Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/384 E. 2022/586 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/384
KARAR NO : 2022/586

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/06/ 2021
KARAR TARİHİ : 04/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirket ile dava dışı … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında … plakalı “Hyundaı i30 1.6 Crdı Desıgn Pack Dct” marka 2015 model otomobilin sigortalanması amacıyla … – … -… no.lu 02/04/2018 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli … Kasko Sigorta Poliçesi imzaladığını, … tarihinde saat 19:20 sıralarında İzmir ili Konak ilçesi … mevkiinde ruhsatı … İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracına park halindeyken sağ arka bölümüne … plakalı motosikletin düşmesi sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, ilgili kaza sonrasında yapılan inceleme neticesinde … plakalı motosiklet sürücüsü söz konusu kazaya asli kusuru ile neden olduğunu, söz konusu trafik kazası neticesinde … plakalı sigortalanmış araçta meydana gelen hasarın tespiti amacıyla ekspertiz incelemesi yaptırılarak bu rapor doğrultusunda müvekkil şirket tarafından sigortalısına, 4.587,13-TL hasar tazminatının 30/01/2017 tarihinde ödendiğini, ödemenin akabinde uyuşmazlık konusu trafik kazasına … plakalı araç sürücüsünün 2918 Sayılı KTK 57/1-c maddesini ihlal etmesi hasebiyle aynı kanunun 84/h maddesi gereğince kusurunun bulunduğundan müvekkil şirket tarafından düzenlenen 09/02/2017 tarihli rücu yazısı ile kusurlu aracın maliki …’ya sigortalının zararını tazmin amacıyla ödenen hasar tazminatının kusuru oranınca müvekkili şirkete ödenmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtaren bildirildiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle müvekkil şirket tarafından söz konusu alacağın tahsili amacıyla İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, söz konusu icra takibine borçlunun hukuka aykırı ve mesnetsiz itirazları sonucunda durdurulduğunu, somut olayda davalının kusuru ile sebebiyet verdiği zararı gidermekle yükümlü olduğunu, TTK 1472. maddesi gereğince sigortacı müvekkili şirket tarafından dava dışı sigortalıya ödenen hasar tazminatının davalı tarafından davacı müvekkil şirkete ödenmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davalı/borçlunun haksız ve kötüniyetli yetkiye, borca ve faize itirazlarının iptaline, davalı/borçlu aleyhine %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili aleyhine haksız ve kötü niyetli olarak açılan davayı kabul etmediklerini, İİK hükümleri gereğince, icra takibi sırasında borçlu tarafından, ödeme emrine yapılan itiraz ile icra takibi kendiliğinden durduğunu, alacaklının, icra takibine devam edebilmesi için, genel mahkemelerde itirazın iptali davası açması gerekeceğini, bu davanın borçlunun itirazının alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerektiğini, bu bir yıllık sürenin, hak düşürücü süre olduğunu, mahkeme tarafından kendiliğinden gözetileceğini, davacı tarafından başlatılan İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı icra dosyasında borca ve ferilerine 27.09.2019 tarihinde itiraz yapıldığını, yapılan itiraz 09.12.2019 tarihinde davacı yana tebliğ edildiğini, işbu davamız ise 22.06.2021 tarihinde açıldığını, bu sebeple işbu davanın bir yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olmasından kaynaklı reddedilmesi gerektiğini, işbu davayı açmakta haksız ve kötüniyetli olduğunu düşündüklerini, belgeler arasında kaza tespit tutanağı bulunmadığını, kazanın oluş şekli ve sonuçları hakkında ön kabullerle müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını ve akabinde işbu davanın açıldığını, müvekkilinin kazadan haberi rücu yazısı ile olduğunu, gönderilen fotoğraflarda müvekkiline ait aracın, sigortalı aracın kapısına doğru yattığının görüldüğünü, aracın sağ arka kapısında iki derin hasar görüldüğünü, bunun motosikletin devrilmesi sonucu oluşamayacağı , bu sebeple aracın sağ tarafının öncesinde hasarlı olduğunun açık olduğunu, motosikletin devrilmesi sonucu oluşmayan hasarların müvekkiline mal edilmeye çalışıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun doğması için, motosikletin devrilmesi ile tespit edilen hasarlar arasında illiyet bağının ortaya konması gerektiğini, izah edilen tüm nedenlerle; dava dilekçesindeki iddiaların haksız, yersiz ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, oluşan hasar ile iddia edilen kaza arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacının davasının hak düşürücü süre yönünden davanın esasına girmeden önce ön inceleme aşamasında dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE&NETİCE VE KANAAT:
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 25/07/2019 takip tarihi çıkışlı, alacaklı … Sigorta A.Ş tarafından borçlu … aleyhine 4.587,13 TL asıl alacak, 149,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam4.736,3 TL alacak için ilamsız takip yolu ile icra takibi yapıldığı, e devlet üzerinden takibi öğrendiklerini belirtilen borçlu vekilinin 27/09/2019 tarihinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itirazı üzerine takibin 30/09/2019 tarihinde durdurulmasına karar verildiği, itirazın alacaklıya e -tebligat yolu ile 09/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dava; İİK nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatı istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce toplanan deliller ve dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı vekili tarafından İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasında davalı/borçlunun haksız ve kötüniyetli yetkiye, borca ve faize itirazlarının iptaline, davalı/borçlu aleyhine %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş ise de İİK.nun 67/1.maddesinde; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir” hükmü yer almaktadır.
Mahkememizce 2. Celse itibari ile Arabuluculuk Kanunu düzenlemeleri bağlamında 2. Celse itibari ile;
“…-Yapılan incelemede 12.09.2019’da borca itirazın tebliğ edilmiş sayıldığı, e-tebligat ile gerçekleşen bu tebellüğ sonrası 05.08.2020 müracaat, 02.09.2020 son toplantı ve tutanak tarihli arabulucuk evrakının tanzim edildiği,
Arabuluculuk müracaatının da halihazır tatbikatta dava sürelerini kesen bir sebep olması münasebeti ile 22.06.2021 dava açılış tarihi olan eldeki dava ile ilgili zamanaşımının kesilme sonrası yeniden baştan işleyeceği nazara alınarak davanın süresinde olması ciheti ile zamanaşımı(hak düşürücü süre) itirazlarının reddine,…”öncelikle redde dair hüküm tesis edilmiş ise de, hasıl olan treddüde binaen 18.02.2022 de ara karar ile yeniden bu durumun gözden geçiirlmesinin icap ettiği anlaşılmakla bu karardan rücu edilmiştir.
Arabuluculuk Kanunu na göre arabuluculuk işlemi dava zamanaşımını kesmemekte, yalnızca ilk müracaat ve son toplantı anına kadar durdurmaktadır. Bu itibarla sürelerin kesilme, eski Borçlar Kanunu tabiri il kat’ı söz konusu olmayıp yalnıca durması, yine eski tabiri ile tatili mevzubahis olup bu anlamda durma sonrası tekraren süreler işlemeye devam edecektir.
Anılan yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanun’un 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir. Somut olayda 27/09/2019 borca itiraz edildiği, borca itiraz talebinin alacaklıya 09/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği halde davacının davasını yasal süre olan 1 yıl içinde açmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilmiş olmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının zamanaşımı yönünden REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama harç ve giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm gününde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.736,43 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde resen iadesine,
6-HUAK 18/A maddesi gereğince Zorunlu Arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL Arabuluculuk giderinin davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
Dair ; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı;
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek;
Açıkça okunup usulden anlatıldı.04/07/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza