Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/296 E. 2021/407 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/296 Esas
KARAR NO : 2021/407

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2021
KARAR TARİHİ : 07/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil adına kayıtlı ve Kasko sigortası davalı … tarafından yapılmış olan … plakalı aracın sürücüsü … sevk ve idaresinde iken 26/02/2021 tarihinde karıştığı trafik kazası sonucunda hasardan kaynaklı zarar meydana geldiğini, hasar ve zararın tespiti için … Sigorta Eksperliği tarafından yapılan incelemede araçta meydana gelen hasarın onarımı için 33.893,42 TL hasar tazminatı oluştuğu yönünde rapor tanzim edildiğini, tespit edilen 33.893,42 TL hasar tazminatı ve 354 TL ekspertiz masrafı ödenmek üzere 17/03/2021 tarihli dilekçe ile davalı … kooperatifinden talep edildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını belirtip fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100 TL hasar tazminatının kaza tarihi itibariyle işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı adına çıkartılan usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmaya katılmamıştır.
Mahkememizce İzmir Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nden davaya konu … plakalı aracın trafik kaydı ile ruhsat bilgileri celp edilmiş, incelenmesinde aracın kullanım amacının hususi, kullanım şeklinin Yolcu Nakli ve cinsinin otomobil olduğu anlaşılmıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Tüm dosya kapsamına göre; 26/02/2021 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında hasardan kaynaklı zarar gördüğü, aracın kasko sigortasının davalı şirketçe yapıldığı, davacıya ait … plakalı aracın hususi otomobil olduğu, taraflar arasında kasko poliçesi kapsamında sigorta ilişkisi düzenlendiği, davacının tüketici konumunda bulunduğu, bu uyuşmazlığın tüketici işlemi olarak kabul edilmesi gerektiği, bu işleme ilişkin oluşan uyuşmazlıklarda 6502 sayılı yasa gereğince Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, görev hususunun dava şartı olarak HMK Md. 114 ‘de düzenlendiği, dava şartlarının yargılamanın her aşamasında dikkate alınması zorunlu unsurlardan olduğu bu hali ile davanın mahkememizin görevsizliği nedeni ile usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle;
1-Davaya konu aracın özel araç olması nedeniyle görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğundan görev yönünden davanın usulden REDDİNE,
Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın gönderilmesi hakkında başvuru talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK.nun 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulden anlatıldı.07/07/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)