Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/207 E. 2021/399 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/207 Esas
KARAR NO : 2021/399

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 30/03/2021
KARAR TARİHİ : 07/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın, davacı tarafın bir dönem kiracısı olarak işyerinde …. isimli işyerini çalıştırdığını, bu işyerini, davacı tarafın kiralayan ilişkisini yerine getirmediğinden dolayı terk ederek ayrıca işyerine yaptığı faydalı ve zorunlu masraflar için Manisa Mahkemelerinde dava açtıklarını ve davanın halen derdest olduğunu, senetlerin kiralanan işyerini teslim etmek için verilmiş teminat senetleri olup, anahtar teslim edilirken konusuz kalan senedi, müvekkili tarafından anahtar teslim anında senedin kaybedildiği söylendiğinden teslim alamadığını, senetlerin teminat senedi olarak verilmiş olup teminat senedi ibaresi olmadığını, iptal edilmesi gereken bir senet olup icra takibine sonradan konu edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin … isimli davalı taraftan böyle bir nakit para almadığının da defter kayıt ve belgelerinden görüleceğini, takibin kötüniyetli olarak yapıldığını, bu nedenlerle, müvekkilinin davalıya 13.250,00 TL senetli borcu olmadığının tespit edilmesine, senedin iptaline, İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosya icra takibinin teminatsız veya takdiri mahkemeye ait olmak üzere teminatlı olarak tedbiren durdurulmasına, borcun tamamen veya kısmen ödenmek durumunda kalınması halinde ödenen miktarın istirdatının talebinin karara bağlanmasına, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile dava bedeli üzerinden %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 31/05/2021 tarihli ara kararı ile, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile; dava dışı … müvekkilin eski kiracısı, davacının ise bu şirketin ortağı ve müdürü olduğunu, davacının menfi tespit talebine delil olarak 26/03/2019 tarihli “Tahliye Protokolü” başlıklı yazılı metne dayandığını, protokoldeki kaşe ve imzanın müvekkili şirkete ait olduğunu, ancak; bu protokolde her ne kadar kiralanan tahliye ve teslim edilmiştir yazılı olsa da kiracı-dava dışı …’nin, tahliye protokolünden 8 gün sonra 04/04/2019 tarihinde Manisa … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı tespit dosyası ile kiralananda yaptığını iddia ettiği zorunlu ve faydalı imalatların tespitini talep ettiğini, daha sonra da 12/10/2020 tarihinde Manisa … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı tespite dayalı alacak davası açıldığını, dilekçe ekinde sunulan 18/07/2019 tarihli “anahtar teslim tutanağı” ndan anlaşılacağı üzere kiralananın, ilk protokol tarihinde değil 4 ay sonra tahliye edildiğini, 26/03/2019 tarihli “Tahliye Protokolü” başlıklı tutanağın, 18/07/2019 tarihli sonraki tutanak ile hükümsüz hale geldiğini, kiralananın ilk tutanakla değil 4 ay sonra ikinci tutanakla teslim edildiğini, dava dışı-kiracı …’nin, protokollerin hiçbirisine uymadığından, son protokolde sadece müvekkilinin yasal haklarını saklı tuttuğundan ve kiracı şirketin hakkı olmadığı halde zorunlu ve faydalı masraflar adı altında tespite dayalı alacak davası açmasından sonra, müvekkilinin de ibra etmemiş olduğu kiracıdan geçmiş kira ve ortak gider alacaklarının bir kısmını kapsayan dava konusu senedi takibe koymak zorunda kaldığını, bu nedenle davacı tarafından hükümsüz kalmış 26/03/2019 tarihli protokole ve soyut teminat senedi iddiasına dayalı menfi tespit davası açamayacağını, davanın reddine ve %20 icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce deliller toplanılmış, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; alacaklı … vekilleri tarafından borçlular … ve … aleyhine 01/02/2021 takip çıkışlı, 13/03/2019 keşide, 31/05/2019 ödeme tarihli, 13.250,00 TL bedelli bonoya istinaden takibe girişildiği, davacının senetten asıl borçlu sıfatıyla isim ve imzasının bulunduğu, icra işlemlerinin devam ettiği anlaşılmıştır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın … Mahallesi … Bulvarı No:… … Manisa adresinde bulunan mecurun kiralanmasına ilişkin olarak yanlar arasında akdedilen 5 yıl süreli 01/07/2018 imza ve başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayandığı, taraflar arasında işbu kira sözleşmesine dayalı olarak düzenlenen tahliye protokülü gereğince verildiği iddia olunan teminat senedine dayalı takip nedeni ile davacının, davalıya borçlu olmadığının tespiti istemiyle açılan bu davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın yanlar arasında imzalandığı hususunda anlaşmazlık bulunmayan kira sözleşmesinden kaynaklandığı, kira sözleşmesine dayalı işbu menfi tespit talebine ilişkin davaya HMK. 4/1-a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemelerince bakılması gerektiği , uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmakla, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
4-Sair hususların görevli mahkemede değerlendirilmesine,
5-İş bu kararın taraflara tebliğine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/07/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza