Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/349 E. 2022/512 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/516 Esas
KARAR NO : 2022/563

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2021
KARAR TARİHİ : 27/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın araç bakımı, parça değişimi, temini, tadilat ve tamiratını yapan bir oto servisi olduğunu, davalının da araç tamirat ve tadilatını müvekkili şirkete yaptırdığını, takibe dayanak cari hesap hareketlerinden de görüleceği üzere dava ve takibe konu alacağı ödemediğini, davalı aleyhine girişilen icra takibine haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğinin, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde taraflar arasında ticari alış verişlerin olduğunun ortaya çıkacağını, davalının borcu bulunmadığı yönünde itiraz etmiş olmasına rağmen takibe dayanak cari hesap borcunun ödendiğinin dair hiçbir belge ibraz edemediğini beyanla; davalı/borçlunun İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesinin, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında dava konusu faturaya ilişkin bir ticari ilişki olmadığını, dava konusu faturanın müvekkiline hiçbir şekilde iletilmediğini, faturayı icra takibi vasıtasıyla öğrendiklerini, fatura müvekkiline iletilmediğinden 8 günlük itiraz haklarını da kullanamadıklarını, müvekkilinin ticari defterleri incelendiğinde bu hususunun ispatlanacağını, faturanın sonuç doğurabilmesi için taraflar arasında bir sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanması gerektiğini, müvekkilinin davacının abisi ile gerçekleştirdiği iddia edilen whatsapp yazışmalarının delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını beyanla: haksız yersiz ve yasal dayanaktan yoksun davanın öncelikle usuli şarta uyulmadığından reddine aksi durumda davanın esastan reddine, davacının kötü niyetli olarak takibe giriştiğinden %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesinin talep etmiştir.
İzmir 17. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 4.500,00 TL cari hesap alacağı için icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinden sonra süresi içinde takip dosyası borçlu vekili tarafından süresi içinde 15/03/2021 tarihinde borca yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi SMMM …’dan alınan 06/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin incelenen 2020-2021 yılı ticari defterlerinde davalı adına herhangi bir kaydın olmadığı dolayısı ile 15.03.2021 takip tarihi itibari ile de davalıdan alacağının olmadığı bildirilmiştir.
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır.
Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilip incelenmelidir.
Davacının tacir sıfatının tespiti bakımından Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odasına, Polatlı Vergi Dairesine ve Bornova Vergi Dairesine yazılan müzekkereler yazılmış, yazı içeriklerinden davalının tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından açılan itirazın iptaline ilişkin davada, 6102 sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği, Polatlı Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün müzekkere cevabı dikkate alındığında, 581 019 2820 vergi kimlik numaralı mükellefi …’nun, gerçek usulde mükellef olduğu bilanço esasına göre defter tuttuğu bildirilmiş olsada davalının esnaf ve sanatkarlar odasına kayıtlı olduğu dikkate alınarak davalının tacir sıfatını haiz olmaması sebebiyle, işbu davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava da olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1- Davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeni ile, davanın göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından HMKnın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, yasal süre içerisinde başvuru yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi halinde bu husus belirtilerek mahkememize başvurulması halinde harç ve yargılama giderleri konusunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar, HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/06/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza