Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/372 E. 2021/613 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/372 Esas
KARAR NO : 2021/613

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/08/2020
KARAR TARİHİ : 18/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28.04.2009 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken müvekkili davacı …’e çarptığını, kaza sonrası …’in ağır şekilde yaralandığını, kazadan sonra İzmir Adli Tıp Kurumu maluliyet raporuna göre %43 oranında malul kaldığını, kazada sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunu, konu ile ilgili İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde …Esas numaralı tazminat davası açıldığını ancak dosyanın takipsizlikten düşürüldüğünü, kazaya karışan aracın sigorta edilemediğinden dolayı Güvence Hesabına başvuru yapma mecburiyetinin hasıl olduğunu, başvuru sonrası ….. numaralı hasar dosyasının oluşturulduğunu ancak ödeme yapılmadığını, aynı kaza nedeniyle farklı bir vekil tarafından kusurlu olan sürücüye karşı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi …. Esas numaralı dava açıldığını ve kararın kesinleştiğini, ancak ödeme yapılmadığını, davalı kurumun olayda sürücü konumunda bulunan ile müteselsilen sorumlu olduğunu, 25.07.2017 tarihinde davalıya başvurularak zararın giderilmesi istendiğini, 08.08.2017 tarihinde taleplerinin reddedildiğini, müvekkilinin kaza sebebiyle oluşan maluliyetine karşılık şimdilik davalının başvuruyu reddetme tarihi olan 08.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber şimdilik 1000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ödenmesine ve yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini vekaleten karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın kazaya karışan plakası tespit edilemeyen aracın işleteni ve sürücüsü konumunda olan …’a ihbarını, davacının dava dilekçesi ekinde davaya ilişkin belgelerin taraflarına tebliğ edilmesi gerektiğini, aksi durumunda dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesini, davacı tarafın kaza nedeniyle uğramış olduğu zararların tazmini için müvekkili olduğu kuruma başvurduğu tarihte zamanaşımı süresinin geçtiğini, şirketin sorumluluğunun belirlenebilmesi için öncelikle aracın kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacının maluliyetinin belirlenebilmesi için ATK 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, davacı tarafin Sosyal Güvenlik Kurumundan almış veya alacak olduğu ödemelerin tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafından talep edilen tazminatların konusunda aktüerya alanında uzman bilirkişiler tarafından hazırlanacak raporla tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafın başvuru tarihinden itibaren avans işletilmesine yönelik talebinin yasal olmadığını ve kabul etmediklerini, öncelikle usul yönünden yapmış oldukları itirazların dikkate alınarak davanın usulden reddine, usul yönünden yapılan itirazların kabul görmemesi durumunda davanın beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizce davacının Ege Üniversitesi ATK Anabilim Dalı Başkanlığı’na sevki sağlanarak sürekli iş göremezlik oranı ile geçici iş göremezlik süresinin tespiti bakımından rapor aldırılmıştır.
Ege Üniv. Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan rapora göre; davacının davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik oranı olay tarihindeki yaşına göre %40,2 ve bugünkü yaşına göre %44 olarak tespit edilmiş, tıbbi iyileşme süresi 1 yıl olarak belirlenmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, dosya ve ekleri kusur ve hesap bilirkişilerine tevdi edilerek, tarafların davaya konu kazanın oluşumunda kusur oranları ve tazminat miktarlarının tespiti yönünden bilirkişilerden rapor aldırılmıştır.
Trafik Bilirkişisi …… tarafından düzenlenen 24/01/2021 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporunda özetle; Sürücü … 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 47/1-B maddesini ihlal ettiği, yaya …’in atfı kabil kusurunun olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Aktüerya Bilirkişisi …….. tarafından düzenlenen 28/04/2021 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporunda özetle; 28.04.2009 tarihinde meydana gelen kaza sonrasında yaralanan … için yapılan İş Göremezlik Tazminat hesaplamasında; Geçici İş Göremezlik Tazminatı kaleminden 6.016,63 TL, Sürekli İş Göremezlik Tazminatı kaleminden 219.368,53 TL olmak üzere 225.385,16 TL maddi zararının olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 18/05/2021 tarihli değer arttırım dilekçesiyle; sürekli iş göremezlik kaynaklı maddi tazminat talebinin 150.000,00 TL ye arttırarak söz konusu talebini harçlandırmıştır.
Dava; 28/04/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının sürekli iş göremezlik oranı ile geçici iş göremezlik süresi nedeniyle uğramış olduğu maddi zararlarının kazaya sebebiyet veren aracın ZMMS sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
6098 Sayılı TBK nun 54.maddesinin 3.bendinde çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıpların bedensel zarar kavramı içinde sayıldığı anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, kara yolu zorunlu mali sorumluluk(trafik) sigortası, bir motorlu aracın kara yolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan hukuki sorumluluğu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve kanun gereği yapılması zorunlu olan sigorta türüdür.
Davaya konu olay, 28/04/2009 tarihinde davacının yaya olarak bulunduğu dava dışı … idaresindeki aracın tek taraflı trafik kazasına karışması neticesinde davacının yaralanmasıyla sonuçlanmıştır.
Kaza sonucu, davacının %44 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, geçici iş göremezlik süresinin ise bir yıl olarak tespit edildiği, trafik kazasının oluşumunda davalı sigortalısı araç sürücüsü dava dışı …’ın %100 kusurlu bulunduğu, davacıya izafe edilecek kusur oranının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Eldeki davada, davalının dava dışı …’a ait aracın trafik (ZMMS) sigortacısı sıfatına haiz olup, dava dışı işletenin ve onun eyleminden sorumlu olduğu kişinin (sürücünün) kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde zarar gören davacıya karşı sorumludur. Bu nedenle, davalının, trafik kazası sonucu davacıda oluşan geçici ve sürekli iş göremezliğe ilişkin tazminatları poliçe limiti dahilinde karşılaması gerekmektedir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde toplanan delillerden, 28/04/2009 tarihinde meydana gelen davaya konu trafik kazası sonucu yaralanarak sürekli malul hale gelen davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 150.000,00 TL olduğu, davalı sigorta şirketinin tespit olunan zararın tamamından, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile poliçe teminat limiti dahilinde sorumlu tutulması gerektiği, Alacağın varlığı ve miktarları için yapılan yargılamada öncelikle davalının süresi içerisinde ileri sürmüş olduğu zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi gerekmekte olup davacı için alınan İzmir 1. Asliye Hukuk mahkemesinin ………. K sayılı ilamında %43 olduğu, mahkememizce alınan Ege Ünv. ATK raporunda ise maluliyet oranının %44 olup tıbbi iyileşme surecinin ise 1 yıl olduğu belirtilmiş olup alınan ATK raporunda da maluliyetin devam ettiği ve gelişen durum olduğu kanaatine varılmış olup tavan zamanaşımı süresi olan 10 yılık süre gelişen durumun öğrenilmesi tarihi olarakta Asliye Hukuk Mahkemisince alınan 04/07/2014 tarihli rapordan itibaren 10 yıllık süre geçmemiştir. Mahkemesizce alınan raporda da maluliyetin devam etmektedir. Keza Yargıtay 17 HD 25/02/2021 Tarih, 2020/893E., 2021/1975 K. sayılı ilamında da özetmle: 10 yılık zamanaşımın süresinin gelişen durumlar söz konusu olduğunda uyğulanacağı belirtimiş olup olayımız da uygulanması gerken süre 10 yıllık tavan zamaaşımı süresi olduğundan davalının zamanaşımı def’isinin Reddine, davalının trafik kazasına sebebiyet veren araç bakımından sorumluluğu bulunduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olan raporda hesaplanan 150.000 TL maddi tazminatın 08/08/2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davalının zaman aşımı itirazının Ege Adli Tıp Kurum raporunda belirtildiği üzere maluliyetin halen devam ettiği, dolayısıyla bu kapsamda Türk Borçlar Kanunu hükümleri kapsamında genel zaman aşımı olan 10 yıllık zaman aşımı süresi uygulanacağından ve bu süre dolmadığı anlaşıldığından davalı tarafın zaman aşımı itirazının REDDİNE,
Davacının davasının KABULÜ İLE 150.000 TL maddi tazminatın 08/08/2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Yasası gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 10.246,5‬ TL nispi ilam harcından, peşin alınması gereken 54,40 TL nispi harç ve değer arttırım nedeniyle alınan 515,00 TL tamamlama harcı indirildikten sonra kalan 9.677,1‬ TL harcın davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından işbu dava nedeniyle sarf edilen harç, bilirkişi ücreti, tebligat-posta masrafı olmak üzere toplam 1.764,6‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca, takdir ve tayin edilen 18.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde taraflara resen iadesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davalıdan 6183 sayılı kanun hükümleri kapsamında tahsiline,
Dair karar HMK 341 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile istinaf yoluna başvurabileceği belirtilerek davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulden anlatıldı.
18/10/2021

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …….
e-imzalıdır