Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/332 E. 2022/47 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/332
KARAR NO : 2022/47

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 29/05/2021
KARAR TARİHİ : 26/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğüne Bağlı Buca Sosyal Hizmet Müdürlüğü’nün taşeronu olan ve sahibi … olan firmada 03.02.2014-31.12.2017 tarihleri arasında İzmir İl Müdürlüğüne bağlı olarak alt işveren ilişkisi kurulduğunu, bu sebeple ödenmeyen ücretleri olduğunu belirterek İzmir … İş Mahkemesi …/… esas …/… karar sayılı dosyası ile bir takım işçilik alacakları sebebiyle dava açmış ve açmış olduğu davayı kazandığını, dava sonucunda müvekkile müşterek ve müteselsil olarak 24.714,54 TL şeklinde paranın müvekkiline ödenmesine karar verilmiş olup, müvekkilinin de İzmir … İcra Dairesi’nin …/… esas sayılı dosyasına konu edildiğini, müvekkilinin işbu alacaklarını yani alacaklı olduğu dosyanın açılış tarihinin 11.11.2019 olmakla, şu an menfi tespit davasının konusu olan borçlu olduğu iddia edilen dosyanın açılış tarihinin müvekkilinin alacaklı olduğu dosyada karşı tarafa ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih ile aynı tarih olan 18.11.2019 olduğunu, müvekkilinden ve diğer çalışanlardan ilgili alt işverenlik durumunda çalışmaya başlaması ile müvekkilinden bedeli 60.000,00 TL olan teminat senetleri alındığını, müvekkilinin vekili vasıtası ile 16.01.2018 tarihinde işbu hususu belirten ve ilgili kurumdan ayrılması sebebiyle araçları da eksiksiz teslim etmesinden dolayı teminat senedini geri istediğini ancak müvekkiline hiç bir surette teminat senedi geri verilmediğini, bu hususun Karşıyaka … Noterliğinin
… yevmiye nolu 16.01.2018 tarihli ihtarnameleri ile sabit olduğunu, müvekkilinin İzmir İş Mahkemelerinde açıp kazandığı davalarda hak kazandığı bedel olan 24.000,00 küsür TL’nin akabinde yine müvekkiline teslim edilmeyen senet üzerinden 24.000 TL’lik icra takibi Gaziantep İcra Dairesi vasıtasıyla yapıldığını, bu noktada müvekkiline ilgili alt işveren tarafından teslim edilmeyen senetin bir başkasına verildiğini ve … isimli kişi tarafından icra takibine konu edildiğini, davalı … isimli şahsın adresi Gaziantep olmakla müvekkilinin hayatında hiç Gaziantep’e gitmediğini, … isimli kişi ile herhangi telefon veya başkaca şekilde irtibatı bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile takip talebinde yazılı miktar olan fazlaya ilişkin hakları ve ıslah hakları saklı kalmak üzere 26.558,50 TL’nin %20’si üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, icra dosyasında ödenen bedellerin istidratına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır.
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilip incelenmelidir.
Tarafların tacir sıfatının tespiti bakımından Gaziantep ve İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Gaziantep ve İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine ve Nizip ve Konak Vergi Dairesi Müdürlüklerine müzekkereler yazılmış, yazı içeriklerinden tarafların tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacı tarafından açılan menfi tespite ilişkin davada, 6102 Sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği, Nizip Vergi Dairesi Müdürlüğünün müzekkere cevabı dikkate alındığında, davalının servis taşımacılığı işine basit usul ticari kazanç olarak başladığı ve faaliyetine halen devam ettiği, en son verilen 2020 yılı basit usul beyannamesinde yer alan gayri safi iş hasılatının “0” olduğu, Konak Vergi Dairesi Müdürlüğünün müzekkere cevabı dikkate alındığında, davacının 02/04/2002 tarihinde potansiyel mükellef (gelir getirici kazan olmaksızın bazı iş ve işlemlerden kullanılan potansiyel vergi kimlik numarasına haiz mükellef) vergi kimlik numarası aldığı ve başkaca bir gelir getirici kazanç türünden mükellefiyet kaydı bulunmadığı, davaya dayanak teşkil eden icra takip dosyasında alacağa dayanak teşkil eden işlemlerin 2017, 2018 ve 2019 yılına ilişkin olduğu anlaşılmakla, işbu davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava da olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
4-Sair hususların görevli mahkemede değerlendirilmesine,
5-İş bu kararın taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/01/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza