Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/695 E. 2022/601 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/695 Esas
KARAR NO : 2022/601

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/12/2020
KARAR TARİHİ : 07/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 07.12.2012 tarihinde tescil edilerek 18.12.2012 tarihli 8217 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 266. Sayfasında yayınlanan ilan ile ticaret hayatına giriş yaptığını, müvekkilinin davalı şirketin bünyesinde beher nominal değeri 1 TL olan toplam 635 adet B grubu primli hisse için 30.000,00-TL ödediğini, nominal bedeli aşan kısmın ise prim olarak davalı şirket hesaplarına intikal ettiğini, müvekkilinin davalı şirketin bünyesindeki hisse oranı 1.012 gibi çok cüzi bir miktar ise de esasında müvekkilinin davalı şirket ile hiçbir organik bağı bulunmadığını, müvekkilinin davalı şirket tarafından gerçekleştirilen hiçbir toplantıya katılmadığını, müvekkilinin şirket ile hiçbir organik bağı olmamasına rağmen şirkette hisse sahibi olarak gözükmesi nedeniyle ticari hayatında bir çok problemle karşı karşıya kaldığını, müvekkilinin davalı şirket bünyesinde cüzi payını devredip ortaklıktan ayrılma talebi olduğunu ancak müvekkilinin talebini iletebileceği bir muhatap bulamadığını, davalı şirketin ticaret hayatında adı geçen ancak faal durumda olmayan bir şirket olduğunu, bu nedenle müvekkilinin tüm irtibat kurma çabalarının sonuçsuz kaldığını, davalı şirketin iletişime kapalı olduğunun en son pay devrinin 03.09.2019 tarihinde gerçekleşmesinden anlaşıldığını, davalı şirket bünyesinde bulunan genel kurulun en son 31.12.2015 tarihinde toplandığını ve en son bu toplantıda yönetim, temsil ve diğer konulara ilişkin kararlar alındığını, bu süreden sonra davalı şirketin bugüne kadar faal hale gelme konusunda hiçbir girişimde bulunmadığını, davalı şirketin esas sözleşmesinde yer alan faaliyetlerine devam etmediğini, davalı şirketin son yönetim kurulu, 31/12/2015 tarihli Genel Kurul’da seçilmiş ve 3 yıl süre ile göreve geldiğini, davalı şirketin uzun süredir yönetim kurulu dahi bulunmadığını, şirket yönetiminden sorumlu olan yönetim kurulu gibi mahiyeti yüksek bir organın yokluğunun başlı başına bir fesih sebebi olduğunu, yönetim kurulu bulunmayan bir şirkette ortakların düzenli toplantılar yaparak şirketin misyonu ve vizyonu açısından tedbirli kararlar alabilmelerinin ve kar zarar dengesini koruyarak hareket etmelerinin beklenemeyeceğini, anonim şirketlerde pay sahiplerinin haklarının ve menfaatlerinin dengede tutulması bakımından bilgi alma ve inceleme hakları bulunduğunu, yönetim kurulu bulunmayan ve ticaret hayatında pasif durumda olan bu denli bir şirkette pay sahibi olan ortakların bilgi alma ve inceleme haklarının ihlal edildiğinin de açık olduğunu, izah edilen nedenlerin davalı şirketin feshini zorunlu kıldığını, salt külfet haline gelen …’nin feshine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili pay sahibinin payının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenip şirketten çıkarılmasına karar verilmesinin zaruri olduğunu bildirerek davalı şirketin uzun süreden beri kanunen gerekli olan organlarının mevcut olmaması nedeniyle TTK 530. kapsamında feshine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davalı şirketin herhangi bir faaliyet göstermemesi, zarar etmesi ve şirketin amacının gerçekleşmesinin imkansız olması nedeniyle TTK 531 kapsamında haklı nedenle feshine ve davalı müvekkilin ortaklık pay bedelinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değeri ile ödenerek şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa tebligat yapılmış davaya cevap verilmemiştir.
Davalı şirketin sicil dosyası örneği celp edilmiş, Torbalı Vergi Dairesinden gelen 16/06/2021 tarihli yazı cevabında davalı şirketin yazı tarihi itibariyle 431.639,79 TL, Torbalı Sosyal Güvenlik Merkezinden gelen 10/09/2021 tarihli yazı cevabından 3.336.701,53 TL tutarında borcunun bulunduğu bildirilmiş, alınan 11/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda: incelemeye konu … Eğitim A.Ş.’nin yönetim kurulunun görev süresinin 31.12.2018 tarihinde sona erdiği ve şirketin organsız kaldığı, yine şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesi nezdinde gayrifaal olduğundan hareketle 2019/Ekim ayı itibarıyla resen terk işleminin yapıldığı ve halihazırda şirketin gayrifaal, kar edemez, çalışamaz vaziyette olduğu, şirketin aktiflerinin mevcut öngörüler kapsamında pasifleri karşılayamaz vaziyette bulunduğu, 62.700.TL’lık sermayenin tamamen yitirildiği/zayi edildiği, şirketin borca batık vaziyette olduğu, mevcut haliyle davacının bahse konu … Eğitim A.Ş.den çıkmaya yönelik haklı sebeplerinin var olduğu görülmekle davacının ortaklıktan çıkma çıkarılma talebi yönünden haklı olabileceği anlaşılmış olup gerek bu hususta gerekse diğer tespitler konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Davalı şirketin son yönetim kurulu başkanına TTK’nun 530.maddesi gereğince tebligat yapılmış, dosyaya herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
Aşamada davacı vekili dosyaya verdiği 07/03/2022 tarihli dilekçesiyle davacının davalı şirketten çıkmaya yönelik haklı sebeplerin olabileceğini bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, ancak şirketin fesih prosedürünün işletilmesinin müvekkiline mali yük yükleyeceğinden müvekkilinin şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TTK’nun 410.maddesi ” (1) Genel kurul, süresi dolmuş olsa bile, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. Tasfiye memurları da, görevleri ile ilgili konular için, genel kurulu toplantıya çağırabilirler. (2) Yönetim kurulunun, devamlı olarak toplanamaması, toplantı nisabının oluşmasına imkân bulunmaması veya mevcut olmaması durumlarında, mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. Mahkemenin kararı kesindir.”
411.maddesi ” (1) Sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Esas sözleşmeyle, çağrı hakkı daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabilir… ” hükümlerini içermektedir.
Somut olayda davanın davacı tarafça davalı şirketin organ eksikliği nedeniyle feshine aksi kanaat halinde davacının ortaklık pay bedelinin ödenerek ortaklıktan çıkartılmasına karar verilmesi talebiyle açıldığı, davalı şirketin A grubuna ait 15.000 adet ve B grubuna adet 47.700 adet olmak üzere toplam 62.700 adet payda davacının 635 adet payının bulunduğu, yönetim kurulu üyelerinin süresinin dolmasının şirketin organsız bırakması sonucunu doğurmayacağı, TTK’nun 410 ve 411.maddeleri kapsamında genel kurul toplanarak yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar eski yönetimin görevine devam edeceği, bu nedenle organ yokluğu söz konusu olmadığından bu durumun haklı neden sayılamayacağı (Yargıtay 11. H.D 2016/14194 esas 2018/6167 Karar) öncelikle şirket ortaklarınca kanunda yazılı prosedüre göre genel kurulun toplanıp yönetim kurulunun seçimine yönelik yollara müracaat edilmeden açılan işbu davanın reddi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70 harcın peşin harç olarak yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansının bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/07/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır