Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/104 E. 2022/416 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/104
KARAR NO : 2022/416

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 11/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı/alacaklı … San.Tic.A.Ş tarafından diğer davalı/borçlu … Müh.Tes.San.ve tİc.Ltd.Şti. aleyhine İzmir 27.İcra Müdürlüğünün …. E.sayılı dosyası ile başlattığı icra takibinde 36.962,05.-TL alacağın tahsili amacıyla müvekkiline İİK.89 maddesi gereğince 3.Haciz İhbarnamesi gönderildiğini, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine tebliğ alan ve şirket yetkililerine teslim etmeyen çalışanların iş akdine son verildiğini, 3.Haciz ihbarnamesine itiraz ettiklerini ancak icra müdürlüğünce itirazlarının reddedilerek müvekkiline ait …. Şubesindeki hesabından 39.769,04.-TL sının haczedilerek İcra dosyasına alındığını,icra dosyası borçlusunun müvekkili şirketin nezdinde hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, öte yandan aynı alacaklı tarafından aynı borçluya karşı başlatılan İzmir 27.İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasından müvekkiline gönderilen 1.Haciz İhbarnamesine itiraz ettiklerini ve davalı/alacaklının bunu biliyor olmasına rağmen bu kez de İzmir 27 İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında haciz ihbarnamesi göndermesinin dürüstlük ilkesine aykırı ve kötü niyetli olduğundan bahisle; müvekkili şirketin ödemek zorunda kaldığı 39.769,04.-TL yasal faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmesine alacağın %50 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş cevap dilekçesinde özetle; davacıya İzmir 27.İcra Md.lüğünün …. E.sayılı dosyasından 89/1 ve 89/2 göre haciz ihbarnamesi gönderilmiş ve davacı itiraz da bulunmadığını, bunun üzerine davacıya İİK.89/3 gönderilen bildirim üzerine davacının menfi tespit davası açmakla yükümlü olduğunu , davalının bu davayı da açmadığını ve açılan istirdat davası da 15 günlük sürenin üzerinden yıllar sonra açıldığını ve açılan davanın hak düşürücü süre yönünden reddinin gerektiğini, istirdat davasının takip borçlusu tarafından takip alacaklısına karşı açılabilecek bir dava olduğunu, davacının ise takip borçlusu olmadığını, İİK.89 gereği haciz ihbarnamesindeki bedeli uhdesinde bulunduran kişi olduğunu ve müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafın borçlu olmadığı bir bedeli ödediği iddiasının muhatabının dosya borçlusu olduğunu, davacının icra dosya borçlusunun borcunu ödediğini ve bu yönüyle de müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını ve müvekkilinin kötü niyetinin olmadığından bahisle; davanın reddine, davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Müh.Tes.San.ve Tic. Ltd. Şti. usulüne uygun davetiye gönderilmesine rağmen cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT
SMMM Bilirkişi …’nun düzenlemiş olduğu 17/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı ….San.Tic.A.Ş.nin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; davalı/alacaklı … Elektrik San Tic.A.Ş.nin icra dosya borçlusu … San.Ve Tic.Ltd. Şti. ile aralarında ticari ilişki içinde olduğu ve 2018 yılı sonu itibarı ile 81.551,71.-TL, 2019 yılı sonu itibarı ile de 164.597,44.-TL alacaklı olduğu, davalı/alacaklı … Elektrik San Tic.A.Ş nin davacı/3.kişi …San.İnş.Emlak ve Tic.Ltd.Şti. ile ticari ilişkisinin olmadığı tespit edildiği, davacı/3.kişi .. San.İnş.Emlak Ve Tic.Ltd.Şti.nin ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; davalı /icra dosya borçlusu … Mühendislik Tesisat San.Ve Tic.Ltd. Şti.nin 09.07.2018 tarihi itibari ile davacı/3.kişi … San.İnş.Emlak Ve Tic.Ltd.Şti’den 1.098,35.-TL.alacaklı olduğu,davacı /3.kişi … San.İnş.Emlak Ve Tic.Ltd.Şti.nin 14.08.2018 tarihinde 1.098,35.-TL.cari borcunu banka havalesi yolu ile ödediği, aralarında 14.08.2018 tarihi itibari ile borç/alacak bakiyesinin kalmadığı, sıfırlandığı, 2019 yılında ise aralarında ticari ilişkinin olmadığı, davacı 3.Kişi … San.İnş.Emlak Ve Tic.Ltd.Şti.nin davalı/alacaklı ….San.Tic.A.Ş. ile ticari ilişkisinin olmadığı tespit edilmiştir.
Dava; 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit istemine ilişkin davadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
6102 sayılı TTK’nin 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Dava, İİK. 89/3 maddesi uyarınca açılan İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe esas alacak yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
İİK’nin 89/3. maddesinin üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir.
Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nin 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yolunda açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 3568 E., 6425 K. ve 17.12.2015 tarih ve 7065 E., 17162 K., sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlıkta, davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, davacı tarafa çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir.
01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nin 2. m. uyarınca asliye hukuk mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s.476)
Bu durumda, İİK’nin 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşıldığından, Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın HMK’nun 114/1-c.maddesi gereğince görevsizlik nedeniyle HMK’nun 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde veya kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde taraflarca mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, yasal süre içerisinde başvuru yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi halinde bu husus belirtilerek mahkememize başvurulması halinde harç ve yargılama giderleri konusunda mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar, HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek açıkça okunup usulden anlatıldı. 11/05/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza