Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/596 E. 2021/612 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/596 Esas
KARAR NO : 2021/612

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2020
KARAR TARİHİ : 18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı taraf arasında 10/05/2019 tarihli sözleşme ve eki zeyilnameler kapsamında bir hizmet sözleşmesi tanzim edildiğini, davalı taraf ile müvekkili şirketin 17/04/2020 tarihinde sözleşmelerini karşılıklı feshettiklerini, bu anlaşma sırasında zeyilnameler dahil işin yaklaşık %70’inin tamamlandığını, müvekkili şirket çalışanlarının ilgili şantiyede çalışırken davalıya ait depolarda söz konusu ürünleri stokta tuttuklarını, sözleşmenin feshi üzerine öncelikle sözlü olarak müvekkili şirketin şantiyedeki mallarını istediğini ancak davalı tarafa ait çalışanların davalı şirket yetkililerin talimatı olduğunu içeri gelemeyeceklerini ve malları teslim edemeyeceklerini söylediklerini, bu durum ile ilgili tartışmalar olduğunu ve müvekkili şirket çalışanlarının vaki durum ile ilgili 10/06/2020 tarihinde tutanak tuttuklarını, bu nedenle davalı şirket şantiyesindeki müvekkiline ait malların haksız bir şekilde alıkonulması nedeniyle alıkonulan malların iadesi, davalı şirketin veya şantiyede bulunan taşeronlar tarafından bilabedel kullanılan malların tespiti ile sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000 TL bedelin davalıdan alınarak müvekkili şirkete verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından 6100 sayılı HMK 127 maddesine istinaden belirsiz alacak davasının ikame edilemeyeceğini, uyuşmazlık konusu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenmesi gerektiğini, davacı tarafın sözleşme ile üstlendiği işi süresi içerisinde ve eksiksiz olarak teslim edemediğini, bunun üzerine davacı ile müvekkili şirket arasında sulhen fesih ve ibraname düzenlenerek tarafların 10/05/2019 tarihli sözleşmeyi feshederek birbirlerini ibra ettiklerini, davacı tarafın dava dilekçesinde iade edilmediğini iddia ettiği malları imzaladığı ibraname ile iddia etmediğini, davacı tarafın iş bu dava ile haksız menfaat elde etmek gayesinde olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 27/01/2021 tarihli celsesinin 3 nolu ara kararı ile “Davacı vekiline 1.500 TL bilirkişi ücretini mahkeme veznesine yatırmak üzere iki hafta kesin süre verilmesine, aksi halde dosyada usulü işlemlerin yapılamayacağı ve HMK 324/2 maddesi uyarınca bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına, (ihtarat yapıldı)” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelenmekle; tarafların uyuşmazlık noktalarının, Taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği bakımından eser sözleşmesi olduğunun kabul edildiği ancak davacı şirketin iddia ettiği malların davalı şirket bünyesinde bulunup bulunmadığı ve bu malların kullanılıp kullanılmadığının, 1.000 TL istenilen zararın ise belirsiz alacak olup olmadığının tespiti noktalarında toplandığı anlaşılmakla Medeni usul hukukunda süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir (HMK m. 90/1). Sürenin kanun tarafından önceden belirlenmesi bazı hallerde somut olayın niteliğine uygun düşmeyebilir. Bu gibi hallerde kanun sürenin miktarını önceden belirlemeyip, bu yetkiyi hâkime vermiş olabilir. Hâkim tarafa süre verirken, sürenin kesin olduğunu usulüne uygun verdiği ara kararda belirtebilir. Davacı tarafa ön inceleme duruşmasının 3 ve 4 nolu ara kararları gereğince kesin süre verimiş olup davacı tarafça kesin sürenin soruçları yerine getirmediği gibi alacağını da ispatlamayadığından davasının reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının ispatlanamayan davasının REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığı anlaşıldığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm gününde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan 6183 sayılı kanun hükümleri kapsamında tahsiline,
Dair MİKTAR bakımından kesin olarak verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulden anlatıldı.18/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

e-imzalıdır e-imzalıdır