Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/469 E. 2022/571 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/469 Esas
KARAR NO : 2022/571

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2020
KARAR TARİHİ : 29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ki arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş, yapılan görüşmeler anlaşamama ile sonuçlandığını, müvekili “… … İnşaat” isimli şahıs şirketi ile dekorasyon ve dış cephe kaplama işleriyle ilgili hizmet verdiğini, davalı şirketin İzmir/Bornova ………ADA, …….Parselde kain şantiyenin istinat duvarı kaplaması ve dış cephe kaplaması işi, (anlaşma değeri 90.000. TL), …/Ulucak ……. köyü ……Parselde bulunan 14 adet villa bulunan sitenin villalarının kaplanma işi, (Anlaşma değeri 343.000 TL), ……. Ada ……parselde bulunan villanın kaplama işi (Anlaşma değeri 60.000 TL), …Caddesi no:1 adresli Ofis içerisinde yapılan şelale ve dışarıya yapılan dekoratif kaplama işleri (Anlaşma değeri 20.000) olmak üzere toplamda 513.000 TL bedelli iş için taraflar anlaştıklarını, müvekkili anılı işleri eksiksiz tamamlayıp teslim ettiğini, anlaşılan edimlerin müvekkili tarafından ifa edildiğine dair keşif yapılmasını ve yapılan işlerin mahkemece de bizzat görülmesini talep ettiklerini, yine işlerin ifasına ilişkin resimler dosyaya sunulduğunu, anlaşma gereği müvekkilinin sayılan işleri tamamlamış ancak davalı yan ödemeyi ertelemek ve zaman kazanmak amacıyla ödemeyi nakit yapmak yerine bir kısım menkul ve gayrimenkulün devrini teklif ettiklerini, alacak toplamda 580.000 TL olarak revize edilmiş ve karşılığında ise davalı muaccel hale gelmiş para borçlarının karşılığında İzmir … Mahalllesi ……. ada …parsel… Kat sağ tarafta bulunan taşınmazı 220.000 TL borcu karşılığı, İzmir … Mahallesi 405 ada 1 parsel 3. Kat sağ tarafta bulunan taşınmazı 220.000 TL borcu karşılığı, 2007 model Mercedes Vito Viona aracı 80.000 TL borcu karşılığı, İzmir İli … İlçesi … Mahallesi 170 ada 4 parselde bulunan 575 metrekare arsayı 60.000 TL borcu karşılığı müvekkiline devretmeyi taahhüt ettiğini, ancak davalı yan anılan yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi muaccel hale gelmiş para borcunu da ödemediğini, taraflar arasında düzenlenen ve ilgili dairelerin inşaat ve müvekkiline teslim şartlarını düzenleyen “… İnşaat daire Satış Sözleşmesi ve Özellikleri” başlıklı 09.08.2019 tarihli sözleşme incelendiğinde görülecektir ki davalı yan, inşaat ruhsatının alınmasından itibaren en geç 18 ay içinde müteahit olarak yapımını üstlendikleri her iki dairenin de müvekkiline devrini kabul ettiklerini, ancak ilgili sözleşme de belirtilen taşınmazlardan … Mahalllesi 318 ada 8 parselde bulunan taşınmaz için 31.12.2018 tarihinde ruhsat onayı alınmış olmasına rağmen aradan geçen 18 aydan uzun süreye rağmen davalı taşınmazı devretmediklerini, İzmir … Mahallesi …… ada…. parsel üzerinde ki taşınmazın ise ruhsatı iptal edildiğini, o halde müvekkilinin yaptığı dekorasyon işlerinin karşılığı olan ve ödemesi yapılmayan 440.000 TL para alacağının muaccel olduğunun kabulü gerektiğini, “… İnşaat daire Satış Sözleşmesi ve Özellikleri” başlıklı sözleşmelerin ödemeler tablosu başlıklı kısmının “iş karşılığı tamamı alındı” beyanı içerdiği görüldüğünü, ilgili kayıttan müvekkilinin üzerine düşen dekorasyon ve kaplama işlerini eksiksiz tamamladığı ve sözleşme karşılığı ödemelerin tamamına hak kazandığı açıkça anlaşıldığını, sözleşmeler üzerinde ki “iş karşılığı tamamı alındı” ibareleri müvekkilinin kendi edimini eksiksiz tamamladığı yönünde yazılı delil oluşturduğunu, sözleşmede ki işin tamamlandığına ilişkin borçlu beyanı taşınmaz satış vaadinden farklı olarak resmi şekil şartlarına tabi olmadığından geçerli olduğunu, müvekkilinin vadesi gelmiş bir para alacağı mevcut olduğundan somut olayda ihtiyati haciz şartları oluştuğunu, davalı şirket taahhütlerinden kurtulmak, ödemeden zaman kazanmak ve borçlarını ödememek için pek çok hileli yönteme de başvurulduğunu, davalı yan … İlçesi’nde pek çok kat karşılığı inşaat projesi üstlenmiş, üstlendiği bu işleri ya usulsüz yapmış ya da yapmamış ve pek çok kişinin mağduriyetine neden olduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görülmekte olan 2020/907 soruşturma numaralı dosya da … isimli şüpheli/müşteki şahıs davalı şirket sahibi … ile aralarında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını ancak inşaata başlanmadığını, …’in arsayı geri vermediğini, bu nedenle aralarında husumet doğduğunu, …’in oğlunu dövdürdüğünü ve kendisini de tehdit ettiğini beyan ettiğini, yine … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2019/456E sayısıyla görülmekte olan dosyada … villa yapmak amacıyla orman arazisini genişletmek suçuyla yargılandığını, davalı şirket sahibi hileli işlemler yapmayı ve taahütlerini yerine getirmemeyi alışkanlık hale getirdiğini, davalı yanın … 2. Noterliği’nde düzenlenen 12.04.2017 tarihli taşınmaz satış vaadi gereği sözleşmenin tarafı 3. Kişi arsa sahiplerinde taşınmaz devri alacağı bulunduğunu, ilgili sözleşmede iş süresi ruhsat tarihinden itibaren 18 ay olarak düzenlendiğini, taşınmazın yapı ruhsatı ise 31.12.2018 tarihinde alındığını, dolayısıyla taşınmazın Temmuz 2020 itibarıyla borçlu şirkete devri gerektiğini, ancak şirket kendi alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla bu taşınmaları üzerine almamakta, doğrudan taşınmaz sahiplerinden 3. kişilere devrettiğini, ilgili şirketin hali hazırda inşaatını tamamlamak üzere olduğu ve taşınmaz satış vaadi anlaşması nedeniyle hak sahibi olduğu taşınmazlar kuvvetle muhtemelen kısa süre içerisinde 3. Kişilere devredileceğini, ihtiyati haciz kararı alınamaması halinde şirketin devir alacağı olan taşınmazlar 3. Kişilere devrolacak ve bir daha ilgili şirketten herhangi bir tahsilat yapılması mümkün olmayacağını, çünkü borçlu şirket sahibi şirketlerin aktiflerini kaçırıp şirketleri borç altında bırakmakta ve sonrasında yeni şirketler kurarak aynı işlemleri tekrarladığını, ihtiyati haciz kararı alınması somut olayda dava neticesinin elde edilebilmesi için zaruri olduğunu, her ne kadar hukukta şirket ortaklarının şirket borçlarından sorumluluğunun bulunmadığı kabul edilse de Medeni Kanun’un 2. Maddesi gereği tüzel kişiliğin kötü niyetli kullanıldığı durumlarda tüzel kişilik perdesinin kaldırılabileceği ve şirket ortaklarının da tüzel kişinin borçlarından sorumlu tutulabileceği kabul edildiğini, davanın kabulüne ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000 TL’nin arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle davalı şirketten alınarak tahsiline, davalının borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının, karşı yan dinlenmeden ve öncelikle teminatsız, mahkemeniz aksi kanaatte ise uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini, tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını ve şirket sahibi …’in iş bu davada bildirilen şirket borçlarından müteselsilen sorumlu tutulmasını, …’in şirket borcundan sorumluluğunun kabul edilmemesi halinde terditli olarak teminat senedi gereği borcunun doğduğuna karar verilmesini, yargılama giderlerinin karşı yana yüklenmesini ve lehimize vekalet ücreti takdirine hükmedilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki sözleşmesi belirli bir hukuki ilişkiyle ilgili uyuşmazlıkta,belirli bir mahkemenin yetkilendirilmesi veya yetkisinin kaldırılması için taraflarca yapılan sözleşme olduğunu, yetki sözleşmesi ile taraflar bir uyuşmazlığın doğması halinde aslında yetkili olmayan mahkemeyi yetkili kılabileceğini, ayrıca taraflar münhasır yetkili bir mahkeme de belirleyebileceklerini, davanın, tarafların sözleşmenin 6.maddesinde yetkili kıldıkları … Mahkemelerinde değil de İzmir Mahkemelerinde açılması sebebiyle yetki itirazlarının olduğunu, müvekkili şirket iş karşılığı olarak değerleri davacı yana devretmek üzere anlaştıklarını, İzmir … Mahallesi 318 ada 8 parsel 2.kat sağ tarafta bulunan taşınmazı 220.000 TL borç karşılığı, İzmir … Mahallesi 405 ada 1 parsel 3.kat sağ tarafta bulunan taşınmazı 220.000 TL borç karşılığı, 2007 model Mercedes Vito Viona aracı 80.000 TL borç karşılığı, İzmir ili Kemal paşa İlçesi … Mahallesi 170 ada 4 parselde bulunan 575 metrekare arsayı 60.000 TL borç karşılığı yapılan sözleşmenin 2.maddesinde belirtildiği üzere ruhsat tarihinden itibaren 18 ay süreyle teslim edileceği yazdığını, yine aynı maddenin devamında olağanüstü haller durumunda sürenin satıcı tarafından belirleneceği ibaresi de yer aldığını, davacı yan, bu maddeyi bilerek sözleşmeyi imzaladığını, Müvekkil şirketin yüklenici olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği arsa sahibi inşaat %100 tamamlandıktan sonra mülkiyeti devreceğini, bu sebepledir ki mücbir sebep olan covid salgını sebebi ile inşaat %100 tamamlanamamıştır ve müvekkili şirkete mülkiyet geçmediğini, bu olağanüstü hal sebebi ile davacı yana devir gerçekleşemediğini, 2020 yılına girilmekle birlikte Çin’de covid-19 oalrak başlayan salgın, Avrupa ve diğer kıtalara yayılmış,ülkemizi de önemli ölçüde etkilemiştir.Salgın halkımızın sağlığını ciddi ölçüde tehdit ettiği için çeşitli önemler alınmasını mecbur kıldığını, bunun mucbir sebep olduğunu, mevcut sözleşmelerin taraflarının yükümlülüklerini yerine getirmeleri konusunda engeller yarattığını, bu engeller sonucunda da sözleşme edimlerinin ifa edilmemesi nedeniyle davaların açılması, sözleşme hükümlerinin uygulanabilirliğinin ortadan kalkması, sözleşmenin yeni oluşan duruma uyarlanması ile sözleşmelerin sürdürülebilirliği gibi sorunlar ortaya çıkardığını, davacı yan dilekçesinde müvekkilinin farklı işleriyle ilgili sorunlara değinildiğini, dava konusu ile alakası olmayan bu ithamlar sadece müvekkilinin ticari itibarını kötülemek için yapılan kötü niyetli açıklamalar yaptığını, davacı yanca ileri sürülen bir diğer konu da tüzel kişilik perdesinin aralanması meselesinin şartlarının oluştuğunu, bu teorinin şartlarının gerçekleştiğinin kabulü mümkün olmadığını, öncelikle asla kabul etmemekle birlikte şartlar gerçekleşmiş olsa dahi bu uygulama kanuni olmadığını, kural olmadığını, sadece bir istisna olduğunu ve sınırları belli, uygulanabilirliği açısından kuvvetli ve somut deliller de şart olduğunu, fakat davacı yanca herhangi bir delile dayandırılmadan sadece sözlü ithamlarla ileri sürüldüğünü, ileri sürülen, şahsi malvarlığı ile şirket malvarlığının özdeş hale gelmesi ve birbirine karışması şartının oluştuğu kabul edilemeyeceğini, … şirketin sahibi ve yöneticisi olduğunu, şirket hesabı ve şahsi hesabının iç içe geçmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, davacı yanca da bu durum varsayım olarak kaldığını ve delil niteliğinde somut bir şey mahkemeye sunulmadığını, teminat senedinde … yazmasının sebebi ise ,…’ in şahıs olarak şirketine kefil olmasındandır ve davacı yana güvence vermek istediğindendir. Bir borcun şirkettense şahıstan tahsili daha kolay bir yoldur ve … bu sebeple davacı yan problem yaşamasın diye şirketine iyi niyetle kefil olmuştur. Bu teminat senedi verilirken de şirket adına değil kendi adına bu işlemi gerçekleştiğini belirtmiştir. Kaldı ki davacı yan da tüm bu sürece ve niyete şahittir ve bunu bilerek kabul etmiştir. Davacı yan başından beri bilerek ve isteyerek hareket etmişken bu durumu özdeş hale gelmiş şahıs ve şirket hesabı olarak ileri sürmesi kötü niyetli olduğunu, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte, eğer müvekkili borcu ödeme konusunda temerrüde düşmüş olsaydı da davacının sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanabilmesi için öncelikle TBK ilgili hükümleri gereği müvekkiline müddet vermesi gerektiğini, davacı yanca, müvekkili şirkete gereken müddeti vermediğini, olması gereken kabul anlamına gelmemekle birlikte temerrüd söz konusu ise davacı yan önce müddet vermeliydi sonrasında da seçimlik haklarını kullanmaya gitmesi gerektiğini, tüm beyanları doğrultusunda davacının davasının ve taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT:
Davalı her ne kadar yetki itirazında bulunmuş ise de, davanın ticari dava olması nedeniyle İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, … Asliye Hukuk Mahkemelerinin ticari davalara bakmaya görev ve yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından davalının yetki itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı asil …’nin keşif mahallinde alının beyanında özetle; “…keşfe konu görmüş olduğunuz binanın ön cephe kaplaması tamamen tarafımızdan aradaki sözleşmeye uygun olarak yapıldıktan sonra binanın alt kısmında görmüş olduğunuz taş desenli dış cephe kaplaması ile aynı görünümde binanın üst kısmı da bu şekilde anlaşmaya uygun olarak yapıldığı halde, karşı taraf daha sonra alt kısmını aynen benim yaptığım gibi bırakmış, ancak binanın üst kısmını beyaz renkli şu görmüş olduğunuz yapay taş deseni tabir edilen kaplama ile kendisi değiştirmiştir, binanın ön yüzünün benim yaptığım hali ile olan tamamlanmış şekilde fotoğrafı mevcuttur, yine benim işçilerimin imalatını gösterir fotoğrafta mevcuttur, daha sonra neden bu şekilde değiştirdiklerini bilmiyorum, ayrıca şu görmüş olduğunuz ağaç görünümlü yapay korkulukta tarafımca yapılmıştır, aşağıya doğru bakıldığında kum çimentodan oluşan yapay ağaç görünümlü istinaf duvarı kaplama malzemesi de benim yaptığım şekilde halen bulunmaktadır, ben aramızdaki sözleşmeye uygun olarak bana verilen işi tamamladım…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı ……..’nun keşif mahallinde alınan beyanında özetle; “… ben taraflar arasındaki sözleşmenin içeriğini ve kaç TL tutarında olduğuna dair bilgi sahibi değilim, ancak benim … İlçesi … Mahallesi … Sokak …..adresinde bir adet daire bir adet arsam mevcuttur, daire müteahhit tarafından tamamlanmaksızın bana teslim edildiği için dış cephesini kendim yaptırdım, dairemin dış cephesini görmüş olduğunuz şekilde …’nin yaptığı taş kaplama ile aynı olacak şekilde yaptırmak istedim, araştırmam sonucunda bu işi …’nin yaptığını öğrendim, bu şekilde tanıştık, ben görmüş olduğunuz taş desenli dış cephe kaplamasını yapan fazla kişi olmadığı için detaylı araştırmam sonucunda …’ye ulaştım, ben keşif mahallindeki evin alt kısmındaki taş görünümlü dış cephe kaplamasının aynısını kendi evimde yaptırdığım hususunda tanıklık yapmak istedim, bu tür kaplamalar ve sıvası özel bir işçiliği ve tekniği gerektirdiği için bu tür işçiliği bilen istisnai kişiler olduğu için … ile anlaştım, evin içinde yapılacak bir kısım işler dahil kömürlük, balkonlar ve iki katlı evimin bir katının yarısını 6 ay önce götürü usulde 65.000,00 TL ödeyerek teslim aldım, müteahit evin dış cephe kaplaması yarım bırakmıştı, …’ye tamamlattım” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce dava konusu İzmir Bornova … adresinde bulunan taşınmaz üzerinde inceleme yapmak üzere 16.04.2021 günü saat 10:00’da keşif yapılmasına karar verildiği, inşaat mühendisi bilirkişi refakatinde yapılan keşif neticesinde dosya uyuşmazlık konularında inceleme yapılmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize ibraz edilen ayrıntılı gerekçeli 19/04/2021 tarihli raporda; … Mahallesi, … Sokak No:… adresinde bulunan yapının, dış cephe ve istinat duvar taş ve ahşap görünüm kaplamasını, Davacı …’nin tekniği ile yapıldığı, davacı …’nin işi tamamladığı ve teslim ettiği, sözleşmede bahsi geçen, Yapılacak İşler kısmında ilk sırada bulunan “…: 643 ada 3 parselde bulunan şantiyenin istinat duvarı kaplaması ve bina dış cephesi kaplama işi teslim edilmiştir.” İşi için belirlenmiş olan 90.0000 TL lik tutarın, işin tamamlanıp teslim edilmesinden dolayı, tamamının davacı …’nin hak ettiği kanaati oluştuğu rapor edilmiş, alınan bilirkişi raporu Mahkememizce yeterli ve hükme esas almaya elverişli mahiyette görülmüştür.
Dava; eser sözleşmesi kaynaklı alacağın tahsiline ilişkindir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde; davayı 373.000,00 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiş, talebini harçlandırmış ve karşı tarafa ıslah dilekçesini tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava konusu alacağın varlığı ve miktarı, alacağın muaccel olup olmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye istinaden tarafların edimlerini eksiksiz olarak yerine getirip getirmedikleri, davacı tarafın aradaki sözleşmeye uygun olarak dekorasyon ve dış cephe işlemlerini eksiksiz yapıp yapmadığı, davalı tarafın sözleşme hükümleri gereğince taşınmazları devir yükümlülüğünün oluşup oluşmadığı, davalının edimlerini yerine getirilmesinde pandemi sürecinin mücbir sebep sayılıp sayılamayacağı, tüzel kişilik perdelemesi bulunup bulunmadığı, noktalarında toplandığı,
Somut olayda; davacının, davalının yüklendiği inşaat işinde dekorasyon ve dış cephe kaplamaları işi karşılığında 513.000,00 TL bedel ile anlaştıkları, işlerin yapıldığı ve dava dilekçesinde sayılan işlerin tamamlandığı ancak davalının revize edilen muaccel 580.000,00 TL karşılığında, belirtilen 1 arsa 2 daire olmak üzere 3 taşınmaz ve arabayı belirtilen alacak karşılığında davacıya devretme taahhüdünde bulunduğu, bu hususun … Yapay Kaya Başlıklı ekledikleri sözleşmeden anlaşıldığı, devredilecek 2 daire için ise “… İnşaat daire satış sözleşmesi ve özellikleri” başlıklı 09.08.2019 tarihli sözleşme incelendiğinde, inşaatın ruhsatının alınmasından itibaren en geç 18 ay içinde müteahhit olarak yapımını üstlendikleri her 2 dairenin devrini kabul ettiğinin anlaşıldığı, ancak 318 ada 8 sayılı parseldeki taşınmazın ruhsatının 31.12.2018 tarihinde tamamlandığı halde dairenin devredilmediği,
405 ada 1 sayılı parselin ise ruhsatının iptal edildiğini belirterek 2 dairenin karşılığı alacakları 440.000,00 TL’nin muaccel olduğundan bahisle ihtiyati haciz isteminde bulunduğu, davalılar vekilinin sözkonusu inşaatların %100 tamamlanmadığından arsa sahiplerinin mülkiyeti devretmediklerinden dairelerin taraflarına geçmeyen mülkiyeti devretmedikleri, borcu ödeme konusunda temerrüde düşmediklerini iddia etmişse de, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da;
Davacı …’nin işi tamamladığı ve teslim ettiği, sözleşmede bahsi geçen, “Yapılacak İşler” kısmında ilk sırada bulunan “…. … ada 3 parselde bulunan şantiyenin istinat duvarı kaplaması ve bina dış cephesi kaplama işi teslim edilmiştir.” İşi için belirlenmiş olan 90.0000 TL lik tutarın, işin tamamlanıp teslim edilmesinden dolayı, tamamının davacı …’nin hak ettiği anlaşıldığı,
Diğer işler ve anlaşma bedellerine dair esas itibari ile bir ihtilaf bulunmadığı, bu cihetle keşfe ve bilirkişi incelmesine tevessül edilmediği, edimler ve bedeller ittifakla davacı ve davalının kabulünde olduğu,özü itibari ile davalının mücbir sebep, Covid 19 ve sonrasına dair ekonomik şartlardan ötürü ifa imkansızlığı/ifanın pek ziyade güçleşmesi hallerine istinad ettiği, bu sebeple kendilerine süre de verilmediği,
Olması gerekenin sözleşmenin uyarlanmasının olacağı, hakkaniyetin bunu icap ettirdiği şeklindeki cevap dilekçesi ve safahatteki beyanları doğrultusunda ifanın güçleşmesi/imkansızlaşması ve sözleşmenin uyarlanması kurumları açısından dava konusu hadise değerlendirildiğinde mücbir sebep olarak belirtilen ekonomik şrtlar ve diğer sebepler dairesinde ispat yükünün davalıda olduğu, mücbir sebebp ve uyarlamaının salt pandemi ve genel ekonomik duruma istinaden değil subjektif anlamda ifayı zorlaştırması ya da imkansız hâle getirmesi açısından delil ve olgular ile ispat edilmesinin gerektiği, ancak bu uğurda ispatvasıtalarının bulunmadığı da nazara alınarak;
Açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1- Davacının davasının KABULÜ ile;
a-)Alacak olarak … yönünden, 373.000 TL alacağın 15.09.2020 dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-) Alacak olarak … Hafriyat Nakliye ve Gıda Limited Şirketi yönünden, 373.000 TL alacağın 15.09.2020 dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 25.479,63 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.707,75 TL peşin harç ve 4.663,00 TL ıslah harcının toplamı 6.370,75 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 19.108,88 TL’nin davalıdan alınmasına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 34.560,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.707,75 TL peşin harç, 7,80 TL vekalet harcı, 4.663,00 TL ıslah harcı, 59,30 TL istinaf karar harcı, 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 61,50 TL e-tebligat masrafı, 100,00 TL tebligat masrafı, 110,00 TL posta masrafı, 550,00 TL bilirkişi ücreti, 0,50 TL KEP ücreti, 150,00 TL ATGV araç ücreti, 419,90 TL keşif harcı toplamı 8.046,25‬ TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-HUAK 18/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00 TL arabulucuk giderinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
8- Davalı tarafından yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair ; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 341. v.d.maddeleri gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/06/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza