Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/604 E. 2021/237 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/604 Esas
KARAR NO : 2021/237

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;24/08/2020 tarihinde mülkiyeti davacıya ait … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile mülkiyeti …’a ait … sevk ve idaresindeki … plakalı araç arasında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, davalı … şirketinin ise kazada asli kusurlu olan araca ZMMS tanzim eden şirket olup müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre müvekkiline ait araçta 29.747,80 TL hasar olduğunun tespit edildiğini, davalı … şirketine yapılan başvuruya herhangi bir cevap verilmediğini belirtip fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak ikame edilen davada şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, tespit dosyasında yapılan toplam 1.630 TL nin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça dava açılmadan önce hasar bedelinin tespiti maksadıyla İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında rapor alındığından artık dava değeri bilinemeyeceğinden, alacağın belirsiz olduğundan bahsedilemeyeceğinden belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacı tarafın taleplerinin tespitine ilişkin gerekli evrakları göndermeden dava açıldığından eksiklik hak sahibi tarafından tamamlanmadığı sürece başvurunun yapılmamış sayılacağını, usule uygun başvuru yapılmadığından müvekkil şirketin temerrüde düşmediğini, müvekkilinin temerrüde düşmesinin dava şartı olup dava şartı yokluğundan başvurunun reddi gerektiğini, müvekkil şirket tarafından 24/10/2020 tarihli davacı tarafa gönderilen yazı ile aracın incelenmesi talep edilmiş olmasına rağmen davacı tarafından dönüş olmadığını, müvekkil sigorta şirketinin araç üzerinde araştırma ve inceleme yapılmasına imkan tanınmayarak adeta aracın incelemeden kaçırıldığı ve müvekkil sigorta şirketinin kaza ile hasar arasında uygun illiyet bağı olup olmadığının tespitinin önüne geçilmeye çalışıldığının sabit olduğunu, kusur oranlarının tespiti gerektiğini, araçta meydana geldiği iddia edilen hasar onarım tutarının çok yüksek olduğunu, zarar görenin makul tedbirler almak suretiyle kendi davranışı ile kaçınabilecek olduğu bir zararın tazminini zarar verenden talep edemeyeceğini, aracın kaskosu var ise zararın kasko şirketi tarafından karşılanıp karşılanmayacağının araştırılmasını, müvekkil şirketin sorumluluğunun kaza tarihi itibariyle benzer hasarlardaki onarım uygulamasına göre eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki parça bedelleri ile sınırlı olduğunu, faturalar dosyaya sunulmadan onarım bedelinin KDV sinden müvekkil şirketin sorumlu olmadığını, ekspertiz ücreti hususunun TTK 1426 maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini, kaza tarihinden itibaren faiz taleplerinin, avans faizi talebinin reddi gerektiğini belirtip davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
İzmir ve İstanbul Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne, davalı … AŞ, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne yazılan müzekkere cevapları dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizce celp edilen İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda özetle; Tespit konusu … plakalı araçta meydana gelen toplam hasarın 29.747,80 TL olduğu bildirilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları kapsamında dosya otomotiv bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi … 18/03/2021 tarihli raporda özetle; … plakalı araç sürücüsü …’ın olay esnasındaki davranışının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84 maddesinin ihlali niteliğinde olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ün olay esnasındaki davranışının 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nu ihlal eden bir davranışı olmadığı, … plakalı araçtaki hasar ile kazanın uyumlu olmadığı düşünüldüğünden hasar değerlendirilmesi yapılmadığı, hasar değerlendirilmesi yapılmadığından değer kaybı yönünden değerlendirme yapılmadığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde;24/08/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalıya ait … plakalı araç sürücüsü …’ın aracın ön kısmıyla … plakalı araca arkadan çarptığı ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84/d maddesinde düzenlenen “Araç sürücüleri trafik kazalarında arkadan çarpma hallerinde asli kusurlu sayılırlar”şeklindeki kuralının ihlali niteliğinde olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ün ise kazanın oluşumunda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nu ihlal eden bir davranışının olmadığı, trafik kazası tespit tutanağında sürücü ifadelerinde … plakalı araca diğer aracın arkadan çarptığının belirtildiği ancak bilirkişi tespit raporunda aracın önden ve arkadan hasarlandığının tespit edildiğinin belirtildiği, aracın önden hasarlandığına ilişkin tutanaktaki sürücü ifadelerinde herhangi bir açıklama bulunmadığından aracın önden ve sol ön tekerlek kısmından nereye çarptığı veya nasıl hasarlandığının anlaşılamadığı, aracın kaza ve kaza sonrası hasar fotoğraflarına ilişkin dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, hasar onarım faturası olmaması, davalı … tarafından aracın incelenmesinin talep edildiği ancak davacı tarafından bunun sağlanmaması, sigorta şirketi tarafından aracın incelenmesine yönelik bir açıklamanın olmaması, aracın önden ve sol ön tekerlek kısmından nereye çarptığı veya nasıl hasarlandığının anlaşılamaması, araçtaki hasar ile kazanın uyumlu olmadığının tespit edildiğinden hasar değerlendirmesinin yapılamadığı, hasar değerlendirmesi yapılmadığından değer kaybı yönünden de değerlendirme yapılamadığı anlaşılmakla, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan 54,40 TL nin alınması lazım gelen 59,30 TL den mahsubu ile kalan 4,90 TL nin davacıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm gününde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan 6183 sayılı kanun hükümleri kapsamında tahsiline,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulden anlatıldı.07/04/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)