Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/69 E. 2021/901 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/416
KARAR NO : 2021/866

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2018
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın 2015 yılı Aralık ayından 2017 yılı sonuna dek davalı … AŞ’ye ait alışveriş merkezi ve şubelerine, çeşitli kalemlerde yaş ve kuru meyve ve sebze tedariki sağladığını ancak şu an taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davalı firmaya teslim edilen ürünlerin müvekkili tarafından faturalandırıldığını ve cari hesap şeklinde ticaret yapıldığını, kanuna aykırı olarak asıl ve büyük firma olma durumunu kötüye kullanarak davalı yanca “ciro primi, kasa yıkama bedeli, nakliye bedeli, denetim bedeli, analiz bedeli, mağaza açılış bedeli, fiyat farkı, miktar farkı, reklam, iade bedeli ve benzeri” ve açıklamasız olarak faturalar kesildiğini ve işbu faturaların cari alacaktan düşülerek ödemeler yapıldığını, çeşitli isimler altında taraflarına gönderilen ve cari hesaptan düşülen söz konusu faturaların ve bunlara ilişkin bedellerin kanuna aykırı olduğunu, Tedarik ve Genel Satın Alma Sözleşmeleri’nde yer alan “ciro primi, analiz bedeli ve benzer faturaların düzenlenmesine imkan veren düzenlemenin” 6585 sayılı Perakende Ticareti’nin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 6. Maddesinde yer alan emredici kanun hükmüne aykırı olduğunu ve düzenlemenin TBK M.27 hükmü uyarınca kesin hükümsüz olduğunun açık olduğunu, davalının emredici hükümde olan kanun maddelerine aykırı olarak çeşitli kalemler altında müvekkilinden yasal olmayan kesintileri taraflarına fatura ettiğini ve cari hesaptan düştüğünü, büyük mağaza ve zincir mağazalarının küçük çapta tedarikçilerden aldığı ürünlere ilişkin olarak yapabileceği kesintierin yasal olması gerektiğini, ürünün talebini doğrudan etkileyecek nitelikte olması gerektiğini, davalı yanca müvekkilinden talep edilen bedellerin hiçbirinin yasal unsurları taşımadığını, ürünün talebini doğrudan etkilemediği gibi yasal unsurları da barındırmadığını bildirerek müvekkili şirketten yasaya aykırı olarak yapılan kesintilere ilişkin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birilkte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Ticaret A.Ş’nin … A.Ş tarafından satın alındığını, 31.08.2018 tarihi itibariyle … Ticaret A.Ş’nin müvekkili şirket ile birleştiğini ve bu hususun Ticaret Sicil Müdürlüğüne tescil edildiğini, dolayısıyla devralma yoluyla gerçekleşen birleşme neticesinde … Ticaret A.Ş’nin tüm aktif ve pasifleri ile birlikte devrolması nedeniyle ticaret sicil kaydı resen terkin olunmakla tüzel kişiliği ortadan kalktığından davalı tarafın … A.Ş olarak düzeltilmesini talep ettiklerini, taraflar arasındaki sözleşme gereği müvekkili şirketin defter ve kayıtlarının esas alınması gerektiğini, ilgili düzenlemeler çerçevesinde müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının tek delil olarak kabul edildiğine ilişkin olarak tarafların mutabık olduklarını, taraflar arasındaki sözleşme gereği sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümünde İzmir mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, davanın yetkisiz Karşıyaka Mahkemelerinde açıldığını, davacının 2015 yılından beri süre gelen bir ticari ilişki gereği kesilen ve bugüne kadar herhangi bir itirazda bulunmadığı faturalara kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, davacının basiretli tacir olarak söz konusu sözleşmeyi ve yıllık anlaşma formunu imzaladığını ve 2015 senesinden bu yana bu faturalara ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığını, davalı tarafın sebze ve meyve tedariki ile ilgili olarak sadece müvekkili şirketle çalışan bir şirket olmadığını, müvekkili şirket dışında piyasada başka firmalara da mal verdiğini, dolayısıyla davacının kayıtlarına işlediği faturaların davacı tarafından kabul edilen faturalar olduğunu, davacı tarafın iddialarının aksine müvekkili davalı tarafından kesilen bir kısım faturaların kanuna aykırı olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, Perakende Ticaretin Düzenlenmesi hakkında Kanun ve Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile alıcının tedarikçiden ürün talebini doğrudan etkilemeyen herhangi bir bedel talep edilemeyeceğini ve ürün bedelinden herhangi bir kesinti yapılamayacağını hükme bağladığını, müvekkili şirket tarafından davacı şirkete kesilen, ticari ilişkiye ve yasaya uygun olan faturaların 68585 sayılı yasanın 6. Maddesine aykırı olmadığının objektif bir inceleme ve değerlendirme ile görüleceğini, amacın tedarikçiyi hiçbir menfaat elde etmediği, hizmet almadığı suni bedelleri ödemekten korumak olduğunu ancak gerçekten hizmet aldığı durumlarda ise bu hizmetlerin bedelini ödenmesi gerektiğinin düzenlendiğini, müvekkili şirket tarafından kesilen hiçbir faturanın gerek kanuna, gerekse taraflar arasındaki sözleşme ve ticari teamül hükümlerine aykırılık teşkil etmediği gibi, kesilmiş olan faturaların ticari hayatın olağan akışına uygun ve müvekkili şirket tarafından davcıya nakliye, kasa yıkama v.b. hizmetlerin sağlanması nedeniyle kesilmiş ve bizzat davacı tarafından kabul edilerek cari hesaba işlen faturalar olduğunu, müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, mahkeme huzurda alacak talebine konu edilen tutarın davacı şirketin haksız olarak talep ettiği ve hiçbir şekilde ispat edemeyeceği mesnetsiz bir iddiadan ibaret olduğunu, davacı şirketin alacak talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, alacaklı olduğunu iddia eden davacının bu mesnetsiz iddiasını ispatla mükellef olduğunu bildirerek davacı tarafın haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… Esas …/… Karar sayılı yetkisizlik kararı sonucu mahkememize tevzi edilmiştir.
Genel Satın Alma sözleşmesi başlıklı 01/07/2015 tarihli sözleşme örneğinin incelenmesinde; sözleşmenin … A.Ş’nin tedarikçiden satın alacağı ürünlerin satın alma koşulları ve sözleşmeye aykırılık halinde uygulanacak çerçeve hükümlerini belirlemek amacıyla düzenlendiği, tedarikçi anlaşma formu başlıklı 6.2.1. maddesinde tedarikçi anlaşma formunda belirlenen sürelerde belirlenen yüzdelik üzerinden hesaplanacak ciro pirimi alacaklarının tedarikçiye düzenleneceği düzenlemesinin bulunduğu, sözleşmede tedarikçinin davacı şirket olduğu belirlenmiştir.
Davaya konu edilen ciro pirimi, kasa yıkama bedeli, nakliye bedeli, denetim bedeli, analiz bedeli, mağaza açılış bedeli, fiyat farkı, miktar farkı, reklam, iade bedeline ilişkin davacı cari alacağından yapılan kesintilere ilişkin dava konusu alacağı talep şartlarının mevcut olup olmadığı ve uyuşmazlık konusunda taraf kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bu yönde davacı tarafın defter ve kayıtları üzerinde talimat mahkemesi yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış, dosyaya verilen SMM bilirkişinin 11.07.2019 tarihli raporunda; davacı firmanın davalı firma adına tedarikçi firma olarak 2015 yılında çalışmaya başladığı ve 2017 yılı sonuna kadar çalışmaya devam ettiği, fakat 2018 ve 2019 yıllarında sadece alacağın devri nedeniyle cari hesap bakiyesi devrettiği, davacıya ait 2015, 2016, 2017 , 2018 ve 2019 yıllarına ait yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdikine ilişkin beratlarının zamanında yapıldığı, 2015 yılı Kasım ayında 668.995,08TL’lik satış yapılıp davalı firma tarafından toplam tutarı 16.296,52TL lik muhtelif faturalar mahsup edilerek 652.698,56TL alacak ile kapattığı, 2016 yılında 2015 yılından devreden bakiyeye ilave olarak 7.532.050,77TL lik satış yaptığı, 7.601.974,26TL tutarında ödeme ve fatura mahsubu yapılarak 582.775,04 TL alacaklı olarak kapattığı, 2017 yılında 2016 yılından devreden bakiyeye ilave olarak 4.206.214,91 TL tutarında satış yaptığı, 4.788.038,72 TL tutarında ödeme ve fatura mahsubu yapılarak 951,23 TL alacaklı olarak kapattığı, 2018 yılında devreden 951,23 TL ye karşılık 100,98 TL tahsilat yaptığı ve 850,25 TL alacağın 2019 yılına devrettiği, halen aynı miktarda alacaklı olduğunun görüldüğü, davacı firmanın dava konusu yaptığı ciro pirimi ve kasa yıkanma bedellerine ait faturaları kanuni defterlerine gider ve maliyet olarak işlediği ve davalı firmaya ait alacağından mahsup ettiği, ciro pirimi ve kasa yıkama bedeli gibi bedellere ilişkin faturaların düzenlenmesinde Katma Değer Kanunu, Vergi Usul Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu açısından herhangi bir sakıncanın olmadığını, davacının 2016 ve 2017 yıllarına ait itiraz konusu yaptığı ciro primi ve kasa yıkama bedellerine ait faturaları kabul ettiği ve yasal defterlerine işlediği, davacı firmanın yasal defterlerinde 2017 yılında çalıştığı diğer firmalardan da ciro primine ait faturaların bulunduğu, davalı tarafın davalı taraf ile imzaladığı tedarikçi sözleşmesinin 6.2.1 maddesinde ciro primi ile ilgili madde konulduğu ve imzalandığı, davacının dava konusu faturalar için TTK / 21 maddesindeki sürelerde bir itirazının bulunmadığı, Ekim 2017’den sonra satış yapılmadığı alacaklarının büyük bir kısmı tahsil edildikten sonra dava açıldığının görüldüğü, itiraz edilen faturaların taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümlerine göre kabul edilmesine aykırı bir durum olmadığının sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı taraf defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda, SMM bilirkişi tarafından verilen 18.11.2019 tarihli raporda; davalının şekil şartlarına uygun olarak tutulmuş olan bu nedenle delil olarak kabul edilen ticari defterlerinin e-defter niteliğinde olduğunu, davacı ile ile davalı arasındaki ticari ilişkinin 2015 yılından başlayarak 2017 yılı sonuna kadar devam ettiği, 15.01.2018 tarihinde davacının bakiye borcu olan 100,98 TL’yi ödemesiyle cari hesabın kapandığı, davacının davalının kendisinden kesmiş olduğu ciro primleri ve kasa yıkama bedellerine ait faturalara itiraz ederek iadesini istediği, davacı ile davalı arasında imzalanan 01.07.2015 tarihli genel satın alma sözleşmesinin 6.2.1 maddesinde TAF’da belirlenen sürelerde TAF’a belirlenen yüzdelik oran üzerinden hesaplanacak ciro primi faturaları tedarikçiye düzenlenecektir” demekte olduğu, TAF sözleşmesinde bu oranın %4 olduğu , faturaların bu oran üzerinden düzenlendiği, davacının kesilmiş ve kendilerine gönderilmiş ve davalının kayıtlarındaki tutarı 465.847,76 TL olan bu ciro primi faturalarını davacının kabul etmediğine ilişkin bir itirazın dosyada bulunmadığı, davacının kesilmiş ve kendilerine gönderilmiş ve davalının kayıtlarındaki tutarı 92.185,84 TL olan kasa yıkama faturalarını davacının kabul etmediğine ilişkin bir itirazın da dosyada bulunmadığı, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan talebinin 10.000,0 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Aşamada davacı vekili 23/12/2019 tarihli dilekçesi ile talep edilen alacak miktarını 558.033,60TL olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
Davacı defterlerini inceleyen bilirkişiden davalı kayıtlarında tespit edilen 2015 yılına ait faturanın davacı kayıtlarında mevcut olup olmadığı hususunun tespiti yönünde ek rapor alınmasına karar verilmiş, SMM bilirkişi 12/01/2021 tarihli ek raporunda dosyada bulunan ve davalı tarafa ait kayıtlar incelenerek düzenlenen bilirkişi raporunun incelendiği, davacı tarafa ait kayıtların tekrar kontrol edildiği, davalı tarafından düzenlenen ve davalı tarafa ait inceleme raporunda tespit edilen 2015 yılına ait 17/12/2015 tarihli … … no.lu faturanın davacı tarafından kabul edilerek defter kayıtlarına işlendiğinin tespit edildiği, davalı tarafa ait inceleme raporu ile tespit edilen 2017 yılına ait iki adet kasa yıkama faturasının davacı kayıtlarında bulunmadığı, toplamda 10.314,14 TL farkın bu faturalardan kaynaklandığı, dosya içerisinde davacının dava konusu faturalar için TK 21.maddesindeki sürelerde bir itirazının bulunmadığı bildirilmiştir.
Davacı tarafa ait 2017 yılı Haziran ve Temmuz dönemine ait BA ve BS formları celp edilmiş, davacı kayıtlarını inceleyen bilirkişi raporunda belirtilen iki adet kasa yıkama faturasına ilişkin 13/06/2017 tarihli 5.001,31 TL ve 26/07/2017 tarihli 5.312,83 TL lik faturaların BA ve BS formlarında belirtilmediği anlaşılmıştır.
Dosyaya toplanan deliller alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; Somut olayda davacı tarafça … A.Ş ‘ye 2015 yılı Aralık ayından 2017 yılı sonuna kadar yaş ve kuru meyve ve sebze tedariki sağlandığı, davalı yanca ciro pirimi, kasa yıkama bedeli, nakliye bedeli, denetim bedeli, analiz bedeli, mağaza açılış bedeli, fiyat farkı, miktar farkı, reklam, iade bedeli ve benzeri şekilde açıklamasız olarak faturalar kesilerek cari alacaktan düşülmek suretiyle ödemeler yapıldığı, cari hesaptan düşülen faturaların ve bedellerinin 6585 ve 5957 Sayılı Kanunlara aykırı olduğu bildirilerek yapılan kesintilere ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL nin tahsiline yönelik iş bu davanın açıldığı, aşamada davanın 558.033,6 TL olarak ıslah edildiği, taraflar arasındaki tedarikçi anlaşma formu 6.2.1.maddesinde ciro pirimi faturalarının tedarikçiye düzenleneceğinin kabul edildiği, alınan bilirkişi raporuyla davacı tarafın 2016 ve 2015 yılı arasında ciro pirimi ve kasa yıkama bedeline ilişkin faturaları yasal ticari defterlerine işlediği nazara alındığında davalının belirtilen faturalardaki hizmetleri verdiğinin ve bu faturaların davacı tarafça benimsendiğinin kabulünün gerektiği, söz konusu faturaların taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde düzenlenebilecek faturalar niteliğinde olduğu ve bunlarla ilgili davalı tarafça yapılan kesintilerin taraflar arasındaki sözleşme kapsamına uygun olduğu, davalı kayıtlarında mevcut olup davacı kayıtlarında mevcut olmayan 13/06/2017 tarihli 5.001,31 TL ve 26/07/2017 tarihli 5.312,83 TL lik kasa yıkama bedeli faturalarına ilişkin hizmetin davalı tarafça verildiği hususunun ise sübut bulmadığı, bu nedenle davanın 13/06/2017 tarihi ve 26/07/2017 tarihli fatura bedelleri toplamı 10.314,14 TL üzerinden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 10.314,14-TL nin (10.000,00-TL sine dava tarihinden 314,14-TL sine 18/02/2020 tarihinden itibaren ) yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gerekli 704,56 TL harcın peşin ve ıslah harcı olarak alınan toplam 9.529,83 TL’den mahsubu ile bakiye 8.825,27 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafça peşin harç olarak yatırılan 704,56 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Kabul edilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Reddedilen miktar üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 44.435,95 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Davacı tarafça yapılan ilk dava gideri 41,10 TL, talimat dosya gönderim ücreti 48,50 TL, bilirkişi ücreti 1.100 TL, 5 tebligat gideri 70 TL, 12 elektronik tebligat gideri 62,00 TL, 1 posta gönderim ücreti 24,38 TL, 1 müzekkere gideri 43,00 TL, 1 dosya gönderme masrafı 17,63 TL olmak üzere toplam 1.406,61 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 25,99 TL’sının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça yatırılan gider avansının bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar tebliğden itibaren iki haftalık süre içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2021

Başkan…
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır