Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/380 E. 2022/32 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/380
KARAR NO : 2022/32

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2020
KARAR TARİHİ : 19/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı, borçlu şirket aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı dosyasıyla dosya borcuna itiraz eden şirket aleyhine toplamı 3 adet fatura alacağından dolayı takip başlatıldığını, borçlu şirketin dosya borcuna ve tüm ferilerine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlu şirketin itiraz dilekçesinde davacıdan mal aldığını açıkça ikrar ettiğini, borçlu şirketin malın ayıplı olduğu yönünde iddasının olduğunu, fakat bu iddiasını yargıya taşımadığını, herhangi bir tespit yaptırmadığını ve bir girişimde bulunmadıklarını, malların Almanya’ya transferinin borçlu şirket tarafından yapıldığını, davalının ürünleri anlaşmaya uygun şekilde ve zamanında teslim ettiğini, malların fuar zamanında borçlu şirketin elinde hazır bulunduğunu, davalı borçlunun sorumluluktan kaçmak ve müvekkilini zor durumda bırakmak amacıyla yapmış olduğu itirazların haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve takibi durdurmaya tahsili geciktirmeye yönelik olduğunu, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, borçlunun takip konusu borcu ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sindean az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava dilekçesindeki hususların doğru olmadığını, davacı yanın tacir sıfatına sahip olmadığını, bu konunun araştırılmasını istediklerini, müvekkili şirketin davacıdan siyah renkte boyasız yeri olmayan paslanmaz mobilya ayakları talep ettiğini, davacının gönderdiği malların ayıplı olduğunu, alınan malların bir kısmının yarı boyalı bir kısmının tamamen boyasız olduğunu, birçok ayakta gönye kaçağı kaynak kalıntısı, kaynak bozukluğu olduğunu, malların bir haftada gönderilmesi gerekirken 3 hafta sonra gönderildiğini, Almanya’da yapılan fuarda müvekkilin iş bu ayaklar nedeniyle mağdur olduğunu, malların fuarda toplatıldığını, müvekkilin Alman firması ile olan anlaşmasının iş bu hatalı ürünler nedeniyle bozulduğunu, müvekkilin zarara uğradığını, ürünlerin ayıplı olduğunun davacı yana iletilmiş ise de herhangi bir işlem yapılmadığını, davacının icra takibi başlattığını, ürünleri geri almaktan kaçındığını, müvekkilinin zararının da karşılanmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, haksız davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur
İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı takip dosyası ile davacı tarafından davalı aleyhine fatura alacağının tahsili amacıyla toplam 8.604,12 TL asıl alacak için, icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliği ile süresi içinde alacak ve fer’ilerine yapılan itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Dosya uyuşmazlık konuları ve alacak miktarı bakımından inceleme yapılmak üzere SMMM bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi … ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; davacı tarafın, 6102 Sayılı TIK.m.64 ve VUK 182 gereğince mecburi olan 2019 yılına ait ticari defterlerinden yevmiye ve envanter defteri noter açılış tasdikinin VUK’na uygun zamanında tasdik edildiği, Defteri Kebir noter açılış tasdiki ile yevmiye defteri noter kapanış tasdikinin yapılmadığı, davacının 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının (HMK md.222 TTK 64 (Mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliğine haiz olmadığı, davalı tarafın, inceleme yapılan 2019 yılı hesap döneminde sunulu ticari defterinin noter açılış ve kapanış tasdikinin V.U.K.’na uygun olarak zamanında yapıldığı, 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının (HMK md.222 TTK 64 (Mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, mal satışına ilişkin davalı şirkete irsaliyeli fatura düzenlendiği, teslim eden kısmında imzanın olduğu, teslim alan kısmında ise imza olmadığı, malların davalı şirkete irsaliyeli fatura ile tanzim tarihinde teslim edildiğinin varsayıldığı (Vergi Usul Kanunu’nun 231/5 inci maddesi gereğince) dava konusu asıl alacağı doğuran 3 adet faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, birbirini teyit ettiği, davacının takip tarihi itibariyle davalı’dan 8.201,00 TL. asıl alacağının olduğu, aynı tutarın davalı kayıtlarında da mevcut bulunduğu, faturalara davalı tarafın itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında ve davacı ticari defferlerinde yapılan incelemede herhangi bir ihtarname, evrak ya da belgeye rastlanılmadığı, Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.(6702 Sayılı TTK 21/2) ipli mal teslim edildiği iddiası ile ilgili davalı tarafça resmi bir yazışmanın yapılmadığı, ayıplı mal iddiası tespitinin uzmanlık alanım dışında olduğu, taraflar arası cari hesap ilişkisinin 22.03.2019 tarihinde başladığı, bu ilişki incelendiğinde sadece dava konusu 3 adet faturadan meydana geldiği, davalı tarafça herhangi bir ödemenin yapılmadığı, davacı tarafa ait BS Bildirim Formlarının incelenmesi: Davacı tarafın, mal satışına ilişkin davalı adına düzenlediği faturaları; (396 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ne göre) Mart/2019 döneminde BS bildirim formu ile KDV hariç olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’na bildirmediği, davalı tarafa ait BA Bildirim Formlarının incelenmesi: Davalı tarafın, mal alışına ilişikin davacı tarafın düzenlediği faturaları; (396 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ne göre) Mart/2019 döneminde BA bildirim formu ile KDV hariç olarak Gelir İdaresi Başkanlığı’na bildirdiği, taraflar arasında 6102 sayılı TTK’nın 89. maddesi hükümlerine göre imzalanmış bir cari hesap sözleşmesine rastlanılmamıştır. Taraflar arasında yazlı olmayan cari hesap benzeri ticari bir münasebet bulunduğu, bu ticari ilişkinin açık hesap ilişkisi olduğu, davacının gerçek usulde vergilendirildiği, 2019 yılı yıllık gelir vergisi beyannamesine göre; 2019 yılında bilanço hesabı esasına göre defter tuttuğu, vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Sıra No:504 gereği) 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 142.maddesine göre tacir sıfatına haiz olduğu, işlemiş Faiz: Davacı …dava dilekçesinde cari hesap alacağına ticari faiz uygulanmasını talep etmiştir. Davacı taraf tacir olup, işin de ticari nitelikte bulunması nedeniyle 4489 sayılı Yasa ile değişik 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesi gereğince ticari işlerde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için uyguladığı avans faizi oranında faiz talep edilebileceği, faiz başlangıç tarihinin; takip tarihi olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 27/09/2021 tarihli celsesinde Mobilya işlerinden anlayan bilirkişi de eklenmek suretiyle ek rapor alınmasına karar verildiği, dosyanın mobilyacı bilirkişi … ve SMMM bilirkişi … tarafından hazırlanan ayrıntılı ve gerekçeli raporda özetle; “davacıdan gelen ayıplı malzemenin halen fabrikada mevcut olduğunu, başka da bir işte kullanılamayacağı” iddiasının incelenmesi neticesinde; firma kurucu ortağı ve eski Yönetim Kurulu Başkan Vekili
… tarafından “söz konusu ürünlerin Almanya’da kaldığını oradan geri getirmenin mahiyetinin oldukça yüksek yolduğunu, ellerinde daha net fotoğrafların bulunduğunu, bu fotoğrafların tarafıma e-mail olarak gönderebileceğini belirtmişlerdir.” Bunun üzerine e-mail adresim kendisine verilmiş olup söz konusu ürünlere ait fotoğrafların e-mail ortâmında tarafıma gönderildiğini, Ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin hali hazırda mevcut olmaması nedeniyle yerinde inceleme yapılamadığı, ürünlerin teslimi sırasında kalite kontrol işleminin detaylıca yapılmadığı, taraflar arasında teknik şartname ve prototip üretim yapılmadığını, istenilen ürünün niteliklerinin tam olarak belirtilmediği, yüzeyler üzerinde bulunan düzlemsel alanların yüzeyler ile birlikte aralarında bulunan açıyı öçme amaçlı olarak 90’lık gönye kullanılarak tespit edildiği anlaşılmaktadır. Gönyenin kullanımı ve parça üzerinde tutulması teknik kurallara uygun olarak yapılmıştır. Fotoğraflar detaylı incelendiğinde hem kesim sırasında meydana gelen hem de ayakların morittajı sonrasında oluşan açıların 90 derece olmadığı köşe açılarının bozuk olarak kaynatıldığının gönye ile tespiti yapılmış ve ürün parçalarının gönyesinde olmadığı ve ayaklarda çarpıklık meydana getirdiği belirgin bir şekilde görülmektedir. Bu durum ürünün niteliğini etkileyen, kullanım amacına hizmet etmeyen bir durumdur. yine fotoğraflar incelendiğinde cıvata deliklerinin astar kumaşın altında kaldığı ifade edilmektedir. Ancak mevcut fotoğraflardan bunun anlaşılması oldukça zordur. Mevcut dosyadaki resimlerden teslim edilen malların bir kısmının yarı boyalı bir kısmının tamamen boyasız olduğu ifade edilse de bu durum dosyadaki fotoğraflardan anlaşılamamıştır. Metal çerçevelerin birleşim yerlerinde belirgin bir şekilde açıklıkların olduğu ve döşeme ayaklarının 1.5 cm kısa olduğu görülmektedir. Aynı zamanda bu uzunluk farkını tespit etmek için kullanılan metrenin teknik kurallara uygun bir şekilde tutulduğu, her iki parçanın da aynı yüksekliğe konularak ölçümün gerçekleştirildiği görülmektedir. taraflar arasında teknik şartname veya prototip üretim yapılmadığı ve aralarında tamamen söze dayalı bir anlaşma üzerinde üretim yapıldığının taraflarca kabul edildiği, taraflar arasında teknik sözleşme ve prototip üretim olmamasına ayakların baş ve duruş açıları hakkında bir bilgi verilmemesine rağmen genel beklenti özel bir durum olmadıkça bu açıların 90 derece olması yönündedir. Genel beklenti ayak duruş ve kesim açılarının 90 dereceden sapması ve ayak köşe birleşim yerlerinde açıklıklar olması durumunda ürünün kusurlu veya ayıplı. mal olarak nitelendirilebileceği, dava dosyasındaki fotoğraflara bakarak bu durumun net olarak anlaşılamayacağı kanaatine varıldığı, davalı tarafça yapılan itiraz gereği bilirkişi heyetinden ikinci ek rapor alınmasına karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ikinci ek raporda özetle; ayıplı mallara ilişkin itirazın ürünlerin Almanya’da olması ve fiziken incelenememesi nedeniyle davacı tarafından imal edilen ürünlerin ayıplı hatalı üretim olup olmadığının tespit edilemediği, taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme ve teslim sırasında kalite kontrole ilişkin belgeye rastlanılamadığı, sonuç olarak dava konusu 3 adet fatura alacağının tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, birbirini teyit ettiği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 8.201,00 TL asıl alacağının olduğu, aynı tutarın davalı kayıtlarında da mevcut bulunduğu bildirilmiştir.
Dava; İİK nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline ilişkindir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalının davacıya borcu olup olmadığının tespiti ile davacının davalı aleyhine icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmakla, mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre ; davacı tarafın, 6102 Sayılı TIK.m.64 ve VUK 182 gereğince mecburi olan 2019 yılına ait ticari defterlerinden yevmiye ve envanter defteri noter açılış tasdikinin VUK’na uygun zamanında tasdik edildiği, Defteri Kebir noter açılış tasdiki ile yevmiye defteri noter kapanış tasdikinin yapılmadığı, davacının 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının (HMK md.222 TTK 64 (Mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliğine haiz olmadığı, davalı tarafın, inceleme yapılan 2019 yılı hesap döneminde sunulu ticari defterinin noter açılış ve kapanış tasdikinin V.U.K.’na uygun olarak zamanında yapıldığı, 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının (HMK md.222 TTK 64 (Mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, mal satışına ilişkin davalı şirkete irsaliyeli fatura düzenlendiği, teslim eden kısmında imzanın olduğu, teslim alan kısmında ise imza olmadığı, malların davalı şirkete irsaliyeli fatura ile tanzim tarihinde teslim edildiğinin varsayıldığı (Vergi Usul Kanunu’nun 231/5 inci maddesi gereğince) dava konusu asıl alacağı doğuran 3 adet faturanın tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, birbirini teyit ettiği, davacının takip tarihi itibariyle davalı’dan 8.201,00 TL. asıl alacağının olduğu, aynı tutarın davalı kayıtlarında da mevcut bulunduğu, faturalara davalı tarafın itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında ve davacı ticari defferlerinde yapılan incelemede herhangi bir ihtarname, evrak ya da belgeye rastlanılmadığı, “davacıdan gelen ayıplı malzemenin halen fabrikada mevcut olduğunu, başka da bir işte kullanılamayacağı” iddiasının incelenmesi neticesinde; firma kurucu ortağı ve eski Yönetim Kurulu Başkan Vekili … tarafından “söz konusu ürünlerin Almanya’da kaldığını oradan geri getirmenin mahiyetinin oldukça yüksek yolduğunu, ellerinde daha net fotoğrafların bulunduğunu, bu fotoğrafların bilirkişiye e-mail yoluyla gönderildiği, Ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin hali hazırda mevcut olmaması nedeniyle yerinde inceleme yapılamadığı, ürünlerin teslimi sırasında kalite kontrol işleminin detaylıca yapılmadığı, taraflar arasında teknik şartname ve prototip üretim yapılmadığını, istenilen ürünün niteliklerinin tam olarak belirtilmediği, yüzeyler üzerinde bulunan düzlemsel alanların yüzeyler ile birlikte aralarında bulunan açıyı öçme amaçlı olarak 90’lık gönye kullanılarak tespit edildiği, Gönyenin kullanımı ve parça üzerinde tutulması teknik kurallara uygun olarak yapıldığı, fotoğraflar detaylı incelendiğinde hem kesim sırasında meydana gelen hem de ayakların montajı sonrasında oluşan açıların 90 derece olmadığı köşe açılarının bozuk olarak kaynatıldığının gönye ile tespiti yapılmış ve ürün parçalarının gönyesinde olmadığı ve ayaklarda çarpıklık meydana getirdiği belirgin bir şekilde görüldüğü, bu durumun ürünün niteliğini etkileyen, kullanım amacına hizmet etmeyen bir durum olduğu, yine fotoğraflar incelendiğinde cıvata deliklerinin astar kumaşın altında kaldığı ifade edildiği Ancak mevcut fotoğraflardan bunun anlaşılmasının zor olduğu, mevcut dosyadaki resimlerden teslim edilen malların bir kısmının yarı boyalı bir kısmının tamamen boyasız olduğu ifade edilse de bu durum dosyadaki fotoğraflardan anlaşılamamıştır. Metal çerçevelerin birleşim yerlerinde belirgin bir şekilde açıklıkların olduğu ve döşeme ayaklarının 1.5 cm kısa olduğu, aynı zamanda bu uzunluk farkını tespit etmek için kullanılan metrenin teknik kurallara uygun bir şekilde tutulduğu, her iki parçanın da aynı yüksekliğe konularak ölçümün gerçekleştirildiği, taraflar arasında teknik şartname veya prototip üretim yapılmadığı ve aralarında tamamen söze dayalı bir anlaşma üzerinde üretim yapıldığının taraflarca kabul edildiği, taraflar arasında teknik sözleşme ve prototip üretim olmamasına ayakların baş ve duruş açıları hakkında bir bilgi verilmemesine rağmen genel beklenti özel bir durum olmadıkça bu açıların 90 derece olması yönünde olduğu, genel beklenti ayak duruş ve kesim açılarının 90 dereceden sapması ve ayak köşe birleşim yerlerinde açıklıklar olması durumunda ürünün kusurlu veya ayıplı mal olarak nitelendirilebileceği, dava dosyasındaki fotoğraflara bakarak bu durumun net olarak anlaşılamayacağı, sonuç olarak dava konusu 3 adet fatura alacağının tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, birbirini teyit ettiği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 8.201,00 TL asıl alacağının olduğu, aynı tutarın davalı kayıtlarında da mevcut bulunduğu, İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… E. Sayılı dosyasında yapılan ilamsız takiplerde ödeme emri fatura alacağının yani asıl alacağın 8.201 TL olduğu, işlemiş faiz (ticari) tutarının 403,12 TL olduğu, toplam alacağın 8.604,12 TL olduğu, davanın 8.201 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, buradaki kısmen kabulden kastın asıl alacak bakımından olduğu, takibin asıl alacak 8.201 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek ticari (yıllık 19.50) faizi ile birlikte takibin bu miktar ve kısım bakımından iptaline ve takibin bu miktar bakımından devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davanın 8.201 TL üzerinden açıldığı bu nedenle davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri verilmesine yer olmadığı, asıl alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE izmir … İcra müdürlüğünün …/… E. Sayılı dosyasında asıl alacak 8.201 TL nin takip tarihinden itibaren işleyecek ticari (yıllık 19.50) faizi ile birlikte takibin bu miktar ve kısım bakımından takibin kısmen iptaline ve takibin bu miktar bakımından devamına fazlaya ilişkin talebin reddine
Asıl alacak likit olarak belirli olduğundan 8.201 TL nin %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine
2-Alınması gereken 560,21 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 103,92 TL nispi harcın mahsubu ile kalan 456,29 TL harcın davalıdan tahsili ile, Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından iş bu davada sarf edilen harç, bilirkişi ücretleri, posta ve tebligat masrafları olmak üzere 735,82 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davanın kabul oranına göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı lehine davacı tarafça davanın 8.201 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesine yer olmadığına, davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde resen iadesine,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulden anlatıldı.19/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır