Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/196 E. 2021/764 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/196
KARAR NO : 2021/764

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2021
KARAR TARİHİ : 24/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında süregelen bir ticari ilişki mevcut olup bu doğrultuda müvekkili şirket tarafından ifa edilen iş ve satılan mallar ile ilgili olarak karşı tarafa sırası ile 20.10.2019 düzenlenme tarihli, … seri numaralı, 8.190,73-TL bedelli fatura, 30.10.2019 düzenlenme tarihli, … seri numaralı, 14.570,52-TL bedelli fatura, 30.10.2019 düzenlenme tarihli, … seri numaralı, 14.647,47-TL becelli fatura, 30.10.2019 düzenlenme tarihli, … seri numaralı, 14.505,26-TL bedelli faturalar keşide edilmiş olmasına rağmen davalı tarafça herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediğini, bu nedenle davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün
…/… E. sayılı dosyası belirtilen fatura bedelleri ve takip tarihine kadar işleyen ticari temerrüt faizi toplamı olan 53.282,94-TL tutarındaki alacak için icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibi karşı tarafın 30.10.2020 tarihli itirazı ile durdurulduğunu, davalı tarafın icra takibine gerçekleştirdiği itiraz fiili gerçekliği yansıtmadığını, bu husus tarafların defter ve kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacağını, taraflar arasındaki ticari ilişki bu davaya ve icra takibine konu faturalardan da anlaşılacağını, faturalarda davalı yanın imzasının bulunması, davalının söz konusu faturaları kabul ettiğini ve bu faturalar kapsamında borçlu olduğunu açıkça gösterdiğini, bu durumda borcun ödendiğine dair ispat yükü faturada imzası olan davalı tarafa ait olacağına, ancak davalı, davaya konu ticari ilişkiden kaynaklanan fatura borçlarını ödediğine dair bir kayıt, belge vb. kanıt da sunamadığını, bu husus, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde de açıkça ortaya çıkacağını, arabuluculuk görüşmesi sonucu anlaşma sağlanamadığını, haklı davalarının kabulüne, borçlu/davalının İzmir … İcra Müdürlüğü’nün…/… E. sayılı icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, takibe konu alacağın belgelere dayalı ve likit olması nedeni ile haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz eden davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen, cevap vermediğinden davayı inkar etmiş sayılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, davacının tacir olup olmadığı yönünden araştırma yapılmıştır.
Sakarya Esnaf ve Sanatkarlar odasının 03/06/2021 tarihli yazsısında …un … sicil numarıası ile 25/06/2014 tarihi itibariyle kayıt yapıldığı 31/10/2020 tarihinde ise pasif duruma alındığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava, İİK nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Somut olayda, davacının tacir kaydının bulunmadığı, esnaf kaydının bulunduğu, ayrıca işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, tabi olduğu defter niteliği ve beyan edilen vergi matrahı itibariyle tacir olma sınırının altında kaldığı, bu haliyle davacının tacir niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde eldeki davanın TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari bir dava olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davalının fatura tarihi itibariyle Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olması nedeniyle Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Aksi takdirde HMK 20/1.maddesi son cümlesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar düzenlenmesine,
3- HMK’nun 331/2.maddesi gereğince;
a-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde harç ve yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmemesi halinde, 3b hükmüne göre karar verildiğinde talep halinde yargılama giderlerine mahkememizce hükmedilmesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulden anlatıldı.24/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)