Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/95 E. 2022/635 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/95 Esas
KARAR NO : 2022/635

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 11/02/2022
KARAR TARİHİ : 19/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’in diğer davalı şirket müdürü ……… oğlu Hüseyin’i kurduğu şirkete 1/2 pay vererek ortak ettiğini, 03.10.1995 tarihinde İzmir Ticaret Sicilinin …….nosu ile kayıtlı …. San. ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirketlerini kurduklarını, 24 yılı geçen zamandan beri faaliyet gösteren şirketin kanuni toplantılarının dahi yapılmadığını, aynı zamanda şirket ana sözleşmesinin 1.3 maddesi ile hüküm altına alınan karın dağıtılması maddesinin bugüne kadar uygulanmadığı, ortakların kardeş gibi olmaları ve davacı ortağın yurtdışında ikamet etmesi nedeni ile maddede yazılı ihtiyat akçesi ayrıldıktan sonra vergilerin ödenmesini müteakip ödenmiş sermaye üzerinden payları oranında dağıtılması gerekirken, hiçbir şekilde dağıtılmadığını, şirket kasasına da safi karın fiilen konmadığını, şirketi idare ile yükümlü davalı … oğlu …’in şirket karını şirket uhdesinde tutması gerekirken kendi insiyatifine aldığını, davacı ortağa aradan geçen uzun yıllar boyunca kar payını vermeyerek davacının hem maddi hem de manevi mağduriyetlere sebep olduğunu, davalı ortağın elde ettiği tüm karı karısının, kızının ve damadının üzerine gayrimenkuller alarak ve şirket parası ile aldığı binek aracı kendi adına tescil ettirerek kullanmaya başladığını, yurt dışında ayrı işletmesi bulunan davacı … oğlu Hüseyin’in Türkiye’ye gelip şirketin işleyişine, genel duruma, kar-zarar dağılımına yönelik bilgi ve inceleme talep ettiğini, şirketin kanun ve usulüne uygun bir şekilde idare edilmediği, davalı şirket ortağının kötüniyetle şirketin elde ettiği tüm safi karı kendine ayırarak 24 senedir kar dağıtmadığını, hiçbir hususa ilişkin hesap vermediğini, davacının bilgi edinme ve inceleme hakkının elinden alındığını, yalan ve desiselerle şirket parası ile kendi adına araç ve gayrimenkuller edindiğini , kanunda öngörülen ve ortaklığın devamı için gerekli olan şartların ortadan kalktığını, taraflar arasındaki anlaşmazlık ve husumetin uzun süredir devam ettiğini, bu husumetin mevcut haliyle ortaklığın devamı önünde engel teşkil etmekte olduğunu, davacı şirket ortağının 1/2 hissesinin davalı şirket tarafından ödenmesini, bu güne kadar şirket aktifinde geçen ve safi kar olarak görülmekle birlikte ortaklara dağıtılmamış bulunan kar payının da ilavesiyle ve suistimal yolu ile şirket müdürü Hüseyin’in kendi üzerine, karısı Tülin üzerine, kızı Betül ve damadı … üzerine kayıtlı gayrimenkullerdeki yarı hisselerin de nazara alınması suretiyle davacının şirketten çıkmasına ve tespit edilecek gerçek değerlerin ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 12/01/2021 tarihli muhafaza talebi içerir dilekçesini ibraz ettiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından sunulan 14/02/2022 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile, işyerinde kullanımda olan makine, teçhizat, demirbaş ve aracın güncel fiyatlarının 85.550,00 TL olduğu, satışa arz edilen yedek parça tutarının KDV hariç 465.773,00 TL olduğu belirtildiğinden, toplam 551.323,00 TL şirkete ait aktifi ile demirbaşının yarısı davacının hakkı olduğundan fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile 275.661,00 TL olarak ıslah ettiklerini talep etmiştir.
Davacı vekilinin talebi üzerine Mahkememizin 24/06/2020 tarihli duruşmasında ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar verildiği, yine davacı vekilinin talebi üzerine 07/02/2022 tarihli ara kararı ile “Dosyada bulunan mevcut raporlar ve deliller kapsamında davalı şirketin dava edilen 10.000 TL üzerinden davalı şirket adına kayıtlı araç ve taşınmazlar üzerine bu miktar aşılmamak kaydıyla ihtiyati tedbir konulmasına, davalı vekilinin davalı şirket temsilcisinin ailesinin üzerine kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin talebinin reddine, dava edilen 10.000,00 TL üzerinden takdiren %15 oranında 1.500,00 TL teminat alınmasına, belirlenen teminatın nakit yada kesin ve süresiz banka teminat mektubu şeklinde ibrazı halinde davalı şirket adına kayıtlı araçlar üzerine Yazı İşleri Müdürlüğünce ihtiyati tedbir konulmasına, davalı şirket adına kayıtlı taşınmaz bulunması halinde ilgili Tapu Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına,” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarına ilişkin olarak … Hüseyin oğlu …’e ait mallar için tedbir konmasını ve ortaklıktan ayrılmak istediğini, davacının tedbir talebinin yersiz olduğunu, davacının kar payının dağıtılmasına dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının Almanya’dan her Türkiye’ye gelişinde diğer ortak ile görüştüğünü, aralarındaki akrabalık ve samimiyete dayanılarak kar payının elden ödendiğini, davacının 24 yıllık kar dağıtılmadığı iddiasını reddetmekle beraber 24 yıllık kar payının istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının kar payı hususunda dürüst davranmadığını, sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının dağıtılmayan kar payı ile diğer ortağın kedisi ilesinin mal mülk edindiği, şirketler kurduğu iddialarının yersiz olduğunu, TTK 638 de hükmedilen davacının ortaklıktan çıkmak için gerekli olan haklı sebeplere haiz olmadığını, işbu durumda davacının ayrılma akçesi talep etmesinin de mümkün olmadığını, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu hususların reddedildiğini, bu nedenlerden dolayı davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce deliller toplanılmış, tapu kayıtları, trafik kayıtları, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın………. soruşturma sayılı dosyası, İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası celp edilmiş, davacı tanıklarından ………. ile ………… dinlenmiş, Mahkememizin 24/11/2021 tarihli duruşmasında, tanıklardan…………’nun tarafların beyanı kapsamında dinlenmelerinden vazgeçilmesine, yine davacı vekilinin Cemal Akdeniz’in tanık olarak dinlenmesi talebinin ikinci bir tanık listesi verilemeyeceğinden HMK 240/2 maddesi gereğince reddine karar verilerek yargılamaya yukarıdaki esas üzerinden devam olunmuş, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 25.02.2020 tarihli yazısı içeriğinden, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne Merkez-……..sicil numarasında kayıtlı … Yedek Parça San.ve Ltd.Şti.nin, İzmir 1. Noterliğinin 07.06.2011 tarih ……….. yevmiye numarası ile tasdik edilen hisse devri ve yetkili atanması hususlarında alınan 07.06.2011 tarihli 2011/06-01 sayılı karar ile her biri 25,00.TL değerinde 6000 hisseye ayrılmış olan şirket ortaklık durumunun tabloda yer aldığı şekli ile oluştuğu, 2011/06-02 sayılı karar ile şirketi temsil ve ilzam hususunda 10 yıl süre ile şirket ortaklarından…….. TC kimlik nolu …’in şirket müdürü olarak atanmasına karar verildiği, alınan kararların ticaret sicile tescil edildiğinin ilan olunduğu anlaşılmıştır.
Dosya SMMM alanında uzman ………’a tevdi edilmiş olup bilirkişi raporunda özetle; işletmeye konu … Limited Şirketine ait Kurumlar Vergi Beyannamesi kapsamında şirketin 31/12/2019 tarihi itibariyle 150.000,00 TL’sinden ibaret sermayesinin tamamen ödendiğini, ödenen bu sermayenin aktiflere please edildiğini, ve hesaplanan 711.896,00 TL’lik kaydi Öz varlık dikkate alındığında sermayenin şirket bünyesinde muhafaza edildiğini, … Limited Şirketinin 31/12/2019 tarihi itibariyle 711.896,00 TL olarak hesaplanan Öz varlık tutarının, şirketin 6.000 adet hisse tutarına bölünmesi durumunda 1 adet hisse tutarının 118,6493 TL’sine tekabül ettiğini, buradan hareketle davacının 3.000 adet hissesine isabet eden kaydi Öz varlık tutarının (3.000*118,6493) 355.947,90 TL’si olduğunu, davacının talebi ve diğer hususlar dikkate alındığında şirket ortaklarının mevcut haliyle bir araya gelemediklerini, açılan dava ve talepler dikkate alındığında taraflar arasında anlaşmazlık ve uyumsuzluk bulunduğunu, bu durumun TTK 638/2 ve ilgili maddelerinde yer alan ortaklıktan çıkma talebine yönelik haklı sebeplerin varlığının oluştuğunu belirtmiştir.
Dosya Makina alanında uzman …………na tevdi edilmiş olup bilirkişi raporunda özetle; dava konusu işyerinde kullanımda olan makine, teçhizat, demirbaş ve aracın güncel piyasa fiyatlarının kullanım ömürleri, marka/modelleri ve mevcut kondisyonları dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucunda toplam 85.550 TL. Olduğunu, dava konusu iş yerinde keşif yapılması neticesinde, tarafınca yapılan inceleme sonucu rayiç/reel fiyatlandırması yapılmak suretiyle toplam (KDV hariç) 465.773 TL. tutarlı yedek parça stoğu bulunduğunu tespit etmiştir.
Dava; TTK 638 maddesine dayalı şirket ortaklığından çıkma ile TTK 641 maddesi uyarınca kar payının tahsili ile davacının şirketteki payının gerçek değerinin ödenmesi talebine ilişkindir.
Toplanan deliller, dosyaya celp edilen evrak ve belgeler, şirkete dair ticari defter ve kayıtlar, dinlenen tanık anlatımları, alınan bilirkişi raporları, incelenen soruşturma dosyası ve ceza dosyası örnekleri ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TTK 638/2 maddesi uyarınca şirket ortaklığından çıkma ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL ortaklık hissesine karşılık gelen ortaklık pay bedelinin ve dağıtılmamış kar paylarının avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemine yönelik olduğu, davalı tarafça kar payının fiilen elden ödendiği, 24 yıllık kar payının istenmesinin hukuka aykırı olduğu, ortaklıktan çıkmak için haklı sebebinin bulunmadığı, açılan davanın reddi gerektiği istemine yönelik olduğu, TTK 638/2 “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” hükmünü içermektedir. TTK, limited şirkette şirketin feshi veya şirketten çıkmaya izin verilmesi için ispatı gerekli olan haklı nedenlerin neler olabileceği konusunda bir hüküm bulunmamakla birlikte kollektif ortaklıklara ilişkin TTK 245. Maddesinde düzenleme yapıldığı, bu yasal düzenlemenin limited ortaklılarda da uygulanabileceği, TTK 245.maddesinde haklı sebep kavramının “Şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkânsız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olmasıdır. Aynı maddede bazı haklı neden halleri örnek olarak sayılmıştır. Özellikle; a) Bir ortağın, şirketin yönetim işlterinde veya hesaplarının çıkarılmasında şirkete ihanet etmiş olması, b) Bir ortağın kendisine düşen asli görevleri ve borçları yerine getirmemesi, c) Bir ortağın kişisel menfaatleri uğruna şirketin ticaret unvanını veya mallarını kötüye kullanması, d) Bir ortağın, uğradığı sürekli bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi gibi hâller haklı sebeplerdendir. Maddedeki “gibi” ifadesinden bu hallerin sınırlı sayıda olmadığı, somut olayın özelliğine göre başkaca haller haklı nedenlerin TTK 245.maddesindeki yasal düzenleme kapsamında kabul edilebileceği, çıkma için haklı nedenlerin, objektif veya sübjektif nitelikte ortaya çıkabileceği, haklı nedenin limited ortaklığın kendi yapısından, bazı ortakların kişiliğinden, ortaklar arası ilişkilerden kaynaklanmasının mümkün olduğu, bu bağlamda şirketin devamlı olarak kâr getirmemesi, yeterli özvarlık mevcut olduğu halde uzun zamandır kâr payı dağıtılmaması, ortaklar arasında devamlı geçimsizlik, yasa-ana sözleşme ve genel kurul kararlarının yerine getirilmemesi veya sürekli ihlal edilmesi hallerinin bu kapsamda sayılabileceği, Yargıtay içtihatlarında şirket müdürlerinin ortaklık defterlerini düzgün tutmayıp, ortaklara hesap vermemeleri, ortaklık mevcudunun kalmaması ve işletme faaliyetinin durdurulması fesih (veya çıkma) için birer haklı neden olarak kabul edildiğinin anlaşıldığı, TTK hükümleri ile dava konusu somut olayın koşulları birlikte değerlendirildiğinde; 01/02/2021 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda, dava konusu şirketin üzerinde bulunan makine, cihaz, stok ve demirbaşların rayiç değerinin tespiti yönünde yapılan incelemeler neticesinde makine, teçhizat, demirbaş ve aracın| güncel piyasa fiyatlarının kullanım ömürleri, marka, model ve mevcut kondisyonları dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucunda toplam 85.550,00 TL olduğu ve yine dava konusu iş yerinde kdv hariç toplam 465.773,00 TL tutarında yedek parça stoğu bulunduğunun tespit edildiği, tespite konu şirketin 31.12.2019 tarihi itibarıyla reel manada aktiflerinin 1.436|938,42.TL buna mukabil pasiflerinin 1.133.027,93 TL den ibaret olduğu, diğer bir deyişle şirket aktiflerinin pasiflerini karşılar vaziyette olduğu, … Ltd.Şti. nin 31.12.2019 tarihi itibarıyla reel manada Özvarlığının, Aktifler 1.436.938,42.TL – Pasifler 1.133,027,93.T = 303.910,49 TL olarak belirlendiği, şirketin 31.12.2019 tarihi itibariyla 303.910,49 TL den ibaret reel özvarlık tutarının şirketin 6.000 adet hisse tutarına bölünmesi durumunda 1 adet hisse tutarının 50.6517.TL sine tekabül ettiği, buradan hareketle davacının 3.000 adet hissesinin 3.000 x 50.6517 TL = 151.455,10 TL olduğu anlaşılmakla, davacının davasının kısmen kabulüyle TTK 638/2 maddesindeki şartlar oluştuğu kanaatine varıldığından davacının 151.955,10 TL hisse bedeliyle ortaklıktan çıkmasına, bu çıkma bedelinin de dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalı şirketten alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davacının davasının Kısmen Kabulüyle TTK 638/2 maddesindeki şartlar oluştuğu kanaatine varıldığından davacının 151.955,10 TL hisse bedeliyle ortaklıktan çıkmasına, bu çıkma bedelinin de dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalı şirketten alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Karar kesinleştiğinde bir suretinin İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
Alınması gereken 10.380,05 TL nisbi ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL nisbi harç ile ıslah harcı 4.537,00 TL nin mahsubu ile bakiye 5.788,65 TL nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye davanın kabul oranına göre takdir ve tayin edilen 23.793,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye davanın red oranına göre takdir ve tayin edilen 19.555,89 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından iş bu davada sarf edilen 5.464,50 TL harç, 2.006,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 7.471,00 TL nin davanın kabul ve red oranı nazara alınarak 4.118,31 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen iadesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı okunup usulden anlatıldı. 19/09/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza