Emsal Mahkeme Kararı İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/365 E. 2022/481 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/365 Esas
KARAR NO : 2022/481

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/06/2015
KARAR TARİHİ : 01/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; Bitlis ili Hizan ilçesinde arıcılık yaptığını, balların sevkiyatını yapmak üzere davalı kargo şirketi ile anlaştıklarını, taşıma için 1.100 TL kararlaştırıldığını, 07/12/2014 tarihinde iki işçi ile 86 adet tencere içerisinde 1750 kg balın … Kargoya teslim edildiğini, 1.100 TL taşıma bedelinin peşin ödendiğini, 10/12/2014 tarihinde nakliye sonrası ballar İzmirde davalı şirketten teslim alınırken balların akmış, tencerelerin ezilmiş olduğunu gördüğünü, 14 tencere balın verdikleri zararın görünmesi açısından Tatvan … Kargoya yeniden gönderildiğini, ballar için aldığı alüminyum tencere bedeli olan 2.150 TL sevkiyat sırasında 86 adet çuval bedeli olan 200 TL yükleme yapılması için tutulan işçinin parası 100 TL 86 tencere petek balın alış fiyatı ile 103.200 TL kar oranıyla birlikte 34.400 TL ihtarname ücreti 240 TL D.İş dosyası masrafı 780 TL olmak üzere toplam 142.170,00 TL zararının bulunduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakalrı saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne karar verilerek toplam zararının davalı taraftan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davaya konu taşıma bakımından sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca sorumlulukları olsa dahi tazmini istenen miktarın fahiş olduğu, davacının talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE & NETİCE VE KANAAT
İzmir 13.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …….Esas …… Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabul kısmen reddine, 64.800 TL davacı zararının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş ilgili hükmün davalı tarafından temyizi üzerine
Yargıtay 11 H.D.’nin 11/09/2018 tarih 2016/14188 – 2018/5106 E-K sayılı ilamı ile; “…Dava, taşıma sözleşmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinde görülür. Yine, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. 6100 sayılı HMK’nın 1/1. maddesi gereğince de mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olup aynı zamanda HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Davacı, davalı tarafından taşınan bal emtiasının hasar gördüğünü, malları müşterilerine teslim edemediğini, bu ballardan elde etmeyi umduğu gelirden mahrum kaldığını ileri sürerek tazmin talebinde bulunmuş olup dava taşıma sözleşmesine dayalıdır. Taşıma işleri 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun dördüncü kitabında düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 4/1-a maddesi uyarınca, TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları, ticari dava sayılır. Davacının mesleki amaçla hareket etmesi nedeniyle tüketici sıfatı taşımayacağı da gözetildiğinde tüketici mahkemelerinin görevli olduğundan söz edilemeyecektir. Bu durumda mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın ticaret mahkemesine gönderilmesine hükmetmek gerektiği…” gerekçesiyle bozularak mahkemeye gönderilmesi üzerine dosyanın yeni esas üzerinden yeniden ele alınarak incelendiği ve görevsizlik kararı verildiği görülmüş ve mahkememize tevzi edilen dosyanın mahkememizin ……esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; 27/05/2019 tarih ve ……. esas-…… karar sayılı kararı ile; Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddine, 64.800 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine;
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinde yapılan inceleme neticesinde 01/07/2020 tarih ….. esas-…… karar sayılı kararı ile “…Mahkemece hasarın her iki taraf kusuruna bağlı olarak gerçekleştiği kabul edilerek sonuca gidilmişse de, davalının “kasten veya pervasızca bir davranışta bulunduğu” ispat edilememiş olmakla, 6102 sayılı TTK 886. madde koşulları bulunmayan somut olayda tazminat hesabının taşıyıcının sınırlı sorumluluğunun düzenlendiği TTK 882. madde uyarınca yapılması gerekir. TTK 882. madde kapsamında yapılmadığı anlaşılan hesaplamaya dayanan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru değildir.
Ayrıca, kabule göre de, dosya içinde bulunan 06/12/2014 tarihli teslim tutanağında “14 adet hasarlı teslim” şerhini içeren tutanak bulunması karşısında taşıma konusu emtianın bütünü üzerinde hasarın varlığını gösterecek kabul gerekçelerinin de karar yerinde tartışılmaması ve aradaki süre dikkate alındığında muhafazaya ilişkin koşulların düşünülüp tartışılmadan teslimden dört ay sonra yapılan tespit raporundaki verilerin esas alınarak tazminat hesabının yapılması da doğru değildir.
Bu durumda mahkemece, davalı vekilinin somut itirazlarını da karşılayacak yeni bir bilirkişi raporu veya ek rapor alınarak oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile ve yetersiz olduğu anlaşılan bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA,” karar verilmiş ve mahkememizin 2020/365 esasına kaydı yapılmıştır.
İzmir 13.Asliye Hukuk Mahkemesince aldırılan 02/05/2016 havale tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde, balların zarar görmesinde her iki tarafın da ihmalinin bunduğu, balların satım bedelinin 86.400,00 TL olduğu, kusur oranlarına bakıldığında davacının 1/4 oranında, davalının 3/4 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı görülmüştür.
Dosyanın, dosya kapsamı ve uyuşmazlık noktaları ile Yargıtay bozma ilamı, İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin ……. D.İş sayılı dosyasında düzenlenen 28.04.2015 tarihli rapor ile İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/232 esas sayılı dosyasına sunulan 29.04.2016 tarihli bilirkişi heyet raporu da nazara alınarak, raporlar değerlendirilmek suretiyle çelişki meydana gelmesi halinde çelişki giderilecek şekilde rapor düzenlemek üzere resen seçilecek gıda mühendisi ve taşıma hizmeti konusunda ehil bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmiş, bilirkişi heyetinden alınan 26/04/2021 tarihli kök bilirkişi raporunda özetle;
08/12/2014 tarihinde ……. irsaliye numarası ile … Kargo A.Ş. Tatvan Şubesinden Doğanlar (İzmir) Şubesine sevkiyatı yapılan gönderinin (Karakovan-Petek bal) gönderinin 20/12/2014 tarihinde alıcıya teslim edildiği, teslimatta toplam 1720 kg. (86 kap-tencere) baldan 280 kg’lık kısmının hasar gördüğü, dosyada sunulu, gönderiye ilişkin görsellerde tencerelerin çuvallar içerisine konulduğu, çuvalların taşıyıcı tarafından etiketlendiği, etiketlemede ürün cinsi ve hassas taşımaya dair ibare konulmadığı, bazı çuvalların yırtık, çuvallar içerisinde bulunan tencere ve kapaklarının darbeli vuruk ve ezik olduğu, dava konusu “karakovan sepet petek balları “nın Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği ve Gıda Hijyeni Yönetmeliği’nin taşıma ve depolama ile ilgili maddelerine uygun olarak taşınmadığı, taşıma kaplarının bulaşma riskini en aza indirecek biçimde konulmadığı ve ambalajın (tencere) ve gıdanın hasarlandığı, gıdanın “petek bal” özelliğini kaybettiği, bu nedenle de satış değerini yitirmiş olduğu, gönderen olarak … belirtilmesine rağmen kargo taşıma belgelerinde gönderenin Karakaplan Ticaret olduğu, gönderinin, evsafına uygun olarak ambalajlama, paketleme, sabitleme ve etiketleme işleminin yapılmadığı, davalı tarafından yapılan taşıma işleminin birden fazla araca aktarma ve istifleme şeklinde yapıldığı, davaya konu edilen ürünlerin Türk Ticaret Kanunu 880. Maddesinde belirtilen tazminat üst sınırının, Davalının, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet vermemesinin ispatlanması halinde 39.106,65 TL olacağı, davalının, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği kanaatinin oluşması halinde tazminat tutarının 86.400 TL olarak hesaplanabileceği bildirildiği,
Dosyanın bilirkişi heyetine tevdii ile davalının itiraz ve beyanları da değerlendirilerek itiraz edilen hususlarda ek rapor alınmasına karar verildiği ve bilirkişi heyetinden alınan 05/10/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; gönderinin (bal) tamamının 86 kap (1.720 kg) olmakla birlikte yerinde yapılan tespitte gözlemlenen 70 kap (1.440 kg) balın olduğu ve tespiti yapılan bu balların tamamının hasar gördüğü, kargo teslim tarihi olan 10/12/2014 tarihi ile dava konusu emtianın yerinde yapılan tespit tarihi olan 24/04/2015 tarihi arasında 135 gün olduğu, dava konusu “karakovan sepet petek balları”nın Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği ve Gıda Hijyeni Yönetmeliği’nin taşıma ve depolama ile ilgili maddelerine uygun olarak taşınmadığı, taşıma kaplarının bulaşma riskini en aza indirecek biçimde konulmadığı, ambalajın (tencere) ve gıdanın hasarlandığı, gıdanın “petek bal” özelliğini kaybettiği, bu nedenle de satış değerini yitirmiş olduğu, davaya konu edilen ürünlerin 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 880. Maddesinde belirtilen tazminat üst sınırının, davalının, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet vermemesinin ispatlanması halinde 39.106,65 TL olacağı, davalının, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği kanaatinin oluşması halinde tazminat tutarının 86.400,00 TL olarak hesaplanabileceği bildirildiği,
Yargıtay bozma ilamının muhafaza şartlarına dair bozma gerekçesi nazara alınarak heyetteki ikinci bilirkişinin gıda mühendisi olması münasebetiyle 16/12/2014 tarihli teslimde delil tespiti tarihine kadar olan bozulma ve diğer hususlar yönünden ek rapor alınmasına karar verilmesi üzerine bilirkişi Bengi Avun Hasırcı’dan alınan 16/03/2022 havale tarihli ek bilirkişi raporunda; gönderinin (bal) tamamının 86 kap (1.720 kg) olmakla birlikte yerinde yapılan tespitte gözlemlenen 70 kap (1.440 kg) balın olduğu ve tespiti yapılan bu balların tamamının hasar gördüğü, kargo teslim tarihi olan 10/ 12/2014 tarihi ile dava konusu emtianın yerinde yapılan tespit tarihi olan 24/04/2015 tarihi arasında 135 gün olduğu, gönderide meydana gelen hasarın teslim tarihi ile tespit tarihi arasında geçen 135 gün (4 ay 14 gün)’lük süre ve depolama koşullarından dolayı olmayıp uygun olmayan taşıma koşulları ile ilgili olduğu ve taşıma sırasında meydana geldiği, dava konusu “karakovan sepet petek balları”nın Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği ve Gıda Hijyeni Yönetmeliği’nin taşıma ve depolama ile ilgili maddelerine uygun olarak taşınmadığı, taşıma kaplarının bulaşma riskini en aza indirecek biçimde konulmadığı, ambalajın (tencere) ve gıdanın hasarlandığı, gıdanın “petek bal” özelliğini kaybettiği, bu nedenle de satış değerini yitirmiş olduğu bildirilmiştir.
Dava, davacı ile davalı arasında yapılan taşıma sözleşmesine istinaden taşınan emtiaya verilen zararın tahsili istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, mahkememizce olaya ve oluşa uygun olduğu kabul edilen bilirkişi kök ve ek raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Yargıtay 11. . H . D ‘nin bozma gerekçeleri,
“…Davacının 86 adet tencere içindeki 1720 kg balı, çuvala sarılı şekilde 07/12/2014 tarihinde davalıya teslim ettiğini, taşıma sırasında oluşan hasar sonrası bal peteklerini kırılmış, akmış ve bal özelliğini kaybetmiş bir şekilde teslim aldığını iddia etmiş, İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi …….D.İş sayılı dosyasından 24/04/2015 tarihinde yapılan tespitte 70 adet farklı boyutlardaki tencereler içinde bulunan balın hasarlanmış, satış değerini yitirmiş olduğu tespit edilmiş, hükme esas alınan 29/04/2016 tarihli bilirkişi raporunda da tespit raporunda yer alan adet üzerinden ve taraf kusur oranları dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Davalı vekilince rapora itiraz edilmiştir.
Mahkemece hasarın her iki taraf kusuruna bağlı olarak gerçekleştiği kabul edilerek sonuca gidilmişse de, davalının “kasten veya pervasızca bir davranışta bulunduğu” ispat edilememiş olmakla, 6102 sayılı TTK 886. madde koşulları bulunmayan somut olayda tazminat hesabının taşıyıcının sınırlı sorumluluğunun düzenlendiği TTK 882. madde uyarınca yapılması gerekir. TTK 882. madde kapsamında yapılmadığı anlaşılan hesaplamaya dayanan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru değildir.
Ayrıca, kabule göre de, dosya içinde bulunan 06/12/2014 tarihli teslim tutanağında “14 adet hasarlı teslim” şerhini içeren tutanak bulunması karşısında taşıma konusu emtianın bütünü üzerinde hasarın varlığını gösterecek kabul gerekçelerinin de karar yerinde tartışılmaması ve aradaki süre dikkate alındığında muhafazaya ilişkin koşulların düşünülüp tartışılmadan teslimden dört ay sonra yapılan tespit raporundaki verilerin esas alınarak tazminat hesabının yapılması da doğru değildir.
Bu durumda mahkemece, davalı vekilinin somut itirazlarını da karşılayacak yeni bir bilirkişi raporu veya ek rapor alınarak oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile ve yetersiz olduğu anlaşılan bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir…”
Şeklindedir.
Yargıtayca kusur bakımından ” davalının “kasten veya pervasızca bir davranışta bulunduğu” ispat edilememiş” hususuna işaret edilmiş, bu sebeple 886.madde yerine 882.madde şartlarının oluştuğu belirtilmiştir.
Bozma öncesi safahat ve bozma sonrası dosya muhtevası itibari ile ” davalının kasten veya pervasızca bir davranışta bulunması” halinin ispatı açısından davalının aktif, icrai bir hareketi görülmemekle birlikte pervasızca hareket bağlamında değerlendirilebilecek surette ihmali davranışının bulunduğu açıktır. Zira alelade tencereler içerisinde ve tenceleri koli, kasa-sandık vb muhafaza edici eşya içinde değil yine alelade çuvallara doldurulmuş şekilde davalı tarafından kabul edilmiş ve bu hususiyetleri itibari ile taşınması kabul edilmiştir.
Davalı tarafın sözlşeme özgürlüğü ilkesi bağlamında, kanunen muhatabının sunduğu mal sebepli sözleşmeyi kabul zorunluluğu da bulunmaması sebepli uygun olmayan istifleme ve paketleme vb sebepli taşımaya konu ticari emtiayı reddetmesi gerekmektedir. Zira zaten gıda ürünü olan bir emtiayı özel raf veya bölmeler ile özel donanım ve aparat ile taşımayacağı, umumi olarak her nev’iden eşya ile birlikte alelade bir istifleme ile taşınacağı ortadadır ki bu hal de kasten/pervasızca davranışa muadil bir ihmali harekettir.
Aksi durumda TTK 878.maddede özel haller başlıklı maddenin b bendi itibari ile ” Gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlama.” hâli taşıtan taraf için mutlak bir sorumluuk, taşıyıcı için ise mutlak bir teminat ve kusursuzluk hali, objektif sorumsuzluk kaydı teşkil eder. Ancak kanunun ruhu ve amacı bakımından kanunkoyucunun böyle bir hal öngörmediği, halin icabı ve genel teamüller, ticari standartlar bağlamında yetersiz ambalajlamanın her halükarda taşıtan taraf için sınırsız ve istisnasız bir mükellefiyet getirmediği,
Basiretli tacir olan taşıma firmalarının da özellikle gıda vb hassas taşıma gerektiren eşyanın ambalajında bir standart araması ve taşımayı şarta tâbi kılması gerekmektedir. Örneğin dava konusu hadisede çelik sandık ya da kasa gibi muhafaza edici materyal içinde dava konusu malın teslimi davacıdan beklenemezse de ahşap kasa, sandık ya da metal konteyner gibi bir eşya içinde muhafaza edilmeksizin, tencelerin oval olması ve üstüste sandıklara birden fazla tencerenin konulmuş olması,
Bu şekilde bir emtiayı da aynı araç içinde ayrıca sabitleme, başka eşyalarla birlikte koymaksızın farklı bir bölüme veya yere koyma vb.bir hizmet sunumu yapmadan her türlü eşya ile birlikte taşınması halinde muhtemel ezilme-dökülme gibi neticelerin doğacağı halin icabı ve işin genel standartları itibari ile izahtan vrestedir.
Safahatteki bilirkişi raporlarında, özellikle delil tespiti sonrası tanzim edilen raporda da bu hususlar daha teknik olarak izah edilmiştir.
Esasen TTK 886. Madde “veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler” şeklindeki ibaresi ile ihmali davranışın da işbu madde kapsamında değerlendirileceğini ve ihmali davranışların da kasten veya pervasızca davranışa muadil olacağını hükme bağlamıştır.
Özellikle “veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler” ibaresi bakımından evvelki bozma ilamında bir değerlendirme ve tespit bulunmadığı için somut olay bakımından tekraren takdir ve değerlendirme imkanı bulunduğu neticesi hasıl olmuş ve bu hususun bozmada da işaret edilmemesi ciheti ile de bozmaya eylemli uyma yahut direnme kabilinden bir hâl teşkil etmeyeceği kanaati hasıl olmuştur.
” 06/12/2014 tarihli teslim tutanağında “14 adet hasarlı teslim” şerhini içeren tutanak” ile ilgili sübuta dair bozma gerekçelerine değinilecek olur ise mezkûr tutanağın fotokopisi dosyada mevcut olup aslı ibraz edilmemiştir.
İşbu tutanağın hukuki açıdan kıymeti, delil değeri noktasında bozma ilamına göre ayrıca ek raporda aldırılmış olup ispat hukuku noktasında bu tutanağın teslim esnasında tanzim edilen teslimi tevsik eden bir makbuz olduğu, tarafların kanun ve sözleşmeden kaynaklı haklarını sınırlayamayacağı,
Haddizatında tutanakta bahsi geçen ibarelerin iki taraflı iştiraken düzenlenmiş, ihtilafsız bir hususa dair olmayıp el yazısı le ayrıca yazılmış alelade bir kayıt olduğu, bu kayda dair maddi anlamda bir tespitin de davalı tarafça da hadise anında yapılmadığı,
Esasen tespite istinaden tanzim edilen raporda bahse konu 14 kap balın çıkış merciine iade edildiği, kalan 72 kap üzerinden teslim yapıldığı ve bu anlamda kalan 72 kapla ilgili teslimden tespit tarihine kadar muhafaza şartları açısından da ayrıca ek rapor aldırılmış;
Bu raporda da delil tespiti sonrası düzenlenen rapora atfen “bal peteklerinin kırılmış, bozulmuş,birbiri içine geçip bütünlüğü bozulmuş” olmasına dair tespitten hareketle bu halin malin evsafı ve kalitesine yönelik olması itibari ile malın tüketim ve satım kabiliyetine tesir eder vasıfta olduğundan ayrıca muhafaza yükümlülüğün olmadığı ve esasen bu durumun muhafaza süresi ve bu esnada davacının muhafaza yükümlülüğünden değil135 gün geçse de uygun olmayan taşıma koşulları kaynaklı olduğu, illiyet bağının kusurlu taşımadan ileri gelmiş olacağı,zira tencere ve kapakların da vuruk ve eziklerin, darbe ve isabetlerin bulunduğu belirtilmiştir.
Davacı ile davalı arasında davaya konu balların İzmire taşınması için taşıma sözleşmesi akdedilmiştir. Davacı 1720 kg balı 86 adet kapaklı alüminyum tencere içerisinde çuvala sarılı halde davalıya teslim etmiştir. Davalı taşımacının uzun mesafe taşıma ara aktarmaları, elleçmeleri, istiflemeleri dikkate alarak eşyayı taşımaya uygun hale getirmesini davacıdan istemesi veya kendisi istiflemeye uygun hale getirmesi gerekmesine rağmen bu hususlara riayet etmeden taşıma yaptığı, özenli taşıma yükümlülüğünü yerine getirmediği, nakliye sonrasında davaya konu balların petekli bal özelliğini kaybettiği ve satış değerini yitirmiş olduğu,
Davalının zararın meydana gelmesindeki kusurunun 3/4 oranında olduğu, davacının 27/05/2019 tarihli celsede ”önceki mahkemede kabul gören bilirkişice tespit edilen miktarlarla davanın kabulüne ilişkin beyanda bulunduğu,
Ayrıca mahkememizin bir önceki kararına münhasıran davalı taraf temyizi vaki olduğu anlaşılmakla,
Açıklanan gerekçelerle bozma ilamındaki gerekçelerin 1.si yönünden ilave ve farklı değerlendirme yapılp gerekçelendirilerek, 2.si yönünden de ilave araştırmalar yapılmak sureti ile;
Davacının davasının kısmen kabulü ile, evvelki kararın sadece davalı tarafça temyizi sebepli usuli müktesep hak ilkesi mucibince 64.800,00 TLnin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile,
Evvelki kararın sadece davalı tarafça temyizi sebepli usuli müktesep hak ilkesi mucibince 64.800,00 TLnin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 4.426,48 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 2.427,91 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.998,57 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre davanın kabul oranına göre takdir ve tayin edilen 9.224,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre davanın red oranına göre takdir ve tayin edilen 10.858,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından bozma öncesi yapılan;
Toplam 1.072,70 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 488,93 TL’si davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderinden kalan miktarın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından bozma sonrası yapılan;
46,00 TL e-tebligat masrafı, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.146,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 522,33 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından bozma öncesi yapılan;
Toplam 1.550,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 843,79 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan miktarın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından peşin yatırılan 27,70 TL başvuru harcı, 2.427,91 TL peşin harç, 206,30 TL keşif harcı, 143,50 TL Temyiz Yoluna Başvurma Harcı, 1.107,00 TL Temyiz Karar Harcı (Nispi), 44,40 TL istinaf Karar Harcı (Maktu), 121,30 TL İstinaf Yoluna Başvurma Harcı, 1.063,00 TL İstinaf Karar Harcı (Nispi) toplamı 5.141,11‬ TL.nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalının yatırdığı delil avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen davalıya iadesine,
8-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde re’sen davacıya iadesine,
9-Davalı tarafından bozma sonrası yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair ; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, Dair karar HMK 361 vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer mahkemeye verilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yoluna başvurabileceği belirtilerek;
Açıkça okunup usulden anlatıldı. 01/06/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza