstanbul/Sarıyer (Aşırı hız) 1.228,00 TL, 63371426 – 11/10/2020 Saat 00:55 İstanbul/Şişli (Aşırı hız) 1.228,00 TL, 63515034 – 11/10/2020 Saat 07:31 İstanbul/Beşiktaş (Aşırı hız) 1.228,00 TL, Söz konusu trafik cezaları şehir içi yollarda hız sınırının % 50 den daha fazla aşılması nedeniyle uygulanmıştır. Davalı borçlu tahsis/kira dönemi içinde 10/10/2020 tarihinde 16 AGD 582 plakalı 2019 model Volkswagen 1.6 Passat TDİ otomobil ile İstanbul /Zeytinburnu’nda trafik kazası yapmış, aracı müvekkile hasarlı şekilde teslim etmiştir. Aracın onarımı sigortası kapsamında müvekkil tarafından yaptırılmıştır. Ancak kaza sonucu müvekkil şirkete ait aracın uğramış olduğu değer kaybı ve aracın onarımı süresince müvekkil şirketin uğramış olduğu kazanç kaybının tespiti için YEMİNLİ SİGORTA EKSPERİ Hasan AKAR’dan ekte sunduğumuz “EKSPERTİZ RAPORU” alınmıştır. Eksper tarafından yapılan bilimsel tespitte kaza nedeniyle araçta değişen parçalar, boya ve kaporta uygulamaları aracın yaşına göre 14 Mayıs 2015 tarihli Karayolları Zorunlu mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre yapılan förmülasyon ile hasarsız hali ile 370.000 TL rayiç değeri olan aracın kaza sonrası değerinde 22.248,68 TL değer kaybı olduğu tespit edilmiştir, aynı raporda kiralık araç olarak kazanç elde edilen aracın onarım süresince müvekkil şirket tarafından kiraya verilememesi nedeniyle yoksun kalınan ticari kazancın aracın sınıfına göre günlük 464 TL (Ki anılan araç tahsis sonrası dönem için davalı borçluya 574 TL’ye kiralanmıştır) baz fiyat ile 10 gün karşılığı toplam 4.640 TL ticari kazanç kaybı olduğu tespit edilmiştir. Anılan tespit hizmeti karşılığı yeminli sigorta eksperine ekte sunduğumuz e-serbest meslek makbuzu karşılığı KDV dahil 1.000 TL ödenmiştir. Aracı hasarlı şeklide müvekkile teslim sırasında iyiniyetli bir tavır gösterek her türlü zararı karşılayacağını vaad eden davalı borçlunun gerçekte hiç de iyiniyetli olmadığı daha sonra takındığı tavır ve ardı ardına gelen ceza ve köprü otoyol geçişleri ile ilgili umursamaz davranışları ile ortaya çıkmıştır. Müvekkil şirket, kendisini sürekli oyalayan davalı borçludan alacağını yasal yollara başvurmadan tahsil edemeyeceğini anlayınca davalı borçlu aleyhinde ayrıntısı yukarıda açıklanan alacak kalemleri için İzmir 19. İcra Müdürlüğü … Esas sayı ile icra takibatına başlanmış, ödeme emrini tebliğ eden davalı borçlu takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötüniyetli itiraz ile takibin durmasına sebebiyet vermiştir. İtirazın iptali davası dava şartı olarak davalı borçlu yan ile sorunun alternatif çözüm yolu ile giderilmesi için 02/04/2021 tarihinde başlatılan arabuluculuk sürecinde de tarafalar anlaşmaya varamamış. müvekkil şirketi, araç kira borcu, köprü ve otoyol geçiş ücretleri, şehir içinde aşırı hız nedeniyle kesilmiş trafik cezaları, bu alışkanlığın doğal bir sonucu olarak müvekkilin aracı ile kaza yaparak hem henüz “1” yaşındaki otomobilde değer kaybına sebebiyet veren hem de aracın onarım süresince ticari kazanç kaybına neden olan davalı borlunun haksız ve kötüniyetli itirazının iptali ile takibin devamı için işbu davayı açmak zorunlu hale gelmiştir. Davalı borçlunun soyut itirazları sadece bir itiraz değil inkar niteliğindedir. Zaten türlü bahanelerle müvekkili uzun süre oyalayan davalı borçlu, bu kez de borçlarını inkar ederek müvekkilin alacağına ulaşmak için başlattığı hukuksal süreci sekteye uğratmışlardır. Takip dosyasına ibraz edeilen belgeleri gördüğü halde borcunu inkâr eden davalı borçlunun, İcra iflas Yasası madde 67 hükmü uyarınca talep edilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini istiyoruz. Davamızın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamına, Haksız ve kötüniyetli itiraz ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı borçluların İİK Madde 67 hükmü uyarınca %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine, yargılama giderleri, harç ve avukatlık ücretini davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…” beyan ederek talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;”…otoyol geçiş ücretlerine ilişkin talepler; müvekkilimin kullanım süresinde yapılanlar yönünden kabulümüzdür. Trafik İdari Para Cezalarına ilişkin talepler; müvekkilimin kullanım süresinde yapılanlar yönünden kabulümüzdür.Araç davacı şirketten kiralanmış olup araç trafik sigortası ve kasko ile güvence altındadır. Davacı rent a car şirketi olmasından dolayı yaptırdığı sigorta ve kaskolar hem kendi aracını, hemde kiralayanı güvence altına almaktadır. Kasko sigortası, araçta meydana gelen tüm hasarın ve zararın karşılanmasını üstlenir böylelikle kazada kusurlu bulunan sürücülerin mal ve can güvenliği kasko sigortasıyla teminat altına alınır. Bu kaza neticesinde oluşan hasar ve bu hasara bağlı değer kaybı da bu sebeple kasko şirketinden tarafından karşılanmalı ondan istenilmelidir. Ayrıca hasar neticesinde oluştuğu iddia edilen değer kaybı gerçeğin çok üzerinde belirlenmiştir. Bu tespitin tarafımızca kabulü mümkün değildir. Aracın değer kaybı belirlenirken gözetilmesi gereken hususlar ise şunlardır; Aracın yıpranması, aracın kilometresi, aracın daha önce bir hasar alıp almamış oluşu gözetilmeli, sadece kaporta aksamında daha önce hasar almamış ve değişiklik/boyama gibi tadilat görmemiş parçalar üzerinden değer kaybı hesaplanmalıdır. Davacı tarafından dosyaya sunulan raporda böyle bir tespit bulunmamaktadır. Bu sebepler net bir şekilde ortaya konularak tespit edilmeli bu veriler neticesinde değer kaybı hesabı yapılmalıdır. Davacı tarafından dosyaya sunulan raporda hasar miktarının 5.392,65 TL olduğu belirtilmiş ancak bunun 4 katından da fazla bir şekilde 22.248,68 TL değer kaybı ortaya çıkartılmıştır. Araçtaki değer kaybı araçta oluşan hasar miktarını geçmemelidir. Ayrıca marşbiyel, tampon gibi ekspertiz raporlarında dahi dikkat edilmeyen kısımlarda yapılan tadilatlar aracın değerinde herhangi bir etki oluşturmamaktadır. Bu hususlar gözetilmeden hazırlanmış değer kaybı tespit raporunun hiçbir hukuki değeri yoktur. Kiralanan araçla kaza yapılması halinde araç kiralama şirketi tarafından yeni bir araç verilmekte ve eski aracın onarımı yapılmaktadır. Bu bir hizmettir ve bu hizmetleri sebebiyle kiralama bedelleri de yüksek bir meblağ üzerinden yapılmaktadır. Araçla kaza yapılması halinde o aracın kullanılamaması sebebiyle kazanç kaybı iddiası yerinde değildir. Mahkemeniz aksi kanaatte ise bu zararda yine kasko şirketi tarafından karşılanmalıdır. Çünkü kasko şirketi hasar ve zararın karşılanmasını üstlenir. Aracın kullanılamaması bir zarar olarak kabul edilmemelidir ancak kabul edilirse dahi bu zarar kasko şirketince karşılanmalıdır. Ayrıca görüldüğü üzere bu yüksek değerdeki araçta sadece 5.392,65 TL gibi bir hasar oluşmuştur ki bu 5.392,65 TL’lik rakam dahi yüksek belirlenmiş bir rakamdır. Hasarın onarım bedelinin bu kadar düşük olması, hasarın da düşük olduğunu ortaya koymaktadır. Oluşan hasar bir günde onarılabilecek niteliktedir. Ancak 10 gün gibi bir süre aracın kullanılmadığı iddiası izah edilemez niteliktedir. Davacı tarafından aldırılan raporun gerekli hiçbir özelliği barındırmadığı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu yukarıda belirtmiştik. Bu açıklamalarımızdan da anlaşılacağı üzere davacı tarafından dosyaya sunulan ancak hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan bu rapora itibar edilmemelidir ve bu şekilde alınmış raporun ücretini istenmeside hakkaniyetle bağdaşmamaktadır. Tarafımızca kabulü mümkün değildir. Davacı tarafından icra inkar tazminatı talep edilmişse de davacının talep ettiği alacak “likit” bir alacak değildir. İhtilaf konusu Yargılamayı gerektirir ve varsa ancak yargılama neticesinde tespit olabilecek bir miktardır. Bu sebeple %20 icra inkar tazminatı talebinin hukuki dayanağı yoktur. Kabul etmiyoruz. Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, hukuki dayanaktan yoksun icra inkar tazminatı isteminin reddine, yargılama giderlerinin ve masraf vekalet ücretlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini” beyan etmiş ve savunmuştur.
İzmir 19. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısının alacaklı, davalısının ise borçlu olduğu, 44.715,23 TL diğer asıl alacağı, 464,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 45.179,35 TL alacağın tahsili amacıyla borçluya Örnek7’ye göre İlamsız Takiplerde Ödeme emri ile icra takibine başlanıldığı, borçlu/davalı vekili tarafından borç ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğu anlaşıldı.
Davalıya ilişkin tacir araştırması yapılmasına, bu kapsamda ilgili İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısında davalının kaydı bulunmadığı, İzmir Esnaf Odası yazısında davalının kaydı bulunmadığı, Ağrı Vergi Dairesi yazısına istinaden yine davalının kaydı bulunmadığı, … LTD. ŞTİ.’ye ortaklık/yöneticilik bilgisi olmadığı şeklinde ayrı ayrı cevap verildiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT
Dava; taşınır kira sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptaline istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilip incelenmelidir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun m. 3/f.1 -bend (l) ile tüketici işlemi tanımlanmış, bu tanıma göre, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak açıklanmış, yine (k) bendinde ise tüketici ise ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak düzenlenmiştir. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde tüketicinin, “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici işleminin, ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 fıkrasında da tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır.
6502 sayılı Kanunun, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile, “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini” düzenleyen 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle somut uyuşmazlığa bakma görevi tüketici mahkemelerinin görev alanına girmiştir.
Somut olayda, davacı tarafından açılan alacak talebine ilişkin davada, 6102 Sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği,
Davalının davaya konu hadisede davacı şirketten araç kiralamış olduğu, kira müddetinde vuku bulan hgs geçişleri, hız cezaları ve ayrıca hasarlı teslim sebepli değer kaybına dair alacak kalemlerinin davacı tarafından takibinin yapıldığı, itiraz üzerine vaki davada itiraza konu alacak kalemlerinin evvela taraflar arasındaki hukuki ilişki özelinde değerlendirilmesi gerektiği,
Bu doğrultuda tacir yahut esnaf olmayan gerçek kişi davalı açısından araç kiralama şirketi ile gerçek kişi taraf ile kurulan ilişkinin tüketici ilişkisi olacağı, davalı vekilince beyan ekinde sunulan içtihadın sigorta ile sigortalı arasındaki kaskolar kaynaklı olup spesifik durumlara müteallik ettiği, tam manası ile somut olayı karşılamadığı, ancak alacak ve rücu açısından 2 taraf arasındaki akdi ilişkinin her açıdan tüketici hukukuna tâbi kabul edilmesi gerektiği,
Açıklanan gerekçelerle davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1- Davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeni ile, davanın göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından HMKnın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, yasal süre içerisinde başvuru yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi halinde bu husus belirtilerek mahkememize başvurulması halinde harç ve yargılama giderleri konusunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda verilen karar, HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 29/06/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza