Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/30 E. 2021/803 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/30
KARAR NO : 2021/803

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …, 2015 Model … … … … … marka-model … (yeni …) plakalı aracı davalı … Tic. Ve San. A.Ş.’den 18 Aralık 2018 tarihinde 23.500,00 TL bedelle satın aldığını, müvekkili bu aracı alırken ağır hasar kaydı olduğunu bilmeksizin, piyasanın normal değerinde bir bedele satın aldığını, müvekkilinin almış olduğu bu aracı daha sonra başka birine sattığını, aracı satın alan 3.kişi aracın ağır hasarlı olduğunu söyleyerek müvekkiline başvurduğunu, müvekkili, kendi alıcısını zarara uğratmadan aracı iade aldığını, müvekkilinin bu davranışı ile alıcısını zarara uğramaktan kurtardığını, ancak gelinen noktada zarara uğrayan müvekkilinin olduğunu, araçta bulunan ağır hasar kaydı öğrenilir öğrenilmez müvekkilinin zararının giderilmesi için davalıya İzmir …Noterliği vasıtasıyla … numaralı ihtarname 12.06.2020 tarihinde gönderildiğini, ancak davalı bu zararı gidermeye yanaşmadığını, taraflar arasıında arabuluculuk görüşmesi yapılmışsa da anlaşma sağlanamadığını, daha sonra ise 1 Haziran 2020 tarihinde aracı ağır hasar kayıtlı olarak 27.000,00 TL’ye satabildiğini, müvekkilinin ilk olarak 35.000,00 TL’ye sattığı aracı, ağır hasar kaydı olması sebebiyle bir ay sonra 8.000,00 TL daha az bedele satabildiğini, bu bir ayda aracın kazanacağı değeri hesaba katmadan dahi müvekkilinin 8.000,00 TL zararının mevcut olduğunu, eğer dava tarihinde aracın ağır hasarlı olduğu belirtilseydi müvekkilinin aracı ancak o dönemdeki ağır hasarlı bu model bir aracın emsal bedeli olan 15.000 TL almaya razı olacağını, ayıbın kötü niyet veya ağır kusurla gizlenmesi müvekkilinin aracı emsal değerinin 8.000,00 TL üzerinde bir fiyatla satın almasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin bu işlem nedeniyle 8.000,00 TL zarara uğradığını, müvekkili davalıyla uzun süredir ticaret yaptığını, davalının ismine ve aralarındaki hukuka güvenerek, araç hakkında söylenilenlere inanarak aracı aldığını, ancak müvekkiline araçta olan ağır hasar kaydı hiç bir şekilde bildirilmediğini, müvekkili bu araçtaki ağır hasar kaydı sebebiyle aracı daha ucuza alabilecekken normal araç değerindeki bir bedele aldığını, dolayısıyla davalı gerçekleri gizleyerek müvekkilini bu alım satımda zarara uğrattığını, davalı tarafın kusuru ve gerçekleri saklaması ile müvekkilini zarara uğratıldığını, bu zararın giderilmesi için de bu davayı açtıklarını, aracın ağır hasarlı olması sebebiyle ayıptan kaynaklı uğradığı değer kaybı nedeniyle müvekkilinin zararı olan 8.000,00 TL ‘nın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle işleyecek faiziyle birlikte davalı tarafça müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı davayı Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde açtığı davanın ticari dava niteliğinde olmadığından görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığını, TTK m.4’te her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile TTK m.4’de sayılan davalarda Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu belirtildiğini, ancak davacı tacir olmadığı gibi ticari işletme işlettiğine dair ve uyuşmazlığın ticari işletmesinden kaynaklandığı hususunda dosyaya herhangi bir delil ibraz etmemiştir. Ayrıca işbu dava TTK m.4’te sayılan mutlak ticari davalar arasında da yer almadığını, bu nedenle işbu davada Asliye Ticaret Mahkemesi değil, Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğunu, bu nedenle davanın öncelikle görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, dava konusu talep zamanaşımına uğradığını, davacı aracı müvekkili şirketten 18/12/2018 tarihinde satın aldığını, bu davayı ise aradan 3 yıl geçtikten sonra açtıklarını, TBK m.231’de zamanaşımı süresi 2 yıl olarak belirlendiğini, aradan geçen zaman dikkate alındığında davacının talepleri zamanaşımına uğradığından davanın bu nedenle de reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığından aracı bu hali ile kabul etmiş sayılacağını, nitekim davacı dava dilekçesinde aracı 29.04.2020 tarihinde başka birine sattığını, alıcının araçta ağır hasar olduğunu belirttiğini iddia edip aracı aynı bedelle geri aldığını, aracı bu sefer 01.06.2020 tarihinde başka birine sattığını beyan ettiğini, TBK m.223/2’de gizli ayıp iddiası olması durumunda ayıbın derhal satıcıya bildirilmesi gerektiği, aksi takdirde malın bu hali ile kabul edilmiş sayılacağı belirtildiğini, davacı Nisan 2020 tarihinde iddia ettiği durumu öğrendiğini beyan etmişken, ihtarı 12.06.2020 tarihinde gönderdiğini, yani davacı aradan yaklaşık 1,5 ay geçtikten sonra ihbarda bulunduğunu, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte, davacı iddia ettiği ayıbı derhal bildirmediği için aracı bu hali ile kabul etmiş sayılmış olduğunu, müvekkili şirketten herhangi bir talepte bulunamayacağını, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iddia ettiğinin aksine dava konusu …Plakalı araç 2005 model olup, davacıya satıldığı tarihte 237.920 km’de olduğunu, araç davacıya satılmadan önce aracın mevcut durumu davacı ile paylaşıldığını, araç tecrübeli bir alıcı olarak davacı tarafça tüm durumlar bilinerek satın alındığını, tüm işlemler davacının bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, aracın müvekkili şirketçe davacıya satıldıktan sonra iki kere el değiştirdiğinin belirtilmesi ve aracın davacıya satışı üzerinden yaklaşık 3 yıl geçtiğini, aynı zamanda aracın davacı ve diğer kişiler kullanımındayken bir kazaya karışıp karışmadığının ve ne koşullarla kullanıldığının bilinmediği hususları dikkate alındığında, davacının iddia ve taleplerinin gerçeği yansıtmadığı ve dayanaksız olduğunu, davacı tarafça keşide edilen İzmir … Noterliği’nin 12/06/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine cevaben İzmir … Noterliği’nin 17/06/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verdiklerini; asılsız iddia ve taleplerin müvekkili şirketçe kabul edilmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, araçta hasar kaydı olup olmadığı bilgisine kolaylıkça ulaşılabileceğini, Tramer sistem tüm sigorta bilgilerinin toplandığı bir veri deposu olduğunu, Tramer sorgulama yaparak herhangi bir araca ait sigorta işlemleri görülebileceği gibi aracın bir hasarı olup olmadığı kontrol edilebileceğini, kaza bilgileri takip edilebildiğini, kendisinin uzun süredir araba alım satımı konusunda ticaret yaptığını beyan eden davacı aracı satın almadan önce basit bir araştırma sonucu aracın hasarlı olup olmadığı bilgisine kolaylıkla ulaşabilecek durumda iken kötü niyetle davayı açtığını, müvekkili şirketin davacıdan gizlediği hiçbir durum bulunmadığını, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemesi ihtirazi kaydıyla, davacının zarara uğradığı iddiası yerinde olmadığı gibi kaldı ki davacının hesapladığı zarar miktarının da fahiş olduğunu, gerçeği yansıtmadığını, davacı aracı 23.500-TL’ye müvekkili şirketten satın aldığını, en son da aracı 27.000-TL bedelle başka birine sattığını beyan ettiğini, davacının hiçbir iddiasını kabul etmemekle birlikte, davacı aracı aldığı bedelden daha yüksek bir bedele sattığını beyan etmişken zarara uğradığından söz edilemeyeceğini, aksine davacının kar ettiğini, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kaldı ki, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının iddia ettiği 8.000-TL zarar miktarının dayanağı bulunmadığını, davacı bu bedeli nasıl belirlediğine ilişkin dayanakları ile detaylı ve somut bir açıklama yapmadığını, davacının talep ettiği miktar fahiş olup, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, davacının tacir olup olmadığı yönünden araştırma yapılmıştır.
Dava, İİK nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Somut olayda, davacının tacir kaydının bulunmadığı, esnaf kaydının bulunduğu, ayrıca işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, tabi olduğu defter niteliği ve beyan edilen vergi matrahı itibariyle tacir olma sınırının altında kaldığı, bu haliyle davacının tacir niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde eldeki davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın HMK’nun 114/1-c.maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, yasal süre içerisinde başvuru yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi halinde bu husus belirtilerek mahkememize başvurulması halinde harç ve yargılama giderleri konusunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar, HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek açıkça okunup usulden anlatıldı.01/12/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)