Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/264 E. 2022/96 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/264
KARAR NO : 2022/96

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 28/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin ve müteselsil kefilin müvekkili ile arasında imzalanmış olan genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesine dayalı olarak kullanılan taksitli ticari kredi borcu bulunduğunu, gönderilen ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığını, Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyasının başlatıldığını, haksız ve dayanaksız olarak takibe itiraz edildiğini, müvekkili bankanın alacaklı olduğunun açık olduğunu, davalı borçluların hiçbir dayanağı olmayan kötüniyetli itirazının iptali için açmış oldukları işbu dava sonuçlanıncaya dek, davalıların malvarlığını eksiltmesi halinde, müvekkilinin alacağını tahsil imkanı ortadan kalkacağı için, müvekkili bankanın güven kuruluşu olduğu dikkate alınarak takdiren teminatsız, davalıların adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davalıların haksız ve dayanaksız itirazın iptaline ve takibin devamına, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve mesnetsiz açılan işbu davanın reddini talep ettiklerini, davacı ile davalılardan … A.Ş arasında Business Card üyeliğine ilişkin sözleşme akdedildiğini, ticari kredi kart hesabından kaynaklanan borcun bulunduğu iddiasıyla asıl borçlu … A.Ş ile kefil sıfatıyla diğer davalı …’ya takip ve dava açıldığını, müvekkillerinin davaya konu borcu bulunmamakla birlikte bu takibe, işlemiş faize borca imzaya acıka itiraz ettiklerini, kefil sıfatıyla işbu davada taraf gösterilen davalı … 1986 yılında evlenmiş olup, hali hazırda evlilik birliği devam ettiğini, davacının dosyaya sunmuş olduğu sözleşme ve kefile ilişkin belgelerde de açıkça görüleceği üzere eş rızası kısmı tamamen boş bırakıldığını, gerçekten de söz konusu şirket kredi kartından ve diğer davalı …’nın kefil olduğundan davalının eşinin haberi dahi bulunmadığını, dolayısıyla ortada geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsetmenin mümkün olmadığını, bu nedenlerle … yönünden TBK 583 vd. maddelerince düzenlenen kefalet hükümlerine aykırı tesis edilen işlem nedeniyle borcu olmadığı sabit olduğunu, müvekkilinin davaya konu borcu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı usulüne uygun olarak hesap kat ihtarnamesi göndermemiş olduğundan işlemiş faiz taleplerinin kabulü mümkün olmayacağını, davacı, borcun ödenmediği iddiasıyla davalı borçlulara Kemalpaşa … Noterliği’nin 26.12.2019 tarih, … yevmiye no.lu kat ihtarnamesini tebliğ ettiğinden bahsetmiş ise de söz konusu tebligatlar usulsüz olduğunu, davacılar tarafından davalı …’ya gönderilen ihtarnamenin tebliğ şerhinde “gösterilen adreste bulunan daimi çalışanı … imzasına 28.12.2019 tarihiden tebliğ edildiği” denildiğini, oysaki müvekkili şirkette … isimli bir kişi hiç çalışmadığını, bu nedenle yapılan tebligat usulsüz olup, müvekkili tarafından temerrüt koşulları da gerçekleşmediğini, diğer davalı … A.Ş adına gönderilen kat ihtarnamesinin tebliğ şerhinde ise “daimî çalışan … imzasına 30.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği” belirtilmiş ise de söz konusu adreste … isimli kimse çalışmadığını, mahkemece gerek görmesi halinde SGK’dan müvekkil şirket çalışanlarının listesinin celbini talep ettiklerini, davacının ihtiyati haciz talebi haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı, icra takibine kötü niyetli itiraz ettiğimizi ve davalının malvarlığını eksiltmesi halinde alacağına kavuşmasının mümkün olmadığını beyan ederek ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gerekli koşullar İİK’nın 257. maddesinde düzenlendiği, Yasanın 258/1. maddesi uyarınca alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğunu, buna göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin ispat aranmayıp, yaklaşık ispat kuralı gereği alacağın mevcut olduğu kanaatine varılır ise ihtiyati haciz kararı verileceğini, ancak davacı ihtiyati haciz talebine dayanak deliller sunmadığını, takibe kötü niyetli itiraz ettiği iddiasıyla ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, davacının iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla işbu davada kötü niyetli oldukları anlaşılır ise yasanın kendisine tanıdığı %20 icra inkar tazminatına hak kazanacağını, dolasıyla kötü niyet iddiasıyla ihtiyati haciz talep edebilmesi yasal olarak mümkün olmadığını, davacının alacağı olmadığı yargılama aşamasında netlik kazanacağını, bunun yanı sıra kat ihtarnamesi de usulüne uygun tebliğ edilmediğinden ortada muaccel olmuş bir borç ilişkisi de bulunmayacağını, müeccel alacaklar için talep edilen ihtiyati haczin şartları somut olayda da mevcut olmadığını, bu nedenlerle davacının haksız ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının kötü niyeti sabit olduğundan %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Kemalpaşa … Asliye Hukuk Mahkemesi 02/11/2020 tarih ve …/… esas ve …/… karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize tevzi edilmiş ve mahkememizin 2021/264 esasına kaydı yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
Mahkememizce bankacı bilirkişiden alınan 15/11/2011 havale tarihli raporunda; banka kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda; davacı banka ile davalı … Eğit. Hiz. Ve İnş. A.Ş arasında 22.06.2017 düzenleme tarihli 20.000.-TL limitli Business Card Üyelik Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeyi davalı … 22.000-TL Kefalet limitli olarak müteselsil kefil sıfatı ile imzalamıştır. 6098 sayılı TBK kefalet hükümleri doğrultusunda kefalet türü, kefalet limiti ve kefalet tarihi el yazısı ile yazılmıştır. Davalı … davalı asıl borçlu şirketin temsile yetkili kişisi olması ve 6455 sayılı yasanın 77. Maddesi ile TBK 584. Maddesine eklenen fıkra ile 11.04.2013 tarihinden itibaren şirket ortak ve temsilcilerinden eş muvafakati aranmayacağı hükmü doğrultusunda davalının eş muvafakatine gerek olmadığı değerlendirilmiştir. Sözleşmeye istinaden davalı şirket yetkilisine ticari kredi kartı tahsis edilerek kullanıma açılmış, kredi kartı ile harcamalar yapılmış, asgari tutarların ödenmemesi üzerine kredi kartı hesabı kat edilerek davalılara ihtarname keşide edilmiş, ihtarname davalıların sözleşmede belirtilen adreslerine tebliğ edildiğinden 07.01.2020 tarihinde temerrüde düşmüşlerdir. İhtar sonrası davalılar aleyhine Kemalpaşa/ İzmir İcra Müdürlüğünün …/… E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlanmış. davalıların borca, faiz , faiz oranı ve ferilerine itirazı üzerine takip durmuştur. Açılan iş bu itirazın iptali davası çerçevesinde yapılan hesaplamalar sonucunda: 09.01.2020 Takip Tarihi İtibariyle; 8.858.63-1TL Asıl alacak, 78.51-TL İşlemiş akdi/tem. Faizi, 3.93-TL Faizlerin %5 gider vergisi toplam 8.941.07-TL Banka Alacağından davalı … Eğit. Hiz. Ve İnş. A.Ş .nin asıl borçlu sıfatıyla, davalı …’nın tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, davacı bankanın takip tarihinden itibaren 8.858.63.-TL asıl alacağa 5464 sayılı yasanın 26.3 madde hükmü doğrultusunda TCMB tebliğleri ile belirlenen yıllık 20.40 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisini uygulama ve talep yetkisinin bulunduğu bildirilmiştir.
Dava İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) talebine ilişkindir.
Davacı vekili 04/02/2022 tarihli dilekçesiyle; dosyada davalılar ile anlaşma sağlandığını, davalı-borçlular bu dava konusu İcra takibine ilişkin itirazlarından vazgeçtiklerini, böylece bu dava konusuz kaldığını, yaptıkları anlaşma gereği, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 02/02/2022 tarihli dilekçesiyle; dava konu alacak nedeniyle taraflar arasında karşılıklı mutabakat sağlanmış karşılıklı olarak işbu davadan feragat etme ve birbirlerinden herhangi bir yargılama gideri ve avukatlık ücreti talep edilmemesi hususunda anlaştıklarını, bu nedenlerle davacı tarafından yapılan feragati kabul ettiklerini, herhangi bir yargılama gideri ve avukatlık ücreti talep etmediklerini beyan etmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda iddia, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı tarafça mahkememize itirazın iptali davacı açılmış ise de; yargılama sırasında davalıların icra dosyasına yapmış oldukları itirazı geri aldıkları, dolayısıyla itirazın iptali davasının ön şartı olan takibe itiraz hususunun ortadan kalktığı, bu nedenle davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 59,30 TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 152,83 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 93,53 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-HUAK 18/A Maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/02/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza