Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/515 E. 2021/288 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/515 Esas
KARAR NO : 2021/288

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında tanzim ve imza olunan 01/10/2018 başlangıç tarihli Satın Alma Sözleşmesi gereğince davalının “… Mahallesi … Geçidi No:.. …” adresindeki işletmeyi sözleşme süresince açık tutarak bizzat çalıştırmayı, kapatmamayı, işyerini ve işletme ruhsatını başkalarına devir ve temlik etmemeyi, sözleşme konusu ürünleri satın almayı, satmayı, bulundurmayı, bira satışında azami gayret göstermeyi, TAPDK’dan her türlü izin almayı, yenilemeyi, müvekkil şirketten aylık 27,08 HL, yıllık 325,00 HL, toplamda 1.300,00 HL bira satın almayı, işbu sözleşme hükümlerinden herhangi birisine aykırı hareket ettiği takdirde müvekkil şirketten aldığı 200.000 TL katkı bedelini iade ile birlikte sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı müvekkil şirkete nakden ve def’aten ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmede kararlaştırıldığı üzere müvekkil şirket tarafından davalıya 200.000 TL üzerinde katkıda bulunulduğunu, davalının 250.000 TL katkıyı müvekkil şirketten aldığını, müvekkil şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini eksiksiz ifa ettiği halde davalının sözleşme konusu işletmeyi kapattığını, açık tutarak bizzat çalıştırmadığını bu nedenlerle sözleşme konusu ürünleri satın almadığını, satmadığını, bulundurmadığını, asgari satın alma taahhüdünü yerine getirmediğini ve sözleşmeyi ihlal ettiğinin tespit edilmesi nedeniyle İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, davalının alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla itirazı nedeniyle icra takibinin durduğunu belirtip cezai şarta ve fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere davalının yetkiye ve borca itirazının iptaline, takibin devamına , %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkilinin esnaf olup tacir olmadığını, dosyanın yetkili Kırklareli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini, işyeri ruhsatının birahane olarak alındığını, iddia edildiği gibi sözleşmeye aykırı olarak iş yerinin kapandığının söz konusu olmadığını, pandemi sürecine kadar davalının işyerini eksiksiz açık tuttuğunu ve bizzat çalıştırdığını, işyerini ve ruhsatı başkasına devir etmediğini, satışa konu malları azami gayret ile satmaya çalıştığını, sözleşme kapsamında tazminat doğuracak bir fiilin davalı tarafından yapılmadığını, müvekkilinin sözleşmeye uymadığına ilişkin herhangi bir ihtarname ile dahi uyarılmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, sözleşmeden kaynaklı bir ödeme alınmasının söz konusu olmadığını, taraflar arasında cezai şart gerektirecek bir husus doğmadığını belirtip davanın yetkisizlik kararı verilerek reddine karar verilmesini, davanın reddine karar verilerek %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini beyan etmiştir.
Mahkememizce Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne, Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ve Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkere cevapları dosya içerisine alınmıştır.
Dava, İİK nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava sayılır. Anılan Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Somut olayda uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan Satın Alma Sözleşmesi kapsamında davacı tarafın davalıya vermiş olduğu 200.000 TL katkı bedelinin tahsili için davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın iptali, takibin devamı, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine yönelik olduğu, 6102 sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği, Esnaf ve Sanatkarlar Odası’ndan gelen yazı cevabına göre davalının esnaf olduğunun anlaşılması sebebiyle dosyada mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının Esnaf Odası’nın yazısından da anlaşılacağı üzere esnaf olması nedeniyle görevli mahkeme İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan görev yönünden davanın usulden REDDİNE,
Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın gönderilmesi hakkında başvuru talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK.nun 331/2. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulden anlatıldı.28/04/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)