Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/272 E. 2021/671 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/272 Esas
KARAR NO : 2021/671

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/04/2021
KARAR TARİHİ : 01/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla borçlu davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü …/… E. sayılı takip dosyasından takibe geçilmiş ancak borçluların borca itirazı sonucu ile takip durdurulmuş bulunduğunu, davalı söz konusu icra takibine müvekkiline hiçbir borcu bulunmadığı iddiası ile haksız yere ve kötü niyetli olarak, icra takibini sürüncemede bırakmak maksadıyla itiraz ederek takibi durdurduğunu, haksız ve kötü niyetli olan borçlunun itirazlarının iptali gerektiğini, … Limited Şirketi’nin, davalı … Ltd. Şti. ‘den 20.07.2017 tarih …-… seri numaralı faturadan ve 10.08.2017 tarih …-… seri numaralı faturadan kaynaklanan toplam 57.500 TL. alacağı olduğu cari dökümandan görüldüğünü, … Ltd. Şti. ile müvekkili … arasında 05/09/2018 tarihinde alacağın devri sözleşmesi yapılması sonucu … alacaklı konumuna geçtiğini, genel olarak borç ilişkisi, kimler arasında meydana gelmişse, alacaklılık ve borçluluk sıfatları da bu kişilere ait olup, bunun doğal sonucu olarak borçlu kime karşı ifa yükümü altına girmişse, alacak hakkı da o kişiye ait olduğunu, müvekkil adına zorunlu arabuluculuk müessesesine başvurulmuş ancak arabuluculuk toplantıları olumsuz sonuç verdiğini, taraflar arasında son toplantı 25/02/2020 tarihinde yapılmış ve anlaşma sağlanmadığını, davacı müvekkili adına İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı takip dosyası ile borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, karşı yanın icra takibine borcu olmadığından bahisle itiraz etmesi sonucu icra takip dosyası ile talep edilen haklı bir alacağın davalı/borçlu tarafından yapılan kötü niyetli ve haksız itiraz sonucu sekteye uğraması müvekkili nezdinde hak kaybı yaşanmasına sebebiyet verdiğini, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı borçlunun takibe, borca ve ferilerine ilişkin haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile, davalı-borçlu şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, usul ve yasaya uygun takibin devamına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, davacının tacir olup olmadığı yönünden araştırma yapılmıştır.
Dava, İİK nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Somut olayda, davacının tacir kaydının bulunmadığı, esnaf kaydının bulunduğu, ayrıca işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, tabi olduğu defter niteliği ve beyan edilen vergi matrahı itibariyle tacir olma sınırının altında kaldığı, bu haliyle davacının tacir niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde eldeki davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulden anlatıldı. 01/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)