Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/228 E. 2022/829 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/228 Esas
KARAR NO : 2022/829
DAVA : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2021
KARAR TARİHİ : 28/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili, dava dışı … Hiz. İnş. Tur. San. Ve Tic. A.Ş.’nin Bodrum Şubesi olan diyaliz merkezi işletmesine borç verdiğini, karşılığında müvekkilinin alacaklısı olduğu 12/07/2019 düzenleme tarihi ve 10/08/2019 vade tarihli 90.000 TL’lik senedi aldığını, senet üzerinde borçlu olarak … Hiz. İnş. Tur. San. Ve Tic. A.Ş. Bodrum Şubesi imza ve kaşe yaptığını, ardından dava dışı … Hiz. İnş. Tur. San. Ve Tic. A.Ş. diyaliz işletmelerini ruhsatlarını devretmek suretiyle davalı … DİYALİZ EĞİTİM DANIŞMANLIK BİYOMEDİKAL BİYOTEKNOLOJİ VE ÜRÜNLERİ SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ne devrettiğini, bu devir 02/09/2019 tarihinde gerçekleştiğini, davalı şirket de tam olarak Bodrum’daki diyaliz merkezinin ruhsatını 02/09/2019 tarihindeki devir sözleşmesi ile devralmış bulunduğunu, zira fil hal mevcudiyette şube davalı tarafından işletildiğini, müvekkilinin ise vermiş olduğu parayı tahsil etmek istediğini, dava öncesinde arabuluculuk görüşmeleri anlaşamama ile sonuçlandığını, müvekkilinin davaya konu olan ve kambiyo senedi üzerindeki miktarı fazlaya dair hakkımız saklı kalmak kaydıyla bilirkişilerce yeniden hesaplatılıp, davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, davalının mal kaçırma riskine binaen bila teminat taşınır taşınmaz malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, ücreti vekalet ve diğer tüm yargılama masraflarının davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının diyaliz sektörü ile ilgili hiçbir ticari faaliyetinin olmadığı, devre konu işletmenin aktifine ait hiçbir kalemle ilişkilendirilebilecek bir alacağının bulunmadığı, işletme devri nedeniyle üstlendiğimiz gerçek alacaklılara ait bir çok icra takibi, SGK kesintisi ile icraen ödenecekken davacının muvazaalı icra takipleri ve kesintilerinin bu dosyalara gitmesi gerçek alacaklıların alacaklarını bu yolla alamaması nedeniyle devir sözleşmesinde belirtilen satış bedelini aşan ve sözleşmede ödeneceği belirtilmeyen bir çok icra borcunu müvekkili şirketin ödediği, müvekkili adına açılmış bulunan iş bu itirazın iptali davasının reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
Davacı asil mahkememizde alınan beyanında özetle; “…ben Malatya’da inşaat işleri ile uğraşmaktayım, uzun yıllar tanıdığım çocukluk arkadaşım … bana Bodrum ve Milas’ta inşaat işlerinin kazançlı olduğunu defalarca söylemek suretiyle beni ikna etmesi üzerine ona inanarak Bodrum’a geldim, inşaat yapmak üzere arsa arayışında olduğumuz sırada arsanın imar durumunda bir sorun çıktı, bunu çözmeye çalışırken …’nin Bodrum ve Milas’ta işletmekte olduğu özel diyaliz merkezlerinde hem personel maaşı ödemeleri, hemde sarf malzemesi tedarikinde sıkıntılarının olduğunu öğrenmem nedeniyle 2 ay boyunca ayda yaklaşık 600.000 TL olmak üzere kendisine maddi yardımda bulundum, kendisi de bana her iki diyaliz merkezinde ortaklık teklif etti, bende kabul ettim, ancak hasta sayısı arttığı için Sağlık Bakanlığının kurallarına istinaden mevcut diyaliz merkezinin yetersiz olması nedeniyle daha geniş büyük bir alana nakletmek üzere Sağlık Bakanlığı hükümlerine uygun olarak bir taşınmaz kiralayarak tadilata başladık, bu arada onarım süresince kiraladığım taşınmaza aylık 20.000 TL olmak üzre 3 ay boyunca kira ödedim, dekontlarım mevcuttur, ben her iki diyaliz merkezinde işletmeye geçmedim, sadece başvurularımı yaptım ve devirlerine ilişkin hazırlık yaptım, tam diyaliz şirketlerinin ruhsat işlemlerini yaptırmak ve devralmak üzere uğraştığım sırada her iki diyaliz merkezinin ruhsatı üzerinde de Alman menşeili … isimli şirketin her iki işletme için toplamda 925.000,00 TL tutarında hacizlerini gördüm, ben haciz alacaklısı şirket ile işletmelerin borçlarını yapılandırmak için görüşmeler yaptım, kendilerine her iki işletmenin borçlarına karşılık 500.000,00 TL nakit ödeme yapmayı, geri kalan tutarı da aylık taksitlerle ödemeyi teklif ettim, ancak kesin olarak reddettiler, bunun üzerine …’ye sorduğumda yabancı şirketin bu sektöre başka birilerinin girmemesi için bu şekilde davrandığını, bu sektörün Türkiye’de yaklaşık %70’ini elinde bulundurduklarını söyledi, benim tüm olumsuzluklara rağmen borçları ödeyerek şirketi devralmak istememin sebebi bu sektörün karlı bir sektör olmasından kaynaklanmaktadır, … yapmış olduğum ödemelerin karşılığını bana ödemedi ve anlaşma gereğince şirketlerin devri tarafıma gerçekleştirilemediğinden bu davayı açmak zorunda kaldık, daha sonra … isimli şirket beş kuruş dahi almadan devre muvafakat vererek davalı şirkete işletmelerin devrini gerçekleştirdiler..” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bodrum İcra Dairesinin … E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı/Alacaklı … davalı/borçlu … Hizmetleri İnş. Tu. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … aleyhine 26.08.2019 tarihinde Örnek No 7 ödeme emriyle başlatılan icra takibinde 1.879.000,00 TL asıl alacak, 35.408,81 TL işlemiş faiz, 5.637,00 TL komisyon olmak üzere toplam 1.920.045,81 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibine başlandığı anlaşılmıştır.
Malatya İcra Dairesinin

… E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı/alacaklı … davalı/borçlu … Diyaliz Eğitim Danışmanlık Biyomedikal Biyoteknoloji ve Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 27.11.2020 tarihinde Örnek No 7 ödeme emriyle başlatılan icra takibinde, 90.000,00 TL Asıl alacak, 10.474,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 100.474,52 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibine başlandığı anlaşılmıştır.
Bodrum 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısının alacaklı, davalısının ise borçlu olduğu, 12.07.2019 tanzim tarihli 15.07.2019 vade tarihli 15.07.2019 tarihli 786.000,00 TL bono, 12.07.2019 tanzim tarihli 20.07.2019 vade tarihli 20.07.2019 tarihli 318.000,00 TL bono, 12.07.2019 tanzim tarihli 25.07.2019 vade tarihli 25.07.2019 tarihli 400.000,00 TL bono, 12.07.2019 tanzim tarihli 30.07.2019 vade tarihli 30.07.2019 tarihli 200.000,00 TL bono, 12.07.2019 tanzim tarihli 05.08.2019 vade tarihli 05.08.2019 tarihli 100.000,00 TL bono, 12.07.2019 tanzim tarihli 10.08.2019 vade tarihli 10.08.2019 tarihli 75.000,00 TL bono nedeniyle 1.920.045,81 TL toplam alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlandığı anlaşılmıştır.
Malatya 8. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısının alacaklı, davalısının ise borçlu olduğu,16/10/2018 tarihli … seri no’lu çek 269.400,00 TL, 16/10/2018 tarihli … seri no’lu çek 60.400,00 TL, 22/10/2018 tarihli … seri no’lu çek 185.400,00 TL olmak üzere 579.064,30 TL toplam alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlandığı anlaşılmıştır.
Bodrum 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısının alacaklı, davalısının ise borçlu olduğu anlaşılmıştır.
Bodrum 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısının alacaklı, davalısının ise borçlu olduğu anlaşılmıştır.
Eskişehir 3.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısının alacaklı, davalısının ise borçlu olduğu,80.000,00 TL Miktarlı 19/10/2018 Tanzim Tarihli,25/02/2019 Vade Tarihli Senet, 46.829,00 TL Miktarlı 29/11/2018 Tanzim Tarihli,20/02/2019 Vade Tarihli Senet nedeniyle 128.051,02 TL toplam alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlandığı anlaşılmıştır.
Eskişehir 1. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısının alacaklı, davalısının ise borçlu olduğu,128.551,29 TL takip çıkışlı, 46.829,00 TL.lik 80.000,00 TL bono nedeniyle 158.208,06 TL alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlandığı anlaşılmıştır.
Eskişehir 5. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısının alacaklı, davalısının ise borçlu olduğu, 16.08.2018 düzenleme tarihli,16.12.2018 vade tarihli 113.305,00 TL bedelli bono, 29.11.2018 düzenleme tarihli,20.01.2019 vade tarihli 46.829,00 TL bedelli bono, 19.10.2018 düzenleme tarihli,25.01.2019 vade tarihli 80.000,00 TL bedelli bono, 10.02.2019 düzenleme tarihli,10.02.2019 vade tarihli 126.829,00 TL bedelli bono nedeniyle 373.218,09 TL toplam alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlandığı anlaşılmıştır.
Malatya İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısının alacaklı, davalısının ise borçlu olduğu, Devredilen hemodiyaliz işletmelerinin borcu. 90.000,00 TL, 10.474,52 TL İşlemiş Faiz Alacağı olmak üzere 100.474,52 TL toplam alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlandığı anlaşılmıştır.
Söke 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı …, davalılar … Diyaliz Eği. Dan. Biyome. Biyotek ve Ür.San. Tic. LTD. ŞTİ ve … Hiz. İnş. Tur. San.ve Tic. A.Ş. olan tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davası olduğu ve mahkemece 08/04/2021 tarihli kararı ile “18.12.2020 tarihli Bodrum 1. İcra Müdürlüğü müzekkere cevabında; … esas sayılı dosyasındaki takibin kesinleşmediği; alacaklı tarafa geçici ya da kesin aciz vesikası verilmediği beyan edilmiştir. Davacının bu davayı açabilmesi için kesinleşmiş bir alacağının bulunması zorunlu olup Bodrum 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı takip dosyasının kesinleşmemiş bulunması ve davacının dava şartı olan geçici ya da kesin aciz belgesini de sunamamış bulunması dikkate alınarak davanın reddine” karar verildiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılamada taraf delilleri toplanmış, dosya bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi kök raporunda özetle; Davalı tarafın inceleme yaptığım 2019/2020 yılı hesap döneminde Yevmiye Defteri, Kebir Defteri, Envanter Defteri zorunlu Noter Açılış Tasdiki ile Yevmiye Defterinin zorunlu Noter Kapanış Tasdikinin yapılı olduğu tespit edildiği, davacı … ve dava dışı … Hizm. İnş. Tur. Tic.A.Ş. 12.07.2019 keşide tarihli 10.08.2019 vadeli 90.000,00 TL tutarında ki senet ödenmediği gerekçesi ile Malatya İcra Dairesi … E. sayılı takip başlatıldığı, takibe itiraz edildiğinden bu davanın Mahkemenizde ikame edildiği anlaşıldığı, davalı … Diyaliz Ltd. ile dava dışı … A.Ş. arasında 06.08.2019 tarihinde Diyaliz Merkezi Devir Sözleşmesi ile Ruhsat Devir işlemleri konusunda imzalandığı, taraflar arasında birleşme olmadığı, inceleme yapılan olduğu davalı ticari defterlerinde davacı … ile ilgili hiçbir muhasebe kaydına rastlanılmadığı, dolayısı ile taraflar arasında ticari ilişkinin olmadığının tespit edildiği, davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığı yönündeki görüşleri konunun hukuki ve nihai takdiri Mahkemeye ait olduğu rapor edilmiştir.
Davacı vekilinin kök rapora ilişkin itiraz ve beyanları da nazara alınarak itirazlara ilişkin açıklama ve değerlendirmeler içeren; özellikle de dava konusu hadisenin mahiyeti itibari ile Borçlar Kanunu 202.madde bağlamında, mezkur devir sözleşmesi ve müstenidatı evrakın da tetkiki ile kanunun 202/1 ve 2.maddesindeki unsurların davada oluşup oluşmadığı hususunda bilirkişiden alınan ek raporda; davacı vekilinin ifade ettiği gibi Ticari ilişki zaten dosyanın temeli ve dayanağı olan TBK 202 kapsamında devreden olarak dava dışı … A.Ş. ile müvekkil arasında gerçekleşmiştir ifadesine katılıyorum. Ancak davacı taraf dava dilekçesinde, müvekkil dava dışı … Hiz. İnş. Tur. San. Ve tic. A.Ş. nin Bodrum Şubesi olan diyaliz merkezi işletmesine borç vermiş olup karşılığında müvekkilin alacaklısı olduğu 12/07/2019 düzenlenme tarihi ve 10/08/2019 vade tarihli 90.000,00 TL lik senedin ödenemediği gerekçesi ile bu dava Mahkemenizde görülmektedir. Dolayısı ile davaci tarafın alacaklı olduğu iddiası ile 90.000,00 TL Tahsil etmek amacı ile Malatya İcra Dairesine borçlu … Diyaliz Eğitim Danışmanlık Biyomedikal Biyoteknoloji ve Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 27.11.2020 tarihinde takip başlatmıştır. Mahkemenizin görevlendirme tutanağında davalı … Diyaliz Eğitim Danışmanlık Biyomedikal Biyoteknoloji ve Ürünleri San. Ve Tic. Ltd. Şti. ticari defterlerinin incelenerek, Alacağın Varlığı, miktarı ve buna dair hesaplamalar yapılmak üzere görevlendirilmiş olup davalı ticari defterleri incelendiği, diğer taraftan dosya içeriğindeki yazışmalardan anlaşıldığı üzere dava dışı … Hizmetleri Tu. San. Tic. A.Ş ‘nin ticari defterlerinin nerede olduğu, akıbetinin bilinmediği anlaşıldığı, kök raporun sonuç kısmından önceki son paragrafa belirtildiği üzere sözleşme ekinde yer alan Diyaliz Merkezi Ek 5 Ruhsat üzerinde yer alan Haciz, Takyidat ve Diğer Şerhleri gösterir liste içeriğinde davacı tarafından takip konusu yapılan Malatya İcra Dairesi … E. sayılı dosyanın kayıtlı olmadığı tespit edildiği” Sayın Mahkemenizin değerlendirmelerine bırakıldığı,
Mahkemenizin duruşma tutanağında “ dava konusu hadisenin mahiyeti itibari ile Borçlar Kanunun 202. Madde bağlamında, mezkur devir sözleşmesi ve müstenidatı evrakın da tetkiki ile Kanunun 202/1 ve 2. Maddesindeki unsurların davada oluşup oluşmadığı hususunda değerlendirme yapmam istenmişse de konu uzmanlık alanım dışında olduğundan değerlendirme yapılamadığı” şeklinde bilirkişice mezkûr hususla ilgili açıkça bir fikir ve görüş serd edilmeyerek konunun uzmanlık sahası haricinde olduğu rapor edilmiştir.
Dava, dava dışı … ..A.Ş. tarafından keşide edilen 12.07.2019 keşide tarihli, 10.08.2019 vade tarihli 90.000,00 TL bedelli bono nedeniyle alacak istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelenmekle; tarafların uyuşmazlık noktalarının İşletmenin devri nedeniyle alacağın varlığı ve miktarı, davacı ile dava dışı …’nin gizli ortakları olarak muvazaalı işlem yapılmak suretiyle davalıyı borçlandırılıp borçlandırılmadıkları, noktalarında toplandığı anlaşılmakla, toplanan deliller, tarafların beyanları, bilirkişi kök ve ek rapor ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
davanın alacaklı … ile borçlu … Hiz.İnş.Tur.San. Ve Tic. A.Ş. arasında düzenlenen 10/08/2019 vade tarihli, 90.000,00 TL bedelli senetten kaynaklı alacak iddiası olduğu, taraflar arasındaki senetten kaynaklı cari hesapların dava konusu edilebileceğinin hadisenin özü ve ihtilaf noktası olduğu,
Öncelikle alacağın dayanağını teşkil eden kambiyo senedinin ve bu senette yer alan bedel kaydının hukuksal anlamını irdelemekte yarar görülmüş olup, doktrinde genel itibari ile konu ile ilgili olarak;
“Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Bu genel açıklamadan sonra hemen belirtelim ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedidir. Bu nedenle bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır (6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 691/1).
Bonoda şekil şartları TTK’nın 688. maddesinde sayılmıştır. Bunlar; “Bono” ya da “Emre Muharrer Senet” ibaresi, kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, lehtar, keşide yeri ve tarihi, keşidecinin imzasıdır. Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir.
Sayılan zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden yada malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir” (Poroy,R.: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları 11. Bası, İstanbul 1989, s. 237 vd.).
Yerleşik Yargıtay içtihatları ve öğretide kabul edildiği üzere, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik “bedel kaydı”dır. Yinelemek gerekirse “bedel kaydı” kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehdarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, mücerret bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle de karşı edimin elde edilip edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel defi nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır.
Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehdarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır.
Borç ikrarını içeren bir belge aleyhine kanıt sunulabilir. Ancak; ikrar borcun nedenini içeriyorsa, sadece bu nedenin gerçekleşmediğinin kanıtlanması gerekir (12/4/1933 gün ve 1933/30-6 Sayılı YİBK ).
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Ancak senette borcun nedeni “mal” ya da “nakit” olarak belirtilmişse, davacının yazılı borç sebebine dayanmaya hakkı olacağından, ispat yükü bunun aksini ileri süren tarafa ait olacaktır (HMK’nın m. 191/1, TMK m. 6). Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır.
Bonoda yazılı bulunan bedel kaydının hem borçlu hem de alacaklı tarafından talil edilmesi hâlinde ispat yükünün hangi tarafta olduğu hususu da üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Bonodaki bedel kaydının her iki tarafça talil edilmesi hâlinde ispat yükü borçlu üzerindedir. Diğer bir ifade ile bu durumda ispat yükü yer değiştirmez. HMK’nın 191. maddesinin 2. fıkrası ve TMK’nın 6. maddeleri uyarınca borçlunun bononun bedelsiz olduğunu ispat etmesi gerekir.
Eldeki alacak davasında ispat yükünün özellikleri üzerinde de durulmalıdır.
Buna göre; davalı ticari defter ve belgelerinde mahkememizce atanan bilirkişi tarafından yapılan incelemeler neticesinde alınan kök ve ek raporundan da anlaşılacağı üzere; davalı … Diyaliz Ltd. ile dava dışı … A.Ş. arasında 06.08.2019 tarihinde Diyaliz Merkezi Devir Sözleşmesi ile Ruhsat Devir işlemleri konusunda imzalandığı, taraflar arasında birleşme olmadığı,
Keza Borçlar Kanunu 202. Madde anlamında kanuna/sözleşmeye uygun, kanunda tanımlandığı üzere bir devir bulunmadığı, bu cihetle kanun ya da sözleşme kaynaklı haklara halefiyetin, bu manada borçlardan da sorumluluğun gündeme gelmeyeceği
Açıklanan gerekçelerle ,inceleme yapılan davalı ticari defterlerinde davacı … ile ilgili hiçbir muhasebe kaydına rastlanılmadığı, dolayısı ile taraflar arasında ticari ilişkinin olmadığının tespit edildiği, davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığının tespitinin yapıldığı anlaşıldığından, açıklanan gerekçelerle ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1- Davacının davasının REDDİNE;
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan ilam harcının peşin alınan 1.536,98 TL harçtan mahsubu ile kalan 1.456,28‬ TL.nin kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan harç ve yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 14.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde davacıya re’sen iadesine,
7-HUAK 18/A Maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suç üstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Dair ; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/11/2022

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza