Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/708 E. 2021/825 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/432
KARAR NO : 2021/826

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/03/2019
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/08/2018 tarihinde … Caddesi üzerinde seyir halinde olan sürücü… sevk ve idaresindeki … … … plakalı otomobilde yolcu konumunda bulunan müvekkili …, içinde bulunduğu aracın önünde seyreden … plakalı araca çarpması neticesinde gerçekleşen trafik kazasında ciddi şekilde yaralandığı ve malul kaldığı, kazaya karışan araç sürücülerinin alınan ifadelerinden ve kaza tespit tutanağından, davalı şirkete sigortalı … … … plakalı aracın, “takip mesafesi” gibi çok temel bir trafik kuralını ihlal ettiğini, kaza neticesinde bir kusuru olmamasına karşın müvekkili …, hayati fonksiyonları da etkilenecek şekilde ağır yaralandığını, kaza sonrası tutulan tespit tutanağında davalı sigorta şirketine …poliçe numarası ile bağlı bulunan araç sürücüsünün 2918 sayılı KYTK’nun 56/1-c maddesinde yer alan “Şerit izleme ve değiştirme” kuralını ihlal etmesi sebebiyle kusurlu olduğu tespit edildiğini, sürücünün asli kusuru sonucu oluşan bu olay neticesinde müvekkili ambulans yardımıyla Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine kaldırıldığını, müvekkili …’in kaza neticesinde sol kolunda ve yüzünde şiddetli ağrı şikayeti ile kaldırıldığı hastanede yüz travması geçirdiğini, sol maksilla ve zigomada ödem olduğunu, sol distal radius fraktürü ve nazal kemikte fraktür saptandığı, sol el ve bileğinde ağrı ve hareket kısıtlılığı meydana geldiğini, beyin BT’sinde sol malar bölgede cilt altı yumuşak doku ödeminin oluştuğunu, vücudunun pek çok başka yerinde ise hassasiyet ve çeşitli travmatik bulgular saptandığını, kaza tespit tutanağında da … … … plakalı aracın
… Sigorta A.Ş’ye …numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile bağlı olduğunun, … Sigorta Genel Müdürlüğü Hasar Servisine söz konusu aracın sebep olduğu kaza ve müvekkillerinin sakatlık durumu bildirildiğini, müvekkillerinin zararının karşılanması gerektiği aksi halde dava yoluna başvurulacağı ihtar edildiğini fakat söz konusu sigorta şirketi zararı karşılamadığını, ardından Türk Ticaret Kanunu ile kabul edildiği üzere “Dava Şartı Zorunlu Arabuluculuk sistemi çerçevesinde …/… dosya no ve …/… büro no ile davalı şirketle alternatif uzlaşı yoluna gidildiğini ancak taraflar arasında bir anlaşma sağlanamadığını, kaza sebebiyle müvekkilinin sağlığında bozulmalar meydana geldiğini; kalıcı sakatlık durumu oluştuğunu, henüz 49 yaşındaki müvekkilinin, kazadan beri şiddetli ağrılar çektiğini, ailesine yeterince sahip çıkamadığını, zira müvekkilini kazadan ciddi anlamda etkilendiğini, maddi ve manevi önemli bir kayıp yaşadığını, 2918 sayılı yasadan kaynaklanan söz konusu kaza sebebiyle doğan daimi sakatlığın tazminini istediklerini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı müvekkiline ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan 1.000,00 TL daimi sakatlık tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketine başvuru şartları yerine getirilmediğinden “dava şartı yokluğu” nedeni ile reddedilmesi gerektiğini, KTK’nın ilgili hükümleri gereği; öncelikle sigorta kuruluşuna başvuru yapılması ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgelerin sigorta şirketine teslim edilmesi yasal bir zorunluluk olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından genel şartlarda belirtilen belgeler talep edilmesine rağmen davacı tarafından ilgili belgeler teslim edilmeyerek haksız ve yersiz olarak iş bu dava ikame edildiğini, bu nedenlerle yasal mevzuatlar gereği başvuruya ilişkin ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesini talep ettiğini, savcılık soruşturması aşamasında ya da ceza davasında uzlaşma var ise davanın reddi gerektiğini, soruşturma yada ceza davasında uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat, eski halin iadesi veya diğer tazminat davası açılamayacağını, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacağını, davacı yanın soruşturma veya ceza davasında uzlaşma yaptığının tespiti durumunda uzlaşma ile tüm hak ve alacaklarını aldığından davanın bu nedenle reddedilmesi gerektiğini, davanın araç sigorta ettirenine, araç sürücüsüne ve SGK’ya ihbarı gerektiğini, zira davacı taraf, herhangi bir ödeme almış ise aynı ödemeyi mükerrer şekilde tazmin ettiği takdirde sebepsiz zenginleşmiş olacağını, bu nedenle ihbar dilekçesi ayrıca sunulacağını, “geçici iş görmezlik” tazminatı talepleri hem 6111 sayılı Kanun gereği hemde trafik sigortası genel şartları uyarınca tedavi teminatı içersinde değerlendirildiğinden teminat dışında kaldığını, Trafik Sigortası Genel şartları A.5.b.maddesinde “..sağlık giderleri teminatı, Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun98 maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” hükmü yer aldığını, görüleceği üzere geçici iş görmezlik talepleri tedavi giderleri kapsamında olup bu giderler ile ilgili tüm sorumluluk SGK‘ya ait olduğunu, müvekkili şirketin bu talepler nedeniyle herhangi bir sorumluluğu kalmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, davacının iş görmezlik tazminatı talebi bakımından kabul anlamına gelmemek şartı ile müvekkili sigorta şirketinin iş bu sorumluluğu kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, bu nedenle; öncelikle davacının Adli Tıp Kurumundan “Özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik” hükümlerine göre; maluliyet oranları konusunda Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesiden rapor alınmasını, kusur oranlarının belirlenmesi, sonrasında maddi tazminat miktarının tespit edilmesi gerektiğini, arka koltukta oturan davacının koruyucu tertibat kullanıp kullanmadığının belli olmadığını, kaza tutanağında bu husus tespit edilemediğini, mahkemece bu hususun dikkate alınarak arka yolcu olarak davacının kusuru oranında hesaplanacak tazminat miktarından indirim yapılmasını talep ettiklerini, davacı ifadesinde ” … eşim frene basmasına rağmen duramayarak araca arkadan çarptı ben aracın arka tarafındaydım. Kaza il birlikte torunumun üzerine kapanarak onu korudum ve yüzümü ve sol kolumu önümde bulunan koltuğun köşeşine çarptım” bulunduğunu, davacının iyileşip iyileşmediği, kaza sonrası tedavisine devam edip etmediği, sakatlanmasına uygun tedavi görüp görmediğinin belli olmadığını, “iddiada bulunanın iddiasını ispat etmesi gerektiği” ilkesi gereği bu hususların davacı tarafından belgeleri ile ortaya konması gerektiğini, aksi halde ispat edilemeyen davanın reddi gerektiğini, nitekim davacının tedaviye devam edip etmediği, nasıl bir tedavi uyguladığı, iddia edilen sakatlığa uygun tedavi görüp görmediği, kazadan önce mevcut başkaca bir rahatsızlığı bulunup bulunmadığının belli olmadığını, bu nedenlerle ilgili hususların açıklığa kavuşturulmasını ve ilgili kurumlardan tüm hasta kayıt ve tedavi bilgilerinin celbini talep ettiklerini, SGK tarafından yapılan tüm ödemelerin ve bağlanan gelirlerin faizi ile birlikte hesaplanarak tespit edilecek tazminat miktarından mahsup edilmesi gerektiğini, davaya konu kaza nedeniyle SGK tarafından davacıya maluliyet ödemesi yapılıp yapılmadığının veya gelir bağlanıp bağlanmadığının tespit edilmesi gerektiğini, ilgili kurumdan bu hususların sorularak gelecek yazı cevabına göre tazminat hesaplaması yapılmasını ve tespit edilen ödemelerin faizi ile birlikte tazminattan mahsup edilmesini talep ettiklerini, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun tenzili gerektiğini, davacının kazayı yaşadığı sırada sigortalı araçta hangi amaçla bulunduğu ve taşımanın esasen hatır taşımasına binaen mi yapıldığı hususunun tespit edilmesi gerekliliği ve hatır taşımasının tespiti halinde bu hususun tazminat belirlenmesinde ciddi ve makul bir indirim sebebi olduğu Yargıtay’ın uygulamalarında sabit hale gelmiş bir hukuki gerçeklilik olmakla bu hususun yerel mahkeme tarafından tespit ve taktiri gerektiğini, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi mahkeme tarafından re’sen gözetilmesi gereken indirim sebepleri olduğunu, nitekim tazminat hukukunun bir ilkesi olarak, sorumluluk şartları gerçekleştiği takdirde, zarar veren, zarar görenin mal varlığında oluşan eksilmeyi gidermek zorunda olduğunu, ne var ki zararın tamamen giderilmesini amaçlayan ”tam tazmin” ilkesinin katı uygulanması, haksız ve adil olmayan sonuçlara yol açabileceğini, bu nedenle, dava konusu olayda meydana gelmiş olan özel sebepler sebebiyle yerel mahkeme tarafından işbu hususların re’sen araştırılarak tazminatta indirim yapılması hakkaniyet gereği olduğunu, öncelikle dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
14/10/2020 tarihli aktüerya bilirkişisinden alınan kök raporda; 05.08.2018 tarihinde yaralanan …’in geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 4.809,36 TL olduğu, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 40.039,06 TL olduğu, davacının toplam maddi tazminat alacağının 44.848,42 TL’ye tekabül ettiğinin bildirildiği; 25/03/2021 tarihli ek raporda; 05.08.2018 tarihinde yaralanan …’in geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 4.809,36 TL olduğu, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının ise 24.609,05 TL olduğu, davacının toplam maddi tazminat alacağının ise 29.418,41 TL’ye tekabül ettiği bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 29/07/2020 tarih ve …-…-…/… sayılı raporunda; Sürücü…’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Ege Üniv. Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan 04/11/2019 tarihli raporuna göre; şahsın Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranı olay tarihindeki yaşına göre %4,2 (dört virgül iki) ve bugünkü yaşına göre de %4,3 (dört virgül üç) olarak bulunduğunu, tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) ay olarak, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 04/06/2021 tarihli değer arttırım dilekçesiyle; sürekli iş görmezlik tazminatı yönünden 39.039,06 TL’lik kısım ile dava dilekçesinde talep ettikleri miktarların birleştirilmesi sonucu 40.039,06 TL ve dava dilekçesi, dava sonucunu ıslah ederek geçici iş görmezlik tazminatı yönünden talep ettikleri 4.809,36 TL’nin toplam olarak 44.848,42 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten alınıp müvekkili davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş ve talebini harçlandırmıştır.
Dava; 05/08/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının geçici ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle uğramış olduğu maddi zararlarının kazaya sebebiyet veren aracın ZMMS sigortacısından tahsili istemine ilişkin tazminat davasıdır.
6098 Sayılı TBK nun 54. maddesinin 3. bendinde çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıpların bedensel zarar kavramı içinde sayıldığı anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, kara yolu zorunlu mali sorumluluk(trafik) sigortası, bir motorlu aracın kara yolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan hukuki sorumluluğu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve kanun gereği yapılması zorunlu olan sigorta türüdür.
Kaza sonucu, davacının %4,2 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, geçici iş göremezlik süresinin ise üç ay olarak tespit edildiği, trafik kazasının oluşumunda davalı sigortalısı … … … plakalı araç sürücüsü…’in %100 kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Eldeki davada, celp edilen poliçe ve hasar dosyası ile eklerinin incelenmesinden davalı, … … … plaka sayılı aracın trafik (ZMMS) sigortacısı sıfatına haiz olup, dava dışı işletenin ve onun eyleminden sorumlu olduğu kişinin (sürücünün) kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde zarar gören davacıya karşı sorumludur. Bu nedenle, davalının, trafik kazası sonucu davacıda oluşan geçici ve sürekli iş göremezliğe ilişkin tazminatları poliçe limiti dahilinde karşılaması gerekmektedir.
Toplanan delillerden, 05/08/2018 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazası sonucu yaralanarak geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 4.809,36 TL olduğu, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 40.039,06 TL olduğu, davacının toplam maddi tazminat alacağının 44.848,42 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin tespit olunan zararın tamamından, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile poliçe teminat limiti dahilinde sorumlu tutulması gerektiği anlaşıldığından, davanın kabulüne dair aşağıdaki hükmün tesisi uygun görülmüş olup, iş bu dava sebebiyle yapılan yargılama giderleri davalıya yükletilmiş, davacı yararına hüküm altına alınan maddi tazminat tutarı nazara alınarak maktu vekalet ücreti takdir olunmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE; sürekli işgöremezlik tazminatı 40.039,06 TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 4.809,36 TL’nin dava tarihi olan 01/03/2019 tarihinden itibaren yasal faiziyle sigorta şirketinin limitleri de aşılmamak kaydıyla davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 3.063,59 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL peşin harç ve 149,77 TL ıslah harcı toplamı 55,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.869,42 TL nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.630,29 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 149,77 TL ıslah harcı, 14,00 TL tebligat gideri, 76,00 TL e-tebligat masrafı, 100,90 TL müzekkere posta masrafı, 400,00 TL bilirkişi ücreti, 300,00 TL ATK fatura bedeli, 0,50 TL KEP ücreti toplamı 1.186,37 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HUAK 18/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabulucuk giderinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davalı tarafından yatırılan delil avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza