Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/90 E. 2021/175 K. 17.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/90 Esas
KARAR NO : 2021/175

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/02/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı … nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortası olan … araç, 01.10.2019 tarihinde müvekkili … yönetimindeki … plakalı araç ile beraber trafik kazasına karıştıklarını, müvekkilin kazanın oluşumunda hiçbir kusuru olmayıp kaza neticesinde kafasından darbe almış, vücudunun çeşitli yerlerinde yaralanmalar meydana geldiğini, müvekkili …, trafik kazasının meydana geldiği 01.10.2019 tarihinde … plakalı motorlu aracı ile, belirtilen bölgedeki Ulukent istikametinden Seyrek istikametine doğru aracıyla normal hızda ve kendi şeridinde seyir halinde olduğunu, bu esnada …. yönetimindeki …. plakalı araç aynı istikamette müvekkilinin arkasında seyretmekteyken, öndeki aracı geçmenin yasak olduğu kaza mahallinde müvekkilinin aracını geçmek istediğini, müvekkilinin aracına çarparak yaralanmasına neden olduğunu, bu kaza sonucunda müvekkilinin başına ve vücudunun çeşitli yerlerine darbeler aldığını ve bir süre yoğun bakımda kaldığını, yaşı ilerlemiş olan müvekkilinin vücudu, yaralara genç bir vücut gibi tepki veremediğini ve müvekkilinin başına almış olduğu darbe sonucunda çeşitli rahatsızlıkları oluştuğunu, ailesine bakmakla yükümlü olan müvekkilinin kıraathane işlettiğini, dönemsel olarak da iş yoğunluğuna göre tarlada veya başkaca gündelik işlerde işçi olarak çalıştığını, müvekkili …, geçirmiş olduğu bu kaza nedeniyle eskisi gibi verimli çalışamadığını, dolayısıyla iş gücü kaybına uğradığını, kaza nedeniyle büyük ölçüde acı çeken müvekkilinin, halen de çeşitli rahatsızlıklarla baş etmeye devam ettiğini, kaza gününden bu yana unutkanlık da yaşayan müvekkilinin ailesine eskisi gibi bakamayacağı düşüncesine kapılan müvekkili, kendisini yetersiz gördüğünü, bütün bunlar müvekkilinin hayatını etkilemiş, eskisi gibi çalışamamasına neden olduğunu, davalı … şirketine başvuru yapıldığını, taleplerini karşılayan bir cevap alınmayınca da arabuluculuk için gerekli başvurular yapılarak davalıyla görüşmeler yapıldığını, davanın kabulünü, fazlaya ve arttırıma dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkilinin malüliyeti ve geçici-sürekli iş gücü kaybı sebebiyle 100,00 TL, tedavi giderleri olarak 100,00 TL olmak üzere toplamda 200,00 TL maddi tazminatın davalı … için 13.01.2020 tarihinden(arabuluculuğa başvurduğumuz tarih) itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan tahsiline (poliçe limiti dahilinde olmak kaydıyla), yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;KTK 97 uyarınca sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile müracaat edilmediğini, 6704 sayılı Kanun ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca zarar gören, dava ikame etmeden veya tahkim yoluna müracaat etmeden evvel sigorta şirketine yazılı olarak müracaat etmekle yükümlü olduğunu, başvuranın evrakları sunmadığını, Mali Suçları Araştırma Kurulu Mevzuatı kapsamında Yükümlüler arasında yer alan sigorta-reasürans şirketleri ilgili mevzuat gereğince kimlik belgesi ödeme yapılması için zorunlu evrak olduğunu, ZMMS Genel Şartlarda 02.08.2016 tarihli değişiklikle sigorta şirketine başvuru yapılırken zorunlu olan huzurdaki başvuruda ve hasar aşamasında şirkete yapılan başvuruda 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu sunulmadığını, davacı, müvekkili şirkete usulüne uygun olarak müracaat etmediğini, bu gerekçelerle davanın reddini talep ettiklerini, poliçe ve teminat limitinin belirtilmesi, başvuru dilekçesinde bahsi geçen 01/10/2019 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı araç, müvekkili şirkete 02/05/2019-2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limiti kişi başı 390.000 TL olduğunu, sigorta şirketi, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, dosyada kusur tespiti yapılması gerektiğini, müvekkili şirketinin sorumluluğu, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. ve 85. maddelerine göre trafik sigortaları, işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapılı olduğunu, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa, işletene düşen bir sorumluluk da olmadığını, dosyada kusur tespiti yapılması amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevkini talep ettiklerini, tazminat hesaplaması aktüer sıfatına sahip bilirkişiler tarafından ZMMS genel şartları çerçevesinde yapılması gerektiğini, bir an için dahi kabul anlamına gelmemekle birlikte eğer herhangi bir tazminat sorumlulukları doğacak ise, yapılacak olan bilirkişi incelemesi, 15.8.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış olan Aktüerler Yönetmeliği uyarınca aktüer sıfatına sahip bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek yapılması gerektiğini, kazazede mevzuata uygun maluliyet raporu sunmadan başvuru yapıldığını, davacının dosyaya Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik ve Ekleri’ne uygun maluliyet raporu sunması gerektiğini, ZMMS Genel Şartlarda 02.08.2016 tarihli değişiklikle sigorta şirketine başvuru yapılırken zorunlu olan evraklar arasında özürlülük ölçütü, sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş engelli sağlık kurulu raporu da sayıldığını, yaralanmaya bağlı durum bildirir sağlık kurulu raporunun alınışı, geçerliliği, değerlendirilmesi ve bu raporu verebilecek sağlık kurum ve kuruluşlarının tespiti ile ilgili esasları belirlemek üzere Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik yayımlandığını, bu yönetmelik 18 yaşını doldurmamış bireylerin özel gereksinim alanlarının belirlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlendiğini, başvuranın kanunda açıkça sayılan evrakları sunmadan şirkete başvuru yaptığını, başvuru usule uygun olarak yapılmadığını, sigorta şirketine başvuru şartı, aynı zamanda dava şartı olduğunu, eksik evrak ile şirkete başvuru yapılması nedeniyle dava şartı olan sigorta şirkete başvuru gerçekleşmediğini, usulüne aykırı yapılan başvuru neticesiyle başvurunun usulden reddi gerekmesi iken davanın görülmesi HMK hükümlerine aykırı olduğunu, dosyanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddini talep ettiklerini, geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderleri poliçe kapsamında olmadığını, ZMMS Genel Şartlarına göre geçici iş göremezlik ve tedavi gideri tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığı açıkça belirtildiğini, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddini talep ettiklerini, hesaplamada trh-2010 mortalite tablosu esas alınması gerektiğini, müvekkili şirket’in eğer bir tazminat sorumluluğu doğacak ise, kişinin gelirinin belirlenmesinde TRH-2010 Mortalite Tablosu dikkate alınarak vergilendirilmiş gelirinin esas alınması gerektiğini, zarar gören beyan ettiği gelirinin vergilendirildiğini belgesi ile ispat edemiyorsa tazminat hesabının yapıldığı tarihte geçerli asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, netice itibariyle, mevzuat değişikliğinden önce verilen ve mevcut halde güncelliğini yitirmiş bulunan Yargıtay kararları doğrultusunda değil; amir mevzuata göre trh 2010 Mortalite Tablosu kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğini, müterafik kusur araştırması yapılması gerektiğini, dosyada mübrez kaza tespit tutanağından anlaşıldığı üzere davacı otomobil sürücüsüdür ve emniyet kemeri kullanım durumu tespit edilemediğini, öncelikle bu hususun tespit edilmesi gerektiğini, toplanan delillerle beraber kazazedenin gerekli güvenlik tedbirlerini almadan ve kontrolsüzce yola çıkarak trafiği tehlikeye düşürmesi, kazanın meydana gelmesine sebep olması nedeniyle müterafik kusur durumunun mevcudiyeti kabul edilmeli ve belirlenen tazminattan indirim yapılması gerektiğini, başvuranın müterafik kusurunun araştırılmasını talep ettiklerini, davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimleri mahkemece ceza dosyasından tetkik edilerek araştırılması gerektiğini, aracı sevk ve idare eden ve davaya da konu zarara sebebiyet veren sürücünün veya araç işleteninin ibra edilmiş olması; borçtan müşterek ve müteselsil sorumlu müvekkili şirketi aynı şekilde etkilediğini, ceza yargılamasının da tarafı olan davacının ifade tutanakları ve uzlaşma bildirimlerinin dosyaya sunulması gerektiğini, şartların tespiti halinde davanın reddini talep ettiklerini, faiz talebinin reddi gerektiğini, Eğer bir tazminat sorumluluğu doğacak ise ancak 8 iş gününün geçmesi ile müvekkil şirketin temerrüde düştüğü kabul edilmesi gerektiğini, fakat somut olayda müvekkili şirkete yapılan müracaat usulüne uygun gerçekleştirilmediği için müvekkili şirketin temerrüde düşmemiş olup, başvuranın faiz isteme hakkı doğmadığını, başvurunun dava şartı eksikliği nedeniyle reddine, dosyada kusur ve maluliyet tespiti yapılmasına,geçici iş göremezlik tazminatı talebinin ZMMS poliçesi teminatı kapsamında olmadığından reddine, tazminat sorumluluğumuzun doğması durumunda hesaplamaların hazine müsteşarlığına kayıtlı uzman bilirkişilerce, TRH 2010 mortalite tablosu esas alınarak yapılmasına, müterafik kusur araştırması yapılmasına, taraflarına faize hükmedilmemesine, aleyhine yargılama ücreti ve vekalet ücretine hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
Davacı vekili 11.01.2021 tarihli dilekçesinde, müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararlar ilgili olarak … tarafından gerekli ödemeler yapıldığını taleplerinin yerine getirildiğini, karşılıklı olarak herhangi bir hak veya alacaklarının kalmadığını, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin de olmadığını, arabuluculuk ücretinin de sigorta şirketi tarafından ödeneceği konusunda davalı … ile mutabakata vardıklarını, bu kapsamda olmak üzere maddi tazminat kapsamındaki taleplerimizden feragat ettiklerini, maddi tazminata bağlı vekalet ücreti ve diğer taleplerinden de feragat ettiklerini beyan ettiği görülmüştür.
Davalı vekili 17.03.2021 tarihli dilekçesinde davacı vekili ile tazminat bakımından sulh olmak ve talep hususunda karşılıklı ibralaştıklarını, davada, vekalet ücreti ve / veya yargılama gideri hususunda hiçbir taleplerinin olmadığını, davacı vekilinin feragat beyanı doğrultusunda davanın feragat nedeniyle reddi yönünde karar verilmesini beyan ettiği görülmüştür.
6100 sy HMK’nun, 307. maddesi uyarınca “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”; 309. maddenin 1. ve 2. fıkraları uyarınca “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”; 310. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.”; 311. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur…” hükümlerini havidir.
Dilekçe ve beyan içeriklerine göre tarafların birbirinden herhangi bir yargılama gideri veya vekalet ücreti talep etmedikleri; davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşıldı.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde, dosyada mevcut vekaletnameye göre davadan feragat yetkisi bulunan davacı vekilinin davadan feragate ilişkin beyan dilekçesi ile davalı vekilinin beyan dilekçesindeki diğer beyanları yanında davacı vekilinin feragat beyanı doğrultusunda davanın feragat nedeniyle reddi yönünde karar verilmesini talep ettiği anlaşıldığından, feragat nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki hükmün kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,90 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Davalı tarafından yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK.nun 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
6-Davalı tarafın masraf ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Dosya kapsamına göre, HUAK 18/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk faaliyeti ücreti olarak suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davalı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair ; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır